14 Haziran 2017 Çarşamba

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU

20. CD. 2015/14075 Esas 2015/1988 Karar
Usulüne aykırı yapılmış tebligat nedeniyle temyizin süresinde yapılmış kabul edilmesi,
Hukuka aykırı arama ile elde edilen deliller hükme esas alınamaz.
“…7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. madde hükümlerine göre usulüne aykırı olarak yapılan tebligat işlemi nedeniyle, sanık N. N.'nın yokluğunda 13/12/2007 tarihinde verilen hükme karşı sanık tarafından 14.11.2008 tarihinde yapılan temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek ve mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin 17/10/2008 tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610 - 2014/512 - 2013/841 - 2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Oluş ve dosya içeriğine göre, olay günü uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair ihbar alınan sanıklar hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, telefon görüşmesi sonucunda görüşme yerine gelen sanıkların üzerinde CMK'nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı" veya “yazılı adli arama emri” alınmadan yapılan aramada, sanık S. N.'dan gazete ve naylon poşete sarılı şekilde 7,26 gram esrar, sanık E. K.'dan 11 adet kilitli poşet içinde 10,95 gram esrar ve 24 adet extacy olarak tabir edilen uyuşturucu maddenin ele geçirildiği anlaşılmakla, sanıkların üzerinde yapılan hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, “suçun maddi konusu” ve “suçun delili” olarak hükme esas alınamayacağı gözetilerek, somut olayda suçun maddi konusu bulunmadığından, dolayısı ile suçun unsurları oluşmadığından, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, TCK'nın 188/3. fıkrası uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
1- Hükmolunan adli para cezasının ve yargılama giderinin 5083 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu'nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2- İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nce suça konu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı,…”          
Üstelik dairenin delil değerlendirmesi konusunda dikkate değer başka kararları da bulunmaktadır:
20. CD. 12/5/2015 gün, 2015/1403 Esas 2015/576 Karar
Telefon konuşmalarının yorumlanması, bağlantılarının gösterilmesi, tüm delillerin tartışılması,
Başka kişinin üzerine kayıtlı telefon üzerinden iletişim tespiti hukuka aykırıdır.
Hükmün gerekçelendirilmesi,
Başka bir suça ait delil elde edilmesi,
“…CMK'nın 230. maddesinin 1. fıkrası gereğince, hükmün gerekçe bölümünde, sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, bu kapsamda sanığın hangi tarihte kimle ne şekilde telefon konuşması yaptığı ve bu konuşmaların nasıl yorumlandığının açıklanması, gerçekleşen somut olgularla bağlantısının gösterilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanığa sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre sanıkların hukuksal durumlarının saptanması gerektiği gözetilmeden, yetersiz ve soyut gerekçe ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
Sanık Şehrinaz hakkında ''uyuşturucu madde ticareti yapma'' suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
a-) Sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 135. maddesine aykırı olarak farklı isimle ve farklı kişinin üzerine kayıtlı telefon numarası belirtilerek iletişimin dinlenilmesi kararı verilmesi ile bu kayıtların usul ve kanuna aykırı olarak sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmüne esas alınması,
b-) Sanığın diğer sanık Necla ile yaptığı telefon görüşmesinin içeriğinin usul ve kanuna aykırı olarak CMK 138. maddesinin 2. fıkrası kapsamında değerlendirilerek sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmüne esas alınması,

c-) CMK'nın 230. maddesinin 1. fıkrası gereğince, hükmün gerekçe bölümünde, sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, bu kapsamda sanığın hangi tarihte kimle ne şekilde telefon konuşması yaptığı ve bu konuşmaların nasıl yorumlandığının açıklanması, gerçekleşen somut olgularla bağlantısının gösterilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanığı sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre sanıkların hukuksal durumlarının saptanması gerektiği gözetilmeden, yetersiz ve soyut gerekçe ile hüküm kurulması, Kanuna aykırı…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK