13 Mayıs 2017 Cumartesi

Bedelsiz Senedi Kullanma, TCK m. 156

Bedelsiz senedi kullanma
Madde 156- (1) Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.
   
        UZLAŞMAYA TABİ
        İlgili maddeler: TCK m. 209, CMK m. 253,
   

         Olası Delil Listesi
       Senet, (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.3.1989 gün ve 1988/1-2 sayılı içtihadı ile)
Senetle ispat zorunluluğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 200. maddesinde düzenlenmiş olup;
“Madde 200- (1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri iki bin beş yüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir…”
Senetle ispat zorunluluğunun istisnaları 6100 sayılı HMK m. 203’te düzenlenmiştir:
“a) Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler.
b) İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler.
c) Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler.
ç) Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları.
d) Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları.
e) Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunması hâli…”
Bu durumda bedelsiz senedi kullanma iddiasında yazılı delil başlangıcı, hata, hile ve ikrah iddialarının da yine hukuk usulüne göre incelenmesi gerekir.
Senedin bedelsizliği iddiasının Yargıtay Genel Kurulu 2.4.1941 ve 24.3.1989 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararlarına göre ancak senetle yapılması gereklidir. Yargıtay tarafından verilen karar hukuk düzeninin güven ve istikrar içinde sürmesi açısından olumludur. Karşı tarafa güven duyarak açığa imza atan kişi bunun sonuçlarını baştan kabul etmiştir. Bundan dolayı, açığa imza atmış olduğu senedin daha sonra anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu iddia eden taraf yazılı delille ispatlamak zorundadır.
         Hukuk yargılamasında bu iddianın senetle ispatlanmasını şart koşup; ceza yargılamasında tanıkla ispatlanmasına imkân vermek kötüniyetli borçluların kanunu dolanmasına yol açabilir. Hukuk yargılamasında senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ispat edemeyen taraf ceza mahkemesine başvurarak bu iddiasını ispat etme yoluna gidilebilir. Böyle bir duruma izin verilmesi ticari hayatın istikrarını etkiler ve elinde senet bulunan alacaklıların dahi alacağını almasını imkânsızlaştırır.
           *Müştekinin sanığa olan borcu nedeniyle 05/06/2008 keşide tarihli 15/07/2008 vadeli, 1500 TL bedelli alacaklı kısmı boş olan bonoyu imzalayarak verdiği ancak daha sonra borcunu ödemesine rağmen sanığın senedi kendisine iade etmeyerek Veli … isimli şahsa borcuna karşılık verdiği, Veli … isimli şahsın da müşteki hakkında icra takibinde bulunduğunun iddia edildiği somut olayda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.03.1989 gün ve 1998/1 esas, 1989/2 karar sayılı içtihadında açıklandığı üzere, senedin bedelsiz kaldığının ya da anlaşmaya aykırı kullanıldığının yazılı delille ispatı zorunlu olduğu gözetildiğinde, mahkemenin katılanın iddiasını destekleyen yazılı bir belgenin bulunmadığı, 15. CD. 19.06.2013 gün, 2011/67720 Esas 2013/11413 Karar,
 *Sanık Mustafa ..’ın 2007 yılı Eylül ayında aracını katılana 10.500 TL’ye sattığı, katılanın 5.500 TL peşin olarak verdiği, kalanı için ise bir hafta on gün sonra devir ile birlikte ödeme taahhüdünde bulunup suça konu  5.000 TL bedelli  alacaklı kısmı ile vade ve keşide tarihi kısımları boş olan senedi imzalayarak verdiği , 26 Eylül 2007 tarihinde Bolvadin 2. Noterliğinde aracın devrini aldığı ve 5.000 TL borcunu da ödediği, ancak senedi istemeyi unuttuğu, sanığın da vermediği, bir süre sonra katılanın evine gelerek 570 TL ceza geldiğini, bunu ödemesi gerektiğini söylediği, katılanın  kabul etmemesi üzerine “Ben sana duyurayım, o parayı almasını bilirim” diyerek ayrıldığı, daha sonra kendisinde kalan bedelsiz senedi diğer sanık Süleyman …’a vererek Isparta’da takibe koydurduğu, sanıkların bu şekilde gerçekleşen eylemlerinin bedelsiz kalmış senedi tahsile koyma suçunu oluşturduğunun iddia edildiği olayda; senedin bedelsiz kaldığına dair iddianın  Y.İ.B.B.G.K’nın 24.03.1989 gün ve ½ sayılı içtihadında belirtildiği üzere senetle ispatı zorunlu olup tanıkla ispatının mümkün olmadığı, 15. CD. 20.06.2013 gün, 2011/67627 Esas 2013/11556 Karar,
*Katılanın iddiasını destekleyen yazılı bir belgenin bulunmadığı, 15. CD. 19.06.2013 gün, 2011/67720 Esas 2013/11413 Karar, 15. CD. 06.06.2013 gün, 2011/67068 Esas 2013/10636 Karar, 15. CD. 13.05.2013 gün, 2011/25732 Esas 2013/8726 Karar,
*Sanık Hasan …’in, katılandan bilgisayar satın aldığı, buna ilişkin sipariş fişinin de kesildiği, internet ortamında ödemesi yapılan bilgisayarın teslimi gecikince, katılanın sanığa boş senet verdiği, daha sonrasında ise, bilgisayarı sanığa teslim ettiğinde senedin iadesini istemesine rağmen sanığın yırttığını söyleyerek senedi katılana iade etmeyip, Burdur İcra Müdürlüğü’nün 2006/2785 sayılı dosyası ile takibe koyduğunun iddia edildiği olayda; sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında katılanın vermiş olduğu borcun ödenmemesi nedeniyle senedi icraya koyduğunu belirterek suçlamaları kabul etmediği, suça konu senedin bono vasfında olması nedeniyle resmi belge hükmünde olduğu ve kambiyo hukuku açısından alt ilişkiden bağımsız borç ilişkisi içerdiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.03.1989 gün ve 1998/1-1989/2 E-K sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, senedin bedelsiz kaldığının ya da anlaşmaya aykırı kullanıldığının yazılı delille ispatlanmasının gerektiği, oysa ki katılanın senedin teminat senedi olduğu ve bilgisayar teslimi ile bedelsiz kalan boş senedin üzerinin sonradan sanık tarafından doldurulduğuna dair yazılı herhangi bir belge ibraz edememiş olduğu, bu durumun tanık ile ispatının mümkün olmadığı hususları gözetilerek, sanık hakkında verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. 15. CD. 27.5.2013 gün, 2011/66521 Esas 2013/9744 Karar,
*Sanığın, trafikte kendi adına kayıtlı olmayan aracını 10.000 TL bedelle katılana sattığı, katılanın da karşılığında 26.01.2006 vade tarihli 10.000 TL bedelli senedi sanığa verdiği, araç tesliminden 3 hafta sonra katılanın aracı beğenmemesi üzerine sanığa iade ettiği ancak aracın 3 haftalık kullanma bedeli üzerinde taraflar arasında anlaşmaya varılamaması üzerine sanığın elinde bulunan senedi Denizli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2006/839 Esas sayılı üzerinden icra takibine koymak suretiyle bedelsiz senedi tahsile koyma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, 24/03/1989 tarih 1/2 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince senet bedelinin ödendiğinin ancak yazılı delille ispatı gerektiğinden bahisle suçun unsurları itibariyle oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. 15. CD. 23.5.2013 gün, 2011/65556 Esas 2013/9608 Karar
 *Sanık ile katılanın aralarındaki ticari ilişki nedeniyle tanzim olunan 22/06/2007 vadeli 15.000 TL’lik senet bedelinin tanık anlatımlarına göre katılan tarafından haricen ödendiği halde sanığın, 10/07/2007 tarihinde  Kozan İcra Müdürlüğünde icra takibi başlattığı iddia olunan somut olayda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.3.1989 gün ve 1988/1-2 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, katılan tarafından imzalanıp verilen suça konu açığa imzalı senedin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile kanıtlanamadığı gerekçesi ile verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. 15. CD. 26.03.2013 gün, 2011/21711 Esas 2013/5512 Karar,
*Somut olayda; katılanın sanıktan aldığı motosiklet karşılığında verdiği senedin karşılıksız kalmasına rağmen sanık tarafından hakkında icra takibi başlatıldığı şeklinde gerçekleşen eylemde, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.3.1989 gün ve 1988/1-2 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, katılan tarafından imzalanıp verilen suça konu, açığa imzalı senedin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile kanıtlanamadığı, 15.CD. 28.2.2013 gün, 2011/19940 Esas 2013/4243 Karar,
*Katılanın, sanıktan düğün salonu kiralaması karşılığında 23.03.2007 keşide tarihli ve 1.250 TL bedelli senet verdiğinin ve düğünün iptal edilmesine rağmen sanığın senedi iade etmeyerek bedelsiz kalan senedi icra takibine koyduğunun iddia edildiği somut olayda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.03.1989 gün ve 1998/1 esas, 1989/2 karar sayılı içtihadında açıklandığı üzere senedin bedelsiz kaldığının ya da anlaşmaya aykırı kullanıldığının yazılı delille ispatı zorunlu olduğu gözetildiğinde, mahkemenin katılanın iddiasını destekleyen yazılı bir belgenin bulunmadığı gerekçesiyle verdiği beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. 15. CD. 20.02.2013 gün, 2011/18935 Esas 2013/3067 Karar,
*Aldığı senedin karşılığı olarak edimin gereğini yerine getirmeyip senedi icraya koyma halinde; senedin anlaşmaya aykırı olarak icraya konulduğu iddiasının yazılı delille ispatı zorunludur. 15. CD. 22.11.2012 gün, 2012/13530 Esas 2012/44074 Karar,
*Borcun kısmen ödenmesine rağmen, bononun üçüncü kişiye verilmesi ve üçüncü kişinin senedin tamamı üzerinden icra takibine başlaması halinde suç oluşur. 15. CD. 20.06.2013 gün, 2012/14 Esas 2013/11609 Karar,
*Senedin takibe konulacağını söylemek, suçun icra hareketi değildir. Sanık hakkında beraat kararı verilmelidir. 15. CD. 20.06.2013 gün, 2011/67904 Esas 2013/11510 Karar,
*Yalnız faiz alacağı kalan alacağı kalan senedin bütünü üzerinden yapılan takip, bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturur. 15. CD. 12.06.2013 gün, 2011/66026 Esas 2013/11010 Karar,
*Sözleşmenin feshine rağmen iade edilmeyen senet suçun konusunu oluşturur. 15. CD. 12.06.2013 gün, 2011/66041 Esas 2013/10977 Karar,
*Senetle ispat zorunluluğu mutlaktır. 15. CD. 5.6.2013 gün, 2011/25612 Esas 2013/10510 Karar,
*Kısmen bedelsiz senedin tamamının icraya konulması halinde bedelsiz senedi kullanma suçu oluşur. 15. CD. 23.5.2013 gün, 2011/26107 Esas 2013/9563 Karar,
*Araç için verilen senet; aracın iadesi halinde araç sahibinin kısmi alacağına rağmen tamamı üzerinden icraya konulması suçu oluşturur. 15. CD. 22.5.2013 gün, 2011/65486 Esas 2013/9517 Karar,
*01.02.2007 tarihinde, katılan hakkında Yozgat İcra Müdürlüğünün 2007/1337 Esasına kayıtlı dosya üzerinden icra takibi başlattığı, bu şekilde her üç sanığın iştirak halinde bedelsiz kalan senedi kullanma suçunu işledikleri iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 290.maddesine göre “senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat olunamaz.” hükmü karşısında, katılanın borcunu ödediğine ilişkin tanık Seyit …’ nin yeminli beyanı dışında, soyut iddiayı destekleyen, katılanın borcu ödediğine ilişkin yazılı bir delil bulunmadığından verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir. 15. CD. 27.03.2013 gün, 2011/22023 Esas 2013/5567 Karar,
*Bedelsiz kalan senedin ayrılan ortak tarafından işleme konulması, durumun tanıkla ispatlanması (tanık dershane yetkilileri) suçun sübutu, 15. CD. 26.02.2013 gün, 2011/19359 Esas 2013/3405 Karar,
*Babaya verilen senet
Somut olayda; katılanın sanığın babası Kemal’den aldığı borç para karşılığında imzalı boş senet verdiği bedelini bir yıl içinde ödediği ancak senedi alamadığı, Kemal’in senedi tahsili için sanığa verdiği onun ise 60.000. TL olarak doldurmak suretiyle icra takibine koyduğu iddiasıyla açılan davada sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin delil bulunmadığından beraatine, 15. CD. 25.02.2013 gün, 2011/19219 Esas 2013/3368 Karar,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TIBBİ ETİK