29 Nisan 2018 Pazar

BAM KARARLARI




Ceza Genel Kurulu kararlarına dahi aykırı ve bazen olmayan CGK kararlarına dayanılarak verilen istinaf kararları bulunmakta. Umarım bunlar bir şekilde değerlendirilir. 

19 Nisan 2018 Perşembe

Kadınlar Denizi

Kadınlar Denizi esas olarak Kuşadası ilçesinin en iddialı mahallesi ve bu mahallede bulunan dünyaca ünlü mavi bayraklı sahilin adıdır. Bölgede çok sayıda irili ufaklı otel ve pansiyon bulunmaktadır. Deniz genel olarak dalgalıdır. Özellikle okulların kapanmasıyla sahil iğne atılsa yere düşmez kıvamına gelir.

Sahildeki evler ve binalar oldukça eskidir. Yollar genellikle dardır. Sahil kenarında yaklaşık 500-600 metre bir kordon bulunur ve burası deniz sezonunda gece geç saatlere kadar oldukça kalabalıktır. Sahilden, güneşin denize inişini izleyebilirsiniz. Bu kordonun kenarında çok sayıda kafe bulunmaktadır. Bir kısım oteller kıyı kanununa aykırı olarak sahili işgal etmiştir. Deniz sezonu açıldığında çok sayıda belediye görevlisi sahile şeritler çekerek şezlong ve şemsiye satmaya çalışır. Sözde öğrenciler adına para toplanmaktadır. Ancak ücretler çok da hesaplı değildir. Şezlong ve şemsiye zorla satıcılığı nedeniyle sahilde havlu alarak gelebileceğiniz yerler oldukça sınırlıdır.


Sahil oldukça ince bir kumdur. Sezon başlamadan önce muhtemelen elenmekte ve temizlenmektedir. Sahilde sezon başladığında Ege bölgesine has midyeciler, simitçiler, darıcılar sıklıkla gezelemektedir.

Araç park yeri oldukça büyük sorun oluşturmaktadır. Zaman zaman otoparkçılar aracıyla gelen vatandaşlara sıkıntı yaşatmaktadır. Yol kenarlarında şerit çekilerek araçların park etmesi engellenmeye çalışılmaktadır.

Sahilde ayrıca hiçbir aracın giremediği yerlere girmeye çalışan taksicilere ait bir durak var. Ayrıca ATM ile alışveriş yapabilecek çok sayıda market ve yanlış hatırlamıyorsam Migros var.

Kuşadasında hayat veya tatil kalitesini daha çok kalınacak yer belirliyor. Bu nedenle gidecek olanlara kalacakları yerleri iyi seçmelerini öneririm. 

3 Nisan 2018 Salı

Türkiye Bilimler Akademisi

Bilimler Akademisi adına konuşan akademisyen şöyle demiş: 
"Kariyer sisteminin doktora aşamasında sözlü sınavı ikame eden değerleme araçlarını devreye sokmadan böyle bir işlemin yapılması ciddi risk içeriyor bana göre çünkü sözlü sınavın iki nedenle gerekli olduğunu düşünüyorum. Birincisi, beyan edilen yayın ve bilimsel çalışmaların, yazılı dokümanların yazara, adaya aidiyetini, katkısını değerlemek için sözlü sınava gerek vardır. İkincisi, eserlerle değerleyemeyeceğimiz, alt alanlara ve konulara ilişkin yeterliliğini değerlemek için şarttır."


Dilerim, akademisyenleri ciddi bir sınava tabi tutulur ve hakedemeyenlerin unvanları elinden alınır. Herkesin ne çalışması yaptığı ne kadar yaptığı, ne kadar yabancı dili olduğu belli. Türkçesi olmayanların Türk-Alman üniversitesinde ders anlattığını görmedik/anlamadık mı?

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK