20. CD. 2015/14075 Esas 2015/1988
Karar
Usulüne aykırı yapılmış tebligat
nedeniyle temyizin süresinde yapılmış kabul edilmesi,
Hukuka aykırı arama ile elde
edilen deliller hükme esas alınamaz.
“…7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına
Dair Yönetmeliğin 18. madde hükümlerine göre usulüne aykırı olarak yapılan
tebligat işlemi nedeniyle, sanık N. N.'nın yokluğunda 13/12/2007 tarihinde verilen
hükme karşı sanık tarafından 14.11.2008 tarihinde yapılan temyiz talebinin süresinde
olduğu kabul edilerek ve mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin 17/10/2008
tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610 - 2014/512 - 2013/841 - 2014/513 ve
2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını
gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır.
Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da
suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş"
olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile
CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası,
230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Oluş ve dosya içeriğine göre, olay günü uyuşturucu madde ticareti yaptığına
dair ihbar alınan sanıklar hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, telefon görüşmesi
sonucunda görüşme yerine gelen sanıkların üzerinde CMK'nın 116, 117 ve 119.
maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı" veya “yazılı adli arama
emri” alınmadan yapılan aramada, sanık S. N.'dan gazete ve naylon poşete sarılı
şekilde 7,26 gram esrar, sanık E. K.'dan 11 adet kilitli poşet içinde 10,95
gram esrar ve 24 adet extacy olarak tabir edilen uyuşturucu maddenin ele
geçirildiği anlaşılmakla, sanıkların üzerinde yapılan hukuka aykırı arama
sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, “suçun maddi konusu” ve “suçun
delili” olarak hükme esas alınamayacağı gözetilerek, somut olayda suçun maddi
konusu bulunmadığından, dolayısı ile suçun unsurları oluşmadığından, sanıklar
hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, TCK'nın 188/3. fıkrası uyarınca
mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
1- Hükmolunan adli para cezasının ve yargılama giderinin 5083 sayılı Kanun'un
1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar
Kurulu'nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca
Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2- İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nce suça konu uyuşturucu
maddeden alınan şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı,…”
Üstelik dairenin delil değerlendirmesi konusunda dikkate değer başka kararları
da bulunmaktadır:
20. CD. 12/5/2015 gün, 2015/1403
Esas 2015/576 Karar
Telefon konuşmalarının
yorumlanması, bağlantılarının gösterilmesi, tüm delillerin tartışılması,
Başka kişinin üzerine kayıtlı
telefon üzerinden iletişim tespiti hukuka aykırıdır.
Hükmün gerekçelendirilmesi,
Başka bir suça ait delil elde edilmesi,
“…CMK'nın 230. maddesinin 1. fıkrası gereğince, hükmün gerekçe bölümünde,
sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, bu kapsamda sanığın
hangi tarihte kimle ne şekilde telefon konuşması yaptığı ve bu konuşmaların
nasıl yorumlandığının açıklanması, gerçekleşen somut olgularla bağlantısının
gösterilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme
esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanığa sabit
kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre
sanıkların hukuksal durumlarının saptanması gerektiği gözetilmeden, yetersiz ve
soyut gerekçe ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan,
hükmün BOZULMASINA,
Sanık Şehrinaz hakkında ''uyuşturucu madde ticareti yapma'' suçundan kurulan
mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
a-) Sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 135. maddesine aykırı olarak farklı
isimle ve farklı kişinin üzerine kayıtlı telefon numarası belirtilerek iletişimin
dinlenilmesi kararı verilmesi ile bu kayıtların usul ve kanuna aykırı olarak
sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmüne esas alınması,
b-) Sanığın diğer sanık Necla ile yaptığı telefon görüşmesinin içeriğinin
usul ve kanuna aykırı olarak CMK 138. maddesinin 2. fıkrası kapsamında
değerlendirilerek sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmüne esas alınması,
c-) CMK'nın 230. maddesinin 1. fıkrası gereğince, hükmün gerekçe bölümünde,
sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, bu kapsamda sanığın
hangi tarihte kimle ne şekilde telefon konuşması yaptığı ve bu konuşmaların
nasıl yorumlandığının açıklanması, gerçekleşen somut olgularla bağlantısının
gösterilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme
esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanığı sabit
kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre
sanıkların hukuksal durumlarının saptanması gerektiği gözetilmeden, yetersiz ve
soyut gerekçe ile hüküm kurulması, Kanuna aykırı…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder