13 Haziran 2017 Salı

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇLARINDA İÇTİMA

Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarında seçimlik hareketlerin ayrı ayrı işlenmiş olmasının aynı olayda gerçekleşmesi halinde sanık tek suçtan dolayı cezalandırılacaktır. Örneğin ihraç ve ithal eylemlerinin aynı olayda gerçekleşmesi halinde fail tek suçtan cezalandırılacaktır.
Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler ihraç edildikten belli bir süre sonra maddelerin imal edilmesi halinde fail iki ayrı suçtan cezalandırılacaktır. Ayrı cezalandırma için her iki suçun ayrı ayrı geçtiği kabul edilebilir bir sürenin geçmiş olması gerekir. Bu durum Türkiye’nin transit ülke olması halinde uygulanamaz.
Sanığın suça konu maddeyi aynı zamanda kendisinin kullanıyor olması ayrıca cezalandırılmasını ya da hakkında tedavi ve denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasını gerektirir.
Satış ve satışa arz konularında da belirtildiği üzere, kolluk görevlilerinin satıcıları tespit için yapmış oldukları alış-satışlar, kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin alış olmadığı gerekçesiyle “satışa arz etme” olarak değerlendirilmekte ve sanık hakkında TCK 43 maddesinin ya da gerçek içtima hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığı değerlendirmesi yapılmaktadır.
10. CD. 8/6/2015 gün, 2015/32 Esas 2015/31673 Karar
"...Sanığın uyuşturucu madde sattığına ilişkin edinilen bilgiler üzerine, sivil giyimli iki kolluk görevlisinin 29.03.2014 tarihinde 40 TL verip sanıktan 3,55 gram esrar aldıkları, aynı görevlilerin 05.04.2014 tarihinde tekrar giderek 30 TL verip sanıktan 2,6 gram daha esrar aldıkları, 10.04.2014 tarihinde ise hakkındaki soruşturma dosyası ayrılan Kemal ve sanıktan 3,7 gram esrar aldıkları; kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, üç kez uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK'nın 43. maddesinin uygulanması,..."
20. CD. 2015/21 Esas 2015/1607 Karar         
Uyuşturucu madde teminine aracılık etmek TCK 39,
Telefon konuşmalarına esas uyuşturucu maddelerin ele geçirilmemiş olması şüpheden sanık yararlanır ilkesi,
“…Olay ve yakalama tutanakları ve iletişim tespit tutanakları içeriği ile dosyadaki diğer belge ve bilgilere göre; sanığın sabit olan eyleminin, uyuşturucu maddenin teminine aracılık etmek suretiyle, suçun işlenmesine yardım etmekten ibaret olduğu dikkate alınarak, sanık hakkında TCK'nın 39. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
Sanık Mehmet Parmaksız hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanıkta herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemediği, 28.12.2010, 26.01.2011 ve 29.06.2011 tarihlerinde ele geçen uyuşturucu maddeler ile bağlantılı olduğunun saptanamadığı, içeriği değişik anlamlara gelebilecek telefon konuşmaları dışında sanığın atılı suçu işlediğine veya mahkum olan diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiğine ilişkin; kuşku sınırlarını aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gibi, telefon konuşmalarında geçen ve uyuşturucu madde ticaretine konu olduğu iddia edilen maddelerin ele geçirilmemiş olması nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde olarak kabul edilemeyecekleri anlaşıldığından; “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı,…”
9. CD. 9/3/2015 gün, 2015/840 Esas 2015/4036 Karar
Sanık hakkında hem uyuşturucu madde ticareti yapma hem de uyuşturucu madde kullanmak suçundan hüküm kurulabilmesi mümkündür.

9. CD. 28/5/2015 gün, 2015/1976 Esas 2015/5442 Karar (10. CD’nin yukarıda belirtilen kararına aykırı)
Kolluk görevlilerinin alıcı rolüne girerek satın almaları,
İlk alımdan sonra ikinci alım gerçek bir alım-satım olmayıp sanık cezası TCK 43 maddesi ile artırılamaz.
“…Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 14/462 ve 14/848 esas sayılı kararlarında açıklandığı üzere; CMK'nın 139. maddesinin 4 ve 5. fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli soruşturmacının ancak suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, TCK'nın 220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği, olayımızda ise sanıkların eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel olarak uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin Cumhuriyet Savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini gizleyerek alıcı rolüne girip sanıklardan uyuşturucu madde almalarının mümkün olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerinin kimliğini gizleyen alıcı görevli oldukları ve elde edilen delillerin hukuka uygun bulunduğu, kabul edilmekle birlikte;
Suç tarihinde sanıkların Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesinin kararı ile alıcı olarak görevlendirilen polis memurlarına uyuşturucu madde satmaları eyleminden sonra, 30.01.2009 tarihinde Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/183 esas sayılı dosyasına konu ikinci satışı gerçekleştirdiklerinin ve anılan dosyada verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizin 2015/6554 esas sayılı kararı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak olmayıp suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret olan kolluk görevlilerinin sanıklardan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine “uyuşturucu maddeyi satışa arz etme” suçunun ve failinin belirlendiği, delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda gerçek anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, ilk alımdan sonra kolluk görevlilerinin sanıklardan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu, TCK'nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç teşkil etmeyeceği bu nedenle inceleme konusu dosyada yeniden bir cezaya hükmedilemeyeceği gözetilmeden, sanıkların bir gün arayla alıcı rolündeki görevlilere uyuşturucu madde satma eylemleri zincirleme suç kabul edilerek kesinleşen diğer mahkumiyete konu cezaların mahsubu suretiyle sanıklar hakkında hükümlülük kararı verilmesi,…”
9. CD. 16/9/2015 gün, 2015/16081 Esas 2015/6164 Karar
Gizli soruşturmacı ancak örgütlü suçlarda mümkündür.
Kolluk görevlilerine ilk satıştan sonraki eylemler delil toplama kapsamında değerlendirilmelidir. Bu nedenle TCK 43 maddesi ile artırım yoluna gidilemez.
“…Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas ve 2015/135 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK'nın 139. maddesinin 4 ve 5. fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli soruşturmacının ancak suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, TCK'nın 220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği, olayımızda ise sanığın eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel olarak uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini gizleyerek alıcı rolüne girip sanıktan uyuşturucu madde almalarının mümkün olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerini kimliğini gizleyen alıcı görevli olarak kabul etmek gerektiği ve elde edilen delillerin hukuka uygun bulunduğu kabul edilmiştir.

Somut olaya gelince; asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak olmayıp suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret olan kolluk görevlilerinin sanıktan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine "uyuşturucu maddeyi satışa arz etme" suçunun ve failinin belirlendiği, delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda gerçek anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ilk alımdan sonra kolluk görevlilerinin sanıktan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu ve TCK'nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden sanık hakkında yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini, Kanuna aykırı olup…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK