28 Eylül 2019 Cumartesi

TIBBİ SORUMLULUK-HASTAYI MUAYENE ETMEYEN HEKİM SORUMLULUĞU


İHLAL KONULARI:
1982 Anayasasının insan onurunun korunmasına ilişkin ilkeleri ile kamu görevlilerinin uyması gereken temel hak ve özgürlükler, eşitlik ilkesi ihlal edilmiştir.
1982 Anayasası 5’nci maddesine göre, devletin temel amaç ve görevlerinden birisi de kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesine göre, hekim;
Yaşamını insanlık hizmetine adayacağına,
Önceliği her zaman hasta sağlığına vereceğine,
Tıp mesleğinin geleneklerini ve saygınlığını koruyacağına,
Yaş, hastalık ya da engellilik inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin görevi ve hastayla arasına girmesine izin vermeyeceğine,
İnsan yaşamına en üst düzeyde saygı göstereceğine güvence verir.
Dünya Tabipler Birliği hasta hakları bildirgesine göre, hasta, kendisiyle ilgili kararları özgürce alabilmek ve kendi kaderini belirleme hakkına sahiptir. Hekim hastayı kararının sonuçları hakkında aydınlatacaktır. Yeterli ve yetişkin bir hasta herhangi bir tanı veya tedavi işlemine onam verme ya da reddetme hakkına sahiptir. Hasta karar verebilmek için gerekli bilgiyi edinme hakkına sahiptir. Hasta herhangi bir test ya da işlemin amacını, sonuçların ne anlama gelebileceğini ve onam vermemesi durumunda neler olabileceğini açık biçimde anlamalıdır.
TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları 8’inci maddesine göre,
Hekim, mesleğini uygularken vicdani ve mesleki bilimsel kanaatine göre hareket eder.
Hastayı muayene etmeyen hekim yukarıda belirtilen hükme göre hekim değildir.
TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları 13’üncü maddesine göre,
“Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi "hekimliğin kötü uygulaması" anlamına gelir.
İlgisiz olan hekim hekimliği kötüye kullanmıştır.
Konsültasyona ilişkin 19’uncu maddesinde,
“Madde 19-Danışım ve ekip çalışması sürecinin düzenli işleyebilmesi ve bir hekim hakkı olarak yaşama geçirilebilmesi için;
a)Hasta izlemi sırasında, değişik uzmanlık alanlarının görüş ve uygulamalarına gereksinim doğduğunda, tedaviyi yürüten hekim durumu hasta ve/veya yakınlarına bildirmelidir. Konsültasyonu hastanın tedaviyi yürüten hekimi yazılı olarak ister. Yazılı istemde hastanın özellikleri, konsültasyon isteğinin nedenleri açık ve anlaşılır biçimde belirtilir.
b)Konsültasyon sürecinde konsültan hekim de, hastanın sürekli hekimi gibi hastadan sorumludur.

c)Konsültan hekim, alanında bilimsel ve teknik bilgiye sahip olmalıdır.
d)Konsültasyon sonucunda, konsültasyonun gerekçesi ve sonuçları, açık ve anlaşılır biçimde bir tutanak ile belgelenir.
e)Konsültasyonun sonuçlarından hastalar da yeterli ölçüde bilgilendirilir.
f)Konsültasyonun sonucunda hastanın tedaviyi yürüten hekimi ile konsültan hekimin görüş ve kanaatleri arasında fark olur ve hasta konsültan hekimin önerilerini kabul ederse, hastanın tedaviyi yürüten hekimi tedaviyi bırakabilir.
g)Konsültasyon istenen hekim davete uymak zorundadır.
Konsültasyona ilişkin ilgili hükümlerden hiçbirisi somut olayda gerçekleştirilmemiş, nefes testinden sonra hasta görülmeden taburcu edilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK