20. CD. 2015/1735 Esas 2015/1941
Karar
İsimsiz telefon ihbarı,
İletişim tespiti için CMK 135
maddesine göre karar alınması,
Adli arama kararı bulunmaması
halinde ikrarı bulunsa dahi sanık hakkında hükme esas alınamaz.
Bağlantılı dosyaların birleştirilmesi,
“…Oluş ve dosya içeriğine göre; Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/11660
soruşturma sayılı dosyasının şüphelileri L. S., S. K. ve Nuri Ş. hakkında,
"uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dolayı CMK'nın 135.
maddesi uyarınca 17/04/2008-17/07/2008 tarihleri arasında iletişimin tespiti
kararı verilmiş olup, dosyada mevcut iletişimin tespiti tutanaklarının
içeriğinden adı geçen şüpheliler ile bağlantısı olduğu anlaşılan sanık Nafiz
hakkında, "kullandığı 42 AEJ 72 plaka sayılı araç ile Hatay ilinden Konya
iline satmak için uyuşturucu madde getirdiğine" ilişkin 19/04/2008 tarihinde saat
04.30 sıralarında alınan isimsiz telefon ihbarı üzerine, kolluk tarafından aynı
gün saat 06.15 sıralarında sanığın kullandığı ihbara konu araç üzerinde,
CMK'nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı veya
yazılı adli arama emri" alınmaksızın, Konya 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin
14/04/2008 tarihli 2008/587 sayılı önleme araması kararına dayanılarak yapılan
aramada, aracın ön kaput ve bagaj kısmına gizlenmiş halde daralı 6.085 gram
ağırlığında beş paket kenevir bitkisinin ele geçirildiği, 09/05/2008 tarihli
ekspertiz raporunda, bu maddenin net ağırlığı 2.976 gram olan kısmı çürüdüğünden,
esrar elde etmeye elverişli olmadığı, geriye kalan 2.754 gramından ise 1.101,6
gram esrar elde edilebileceği tespitlerine yer verildiği; soruşturma aşamasındaki
savunmalarında Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/11660 soruşturma sayılı
dosyasının şüphelilerinden bahsetmeyen sanığın, 15/05/2008 tarihli savunma
dilekçesi ve 01/07/2008 tarihli sorgusunda istikrarlı şekilde, “kendisine para
karşılığı Gaziantep'ten Konya'ya uyuşturucu madde getirmesi için teklifte
bulunan Levent Sinem'in teklifini kabul ederek, olaydan bir gün önce
Gaziantep'e gittiğini, Levent'in uyuşturucu madde temin ettiği Nuri isimli
kişiden ele geçen uyuşturucu maddeleri alıp, Konya'ya hareket ettiğini” beyan
ettiği anlaşılmakla;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610-2014/512,
2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere;
adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama
yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu
oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle
elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa'nın 38. maddesinin
6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin
2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Sanık hakkında olay öncesinde "satmak için uyuşturucu madde
naklettiğine" dair ihbarda bulunulması ve Konya Cumhuriyet Başsavcılığının
2008/11660 soruşturma sayılı dosyasının şüphelileri L. S., S. K. ve N. Ş. hakkında
"uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dolayı, temyize konu suç
tarihinden önce verilen iletişimin tespiti kararı gereği düzenlenen
tutanakların içeriğinden, sanık Nafiz'in, adı geçen şüpheliler ile bağlantısı
olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın kullandığı aracın üzerinde CMK'nın
116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı veya yazılı
adli arama emri" alınmadan, yapılan hukuka aykırı arama sonucu ele
geçirilen uyuşturucu maddelerin, “suçun maddi konusu” ve “suçun delili” olarak
hükme esas alınamayacağı da dikkate alınarak;
Temyize konu dava dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan Konya
Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/11660 soruşturma sayılı dosyasının akıbetinin
sorulması, kamu davası açılmış ise her iki dosyanın birleştirilmesi; kesinleşmiş
ise bu dosyanın içine konulması suretiyle, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi
ve sonucuna göre sanığın hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmaya
dayalı olarak hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder