22 Ocak 2022 Cumartesi

YARGILAMADA MAKUL SÜRENİN AŞILMASI

 Özellikle makalemde de belirttiğim üzere, BAM dairelerinin ikinci, üçüncü ve dördüncü ve hatta gereksiz nedenlerle ilk derece mahkemesine iadesi nedeniyle uzayan süreçler nedeniyle mahkum dahi olsalar vatandaşlar Anayasa mahkemesine bireysel başvuruya başvurmalılar. 

HAKEMİN DÜZELTİLMESİNİ İSTEDİĞİ SÖZ DİZİSİ

 Alıntıladığım makaleden/kitapçıktan/broşürden/el kitabından (!) hemen hemen aynen kopya yaptığım kısmı düzeltmemi istiyor. Oysa elemanlar uluslararası bir kuruluşa hazırlamışlar bu kitapçığı: 

"Nürnberg ve Tokya Mahkemelerinin Statüleri ve bu mahkemelerin verdiği kararlar, 11 Aralik 1946’da gerçekleştirilen BM Genel Kurulu toplantılarında kabul görmüştür. Bunun üzerine, BM Genel Kurulu, içtihatlarla yaratılan prensipleri ve Statüleri yasallaştırmak ve dünya barışı ile uluslararası güvenliği sağlamak için bu kurallara dayanan uluslararası bir ceza kanunu taslağı hazırlamakla BM Devletler Ceza Hukuku Komitesi’ni görevlendirmiştir. Bu Komite’nin çalışmalarının yanı sıra BM bünyesinde aynı konuyla ilgili değişik çalışmalar da yürütülmüştür."


Evet bence de cümle kopuk, bazı yerleri anlamsız. Ama akademikler böyle yazmış. İsimlerini koyayım da intihal davası neyim açmasınlar...


Güller, Nimet/ Zafer, Hamide (2006) Uluslararası Ceza Mahkemesi, El Kitabı, Bonn: Gustav-Stresemann-Institute.V., s. 1,2,


KAR YAĞIYOR

 Kar yağıyor ve Şırnak günlerimi hatırlıyorum. Yılbaşı akşamının sabahında 1 metreye yakın ve Şubat'ın 1'inde yine bir metreye yakın. O sene nevruzda yağan son karı. Kan ve barut kokusunu...


Sonra konya günleri. Soğuk işlemez hukuk fakültesi günleri. Uykusuz nöbet günleri. Can sıkıcı dersler. can sıkan herşey. Aldığım yüzlerce mizah dergisi. Siyah-beyaz bir televizyon. Bisiklet tutkusu sonra. 


İçinde kar yağışı olan Ankara günleri gelmiyor aklıma. Nevşehir de. Oysa biz Urfa'dayken de yağmıştı kar. Hele hele Aksaray hiç gelmez aklıma hayatımda ilk kar gördüğüm yer olmasına rağmen. 


Anlamlandırdığım zamanı hatırlamak istiyorum demek ki.


Bursa'da da anlamlı zaman. 


Bilmiyorum neden...






16 Ocak 2022 Pazar

OKUMAK-DİNLEMEK YAZMAK ÜZERİNE

 Okumak, küçük yaşlardan beri yaptığımız ve işimizin gereği eylem. Sabah oku, öğlen oku, işte, arabada, televizyon karşısında yatarken oku, oku, oku...

Dinlemek, okumak kadar önemli değil belki. Ama bir saatte 20 sayfa okursunuz. Ama anlamlı hızlandırılmış bir videoda bir saatte dinleyebileceğiniz miktar, okunmuş kitap biriminden 40 sayfaya yaklaşır. 

Bu nedenle zamanı iyi kullanmak isteyen, teknolojiden anlayan ve kafası da çalışan okuyucunun, dinleyiciye evrilmesi kaçınılmaz. 

Hem sayfalarca İngilizce, Almanca, Fransızca okuması yapmıştık ne işe yaradı? Dinlemek bu nedenle de önemli. 

Öte yandan yazmak hepsinden de önemli. Çünkü okuyan ya da dinleyen sadece kendisine çalışır. Ama yazan, kendisinden sonrakilere çalışır. Hem de bir yazmak, üç okumaya bedeldir. Hatta bazen bu beş ya da ona da çıkar. Hangisiydi bilmiyorum bir Fransız yazar, yazmadıktan sonra okumanın anlamsız olduğunu aktarmıştı. Ünlü Hititolog da, sabahlara kadar okuyan insanlar tanıdığını ama bu insanların yazmamakla insanlığa da kötülük ettiklerini aktarmıştı. 

O halde bitirirken bir çıkarım yapmak lazım; yazmak da dinlemek de okumaktan daha önemli ve daha verimli ve daha doğru. Hem 

Enes b. Malik (r.a)’den nakledildiğine göre Allah Rasulü (s.a.s.) şu duayı yapardı:"Ey Allahım! Fayda vermeyen ilimden, huşû duymayan kalbpen, işitilmeyen(kabul görmeyen) duadan ve doymayan nefisten sana sığınırım." Sonra, ’ey Allahım! Bu dördünden sana sığınıyorum’ derdi." (Nesâî, İstiâze, 21)

Böyle olunca, boş okumacıların, anlamsız hava atmaları da civadan ibaret. 


Allah'ın selamı herkesin üzerine olsun...





3 Ocak 2022 Pazartesi

Putin plays katyusha on piano



Vladir Vladimiroviç Putin 1952-

Katyuşa   

Расцветали яблони и груши              Rasvitali yableni igruşi
Поплыли туманы над рекой                Paplili tumani nad rekoy
Выходила на берег Катюша                Vıhadile na bereg katyuşa
На высокий берег, на крутой                Na vısokiy bereg na kurtoy
(Выходила на берег Катюша)
(На высокий берег, на крутой)
Выходила, песню заводила                Vıhadila pesni zavadila
Про степного, сизого орла                    Pra stepnovo sizayo orla 
Про того, которого любила                    Pro tavo katarovo lyblia
Про того, чьи письма берегла
(Про того, которого любила)
(Про того, чьи письма берегла)                    Protavo çiy pisma beregla
Ой, ты, песня, песенка девичья                Oy ti pesni pesenka deviçiya
Ты лети за ясным солнцем вслед                Tı leti Za yasnım Soltnsem Vsled
И бойцу на дальнем пограничье                I boyçi na dalnem pagraniçi
От Катюши передай привет                        Ot kayuşi pereday privet 
И бойцу на дальнем пограничье
От Катюши передай привет
Пусть он вспомнит девушку простую
Пусть услышит, как она поёт
Пусть он землю бережёт родную
А любовь Катюша сбережёт
(Пусть он землю бережёт родную)
(А любовь Катюша сбережёт)
Расцветали яблони и груши
Поплыли туманы над рекой
Выходила на берег Катюша
На высокий берег, на крутой
(Выходила на берег Катюша)
(На высокий берег, на крутой)

1 Ocak 2022 Cumartesi

ARACUCCCULUK

 İyi bir alternatif çözüm yolu gibi görünmekle birlikte, taraflar arasında uyuşmazlığın niteliği ve bu uyuşmazlığa karşı yargı yoluna başvurulduğunda nasıl sonuçlanabileceğini bilmeyen/öngörmeyen/kestiremeyen kişilerin arabuluculuk yapmaları sistemin en zayıf noktası olarak görünüyor. 


Çeviri çalışmalarla nasıl etkin bir arabuluculuk uygulanacak-öğrenilecek? 


ARABULUMCULUCUK

 Sayfa 69



Hatta arabulucu, içerisinde yer aldığı toplumsal önyargılara ve eşitsizliklere karşı da dürüst olmalıdır.


Espriyse komik değil, düşünceyse düşünce değil!

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK