1. CD. 6/7/2015 gün, 2015/1426 Esas 2015/4313
Karar
İster fiilden, isterse failin veya mağdurun
şahsından ya da özelliklerinden kaynaklanmış olsun, eylemin "nitelikli kasten
öldürme" suçunu oluşturup oluşturmadığı faile göre belirlenir ve bu hal şeriklere
sirayet ettirilir.
“Müşterek
fail işlediği haksızlıkla doğrudan muhatap olduğundan, onun cezalandırılabilmesi
için başka bir kurala ihtiyaç yoktur. Bu nedenle suçu birlikte işleyen failler,
kendi fiillerine göre cezalandırılırlar. Zira, müşterek faillerin her birinin fiili
haksızlık niteliğini kendi fiilinden alır ve diğerine bağlılık arz etmez. Bu nedenle,
müşterek faillerden birisinde bulunan nitelikli hal, diğerleri tarafından bilinse
de onu etkilemez. Buna karşılık, şeriklerin sorumluluğu doğrudan değildir, şerikler,
suçtan bağlılık kuralı gereğince sorumlu tutulurlar. Başka bir anlatımla, şeriklerin
suçla irtibatları failin şahsına ve işlediği fiile bağlılık arz etmektedir. Bu nedenle,
şerikler kendilerince bilinen ve failin işlediği fiilden veya şahsından kaynaklanan
nitelikli hallerden etkilenirler.
İster fiilden,
isterse failin veya mağdurun şahsından ya da özelliklerinden kaynaklanmış olsun, eylemin "nitelikli
kasten öldürme" suçunu oluşturup oluşturmadığı faile göre belirlenir ve bu
hal şeriklere sirayet ettirilir. Bu durum, TCK'nun 82. maddesinde sayılan tüm nitelikli
haller için geçerlidir. Örneğin; (A) kendi kardeşini öldürmesi için (F)'ye yardım
ettiğinde, suçun gerçekleşmesi halinde, her ikisi de 81. madde uyarınca sorumlu
olurlar. Çünkü, failin işlediği suç "basit kasten öldürme" suçudur. Aksine,
(F)'nin, (A)'nın kendi kardeşini öldürmesine yardım ettiği durumda ise, hem (A)'nın
hem de (F)'nin "82/1-d" maddesi uyarınca nitelikli hallerden olan "yakın
akrabayı kasten öldürme suçundan" sorumlu tutulması gerekir. Zira, failin işlediği
suç "nitelikli öldürme"dir. Yardım eden ise, yardım ederken failin bu
suçu işleyeceğini bilmektedir. (A)’nın kardeşini, (A) ile (F)’nin birlikte öldürmeleri
haline gelince; “bağlılık kuralı uyarınca değil” bizzat 37. madde uyarınca her ikisi
de müşterek fail olacaklarından, (A) nitelikli kasten öldürmeden, (F) basit kasten
öldürmeden cezalandırılmalıdır.
Bu açıklamalara
göre somut olay değerlendirildiğinde;
Sanıklar
S. U.r ve A. T.'ın, maktül Fatih O. ile sanık M. A. O.'ın kardeş olduğunu bildikleri
halde sanık M. A.'nin "kardeşini kasten öldürme" suçuna yardım ettikleri
anlaşılmakla, TCK'nun 82/1-d, 39, 62, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarında
bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmediğinden, S. ve A. hakkında "maktül
ile sanık M. A. arasındaki akrabalık ilişkisinden kaynaklanan cezayı nitelikli hale
getiren kişisel nedenin uygulanamayacağı" gerekçesiyle sanıklar S. ve A.'in
TCK’nun 81/1, 35/2 maddeleri uyannca cezalandırılmaları gerektiğine ilişen tebliğnamedeki
bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
Toplanan
deliller karar yerinde incelenip, sanık M. A. O.'ın yakın akrabayı kasten öldürme,
sanıklar S. U. ve A. T.'ın yakın akrabayı kasten öldürmeye yardım suçlarının sübutu
kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçlarının niteliği tayin,
sanık M. A.’nin suçunda cezayı azaltıcı tahrik ve takdiri indirim sebebinin nitelik
ve derecesi, sanıklar
S. ve A.’in
suçlarında cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları
inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre
bozma üzerine verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmediğinden,
sanık S. müdafiinin sübuta, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine, yardım
nedeniyle yapılan indirimin az olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının
reddine…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder