14 Haziran 2017 Çarşamba

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU

****Hassas terazide eroin bulaşığı olduğunun belirlenmesine rağmen TCK 188/4 maddesi gereğince artırım yapılmaması aleyhe temyiz bulunmaması halinde bozma nedeni değildir.
****Olay ve yakalama tutanaklarına göre yakalanan uyuşturucu maddeyle ilgisinin anlaşılamadığı hallerde şüpheden sanığın yararlanması gerekir.
****İçeriği farklı anlamlara gelebilecek telefon konuşmaları bulunması, sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerini göstermez.
*****Adli arama kararının araştırılması gerekir.
Aşağıda gösterilen Yargıtay kararının özeti genel olarak yukarıda belirtildiği şekildedir. Hassas terazide tespit edilen eroin bulaşığı cezada artırım nedeni olarak gözetilmeli, arama kararının varlığı aranmalı ve telefon içeriklerinin açık olması gerekir. Bu değerlendirmeler, suçun ispat ve sübutunu, in dubio pro reo/şüpheden sanık yararlanır ilkesini genişleten niteliktedir. Ancak somut olaylarda suç faillerinden hemen hemen hiçbiri alım/satım konusunda telefonda açıkça konuşmazlar. Soruşturma/kovuşturma kolluk birimlerinin yönlendirmesine göredir. Yukarıda bazı Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere telefon dökümlerinin anlamlandırılması ve somut olaylarla ilişkilendirilmesi kollukça yapılır.
Her somut olayda arama kararı ve hukuka uygunluğunun belirlenmesi güçtür. Yargıtay kararına konu olan olay suç şüphesinden çok suçüstü halini anlatmaktadır. İhbar üzerine olay yerine gelen kolluk suça konu maddelerle getirdiğini tespit ettikleri sanıkları aramamış, ellerindekini almıştır. Suçüstü haline ilişkin arama kararı aranmaya devam edilmesi halinde, Ceza Muhakemesi Kanunu 119. Maddesi gereğince gecikmesinde sakınca bulunan hal kabulü ile kolluk görevlilerinin sonradan tutanak haline getirebilecekleri “arama emri” ile işlem yapılabilir.
Suçüstü halinde CMK 119. Maddesinde belirtilen “şüphe” den daha fazlası -hali hazırda işlenen suç hali- söz konusudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi son Gafgen kararı ile somut olayda işkencenin varlığına rağmen gerçekleşen cinayetin başka vasıtalarla ispatlanması halini adil yargılanma hakkının ihlali saymamıştır. Poşetle elde edilen uyuşturucunun varlığına rağmen -katılmamakla birlikte suçüstü haline ilişkin arama kararı- aranmak suretiyle hukuka aykırı delil ve sanıkların tamamen beraati yönünde değerlendirme yapılması ceza siyasetine uygun olmayacağı gibi uyuşturucu ticareti gibi bir suçta diğer delillerin de tamamen geçersiz sayılmasına neden olacaktır.
20. CD. 11/5/2015 gün, 2015/315 Esas 2015/523 Karar
“…Sanıklar Serkan, Erkan ve Gökhan hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 11.07.2011 tarihli açma-vezin-deney-şahit numune alma ve kapama tutanağı içeriğine göre; sanık Gökhan'ın ikametinde yapılan aramada ele geçirilen ve 26.07.2011 tarihli rapora göre eroin bulaşıklı olduğu tespit edilen hassas terazinin, operasyon kapsamında ele geçirilen, herbiri kendilerine ait poşetler içerisinde bulunan uyuşturucu maddelerin bulunduğu bez torbayla birlikte incelemeye gönderildiğinin ve uyuşturucu maddelerin bulunduğu poşetlerde herhangi bir yırtık/delik gibi bulaşmaya sebebiyet verecek durum bulunduğuna dair tespit olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK'nın 188/4. maddesi uyarınca artırım yapılmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar Serkan, Erkan ve Gökhan'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar Gültekin, Emre ve Zafer hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklarda herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde bulunmadığı, 05.07.2011 tarihli olay ve yakalama tutanaklarına göre ele geçen uyuşturucu maddeler ile bağlantılı olduklarının saptanamadığı, içeriği değişik anlamlara gelebilecek telefon konuşmaları dışında sanıkların atılı suçu işlediklerine veya mahkum olan diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiklerine ilişkin, kuşku sınırlarını aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gibi, telefon konuşmalarında geçen ve kullanıcılara verildikleri iddia edilen maddelerin ele geçirilmemiş olması nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde olarak kabul edilemeyecekleri anlaşıldığından; “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” uyarınca sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile sanık Gültekin'in temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
Sanıklar Emrah ve Erdal hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;

Dosya kapsamı ve 07.07.2011 tarihli olay tutanağına göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın (CMK'nın 250. maddesi ile görevli) 2011/949 soruşturma sayısına kayden yapılan teknik takip çalışmaları sırasında, E. Ç. ve E. K. isimli şahısların Küçükçekmece İlçesi Atatürk Mahallesi Nehir Sokak No: 3 sayılı yerde bulunan ikamete uyuşturucu getirecekleri bilgisi alınması üzerine, bahse konu adrese gidilerek şahısların beklenmeye başlandığı, adı geçen şahısların Nehir Sokağa girdiklerinin ve No: 3 sayılı bina önüne geldiklerinin görülerek, yanlarına gidilip, sanık Erdal'ın elinde bulunan poşet içerisinde ne olduğunun sorulması sonrası sanıkların tedirgin hareketler göstermeleri ve çelişkili cevaplar vermeleri üzerine, poşetin görevlilerce yapılan kontrolü sonrası suç konusu eroinin ele geçirildiği, sanıklar hakkında herhangi bir adli arama kararından bahsedilmediği, dosyada bulunan Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü'nün 24.02.2012 tarihli, B.05.1.EGM.4.41.20058.22105 2012/K.51 (Giz) sayılı yazısında sanık E. K. hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın (CMK'nın 250. maddesi ile görevli) 2011/1297 soruşturma sayılı dosya kapsamında çalışma başlatıldığının bildirildiğinin anlaşılması karşısında, bahsi geçen soruşturma dosyası incelenerek, sanıklar hakkında usulüne uygun adli arama kararı olup olmadığının araştırılıp, sonucuna göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması, Kanuna aykırı,…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK