Uyuşturucu
madde imal ve ticareti suçlarında seçimlik hareketlerin ayrı ayrı işlenmiş
olmasının aynı olayda gerçekleşmesi halinde sanık tek suçtan dolayı
cezalandırılacaktır. Örneğin ihraç ve ithal eylemlerinin aynı olayda gerçekleşmesi
halinde fail tek suçtan cezalandırılacaktır.
Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler
ihraç edildikten belli bir süre sonra maddelerin imal edilmesi halinde fail iki
ayrı suçtan cezalandırılacaktır. Ayrı cezalandırma
için her iki suçun ayrı ayrı geçtiği kabul edilebilir bir sürenin geçmiş olması gerekir. Bu durum Türkiye’nin transit ülke olması halinde
uygulanamaz.
Sanığın suça konu maddeyi aynı zamanda
kendisinin kullanıyor olması ayrıca cezalandırılmasını ya da hakkında tedavi ve
denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasını gerektirir.
Satış ve satışa arz konularında da
belirtildiği üzere, kolluk görevlilerinin satıcıları tespit için yapmış
oldukları alış-satışlar, kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin alış
olmadığı gerekçesiyle “satışa arz etme” olarak değerlendirilmekte ve sanık
hakkında TCK 43 maddesinin ya da gerçek içtima hükümlerinin uygulanmasına yer
olmadığı değerlendirmesi yapılmaktadır.
10.
CD. 8/6/2015 gün, 2015/32 Esas 2015/31673 Karar
"...Sanığın
uyuşturucu madde sattığına ilişkin edinilen bilgiler üzerine, sivil giyimli iki
kolluk görevlisinin 29.03.2014 tarihinde 40 TL verip sanıktan 3,55 gram esrar
aldıkları, aynı görevlilerin 05.04.2014 tarihinde tekrar giderek 30 TL verip
sanıktan 2,6 gram daha esrar aldıkları, 10.04.2014 tarihinde ise hakkındaki
soruşturma dosyası ayrılan Kemal ve sanıktan 3,7 gram esrar aldıkları; kolluk
görevlilerinin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç
delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın
gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi
satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, üç kez uyuşturucu madde
sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK'nın 43.
maddesinin uygulanması,..."
20. CD. 2015/21 Esas 2015/1607
Karar
Uyuşturucu madde teminine
aracılık etmek TCK 39,
Telefon konuşmalarına esas
uyuşturucu maddelerin ele geçirilmemiş olması şüpheden sanık yararlanır ilkesi,
“…Olay ve yakalama tutanakları ve iletişim tespit tutanakları içeriği ile
dosyadaki diğer belge ve bilgilere göre; sanığın sabit olan eyleminin,
uyuşturucu maddenin teminine aracılık etmek suretiyle, suçun işlenmesine yardım
etmekten ibaret olduğu dikkate alınarak, sanık hakkında TCK'nın 39. maddesinin
uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan,
hükmün BOZULMASINA,
Sanık Mehmet Parmaksız hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan
kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanıkta herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemediği,
28.12.2010, 26.01.2011 ve 29.06.2011 tarihlerinde ele geçen uyuşturucu maddeler
ile bağlantılı olduğunun saptanamadığı, içeriği değişik anlamlara gelebilecek
telefon konuşmaları dışında sanığın atılı suçu işlediğine veya mahkum olan
diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiğine ilişkin; kuşku sınırlarını aşan,
yeterli ve kesin delil bulunmadığı gibi, telefon
konuşmalarında geçen ve uyuşturucu madde ticaretine konu olduğu iddia edilen
maddelerin ele geçirilmemiş olması nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde
olarak kabul edilemeyecekleri anlaşıldığından; “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet hükmü
kurulması, Yasaya aykırı,…”
9. CD. 9/3/2015 gün, 2015/840
Esas 2015/4036 Karar
Sanık hakkında hem uyuşturucu
madde ticareti yapma hem de uyuşturucu madde kullanmak suçundan hüküm kurulabilmesi
mümkündür.
9. CD. 28/5/2015 gün, 2015/1976
Esas 2015/5442 Karar (10. CD’nin yukarıda belirtilen kararına aykırı)
Kolluk görevlilerinin alıcı
rolüne girerek satın almaları,
İlk alımdan sonra ikinci alım
gerçek bir alım-satım olmayıp sanık cezası TCK 43 maddesi ile artırılamaz.
“…Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 14/462 ve 14/848 esas
sayılı kararlarında açıklandığı üzere; CMK'nın 139. maddesinin 4 ve 5.
fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli soruşturmacının ancak suç
işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, TCK'nın
220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için kurulan bir örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı maddenin yedinci
fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği, olayımızda ise
sanıkların eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel olarak
uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin
Cumhuriyet Savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve
failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini
gizleyerek alıcı rolüne girip sanıklardan uyuşturucu madde almalarının mümkün
olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerinin kimliğini gizleyen
alıcı görevli oldukları ve elde edilen delillerin hukuka uygun bulunduğu, kabul
edilmekle birlikte;
Suç tarihinde sanıkların Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesinin kararı ile
alıcı olarak görevlendirilen polis memurlarına uyuşturucu madde satmaları
eyleminden sonra, 30.01.2009 tarihinde Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin
2009/183 esas sayılı dosyasına konu ikinci satışı gerçekleştirdiklerinin ve
anılan dosyada verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizin 2015/6554 esas sayılı
kararı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiğinin anlaşılması
karşısında, asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak olmayıp
suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret olan
kolluk görevlilerinin sanıklardan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine
“uyuşturucu maddeyi satışa arz etme” suçunun ve failinin belirlendiği,
delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda gerçek anlamda bir alım-satım
ilişkisinden söz edilemeyeceği, ilk alımdan sonra kolluk görevlilerinin sanıklardan yeniden uyuşturucu madde
almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında
olduğu, TCK'nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç teşkil etmeyeceği bu
nedenle inceleme konusu dosyada yeniden bir cezaya hükmedilemeyeceği
gözetilmeden, sanıkların bir gün arayla alıcı rolündeki görevlilere uyuşturucu
madde satma eylemleri zincirleme suç kabul edilerek kesinleşen diğer
mahkumiyete konu cezaların mahsubu suretiyle sanıklar hakkında hükümlülük
kararı verilmesi,…”
9. CD. 16/9/2015 gün, 2015/16081
Esas 2015/6164 Karar
Gizli soruşturmacı ancak örgütlü
suçlarda mümkündür.
Kolluk görevlilerine ilk satıştan
sonraki eylemler delil toplama kapsamında değerlendirilmelidir. Bu nedenle TCK
43 maddesi ile artırım yoluna gidilemez.
“…Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 28.04.2015 tarih,
2014/462 esas ve 2015/135 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK'nın 139.
maddesinin 4 ve 5. fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli
soruşturmacının ancak suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci
fıkralar hariç, TCK'nın 220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için
kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı
maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği,
olayımızda ise sanığın eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel
olarak uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin
Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve
failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini
gizleyerek alıcı rolüne girip sanıktan uyuşturucu madde almalarının mümkün
olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerini kimliğini gizleyen
alıcı görevli olarak kabul etmek gerektiği ve elde edilen delillerin hukuka
uygun bulunduğu kabul edilmiştir.
Somut olaya gelince; asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın
almak olmayıp suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten
ibaret olan kolluk görevlilerinin sanıktan ilk defa uyuşturucu madde almaları
üzerine "uyuşturucu maddeyi satışa arz etme" suçunun ve failinin
belirlendiği, delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda gerçek
anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ilk alımdan
sonra kolluk görevlilerinin sanıktan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde
gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu ve TCK'nın
43. maddesi anlamında ayrı bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden sanık hakkında
yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini, Kanuna aykırı olup…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder