5 Haziran 2020 Cuma

CİRO TÜRLERİ


CİRO TÜRLERİ

Ciro türleri yukarıda da belirtildiği üzere amacına göre değişmektedir. Ayrıca şekli özelliklerine göre de tam ciro ve beyaz ciro olarak nitelendirilmektedir.

1. Tam ciro

Lehine ciro işlemi yapılan kişinin adı belirtilmek ve ödeyiniz sözcüğü yazılarak altı imzalanmak suretiyle yapılan cirodur.

2. Beyaz ciro

Lehine ciro işlemi yapılan kişinin belirli olmadığı cirodur. Beyaz ciro, “ödeyiniz” kelimesi ve imzadan oluşabileceği gibi sadece imza atılarak da yapılabilir. Beyaz ciro açısından imzanın bulunması şarttır. 19.HD. 19/02/2020 gün, 2019/3025 Esas, 2020/556 sayılı aşağıda belirtilen içtihatta da görüleceği üzere, kaşe bulunmakla birlikte yetkililerin imzasının bulunmaması halinde yapılan işlem ciro niteliğinde değildir ve kaşe sahibinin ciro zincirinde yer almadığı kabul edilmelidir.
Amacına göre ise temlik, tahsil ve rehin cirosu yapılabilmesi mümkündür.

3.Temlik Cirosu

Cironun asıl gayesine hizmet eden, temlik cirosu, senet içerisine yerleşmiş olan hakkı senedi devralana devretmek amacıyla yapılan cirodur.[1] Cironun şeklinden tahsil veya rehin için yapıldığı anlaşılmıyorsa yapılan ciro temlik cirosu hükmündedir. Temlik cirosu ile hamil senetteki hakkı kazanmaktadır
Senedi temlik cirosuyla iktisap eden kişi, senedi bir üçüncü kişiye devretmek isterse, temlik cirosu ile devredebileceği gibi tahsil ya da rehin cirosu ile de devredebil­mektedir.
19.HD. 19/02/2020 gün, 2019/3025 Esas, 2020/556 Karar
Senedin tahsil için verildiğine ilişkin tahsil cirosu bulunmadığına göre, senet temlik için verilmiştir.
“…Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacılarca, davalı Ş... Ltd. Şti.'nden  kömür alımı karşılığında verilen davaya  konu iki adet çek karşılığında davalı Ş..... Ltd. Şti. tarafından mal tesliminin yapılmadığı, söz konusu çeklerin ciro yoluyla yine ortak ve temsilcileri aynı olan davalı E. ... Ltd. Şti 'ne, bu şirket tarafından  da davalı Bank A.Ş.'ne teslim edildiği, söz konusu çek metinlerinde çeklerin davalı …Bank A.Ş.’ne tahsil amacıyla ciro edildiğine ilişkin herhangi bir ibare (bedeli tahsildir, tahsil içindir vs.) yer almadığı, bu sebeple yapılan cironun tüm hak ve alacakların devrine ilişkin temlik cirosu niteliğinde bulunduğu, bu durumda ciro silsilesine göre iyiniyetli hamil durumundaki davalı bankaya karşı, davacı keşidecinin lehtara yönelik defilerini ileri süremeyeceği, davalı bankanın diğer davalılarla işbirliği halinde kötüniyetli olarak dava konusu çeklerin hamili olduğu hususunun dosya kapsamına göre ispat olunamadığı gerekçesiyle davalı …Bank A.Ş. yönünden menfi tespit isteminin reddine, diğer davalılar yönünden kabulü ile dava konusu çeklerden dolayı davacının, davalı Ş ... Ltd. Şti. ve E ... Ltd. Şti.'ne borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2018/3186 esas, 2019/3107 karar sayılı ve 13.05.2019 tarihli ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş ve bu onama ilamına karşı davacılar vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur. Dava dosyasının yeniden incelenmesi sırasında, dava konusu 2 çekin davalı E. ... Ltd. Şti. tarafından, muhatap bankaya vekaleten … Bank A.Ş.’ne ibraz edildiği, … Bank A.Ş. tarafından karşılıksız şerhi verildiği anlaşılmıştır. Davalı … Bank A.Ş.’nin verdiği karşılıksız şerhi ile davalı E.... Ltd. Şti. tarafından yapılmış beyaz ciro arasında davalı … Bank A.Ş.’nin kaşe ile oluşturulmuş ticaret ünvanı yer alıyorsa da, temsilcilerinin imzası yoktur. Bu durumda, bu kaşe ciro hükmünü taşımaz. Dolayısıyla davalı … Bank A.Ş.’nin isminin ciro zincirinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Davalı alacaklı …. Bank A.Ş.’nin, takip dayanağı çeklerin ciro zincirinde ismi yer almadığından, kendisinin bu çeklerle alakasının sadece muhatap bankaya vekaleten karşılıksız şerhi veren banka olmaktan ibaret olduğu anlaşılmakla, takip dayanağı çekleri elinde bulundursa bile, bu çeklere dayanarak takip yapma imkanı ve alacaklı sıfatı yoktur. Bu itibarla mahkemece davanın … Bank A.Ş. yönünden de açıklanan nedenle kabulü gerekirken, reddi doğru olmadığı gibi, Dairemizce de bu kararın onanması yerinde olmamıştır. Bu itibarla davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılması ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.”
19.HD’nin 17/02/2020 gün, 2018/1177 Esas, 2020/496 sayılı kararıyla onaylanan, Adana BAM 9.HD’nin, 19/01/2018 gün, 2018/37 Esas, 2018/60 Karar
“…HUKUKİ  NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ                                                                                                 :
Dava, menfi tespit talebine ilişkin olup, davacı tarafından sipariş edilen ürünlere karşılık davalı .. A.Ş.'ye verilen her birisi 100.000,00.TL bedelli iki adet çekin teminat amacıyla davalı bankaya verildiği, sipariş edilen ürünlerin teslim edilmediği, dolayısıyla çeklerin bedelsiz kaldığı belirtilerek çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiş, yargılama sırasında çek bedellerinin ödenmesi üzerine dava istirdat davasına dönüşmüş, mahkeme tarafından davalı banka aleyhine açılan davanın reddine, davalı …. A.Ş. aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 
Uyuşmazlık, dava konusu çeklerin davalı bankaya teminat olarak verilip verilmediği noktasından kaynaklanmaktadır.
6102  sayılı TTK'nun 689. (6762 sayılı TTK md. 601) maddesine göre cironun rehin cirosu olabilmesi için senet üzerinde “bedeli teminattır” "bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer bir kaydı taşıması gerekmektedir.
 Çekte bu anlama gelecek bir ibare yoksa söz konusu cironun 6102 sayılı TTK'nın 818/1-d maddesi atfıyla 684/1.maddesi (6762 sayılı TTK'nın 730/1-4 maddesinde yapılan atıfla 597. maddesi) hükmü uyarınca temlik cirosu olduğunun kabulü gerekir. 6102 sayılı TTK'nun 687 (6762 sayılı TTK md. 599) maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden Kaynaklanan şahsi def'ilerin ciro yolu ile hamil olan ve yakın taraf sayılamayan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlıdır.(Yargıtay 19. HD'nin 2014/7048  E.2014/9030 K., 2015/2696 E. 2015/7452 K., 2013/6079 E.  2013/9106 K., 2014/10394 E.2015/8019 K.)
Çek tevdi bordrosunda, çekin teminat için verildiğinin açıklanması ciranta ile  yetkili hamil arasındaki ilişki olup, davacıyı bağlamaz ve cironun niteliğini etkilemez. Bankanın  kötüniyetli hamil olduğu kanıtlanmadıkça bu şekildeki def’iler ona karşı ileri  sürülemeyeceği gibi cevap dilekçesinde, çeklerin bankanın kredi alacağına karşılık teminat teşkil etmek üzere alındığı beyan edilmiş olsa dahi, çekte rehin cirosu anlamına gelen bir kayıt bulunmadığı takdirde devrin temlik cirosu ile yapıldığı, davalının yetkili hamil olduğu kabul edilmelidir.
Tüm bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin dava konusu çeklerin davalı bankaya  temlik cirosu ile devredildiği, bankanın çeklerin bedelsizliğini bilerek davacının zararına ve kötü niyetli olarak hareket ettiği konusunun ispat edilemediği, davacının lehtara karşı ileri sürebileceği şahsi def'ini ciro yoluyla çeklere hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davalı banka aleyhine açılan davanın reddine ilişkin verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”
Temlik cirosunun en önemli sonuçlarından birisi de, iyiniyetli hamile karşı şahsi defilerin ileri sürülmesini imkansız hale getirmesidir:
19.HD’nin 04/02/2020 gün, 2018/1652 Esas, 2020/246 Karar
“…İlk derece mahkemesince, davaya konu edilen çeklerin davacılar tarafından aralarındaki sözleşme gereğince ilerde teslim edilecek mallar karşılığında davalılar Çevik İz İnş. Taah. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne teslim edildiği, davalılar tarafından bu çeklerin karşılığında herhangi bir mal veya hizmet ifasında bulunulmadığı, davaya konu çeklerin davacıya iade edileceğine dair taraflar arasında protokol yapılmasına rağmen çeklerin iade edilmediği, bu nedenle çeklerin sözleşmenin tarafları bakımından bedelsiz kaldığı, bedelsizlik def'inin şahsi def'ilerden olduğu, ancak taraflar arasında ileri sürülebileceği, davaya konu çekin davalı … Ltd. Şti.'ne temlik cirosu ile  ciro edildiği, bilahare bu şirket tarafından da  kredi sözleşmesi kapsamında alınan kredinin tahsili amacı ile davalı bankaya temlik cirosu ile ciro edildiği, çek üzerinde rehin cirosu olduğuna dair kayıt bulunmadığı, mevcut delillere göre cironun temlik cirosu olarak kabul edilmesi gerektiği, bankanın çeklerin bedelsizliğini bilerek davacının zararına ve kötüniyetli olarak hareket ettiği konusunda herhangi bir delilin getirilmediği, davacının açıklanan şahsi def'ini davalı bankaya karşı ileri süremeyeceği gerekçesiyle davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş.  hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar  yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davaya konu çeklerin davalı bankaya temlik cirosu ile devredilmiş olmasına, bedelsizlik iddiasının şahsi defi olup iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyecek olmasına  göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin  takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar  vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA,…” konu olan Gaziantep BAM 08/02/2018 gün, 2017/1257 Esas, 2018/237 Karar
“…Davacılar vekili,  müvekkilleri ile davalılar … ve … arasında sözleşme olduğunu, davalıların sözleşmede yazılı işleri yapmayı üstlendiğini, bunun karşılığında müvekkilin davalılara dava konusu olan Yapı Kredi Bankası Sarıçam şubesinin 01/09/2015 keşide tarihli 1021028 çek nolu 45.000 TL bedelli ve 04/09/2015 keşide tarihli 1021025 çek nolu 48.750 TL bedelli iki adet çeki teminat olarak verdiğini ve 30.000,00 TL nakit ödeme yaptığını, davalıların üstlendikleri işi yapmadıklarını, davalı bankanın da çek iadesi için yapılan sözlü müracaatlara olumsuz yanıt verdiğini belirterek çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Yapı Kredi Bankası vekili, müvekkili banka ile diğer davalılar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların kredi kullandıklarını, davaya konu çeklerin kullanılan kredi borcuna karşılık temlik cirosu ile devredildiğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Ltd. Şti.  ve … cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, davaya konu edilen çeklerin davacılar tarafından aralarındaki sözleşme gereğince ilerde teslim edilecek mallar karşılığında davalılar … Ltd. Şti.'ne teslim edildiği, davalılar tarafından bu çeklerin karşılığında herhangi bir mal veya hizmet ifasında bulunulmadığı, davaya konu çeklerin davacıya iade edileceğine dair taraflar arasında protokol yapılmasına rağmen çeklerin iade edilmediği, bu nedenle çeklerin sözleşmenin tarafları bakımından bedelsiz kaldığı, bedelsizlik def'inin şahsi def'ilerden olduğu, ancak taraflar arasında ileri sürülebileceği, davaya konu çekin davalı … Ltd. Şti.'ne temlik cirosu ile  ciro edildiği, bilahare bu şirket tarafından da  kredi sözleşmesi kapsamında alınan kredinin tahsili amacı ile davalı bankaya temlik cirosu ile ciro edildiği, çek üzerinde rehin cirosu olduğuna dair kayıt bulunmadığı, mevcut delillere göre cironun temlik cirosu olarak kabul edilmesi gerektiği, bankanın çeklerin bedelsizliğini bilerek davacının zararına ve kötü niyetli olarak hareket ettiği konusunda herhangi bir delilin getirilmediği, davacının açıklanan şahsi def'ini davalı bankaya karşı ileri süremeyeceği gerekçesiyle davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş.  hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar  yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili, dava konusu çeklerin davalı bankaya diğer davalılar tarafından rehin cirosu ile teminat olarak verildiğinin bankaya ait sistem çıktısından banka kayıtlarından açıkça anlaşıldığını, banka kayıtlarında çeklerle ilgili olarak açıkça teminat ibaresi bulunduğunu, diğer davalılarında çeklerin bankaya rehin cirosu ile verildiğine ilişkin beyanlarının olduğunu, TTK hükümlerine göre çekte rehin cirosunun geçersiz olması nedeniyle, açık veya gizli rehin cirosu ile çeki kullandırdığı krediye karşılık teminat olarak alan bankanın yetkili hamil olmadığını, davalı banka yönünden de davalarının kabulü gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava bedelsizlik nedeniyle çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davaya konu çeklerin davalı bankaya temlik cirosu ile devredilmiş olmasına, bedelsizlik iddiasının şahsi defi olup iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyecek olmasına  göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.”
***19.HD’nin 30/01/2020 gün, 2018/1008 Esas, 2020/163 sayılı kararıyla onaylanan, Gaziantep BAM 11.HD. 16/11/2017 gün, 2017/918 Esas, 2017/1206 sayılı kararında; “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davaya konu çeklerin lehdar ve ilk ciranta Buğra Ecza deposu tarafından ciro edilerek davalı bankalara devredilmiş olmasına, çeklerde tahsil veya rehin cirosu olduğuna ilişkin kayıt bulunmamasına, davacının davalı bankaların söz konusu çekleri iktisap ederken kötüniyetli olduğunu, bilerek davacının zararına hareket ettiklerini iddia ve ispat edememesine göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.”
19.HD. 12/12/2019 gün, 2017/4791 Esas, 2019/5536 Karar
“…İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın temlik cirosu ile aldığı çekte TTK'nun 687. madde uyarınca bedelsizlik defi’nin kişisel def'i olup yetkili hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, çekte teminat veya rehin cirosu ile alındığını gösteren bir ibarenin olmadığı, diğer davalı şirketin davacıya borçlu olduğunun ticari defterlere göre sabit olduğu gerekçesiyle, davanın  davalı …. Ltd. Şti yönünden kabulüne davalı banka yönünden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davalı bankaya ciro edilen çekin teminat ya da rehin cirosu ile verildiğinin ispat edilememiş olması gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin  takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle, muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi  11.Hukuk Dairesi’nin 2017/642 esas ve 2017/799 karar ve 14.07.2017 tarihli hükmün ONANMASINA…”

4. Tahsil Cirosu

Tahsil cirosu, ciroya “tahsil içindir”, “vekilimdir”, “mutemedimdir” gibi tahsil etme yetkisi içeren bir kayıt yazılmak suretiyle yapılan cirodur. Tahsil cirosuyla senedi alan hamil, senetteki hakkı kazanmamaktadır. Ciranta senedin malikidir.
 Tahsil cirosu, ancak senedi tahsil etme yetkisi verir. Tahsil cirosu ile senedi alan da tahsil cirosu ile senedi devredebilir.
HGK 12/11/2019 gün, 2017/12-337 Esas, 2019/1176 Karar
“…Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapan alacaklı, kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip olmadığı, özellikle, alacaklının kambiyo senedinin yetkili hamili olmadığı, kambiyo senedinin borçlusu olmayan kişiye karşı takip yaptığı veya protesto çekmesi gereken hâllerde protesto çekmediği (veya takip konusu çeki süresinde muhatap bankaya veya bir takas odasına ibraz etmediği) hâlde, icra müdürü takip talebini kabul ederek borçluya kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna ilişkin (10 örnek) ödeme emri gönderirse, borçlu, beş gün içinde icra mahkemesine şikâyette bulunarak, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin iptalini sağlayabilir ( Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara, 2013, s. 810)
Somut olayda takip dayanağı çekin TTK'nın 780. maddesinde yazılı unsurları taşıyan emre yazılı çek olduğu, keşideci şikâyetçi borçlunun çeki lehtar … Ltd. Şti. emrine düzenlediği (TTK m. 788/1), lehtarın cirosu ile çekin … Ltd. Şti.'ne geçtiği, bu şirketin cirosu ile çeki devralan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesinin çeki muhatap Türkiye Finansbank A.Ş. adına vekâleten 23.09.2014 tarihinde ibraz ettiği, alacaklı T. Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından şikâyetçi borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçildiği, borçlunun alacaklının kambiyo senedinin yetkili hamil olmadığından kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığını ileri sürerek yasal süresinde şikâyette bulunduğu görülmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından emre yazılı çeklerin devrinin açıklanmasında fayda vardır. 
TTK'nın 788. maddesinin 1. fıkrası uyarınca emre yazılı çekler (tam veya beyaz) ciro ve teslim yoluyla üçüncü kişiye devredilebilir. Çekin cirosunda lehine ciro yapılan kimsenin gösterilmesi zorunlu olmayıp, ciro sadece cirantanın imzasından ibaret de olabilir. Bu tür ciroya TTK'nın 818. 1. fıkrasının (d) bendi atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 683. maddesinin 2. fıkrası uyarınca beyaz ciro denmekte olup temlik cirosu hükmünde kabul edilir. Ciro şerhinde aksine bir kayıt yok ise ya da sadece "bedelini ödeyiniz" şeklinde bir kayıt bulunuyorsa yapılan ciro temlik cirosu hükmündedir. Temlik cirosunun temlik, teminat ve teşhis fonksiyonu vardır. TTK'nın 818. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 684. maddesinin 1. fıkrasına göre temlik cirosunun teminat fonksiyonu nedeniyle ciro ve teslim ile çekten doğan bütün haklar ciro edilen kişiye geçer.
TTK'nın 790. maddesine göre cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Aynı Kanunun 801. maddesine göre cirosu kabil bir çeki ödeyecek muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını incelemekle yükümlü ise de cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.
Çek bir ödeme vasıtası olduğundan çekte vade olmamakla birlikte TTK'nın 796. maddesinde  çek üzerinde yazılı düzenleme yeri ve ödeme yerine göre belirlenen ödeme için ibraz süreleri düzenlenmiştir.
Ayrıca TTK'nın 798. maddesine göre çekin bir takas odasına ibrazı ödeme için ibraz yerine geçer.
20.12.2009 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu'nun  hesaben ödeme başlıklı 8. maddesi;
  "...Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, çeklerin banka şubeleri arasında hesaben ödenmesini sağlayacak tüzel kişiliği haiz sistemi kurmaya ve gözetimi altında yürütmeye yetkilidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu yetkiyi uygun göreceği başka bir kuruluş aracılığıyla da kullanabilir.
Hesaben ödeme sisteminin kuruluş ve işleyişi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca çıkarılacak ve Resmî Gazete’de yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.
 Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin fizikî olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek işlem görmesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 710. maddesine göre takas odasına ibraz hükmündedir.
  Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dâhil, kısmî ödeme yapılmaz. Bu durum, muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak, takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekin, hesapta yeterli karşılığının olmadığının belirlenmesi hâlinde muhatap banka tarafından, hesapta bulunan kısmî karşılık tutarı, çeki ibraz eden hamil lehine onbeş gün süreyle bloke edilir..." hükmünü içermektedir.
 Bankalararası takas odalarında bankalarca muhatap bankalara fiziken ibraz edilen ve fiziken ibraz edilmeyen çeklere ilişkin işlemler Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Bankalararası Takas Odaları Merkez Yönetmeliği ile düzenlenmiş olup, Yönetmeliğin 14/B maddesinin 2. fıkrasında elektronik ortamda işlem yapan takas odalarında, bankalarca, muhatap bankalara fiziken ibraz edilmeyen çekler için birbirlerine vekâlet vererek hesaben tesviye edilmek amacıyla işlem yapacak bankaların Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetim Kurulu'nca hazırlanan protokolü imzalamak suretiyle bu faaliyetlere katılabileceği belirtilmiştir.
Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere anılan Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin fizikî olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek işlem görmesi, ödeme için ibraz yerine geçmektedir.
Çek hamilinin muhatap banka dışında başka bir bankaya çekini tahsil için ibraz ettiği durumlarda, hamilin tahsil cirosu ile çekini bankaya devretmesi gerekir. Ancak uygulamada çek hamilleri çeklerinin tahsili için yaptıkları ciro işlemlerine çoğu zaman tahsili belirten herhangi bir kayıt koymamaktadırlar. Bu husus, özellikle çeklerinin tahsili işini muhatap banka dışında başka bir bankaya bıraktıklarında görülmektedir. Çekin hamili muhatap banka dışında başka bir bankaya çekini tahsil için ibraz ettiği durumlarda o banka, söz konusu çekin şeklen yetkili hamili hâline gelmek, dolayısıyla o çeki muhatap bankadan tahsil edebilmek için hamilden çekinin arkasını imzalamasını istemektedir. Hamil tarafından atılan bu tek imzanın ise beyaz ciro niteliğinde olduğu ve görünüş itibarıyla da temlik cirosu sayılacağı kuşkusuzdur (Bozer, A./ Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara Ekim 2017, 7. Bası, s. 330).
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; takip konusu çekin lehdarın temlik cirosu ile …. Şti.'ye geçtiği, bu şirketin beyaz cirosu ile Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesine geçtiği ve ciro şerhinde hiç bir kayıt bulunmadığı, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesinin 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 8. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda çeki muhatap bankaya ibraz ettiği, çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle altına muhatap bankaya vekâleten karşılıksız olduğuna ilişkin şerh yazılarak işlem tamamlandığı anlaşılmaktadır. 
Bu durumda takibe konu çeki ... Ltd. Şti'nden temlik cirosu ile devralan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından ibraz edildiğinden,  takip yapan bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü ile borçlunun şikâyetinin reddi gerekir. TTK'nın 789. maddesinin 4. fıkrasında belirtildiği üzere muhatap lehinde ciro yalnız makbuz hükmünde olup, böyle bir ciro ancak çek bedelinin tamamen veya kısmen ödenmesi hâlinde söz konusu olabilir. Takip alacaklısı banka muhatap banka konumunda olmayıp çeki muhatap bankaya da ciro etmiş değildir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2011 tarihli ve 2010/12-720 E., 2011/66 K. sayılı kararında da 17.04.1998 tarihli ve  23316 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 7. maddesi ile değişik “Bankalararası Takas Odalarında Bankalarca Muhatap Bankalara Fiziken İbraz Edilen ve Fiziken İbraz Edilmeyen Çeklere İlişkin İşlemler” başlıklı 14. maddesi uyarınca, alacaklı bankanın muhatap bankaya vekâleten çeki şubesine ibraz etme yetkisine sahip olduğu, takip alacaklısı banka tarafından 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun  708 ve 720. maddelerinde öngörülen şekilde çekin muhatap banka vekili olarak hareket eden alacaklı banka tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak ibraz edildiği ve alacaklı bankanın takip hakkını kazandığı hususu benimsenmiştir.
Diğer taraftan 5941 sayılı Çek Kanun'un 3. maddesinin 4 ve 5. fıkralarına göre; hamilin talepte bulunması hâlinde, karşılıksızdır işlemi; çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi hâlinde bu husus belirtilmek ve bu kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır. Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dâhil, kısmî ödemenin hamil tarafından kabul edilmemesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre karşılıksızdır işlemi yapılır; ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır. Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi hâlinde de bu fıkra hükmüne göre işlem yapılır.
5941 sayılı Çek Kanunu'nun 9. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 5. maddesinde de yukarıda belirtilen düzenlemeye benzer bir düzenleme yer almakta olup, bu maddede;
"...Çekin ibrazında karşılığının tamamen ödenmemesi veya çek hamili tarafından kısmî ödemenin kabul edilmemesi halinde, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir çekin ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır... " şeklindedir.
Uygulamada, çeki bankaya ibraz eden kişinin, hükümde geçen imzasının yokluğu durumunda, yetkili hamil sıfatını koruyup korumadığı konusunda tereddüt hâsıl olmaktadır. Bu tereddüt çek hamili bankalar bakımından ise, (temlik cirosuyla) teminata aldıkları veya tahsil cirosuyla devraldıkları başka bankalara ait çekleri takasa sokup takas kaşesini basmadan önce hamil sıfatıyla imza atmayı unuttukları takdirde karşımıza çıkmaktadır. Çeki bankaya ibraz eden hamilin Çek Kanunu'nun 5. maddesinde zikredilen imzayı atmamış olması, ona bu sıfatını kaybettirmez; başvuru hakkını kullanıp çek bedelini tahsil etmediği veya çeki senette imzası bulunmayan bir üçüncü kişiye devretmediği, kısacası çeki elinde bulundurduğu sürece yetkili/meşru hamil sıfatını muhafaza eder. Esas itibariyle bu durum maddede değişiklik yapan 4814 sayılı Kanun'un 4. maddesi hükmünün konuluş amacını açıklayan gerekçesinden anlaşılmaktadır. Gerekçeye göre;
"...Bu maddede yapılan değişiklikle, çekin ibrazına karşın ödeme yapılamaması veya çek hamili tarafından kısmî ödemenin kabul edilmemesi hâlinde yapılacak işlem düzenlenmektedir.
Karşılıksız kalan çekin hamile geri verilmesi hâlinde, çek üzerinde ekleme ve değişmeler yapılabilmektedir. Bunun sonucu çekin ibraz tarihindeki durumu anlaşmazlık konusu olmakta ve mahkemeler delillerin değerlendirilmesinde güçlükle karşılaşmaktadır.
Ayrıca, uygulamada tereddütlere yer verilmemesi için, çekin ibrazında hiç ödeme yapılmaması hâlinde çekin hamile geri verileceği maddede belirtilmekte, uygulamada ortaya çıkan sakıncanın önlenmesi için de hamile geri verilen çekin ön ve arka yüzü fotokopisinin banka tarafından saklanması öngörülmektedir.
Maddede belirtilen yükümlülüğe karşın, çekin ön ve arka yüzü fotokopisini saklamayan bankanın para cezasıyla cezalandırılacağı da Tasarıyla değiştirilen 15 inci maddede hükme bağlanmaktadır."
Gerekçede her ne kadar hamilin imzasından açıkça söz edilmemiş olsa da, ibrazı takiben çekin aslı hamile iade edildiğinden, ibraz sonrasında çek üzerinde yapılan ekleme ve değişikliklerin tespitini kolaylaştırmak için bankanın elindeki çek fotokopisinin çekin bankaya ibraz edildiği andaki durumunu yansıttığını, hamilin imzasıyla teyit ettirilmektedir. 
Hamilin imzasının niteliği konusunda uygulamada yaşanan tereddüt, bir ölçüde kambiyo senedine atılan her imzayı, kambiyo hukukuyla ilişkilendirme düşüncesidir. Nitekim, bu sebeple olsa gerek, uygulamada 5. maddedeki imzayı ifade etmek üzere yanlış biçimde "hamilin cirosu" tabirinin kullanıldığına rastlamak da mümkündür. Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere hamil söz konusu imzayla çeki bankaya ciro etmemektedir. Bilindiği üzere hamilin bankaya yaptığı ciro makbuz hükmünde olup (6762 sayılı TTK m. 701/son f.), böyle bir ciro ancak çek bedelinin tamamen veya kısmen ödenmesi hâlinde söz konusu olabilir. Oysa 5. maddenin uygulandığı hâllerde çekin ibrazında hiç ödeme yapılmamaktadır.
Çek Kanunu'nun 5. maddesi, hamile değil bankaya bir yükümlülük yüklemektedir. Dolayısıyla, bankanın bu yükümlüğünü ihlâlinden, hamil aleyhine bir sonucun doğması düşünülemez. Buna bağlı olarak Çek Kanunu'nun 5. madde hükmü bir düzen hükmü olup, bankanın hükümde öngörülen yükümlülüklerini (hamilin imzasını almak, çekin ön ve arka yüzü fotokopisini çekmek, bu fotokopiyi saklamak) yerine getirmemesinin yaptırımı, 15. madde uyarınca para cezasıdır.
O hâlde, çekin bankaya ibrazı sırasında 5. maddede öngörülen imzayı atmayan hamilin, artık bu sıfatını kaybettiği düşüncesiyle, takibe geçmeden önce imza atmak için çekin arkasında yer arama veya bunun yerine takip talebine çek tevdi bordrosunu ekleme çabası, yersiz ve gereksizdir. Çeki elinde bulunduranın veya icra takibi yapanın yetkili/meşru hamil sıfatı 5. maddede sözü geçen imzanın atılıp atılmadığı dikkate alınmadan 6762 sayılı TTK'nın 702. maddesine göre (ayrıca bkz. m. 713) tayin ve tespit edilecektir. Dolayısıyla, çekin bankaya ibrazı sırasında Çek Kanunu'nun 5. maddesi hükmünde öngörülen imzayı atmayan hamil, müracaat hakkını kullanabileceği gibi çeki (gecikmiş) ciroyla da devredebilir (TTK. m. 705) ve böyle bir devir hâlinde sözü edilen imzanın bulunmaması ciro zincirinde kopukluk yaratmaz (Kırca, İ.: Çek Hukukuna İlişkin Muhtelif Sorunlar, Bankacılar Dergisi, sayı 71, 2009).
Yukarıda açıklanan ilke ve kurallar ışığında takip konusu çeki beyaz ciro ile devralan alacaklı T. Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesi tarafından, muhatap Türkiye Finansbank adına vekâleten çekin arka yüzüne ibraz tarihini de içeren karşılıksızdır kaydı yazılıp yetkilisince imzalanması suretiyle, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 8. maddesinin 3 ve 4. fıkrası ile Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliği'nin 14. maddesi kapsamında çekin bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Şu hâle göre çekin 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 8. maddesinin 3. maddesi göndermesi ile TTK'nın 798. maddesi hükmü uyarınca takas odasına ödeme için ibraz eden alacaklı bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir.”
13.HD. 17/06/2019 gün, 2016/18572 Esas, 2019/7274 Karar
Tahsil cirosu bulunması halinde, poliçeden sorumlu olanlar, cirantaya karşı ileri sürebilecekleri defileri hamile karşı da ileri sürebilirler.
“…TTK 688. maddede "Ciro, "bedeli tahsil içindir”, “vekâleten” veya bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içerirse, hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o poliçeyi ancak tahsil cirosu ile tekrar ciro edebilir. Poliçeden sorumlu olanlar, bu hâlde, ancak cirantaya karşı ileri sürebilecekleri def’ileri hamile karşı dermeyan edebilirler. Tahsil cirosunun içerdiği yetki, bu yetkiyi verenin ölümü ile sona ermeyeceği gibi, onun medenî hakları kullanma ehliyetini kaybetmesiyle de ortadan kalkmaz." şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre davaya konu senetler, davalı Bankaya TTK 688 anlamında tahsil için ciro edilmiş, banka tarafından çekilen ödememe protestosunda da asıl alacaklının diğer davalı .. İnş. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davacının ödediği senet bedeli de davalı … İnş. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti.'nin hesabına aktarılmıştır. Bu nedenle senetlerin tahsili yönünde aracılık eden davalı Bankayı, geçersiz senede dayanarak yapılan ödemenin iadesi sebebiyle sorumlu tutmak hukuka aykırı olduğundan, mahkemece, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

5. Rehin Cirosu

Bono ve poliçe üzerinde rehin cirosu yapılması mümkündür. Çeklerde ise rehin cirosu mümkün değildir.
Rehin cirosu ise, ciroya “bedeli teminattır”, “rehin içindir” gibi rehin kurma ira­desini gösteren bir kayıt konularak yapılan cirodur.
Senedi rehin cirosuyla alan kişi, senetteki hakkı kazanmaz Yalnızca senet bedeli üzerinde rehin hakkına sahip olur. Bu nedenle senedin mülkiyeti rehnedende kalmaya devam eder.
Rehnalan, rehin hakkına sahiptir. Bu hak tali niteliktedir. Senedi tahsil yetkisi bulunmaktadır. Ancak rehin amacını aşamaz. Ayrıca senedi rehin ci­rosu ile alan hamil, senedi tekrar cirolamak isterse senedi ancak tahsil cirosu ile devredebilir. Çünkü TMK m. 689/1’e göre, rehin cirosundan sonra yapılan ciro tahsil cirosu hükmünde olmaktadır.
İleri tarihli çek ve rehin cirosu:
Türk hukukunda, ileri tarihli çek uygulanması mümkündür. Ancak çeki keşide eden bunun her zaman tahsil edilebileceğini bilmektedir. Çünkü çek ödeme aracıdır ve görüldüğünde ödenir.
Kanun koyucu, ileri tarihli çeklerin her zaman ödenmek üzere ibraz edilebileceğini düzenlemektedir. Dolayısıyla ileri tarihli çek düzenlenirken, düzenleyen, her an bu çekin ödenmek üzere muhataba ibraz edilebileceğini de bilmektedir.
Uygulamada da ileri tarihli çeklere “vadeli çekler” denilmektedir. Çekin vadeli hale getirilmesi ise ona kredi fonksiyonu kazandırmaktadır.
^Çekin açık rehin cirosu ile devri yasaklanmış olsa da inançlı işlem ilişkisi kapsa­mında inançlı temlik cirosuyla teminat amaçlı verilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır. Uygulamada bu ciroya “fidusyer ciro”, “örtülü ciro”, “teminat amacıyla temlik cirosu” da denilmektedir.[2] Ancak çeklerin hiçbir şekilde rehin cirosu yapılabilmesi kanunen mümkün görünmemektedir.



[1] Kaçak, Nazif (2006) Açıklamalı-İçtihatlı Tüm Yönleriyle Bono, Poliçe, Çek, 3. Baskı, Ankara: Seçkin Yayınevi, s. 255.
[2] Sayıcı, Elif(2019) Kambiyo Senetlerinde Rehin Cirosu, Karatay Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk ABD, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, s. 57.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK