15 Mayıs 2019 Çarşamba

SOSYAL MEDYA PAYLAŞIM SORUMLULUĞU GERÇEK İÇTİMA


12.CD. 6/4/2015 gün, 2014/23302 Esas 2015/5841 Karar


Şikayetçinin adıyla sahte hesaplar oluşturarak fotoğraf ve ismini kullanma; verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu; sahte olarak oluşturulan facebook adresinde özel fotoğraf paylaşımı özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu; cinsel içerikli yazılar ve porno resimler yayınlanması cinsel taciz suçunu; bilgisayarında mağdura ait fotoğraflar bulunması kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu, sanığın birden fazla kez telefonla aranması huzur ve sükun bozma suçunu oluşturur.

“…Sanığın, katılanın çalıştığı iş hanında çaycı olduğu ve katılana karşı tek taraflı ilgi duyduğu, sanığın facebook paylaşım sitesinde, katılanın isim ve soyismiyle birlikte değişik isimler kullanarak çok sayıda hesaplar oluşturduğu, oluşturduğu bu hesaplarda katılana ait bir kısmı özel nitelikteki fotoğrafları ele geçirip belirtilen facebook paylaşım sitesinde farklı tarihlerde birden çok kez yayınladığı, yine sanığın ikametgah adresinde yapılan arama sonucu suçta kullanılan bilgisayarda yapılan incelemede şikayete konu fotoğrafların aynı zamanda kaydedildiğinin tespit edildiği, yine sanığın oluşturduğu facebook paylaşım sitesindeki hesaplarından katılana karşı birden çok kez cinsel taciz içerikli sözler sarf ettiği ve porno resimler yayınladığı, aynı şekilde sanığın katılana karşı birden çok kez mesaj göndermesi şeklinde gerçekleşen olayda,

Sanığın ikrarı, katılanın beyanı ve bilirkişi raporları dikkate alındığında sanığın üzerine atılı eylemlerin sabit olduğu, sanığın, katılanın isim soyisim ve fotoğrafını kullanarak katılan adına sahte facebook oluşturma eyleminin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu, sahte oluşturulan facebook adresinde katılanın özel hayat kapsamında değerlendirilebilecek fotoğraflarının   yayınlanması  özel  hayatın  gizliliğini ihlal suçunu, değişik  isimle oluşturulan hesaptan katılana karşı birden çok kez cinsel taciz içerikli yazılar yazması ve porno resimler yayınlaması eyleminin cinsel taciz, bilgisayarında katılana ait fotoğrafların bulunması kişisel verilerin kaydedilmesi eylemini, katılanın telefonunu birden fazla kez araması eylemi, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu, bu eylemlerin tek bir fiil olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, tebliğnamede, fikri içtima uygulanması yönündeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir…”

8 Mayıs 2019 Çarşamba

Ahmet Cevdet Paşa Farazi Duruşma Yarışması 2019




Benim için ilginç bir tecrübeydi.

Kalabalık bir jüri heyetinde olacağımı düşünürken üç kişilik jüri heyetinde başkan olmak sorumluluk duygusunu daha da artırmıştı.

Öğrenciler konuya gerçekten çok iyi hazırlanmışlardı.

Pek çoğu konuyu oldukça ayrıntılı bir şekilde işlediler.

Tam bir strateji savaşı olmuştu. İddia takımları savunma takımlarından daha avantajlıydılar. Çünkü bütün ayrıntısıyla verilen olay 20'ye yakın kriminal olay içermekteydi. Kimin hangi suçu işlediğini, hangi sebeplere, hangi delillere dayanarak anlatmak, bu suçun oluşmadığına ilişkin savunma yapmaktan daha kolaydı.

Ancak enteresan bir şekilde ilk aşamada savunma takımları arasında yer alan üniversite öğrencileri doğrudan finale kalan takım oldu. Gerçekten de takım olarak oldukça iyiydiler:

Savunmalar usul ve esas bakımından bölündü. Sözcüleri oldukça karizmatik bir anlatım yaptı. İddia takımı hukuk fakültesi öğrencisi gibi davranmaya devam ederken savunma takımı Amerikan filmlerinde jüriyi ikna etmeye çalışan her konuyu bilen, bütün delilleri değerlendirmiş oldukça iddialı bir hukuk şirketi gibiydiler. Söz alan hiç kimse sırıtmadı. Ses kullanımı oldukça iyiydi. Salonda bulunan herkes bu ezici farklılığı görebiliyordu. İlk tur bittiğinde yarışmanın doğrudan favorisi bu takımdı(Erzincan).

Yarışmanın ikinci aşamasında yarışan takımlar oldukça vasat bir seyir izledi. Olay aynıydı. Ama bu aşamada finale kalan takım gerçekten oldukça tesadüfi bir şekilde belirlendi. Ya da farklı bir bakış açısıyla yalnızca bir tık daha iyiydiler.


Final aşamasında doğrudan finale kalan Erzincan ile ikinci elemede finale kalan takım (Akdeniz) karşı karşıyaydı. Üstüne üstlük bu kez Erzincan iddia kurasını çekmişti. Yani bir Cumhuriyet savcısı gibi iddiada bulunmak, delilleri ve suçları belirlemek bu kez onlara düşmüştü. Eminim diğer jüri üyesi arkadaşlarım da aynı şeyi düşündü: Karşı takımın hiçbir şansı yoktu.

İddialar peşi sıra gelmeye başladığında gerçekten savunma takımının eridiğini hissettik. Suçlamalar peşi sıra, delilli, Yargıtay kararlı arkası arkasına seyretti. Üniversite, takım olarak iyiydi. Her bir öğrencinin katkısı iddia takımını daha da güçlendiriyordu. Öyle bir not almıştım ki karşı takımın ne yapacağını merakla bekliyordum. Karşılamaları mümkün görünmüyordu.

Ama burada farklı birşey oldu. Savunma takımı soğukkanlılığını korudu. Onlar benim gibi not bile alamamışlardır diye düşünürken müthiş bir paylaşımla her bir sanık ve her bir suç açısından savunmalara başladılar.

Savunma hiçbir şeyi kaçırmamıştı. Oluşmayan suçlara ilişkin anlatımları gerçekten çok iyiydi. İddia takımı 1219 sayılı TŞSTİHK ile ilgili bile iddialarda bulunmuştu. Burada karşı takım bu savunmayı nasıl yapacak diye düşünürken tedavi kavramının tanımı üzerinde duruldu ve olayda tedavi anlamına gelen bir eylem bulunmadığı anlatıldı.

İddia takımının görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin isnatları ve karşı takımın savunmaları da dinlemeye değerdi.

Sonuçta ayrıntılara boğulan bir takımın isnatlar konusunda temelsiz kalabildiğini, bu durumun da sonucu karşı takımın lehine çevirdiğini gördük.


Kazanan Akdeniz Üniversitesini bir kez daha tebrik ediyorum. Özellikle ilk turda hangi takımın hangi üniversite olduğunu özellikle öğrenmedim. Yarışmada Çukurova Üniversitesi de var zannediyordum. İlk elenen takımlardan birisi de maalesef Selçuk'muş.

Yarışmada jüri dahi birbirine etkide bulunmadı. Hiçbir jüri üyesi diğerinin kaç puan verdiğine bakmadı bile.

Sonuç olarak, yoğun bilgi değil, sistemleşmiş bilgi kazandı. Soğukkanlılık ve sabır kazandı. Takip etme ve dinleme becerisi kazandı. Sorgulama ve cevap verebilme kazandı. Anlatım gücü ve ifade etme yeteneği kazandı.

Son notlar:

Duruşmadan çok münazara şeklinde gerçekleşen bir yarışmaydı.
Kurallar üniversite tarafından belirlenmişti. Bu nedenle pek çok kurala ben de hazırlıksız yakalandım.
Yarışma sonunda kısa da olsa görüş açıklamak istedim. Ama öyle bir zaman aralığı nedense oluşturulmadı.
Doğru ya da yanlışlar değil, ikna etme etme becerisi ve konuya hakimiyet daha çok dikkate değer olan konulardı.
Her takımın ağır hataları oldu.
Ancak öğrencilerden bazıları ortalama bir hukukçunun çok üzerindeydi.







1 Mayıs 2019 Çarşamba



















Sri Lanka (Seylan)


Bugün bütün dünya Sri Lanka'da gerçekleşen kilise bombardımanlarıyla şoke oldu. Umarım arkasından terörist olsa da olmasa da müslümanlar çıkmaz. İslama olan müthiş yöneliş azalacak. Bu nedenle olayın arkasında radikal hıristiyan grupların ya da başka amaçların olması da mümkün. 


Sri Lanka, Asya kıtasının güneyinde Hindistan’ın güneydoğusunda yer almakta. Hindistan'a olan mesafesi yalnızca 31 km'dir. 
Ülkenin resmî adı Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti. 
Yüzölçümü 65.610 km2:  (Karşılaştırma bakımından Konya yüzölüçümü 38.873 km2). 
Nüfusu yaklaşık 21 milyon. (Karşılaştırma bakımından İstanbul 15,7 milyon). 
Başşehri Colombo (678.000), 
Diğer önemli şehirleri Dehiwala-Mount Lavinia (230.000), Moratuwa (200.000) ve Negombo’dur (140.000). 
1948 yılında bağımsızlığını kazanan ülke uzun yıllar Portekiz, Alman ve İngiliz sömürgesi olmuştur. 
1972 yılında adı Sri Lanka Cumhuriyeti’ne çevrilmiştir; 
Resmî dili Sinhalî (Sinhalese “Seylanca”), ikinci resmî dili Tamilce’dir. 

İklim tropikal muson iklimidir. 

Ülke tarihinin 3000 yıl öncesine gittiği iddia edilmektedir. 


Gayrısafi milli hasılası yaklaşık 68 milyar dolar. (Türkiye 2017 yılı için 851 milyar dolar). 
Yönetim biçimi: Yarı başkanlık sistemi. 

1505 yılında Portekiz, 
1657 yılında Hollanda, 
1815'te ise İngiltere adayı işgal etmiştir. 
1948 yılında Pakistan ve Hindistanla birlikte bağımsızlığını kazanmıştır.  

Ancak halen İngiliz sömürge sisteminin uzantısı olan commonwealth üyeliği devam etmektedir. (Bu nedenle tam bağımsız olduğunu söylemek mümkün değildir). 
Ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Pirima Daşa, 1988 yılında Tamil Kaplanlarının düzenlediği suikastle hayatını kaybetmiştir. 
Bu olaydan sonra ülke iç karışıklıklarla karşı karşıya kalmıştır. 
Ülke iki etnik gruptan oluşmaktadır. % 74 Sinhaliler ve % 18 Tamiller. Sinhaliler, Budizm dininin koruyucusu olarak aynı zamanda ülkenin en eski sahipleridir. Yaklaşık 2300 yıl öncesinde Hindistan'ın kuzeyinden bu topraklara göç etmişlerdir. 

Tamiller ise Hindistan'ın güneyinden gelen gruptur. Bu ülkedeki mücadeleyi bu nedenle kuzey-güney mücadelesi olarak tanımlamak mümkündür. Sinhaliler, kuzey Hindistan ve hatta Afganistan; Tamiller ise güney Hindistan'dan gelmiştir. Çoğunlukla Hinduizm inancındadırlar. 

Tamillere göre adanın en eski sahibi kendileridir ve burada kendi imparatorlukları bulunmaktadır. Ancak Sinhaliler tarafından bu imparatorluk yıkılmıştır. Sinhalilere göre ise Tamiller, İngiltere'den Seylan'a çay toplamaya gelmiş işçilerdir. 
Tamiller ve Sinhaliler arasındaki ayrımcılık, Tamillerin siyasi ve sosyal hayatın dışına itilmeleri nedeniyledir. 
1976 yılında oluşturulan Tamil Özgürlük Kaplanları Örgütü ile kuzeyde bağımsız bir devlet kurulması amaçlanmıştır. 
İç savaşa dönüşen olaylarda 70.000'e yakın kişi ölmüştür. Devletin baskısıyla Tamillerin büyük bölümü ülkenin kuzeyine göç etmiştir. 
2009 yılında gerçekleşen geniş çaplı askeri operasyonlarla Tamil Kaplanları ağır zarara uğratılmış, lider kadrosu öldürülmüştür. 
Ancak Tamiller bütün dünya çapında sahip oldukları diaspora ile elde ettikleri gelirler ve devlet yapısını andıran teşkilatlanmayla güçlerini korumayı başarmıştır. 





https://www.tarihiolaylar.com/ulkeler/sri-lanka-232
http://www.bilgesam.org/incele/83/-sri-lanka-ve-tamil-kaplanlari/
https://islamansiklopedisi.org.tr/sri-lanka

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK