****Hassas terazide eroin
bulaşığı olduğunun belirlenmesine rağmen TCK 188/4 maddesi gereğince artırım
yapılmaması aleyhe temyiz bulunmaması halinde bozma nedeni değildir.
****Olay ve yakalama
tutanaklarına göre yakalanan uyuşturucu maddeyle ilgisinin anlaşılamadığı
hallerde şüpheden sanığın yararlanması gerekir.
****İçeriği farklı anlamlara
gelebilecek telefon konuşmaları bulunması, sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerini
göstermez.
*****Adli arama kararının
araştırılması gerekir.
Aşağıda gösterilen Yargıtay kararının özeti genel olarak yukarıda
belirtildiği şekildedir. Hassas terazide tespit edilen eroin bulaşığı cezada
artırım nedeni olarak gözetilmeli, arama kararının varlığı aranmalı ve telefon
içeriklerinin açık olması gerekir. Bu değerlendirmeler, suçun ispat ve
sübutunu, in dubio pro reo/şüpheden sanık yararlanır ilkesini
genişleten niteliktedir. Ancak somut olaylarda suç faillerinden
hemen hemen hiçbiri alım/satım konusunda telefonda açıkça konuşmazlar.
Soruşturma/kovuşturma kolluk birimlerinin yönlendirmesine göredir. Yukarıda
bazı Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere telefon dökümlerinin
anlamlandırılması ve somut olaylarla ilişkilendirilmesi kollukça yapılır.
Her somut olayda arama kararı ve hukuka uygunluğunun belirlenmesi güçtür.
Yargıtay kararına konu olan olay suç şüphesinden çok suçüstü halini anlatmaktadır.
İhbar üzerine olay yerine gelen kolluk suça konu maddelerle getirdiğini tespit
ettikleri sanıkları aramamış, ellerindekini almıştır. Suçüstü haline ilişkin
arama kararı aranmaya devam edilmesi halinde, Ceza Muhakemesi Kanunu 119.
Maddesi gereğince gecikmesinde sakınca bulunan hal kabulü ile kolluk görevlilerinin
sonradan tutanak haline getirebilecekleri “arama emri” ile işlem yapılabilir.
Suçüstü halinde CMK 119. Maddesinde belirtilen “şüphe” den daha fazlası
-hali hazırda işlenen suç hali- söz konusudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
son Gafgen kararı ile somut olayda işkencenin varlığına rağmen gerçekleşen cinayetin
başka vasıtalarla ispatlanması halini adil yargılanma hakkının ihlali
saymamıştır. Poşetle elde edilen uyuşturucunun varlığına rağmen -katılmamakla
birlikte suçüstü haline ilişkin arama kararı- aranmak suretiyle hukuka aykırı
delil ve sanıkların tamamen beraati yönünde değerlendirme yapılması ceza
siyasetine uygun olmayacağı gibi uyuşturucu ticareti gibi bir suçta diğer
delillerin de tamamen geçersiz sayılmasına neden olacaktır.
20. CD. 11/5/2015 gün, 2015/315
Esas 2015/523 Karar
“…Sanıklar Serkan, Erkan ve Gökhan hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma
suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 11.07.2011 tarihli açma-vezin-deney-şahit
numune alma ve kapama tutanağı içeriğine göre; sanık Gökhan'ın ikametinde
yapılan aramada ele geçirilen ve 26.07.2011 tarihli rapora göre eroin bulaşıklı
olduğu tespit edilen hassas terazinin, operasyon kapsamında ele geçirilen,
herbiri kendilerine ait poşetler içerisinde bulunan uyuşturucu maddelerin
bulunduğu bez torbayla birlikte incelemeye gönderildiğinin ve uyuşturucu maddelerin
bulunduğu poşetlerde herhangi bir yırtık/delik gibi bulaşmaya sebebiyet verecek
durum bulunduğuna dair tespit olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında
hükmolunan cezadan TCK'nın 188/4. maddesi uyarınca artırım yapılmaması, karşı
temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda
ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli
kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından
gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve
bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi
ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar Serkan,
Erkan ve Gökhan'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin
ONANMASINA,
Sanıklar Gültekin, Emre ve Zafer hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma
suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklarda herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde bulunmadığı,
05.07.2011 tarihli olay ve yakalama tutanaklarına göre ele geçen uyuşturucu maddeler ile
bağlantılı olduklarının saptanamadığı, içeriği değişik anlamlara gelebilecek
telefon konuşmaları dışında sanıkların atılı suçu işlediklerine veya mahkum
olan diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiklerine ilişkin, kuşku sınırlarını
aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gibi, telefon konuşmalarında geçen ve kullanıcılara verildikleri iddia edilen
maddelerin ele geçirilmemiş olması nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde
olarak kabul edilemeyecekleri anlaşıldığından; “şüpheden sanık yararlanır
ilkesi” uyarınca sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden,
mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile sanık Gültekin'in temyiz itirazları
bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
Sanıklar Emrah ve Erdal hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından
kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamı ve 07.07.2011 tarihli olay tutanağına göre; İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın (CMK'nın 250. maddesi ile görevli) 2011/949 soruşturma sayısına
kayden yapılan teknik takip çalışmaları sırasında, E. Ç. ve E. K. isimli şahısların
Küçükçekmece İlçesi Atatürk Mahallesi Nehir Sokak No: 3 sayılı yerde bulunan
ikamete uyuşturucu getirecekleri bilgisi alınması üzerine, bahse konu adrese
gidilerek şahısların beklenmeye başlandığı, adı geçen şahısların Nehir Sokağa
girdiklerinin ve No: 3 sayılı bina önüne geldiklerinin görülerek, yanlarına gidilip,
sanık Erdal'ın elinde bulunan poşet içerisinde ne olduğunun sorulması sonrası sanıkların
tedirgin hareketler göstermeleri ve çelişkili cevaplar vermeleri üzerine, poşetin görevlilerce yapılan kontrolü
sonrası suç konusu eroinin ele geçirildiği, sanıklar hakkında herhangi bir adli
arama kararından bahsedilmediği, dosyada bulunan Kocaeli İl Emniyet
Müdürlüğü'nün 24.02.2012 tarihli, B.05.1.EGM.4.41.20058.22105 2012/K.51 (Giz)
sayılı yazısında sanık E. K. hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
(CMK'nın 250. maddesi ile görevli) 2011/1297 soruşturma sayılı dosya kapsamında
çalışma başlatıldığının bildirildiğinin anlaşılması karşısında, bahsi geçen
soruşturma dosyası incelenerek, sanıklar
hakkında usulüne uygun adli arama kararı olup olmadığının araştırılıp, sonucuna
göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma
ile hüküm kurulması, Kanuna aykırı,…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder