JAWS: Kediler Secdede (Bölüm 3)
"Tırmıktan tesbihe, Miyavdan Amin’e..."
İstanbul da düşeli iki hafta olmuştu. Tüm dünya sustu. İnsanlar bodrumlarda saklanıyor, balkonlara "kediye dokunmadım, vallahi" yazıyordu. Ama o sabah... tuhaf bir şey oldu.
Bir sokak kedisi olan Minnoş, bir cami avlusunda titreyerek durdu. Kulakları düşüktü. Gözleri dolmuştu. Minareden yükselen sabah ezanı, Minnoş'un kalbinde bilinmeyen bir şeyi titretti. Ve o an... ilk defa tüyleri değil, vicdanı kabardı.
Minnoş başını yere eğdi. Kuyruğu kıpırdamadı. Sonra... secdeye vardı.
Müezzin bile şaşırdı.
Bir saat içinde başka kediler de camiye dolmaya başladı.
-
Tekirler abdest almaya çalıştı (ama hep suyla oynayıp dağıttılar).
-
Van kedileri saf düzenine geçmeye çalıştı (ama sürekli yer kavgası çıktı).
-
Bir sarman, imamın sarığını çaldı ama sonra özür dileyip geri getirdi.
O gün öğle ezanıyla birlikte Jaws da göründü. Cami avlusunun girişinde durdu. Gözleri hâlâ kırmızıydı… ama artık yaş da vardı.
Minnoş yaklaştı, miyavladı:
— “Ey Jaws… biz çok ileri gittik. Bu kadarına gerek yoktu. Lütfen, kendimize gelelim. Tüy döksek de kalp kırmayalım.”
Jaws başta direnmeye çalıştı. “Ben bir efsaneyim! Ben karanlığım! Ben... ben...” derken imam efendi kapıdan çıktı:
— “Oğlum madem bu kadar kudretliydin, niye konserve mamayı bile açamıyordun?”
Cümle cami avlusunda yankılandı. Jaws durdu. Kısa bir sessizlik...
Ve sonra... bir secde.
İşte o an, gökyüzünde bir yıldız kaydı.
Ve o gün öğle namazı, 437 kediyle birlikte kılındı.
Minberde imam, cami avlusunda Jaws…
Kediler tövbe etti.
Ertesi Gün Gazete Manşetleri:
-
"Jaws Tövbe Etti! İnsanlık Derin Nefes Aldı!"
-
"Müslüman Kediler, Geceleri Artık Ezber Çalışıyor!"
-
"Camide Patili Kalabalık: Halı Değişimi Yolda"
Ama bazı kediler hâlâ direniyordu…
Bir kısmı “Sufizm”e yöneldi.
Bir kısmı “Zen kedisi” oldu.
Ama bir kedi vardı ki: hala lazer ışığını bulursa içgüdüleriyle savaşamayacak kadar... günahkârdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder