TIBBİ ETİK

Biyoetik ve Tıp
Biyoetik kavramı ilk olarak 1971 yılında “Biyoetik-Geleceğe Köprü” başlıklı kitap çalışmasında Profesör Van Renssealer Potter II tarafından kullanılmıştır. Bios: life kelimesi ile etik kavramının birleşiminden oluşturulmuştur. Bu kavram ile yeni gelişen biyoloji bilimi ile insani değerlerin korunmasına ilişkin ahlaki değerlere dikkat çekilmek istenmiştir. Biyoetik kavramı özellikle tıbbi karar verme sürecine ilişkin oldukça karmaşık karar alma süreçleriyle ilgili olarak ortaya çıkmış, gerek sağlık çalışanları, gerekse tıbbi müdahalenin tarafları açısından tatmin edici en iyi sonuca ulaşılmak istenilmiştir.
Biyoetik geleneksel tıbbi etik konuları düşük, ötenazi, mahremiyet, hastayla ilişkiler ile birlikte güncel distanezi (kasıt olmaksızın yaşam süresinin uzatılması), suni döllenme, taşıyıcı annelik, insan genomu üzerinde çalışmalar, genetiği uyumlaştırılmış gıdalar, Yahova Şahitlerinin, kan nakline ilişkin dini ve ahlaki konulardaki haklarına saygı konularıyla da ilgilenmektedir.
Tıp hukuku, hukukun sınırlı bir alanı olup, hasta ve tıbbi personel arasındaki ilişkileri ve genel tıbbi hareketleri inceleyen bilim dalıdır. Bu kurallar tıp çalışanları üzerinde toplum adına dış kontrol sağlamakta, sadece hasta haklarını değil bütün toplumu ilgilendirmektedir. Tıbbi etik ve hukuk birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Bu nedenle mahkemelerce kabul edilebilecek tıbbi ilkeleri kabul ederek, tıp mesleği mensuplarının bu ilkelere uygun olmayan davranışlarını yaptırıma bağlama konusunda kaynak oluşturmaktadır.
Tıbbi etik ilkeleri ve davranış kurallarının yasal normlar tarafından düzenlenmesi halinde her iki düzen artık iç içe geçmiş durumdadır ve bu durumda biyoetiğin tıp hukukunun tamamlayıcı parçası olup olmaması önemsizdir.
Öte yandan hukuk ve etik aynı değildir. Çoğunlukla etik ilkeler hukukun sağladığından çok daha yüksek düzeyde davranış kurallarını gerektirir. Ayrıca hukuk kuralları ülkeden ülkeye değişirken, etik kuralları sınırları aşar.
Hastaların beklentilerine karşılık verebilmek için tıp çalışanlarının, özellikle hastanın işindeki kabiliyetleri ve özerkliğini gözeten tıbbi değerleri bilmeleri gerekmektedir. Bu değerler, temel insan hakları ile birlikte tıp etiğinin de temelini oluşturur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK