20 Mayıs 2017 Cumartesi

SUÇUN NİTELİKLİ HALİ FAİLE GÖRE BELİRLENİR VE BU ŞERİKLERE SİRAYET EDER

1. CD. 6/7/2015 gün, 2015/1426 Esas 2015/4313 Karar
İster fiilden, isterse failin veya mağdurun şahsından ya da özelliklerinden kaynaklanmış olsun, eylemin "nitelikli kasten öldürme" suçunu oluşturup oluşturmadığı faile göre belirlenir ve bu hal şeriklere sirayet ettirilir.
“Müşterek fail işlediği haksızlıkla doğrudan muhatap olduğundan, onun cezalandırılabilmesi için başka bir kurala ihtiyaç yoktur. Bu nedenle suçu birlikte işleyen failler, kendi fiillerine göre cezalandırılırlar. Zira, müşterek faillerin her birinin fiili haksızlık niteliğini kendi fiilinden alır ve diğerine bağlılık arz etmez. Bu nedenle, müşterek faillerden birisinde bulunan nitelikli hal, diğerleri tarafından bilinse de onu etkilemez. Buna karşılık, şeriklerin sorumluluğu doğrudan değildir, şerikler, suçtan bağlılık kuralı gereğince sorumlu tutulurlar. Başka bir anlatımla, şeriklerin suçla irtibatları failin şahsına ve işlediği fiile bağlılık arz etmektedir. Bu nedenle, şerikler kendilerince bilinen ve failin işlediği fiilden veya şahsından kaynaklanan nitelikli hallerden etkilenirler.
İster fiilden, isterse failin veya mağdurun şahsından ya da özelliklerinden kaynaklanmış olsun, eylemin "nitelikli kasten öldürme" suçunu oluşturup oluşturmadığı faile göre belirlenir ve bu hal şeriklere sirayet ettirilir. Bu durum, TCK'nun 82. maddesinde sayılan tüm nitelikli haller için geçerlidir. Örneğin; (A) kendi kardeşini öldürmesi için (F)'ye yardım ettiğinde, suçun gerçekleşmesi halinde, her ikisi de 81. madde uyarınca sorumlu olurlar. Çünkü, failin işlediği suç "basit kasten öldürme" suçudur. Aksine, (F)'nin, (A)'nın kendi kardeşini öldürmesine yardım ettiği durumda ise, hem (A)'nın hem de (F)'nin "82/1-d" maddesi uyarınca nitelikli hallerden olan "yakın akrabayı kasten öldürme suçundan" sorumlu tutulması gerekir. Zira, failin işlediği suç "nitelikli öldürme"dir. Yardım eden ise, yardım ederken failin bu suçu işleyeceğini bilmektedir. (A)’nın kardeşini, (A) ile (F)’nin birlikte öldürmeleri haline gelince; “bağlılık kuralı uyarınca değil” bizzat 37. madde uyarınca her ikisi de müşterek fail olacaklarından, (A) nitelikli kasten öldürmeden, (F) basit kasten öldürmeden cezalandırılmalıdır.
Bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde;
Sanıklar S. U.r ve A. T.'ın, maktül Fatih O. ile sanık M. A. O.'ın kardeş olduğunu bildikleri halde sanık M. A.'nin "kardeşini kasten öldürme" suçuna yardım ettikleri anlaşılmakla, TCK'nun 82/1-d, 39, 62, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarında bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmediğinden, S. ve A. hakkında "maktül ile sanık M. A. arasındaki akrabalık ilişkisinden kaynaklanan cezayı nitelikli hale getiren kişisel nedenin uygulanamayacağı" gerekçesiyle sanıklar S. ve A.'in TCK’nun 81/1, 35/2 maddeleri uyannca cezalandırılmaları gerektiğine ilişen tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık M. A. O.'ın yakın akrabayı kasten öldürme, sanıklar S. U. ve A. T.'ın yakın akrabayı kasten öldürmeye yardım suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçlarının niteliği tayin, sanık M. A.’nin suçunda cezayı azaltıcı tahrik ve takdiri indirim sebebinin nitelik ve derecesi, sanıklar

S. ve A.’in suçlarında cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık S. müdafiinin sübuta, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine, yardım nedeniyle yapılan indirimin az olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK