CİRO TÜRLERİ
Ciro türleri yukarıda da
belirtildiği üzere amacına göre değişmektedir. Ayrıca şekli özelliklerine göre
de tam ciro ve beyaz ciro olarak nitelendirilmektedir.
1. Tam ciro
Lehine ciro işlemi yapılan
kişinin adı belirtilmek ve ödeyiniz sözcüğü yazılarak altı imzalanmak suretiyle
yapılan cirodur.
2. Beyaz ciro
Lehine ciro işlemi yapılan
kişinin belirli olmadığı cirodur. Beyaz ciro, “ödeyiniz” kelimesi ve
imzadan oluşabileceği gibi sadece imza atılarak da yapılabilir. Beyaz ciro
açısından imzanın bulunması şarttır. 19.HD.
19/02/2020 gün, 2019/3025 Esas, 2020/556 sayılı aşağıda belirtilen içtihatta da
görüleceği üzere, kaşe bulunmakla birlikte yetkililerin imzasının bulunmaması
halinde yapılan işlem ciro niteliğinde değildir ve kaşe sahibinin ciro
zincirinde yer almadığı kabul edilmelidir.
3.Temlik Cirosu
Cironun asıl gayesine hizmet
eden, temlik cirosu, senet içerisine yerleşmiş olan hakkı senedi devralana
devretmek amacıyla yapılan cirodur.[1]
Cironun şeklinden tahsil veya rehin için yapıldığı anlaşılmıyorsa yapılan ciro
temlik cirosu hükmündedir. Temlik cirosu ile hamil senetteki hakkı
kazanmaktadır
Senedi temlik cirosuyla iktisap
eden kişi, senedi bir üçüncü kişiye devretmek isterse, temlik cirosu ile
devredebileceği gibi tahsil ya da rehin cirosu ile de devredebilmektedir.
19.HD. 19/02/2020 gün, 2019/3025 Esas, 2020/556 Karar
Senedin tahsil için verildiğine ilişkin tahsil cirosu bulunmadığına göre,
senet temlik için verilmiştir.
“…Mahkemece yapılan yargılama,
toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacılarca, davalı Ş...
Ltd. Şti.'nden kömür alımı karşılığında
verilen davaya konu iki adet çek
karşılığında davalı Ş..... Ltd. Şti. tarafından mal tesliminin yapılmadığı, söz
konusu çeklerin ciro yoluyla yine ortak ve temsilcileri aynı olan davalı E. ...
Ltd. Şti 'ne, bu şirket tarafından da
davalı Bank A.Ş.'ne teslim edildiği, söz konusu çek metinlerinde çeklerin
davalı …Bank A.Ş.’ne tahsil amacıyla ciro edildiğine ilişkin herhangi bir ibare
(bedeli tahsildir, tahsil içindir vs.) yer almadığı, bu sebeple yapılan cironun
tüm hak ve alacakların devrine ilişkin temlik cirosu niteliğinde bulunduğu, bu
durumda ciro silsilesine göre iyiniyetli hamil durumundaki davalı bankaya
karşı, davacı keşidecinin lehtara yönelik defilerini ileri süremeyeceği, davalı
bankanın diğer davalılarla işbirliği halinde kötüniyetli olarak dava konusu
çeklerin hamili olduğu hususunun dosya kapsamına göre ispat olunamadığı
gerekçesiyle davalı …Bank A.Ş. yönünden menfi tespit isteminin reddine, diğer
davalılar yönünden kabulü ile dava konusu çeklerden dolayı davacının, davalı Ş
... Ltd. Şti. ve E ... Ltd. Şti.'ne borçlu olmadığının tespitine karar
verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2018/3186 esas,
2019/3107 karar sayılı ve 13.05.2019 tarihli ilamı ile mahkeme kararının
onanmasına karar verilmiş ve bu onama ilamına karşı davacılar vekilince karar
düzeltme yoluna başvurulmuştur. Dava dosyasının yeniden incelenmesi sırasında,
dava konusu 2 çekin davalı E. ... Ltd. Şti. tarafından, muhatap bankaya
vekaleten … Bank A.Ş.’ne ibraz edildiği, … Bank A.Ş. tarafından karşılıksız
şerhi verildiği anlaşılmıştır. Davalı … Bank A.Ş.’nin verdiği karşılıksız şerhi
ile davalı E.... Ltd. Şti. tarafından yapılmış beyaz ciro arasında davalı …
Bank A.Ş.’nin kaşe ile oluşturulmuş ticaret ünvanı yer alıyorsa da,
temsilcilerinin imzası yoktur. Bu durumda, bu kaşe ciro hükmünü taşımaz.
Dolayısıyla davalı … Bank A.Ş.’nin isminin ciro zincirinde yer almadığı anlaşılmaktadır.
Davalı alacaklı …. Bank A.Ş.’nin, takip dayanağı çeklerin ciro zincirinde ismi
yer almadığından, kendisinin bu çeklerle alakasının sadece muhatap bankaya
vekaleten karşılıksız şerhi veren banka olmaktan ibaret olduğu anlaşılmakla,
takip dayanağı çekleri elinde bulundursa bile, bu çeklere dayanarak takip yapma
imkanı ve alacaklı sıfatı yoktur. Bu itibarla mahkemece davanın … Bank
A.Ş. yönünden de açıklanan nedenle kabulü gerekirken, reddi doğru olmadığı
gibi, Dairemizce de bu kararın onanması yerinde olmamıştır. Bu itibarla
davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama
kararının kaldırılması ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle
bozulması gerekmiştir.”
19.HD’nin 17/02/2020 gün, 2018/1177 Esas, 2020/496 sayılı kararıyla
onaylanan, Adana BAM 9.HD’nin, 19/01/2018 gün, 2018/37 Esas, 2018/60 Karar
“…HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF
SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
:
Dava, menfi tespit talebine
ilişkin olup, davacı tarafından sipariş edilen ürünlere karşılık davalı ..
A.Ş.'ye verilen her birisi 100.000,00.TL bedelli iki adet çekin teminat
amacıyla davalı bankaya verildiği, sipariş edilen ürünlerin teslim edilmediği,
dolayısıyla çeklerin bedelsiz kaldığı belirtilerek çeklerden dolayı davalılara
borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiş, yargılama sırasında
çek bedellerinin ödenmesi üzerine dava istirdat davasına dönüşmüş, mahkeme
tarafından davalı banka aleyhine açılan davanın reddine, davalı …. A.Ş.
aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı
tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Uyuşmazlık, dava konusu çeklerin
davalı bankaya teminat olarak verilip verilmediği noktasından
kaynaklanmaktadır.
6102 sayılı TTK'nun 689. (6762 sayılı TTK md. 601)
maddesine göre cironun rehin cirosu olabilmesi için senet üzerinde “bedeli
teminattır” "bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer bir
kaydı taşıması gerekmektedir.
Çekte bu anlama gelecek bir ibare yoksa söz
konusu cironun 6102 sayılı TTK'nın 818/1-d maddesi atfıyla 684/1.maddesi (6762
sayılı TTK'nın 730/1-4 maddesinde yapılan atıfla 597. maddesi) hükmü uyarınca
temlik cirosu olduğunun kabulü gerekir. 6102 sayılı TTK'nun 687 (6762 sayılı
TTK md. 599) maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden
Kaynaklanan şahsi def'ilerin ciro yolu ile hamil olan ve yakın taraf
sayılamayan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile
bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlıdır.(Yargıtay 19.
HD'nin 2014/7048 E.2014/9030 K.,
2015/2696 E. 2015/7452 K., 2013/6079 E.
2013/9106 K., 2014/10394 E.2015/8019 K.)
Çek tevdi bordrosunda, çekin
teminat için verildiğinin açıklanması ciranta ile yetkili hamil arasındaki ilişki olup,
davacıyı bağlamaz ve cironun niteliğini etkilemez. Bankanın kötüniyetli hamil olduğu kanıtlanmadıkça bu
şekildeki def’iler ona karşı ileri
sürülemeyeceği gibi cevap dilekçesinde, çeklerin bankanın kredi alacağına
karşılık teminat teşkil etmek üzere alındığı beyan edilmiş olsa dahi, çekte
rehin cirosu anlamına gelen bir kayıt bulunmadığı takdirde devrin temlik cirosu
ile yapıldığı, davalının yetkili hamil olduğu kabul edilmelidir.
Tüm bu nedenlerle, ilk derece
mahkemesinin dava konusu çeklerin davalı bankaya temlik cirosu ile devredildiği, bankanın
çeklerin bedelsizliğini bilerek davacının zararına ve kötü niyetli olarak
hareket ettiği konusunun ispat edilemediği, davacının lehtara karşı ileri
sürebileceği şahsi def'ini ciro yoluyla çeklere hamil olan davalı bankaya karşı
ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davalı banka aleyhine açılan davanın reddine
ilişkin verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu
anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar
verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”
Temlik cirosunun en önemli
sonuçlarından birisi de, iyiniyetli hamile karşı şahsi defilerin ileri
sürülmesini imkansız hale getirmesidir:
19.HD’nin 04/02/2020 gün, 2018/1652 Esas, 2020/246 Karar
“…İlk derece mahkemesince, davaya
konu edilen çeklerin davacılar tarafından aralarındaki sözleşme gereğince
ilerde teslim edilecek mallar karşılığında davalılar Çevik İz İnş. Taah. Nak.
San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne teslim edildiği, davalılar tarafından bu çeklerin
karşılığında herhangi bir mal veya hizmet ifasında bulunulmadığı, davaya konu
çeklerin davacıya iade edileceğine dair taraflar arasında protokol yapılmasına
rağmen çeklerin iade edilmediği, bu nedenle çeklerin sözleşmenin tarafları
bakımından bedelsiz kaldığı, bedelsizlik def'inin şahsi def'ilerden olduğu, ancak
taraflar arasında ileri sürülebileceği, davaya konu çekin davalı … Ltd. Şti.'ne
temlik cirosu ile ciro edildiği,
bilahare bu şirket tarafından da kredi
sözleşmesi kapsamında alınan kredinin tahsili amacı ile davalı bankaya temlik
cirosu ile ciro edildiği, çek üzerinde rehin cirosu olduğuna dair kayıt
bulunmadığı, mevcut delillere göre cironun temlik cirosu olarak kabul edilmesi
gerektiği, bankanın çeklerin bedelsizliğini bilerek davacının zararına ve
kötüniyetli olarak hareket ettiği konusunda herhangi bir delilin getirilmediği,
davacının açıklanan şahsi def'ini davalı bankaya karşı ileri süremeyeceği
gerekçesiyle davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş.
hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş,
hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davaya
konu çeklerin davalı bankaya temlik cirosu ile devredilmiş olmasına,
bedelsizlik iddiasının şahsi defi olup iyiniyetli hamile karşı ileri
sürülemeyecek olmasına göre mahkeme
kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun
esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın
dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına
göre, davacılar vekilinin yerinde
görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi
hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA,…” konu olan Gaziantep BAM 08/02/2018 gün, 2017/1257 Esas, 2018/237 Karar
“…Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalılar … ve … arasında
sözleşme olduğunu, davalıların sözleşmede yazılı işleri yapmayı üstlendiğini,
bunun karşılığında müvekkilin davalılara dava konusu olan Yapı Kredi Bankası
Sarıçam şubesinin 01/09/2015 keşide tarihli 1021028 çek nolu 45.000 TL bedelli
ve 04/09/2015 keşide tarihli 1021025 çek nolu 48.750 TL bedelli iki adet çeki
teminat olarak verdiğini ve 30.000,00 TL nakit ödeme yaptığını, davalıların
üstlendikleri işi yapmadıklarını, davalı bankanın da çek iadesi için yapılan
sözlü müracaatlara olumsuz yanıt verdiğini belirterek çeklerden dolayı borçlu
olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Yapı Kredi Bankası vekili,
müvekkili banka ile diğer davalılar arasında genel kredi sözleşmesi
imzalandığını, davalıların kredi kullandıklarını, davaya konu çeklerin
kullanılan kredi borcuna karşılık temlik cirosu ile devredildiğini bildirerek
davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Ltd. Şti. ve … cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, davaya konu edilen
çeklerin davacılar tarafından aralarındaki sözleşme gereğince ilerde teslim
edilecek mallar karşılığında davalılar … Ltd. Şti.'ne teslim edildiği,
davalılar tarafından bu çeklerin karşılığında herhangi bir mal veya hizmet
ifasında bulunulmadığı, davaya konu çeklerin davacıya iade edileceğine dair
taraflar arasında protokol yapılmasına rağmen çeklerin iade edilmediği, bu
nedenle çeklerin sözleşmenin tarafları bakımından bedelsiz kaldığı, bedelsizlik
def'inin şahsi def'ilerden olduğu, ancak taraflar arasında ileri
sürülebileceği, davaya konu çekin davalı … Ltd. Şti.'ne temlik cirosu ile ciro edildiği, bilahare bu şirket tarafından
da kredi sözleşmesi kapsamında alınan
kredinin tahsili amacı ile davalı bankaya temlik cirosu ile ciro edildiği, çek
üzerinde rehin cirosu olduğuna dair kayıt bulunmadığı, mevcut delillere göre
cironun temlik cirosu olarak kabul edilmesi gerektiği, bankanın çeklerin
bedelsizliğini bilerek davacının zararına ve kötü niyetli olarak hareket ettiği
konusunda herhangi bir delilin getirilmediği, davacının açıklanan şahsi def'ini
davalı bankaya karşı ileri süremeyeceği gerekçesiyle davalı Yapı Kredi Bankası
A.Ş. hakkındaki davanın reddine, diğer
davalılar yönünden davanın kabulüne
karar verilmiştir.
Davacı vekili, dava konusu
çeklerin davalı bankaya diğer davalılar tarafından rehin cirosu ile teminat
olarak verildiğinin bankaya ait sistem çıktısından banka kayıtlarından açıkça
anlaşıldığını, banka kayıtlarında çeklerle ilgili olarak açıkça teminat ibaresi
bulunduğunu, diğer davalılarında çeklerin bankaya rehin cirosu ile verildiğine
ilişkin beyanlarının olduğunu, TTK hükümlerine göre çekte rehin cirosunun
geçersiz olması nedeniyle, açık veya gizli rehin cirosu ile çeki kullandırdığı
krediye karşılık teminat olarak alan bankanın yetkili hamil olmadığını, davalı
banka yönünden de davalarının kabulü gerektiğini belirterek istinaf
başvurusunda bulunmuştur.
Dava bedelsizlik nedeniyle çekten
dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi
ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp,
değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davaya konu
çeklerin davalı bankaya temlik cirosu ile devredilmiş olmasına, bedelsizlik
iddiasının şahsi defi olup iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyecek
olmasına göre mahkeme kararı usul ve
yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine
karar verilmiştir.”
***19.HD’nin 30/01/2020 gün, 2018/1008 Esas, 2020/163 sayılı kararıyla
onaylanan, Gaziantep BAM 11.HD. 16/11/2017 gün, 2017/918 Esas, 2017/1206 sayılı
kararında; “Dava dosyası içerisindeki bilgi
ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp,
değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davaya konu
çeklerin lehdar ve ilk ciranta Buğra Ecza deposu tarafından ciro edilerek
davalı bankalara devredilmiş olmasına, çeklerde tahsil veya rehin cirosu
olduğuna ilişkin kayıt bulunmamasına, davacının davalı bankaların söz konusu
çekleri iktisap ederken kötüniyetli olduğunu, bilerek davacının zararına
hareket ettiklerini iddia ve ispat edememesine göre mahkeme kararı usul ve
yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine
karar verilmiştir.”
19.HD. 12/12/2019 gün, 2017/4791 Esas, 2019/5536 Karar
“…İlk derece mahkemesince yapılan
yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın temlik cirosu
ile aldığı çekte TTK'nun 687. madde uyarınca bedelsizlik defi’nin kişisel def'i
olup yetkili hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, çekte
teminat veya rehin cirosu ile alındığını gösteren bir ibarenin olmadığı, diğer
davalı şirketin davacıya borçlu olduğunun ticari defterlere göre sabit olduğu
gerekçesiyle, davanın davalı …. Ltd. Şti
yönünden kabulüne davalı banka yönünden reddine karar verilmiş, hükme karşı
davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davalı
bankaya ciro edilen çekin teminat ya da rehin cirosu ile verildiğinin ispat
edilememiş olması gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan
reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın
dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle,
muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan Gaziantep Bölge Adliye
Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi’nin 2017/642
esas ve 2017/799 karar ve 14.07.2017 tarihli hükmün ONANMASINA…”
4. Tahsil Cirosu
Tahsil cirosu, ciroya “tahsil
içindir”, “vekilimdir”, “mutemedimdir” gibi tahsil etme yetkisi
içeren bir kayıt yazılmak suretiyle yapılan cirodur. Tahsil cirosuyla senedi alan
hamil, senetteki hakkı kazanmamaktadır. Ciranta senedin malikidir.
Tahsil cirosu, ancak senedi tahsil etme
yetkisi verir. Tahsil cirosu ile senedi alan da tahsil cirosu ile senedi
devredebilir.
HGK 12/11/2019 gün, 2017/12-337 Esas, 2019/1176 Karar
“…Kambiyo senetlerine mahsus
haciz yolu ile takip yapan alacaklı, kambiyo hukuku mucibince takip hakkına
sahip olmadığı, özellikle, alacaklının kambiyo senedinin yetkili hamili
olmadığı, kambiyo senedinin borçlusu olmayan kişiye karşı takip yaptığı veya
protesto çekmesi gereken hâllerde protesto çekmediği (veya takip konusu çeki
süresinde muhatap bankaya veya bir takas odasına ibraz etmediği) hâlde, icra
müdürü takip talebini kabul ederek borçluya kambiyo senetlerine mahsus haciz
yoluna ilişkin (10 örnek) ödeme emri gönderirse, borçlu, beş gün içinde icra
mahkemesine şikâyette bulunarak, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile
takibin iptalini sağlayabilir ( Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,
Ankara, 2013, s. 810)
Somut olayda takip dayanağı çekin
TTK'nın 780. maddesinde yazılı unsurları taşıyan emre yazılı çek olduğu,
keşideci şikâyetçi borçlunun çeki lehtar … Ltd. Şti. emrine düzenlediği (TTK m.
788/1), lehtarın cirosu ile çekin … Ltd. Şti.'ne geçtiği, bu şirketin cirosu
ile çeki devralan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesinin çeki
muhatap Türkiye Finansbank A.Ş. adına vekâleten 23.09.2014 tarihinde ibraz
ettiği, alacaklı T. Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından şikâyetçi borçlu
hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe
geçildiği, borçlunun alacaklının kambiyo senedinin yetkili hamil olmadığından
kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığını ileri sürerek yasal
süresinde şikâyette bulunduğu görülmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından
emre yazılı çeklerin devrinin açıklanmasında fayda vardır.
TTK'nın 788. maddesinin 1.
fıkrası uyarınca emre yazılı çekler (tam veya beyaz) ciro ve teslim yoluyla
üçüncü kişiye devredilebilir. Çekin cirosunda lehine ciro yapılan kimsenin
gösterilmesi zorunlu olmayıp, ciro sadece cirantanın imzasından ibaret de
olabilir. Bu tür ciroya TTK'nın 818. 1. fıkrasının (d) bendi atfıyla
uygulanması gereken aynı Kanunun 683. maddesinin 2. fıkrası uyarınca beyaz ciro
denmekte olup temlik cirosu hükmünde kabul edilir. Ciro şerhinde aksine bir
kayıt yok ise ya da sadece "bedelini ödeyiniz" şeklinde bir kayıt
bulunuyorsa yapılan ciro temlik cirosu hükmündedir. Temlik cirosunun temlik,
teminat ve teşhis fonksiyonu vardır. TTK'nın 818. maddesinin 1. fıkrasının (d)
bendi atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 684. maddesinin 1. fıkrasına
göre temlik cirosunun teminat fonksiyonu nedeniyle ciro ve teslim ile çekten
doğan bütün haklar ciro edilen kişiye geçer.
TTK'nın 790. maddesine göre
cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile,
kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde
yetkili hamil sayılır. Aynı Kanunun 801. maddesine göre cirosu kabil bir çeki
ödeyecek muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını
incelemekle yükümlü ise de cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak
zorunda değildir.
Çek bir ödeme vasıtası olduğundan
çekte vade olmamakla birlikte TTK'nın 796. maddesinde çek üzerinde yazılı düzenleme yeri ve ödeme
yerine göre belirlenen ödeme için ibraz süreleri düzenlenmiştir.
Ayrıca TTK'nın 798. maddesine
göre çekin bir takas odasına ibrazı ödeme için ibraz yerine geçer.
20.12.2009 tarihli Resmî
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu'nun hesaben ödeme başlıklı 8. maddesi;
"...Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, çeklerin banka şubeleri
arasında hesaben ödenmesini sağlayacak tüzel kişiliği haiz sistemi kurmaya ve
gözetimi altında yürütmeye yetkilidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu
yetkiyi uygun göreceği başka bir kuruluş aracılığıyla da kullanabilir.
Hesaben ödeme sisteminin kuruluş
ve işleyişi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca çıkarılacak ve Resmî
Gazete’de yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde
çeklerin fizikî olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası
takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek
işlem görmesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 710. maddesine göre takas
odasına ibraz hükmündedir.
Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3 üncü maddenin
üçüncü fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dâhil, kısmî ödeme yapılmaz. Bu
durum, muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan
kaldırmaz. Ancak, takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekin, hesapta
yeterli karşılığının olmadığının belirlenmesi hâlinde muhatap banka tarafından,
hesapta bulunan kısmî karşılık tutarı, çeki ibraz eden hamil lehine onbeş gün
süreyle bloke edilir..." hükmünü içermektedir.
Bankalararası takas odalarında bankalarca
muhatap bankalara fiziken ibraz edilen ve fiziken ibraz edilmeyen çeklere
ilişkin işlemler Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Bankalararası Takas Odaları
Merkez Yönetmeliği ile düzenlenmiş olup, Yönetmeliğin 14/B maddesinin 2.
fıkrasında elektronik ortamda işlem yapan takas odalarında, bankalarca, muhatap
bankalara fiziken ibraz edilmeyen çekler için birbirlerine vekâlet vererek
hesaben tesviye edilmek amacıyla işlem yapacak bankaların Bankalararası Takas
Odaları Merkezi Yönetim Kurulu'nca hazırlanan protokolü imzalamak suretiyle bu
faaliyetlere katılabileceği belirtilmiştir.
Bu düzenlemelerden anlaşılacağı
üzere anılan Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin fizikî
olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası takas
odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek işlem
görmesi, ödeme için ibraz yerine geçmektedir.
Çek hamilinin muhatap banka
dışında başka bir bankaya çekini tahsil için ibraz ettiği durumlarda, hamilin
tahsil cirosu ile çekini bankaya devretmesi gerekir. Ancak uygulamada çek hamilleri çeklerinin tahsili için yaptıkları ciro
işlemlerine çoğu zaman tahsili belirten herhangi bir kayıt koymamaktadırlar. Bu
husus, özellikle çeklerinin tahsili işini muhatap banka dışında başka bir
bankaya bıraktıklarında görülmektedir. Çekin
hamili muhatap banka dışında başka bir bankaya çekini tahsil için ibraz ettiği
durumlarda o banka, söz konusu çekin şeklen yetkili hamili hâline gelmek,
dolayısıyla o çeki muhatap bankadan tahsil edebilmek için hamilden çekinin
arkasını imzalamasını istemektedir. Hamil tarafından atılan bu tek imzanın ise
beyaz ciro niteliğinde olduğu ve görünüş itibarıyla da temlik cirosu sayılacağı
kuşkusuzdur (Bozer, A./ Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara Ekim 2017,
7. Bası, s. 330).
Bu genel açıklamalardan sonra
somut olaya gelince; takip konusu çekin lehdarın temlik cirosu ile …. Şti.'ye
geçtiği, bu şirketin beyaz cirosu ile Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı
Şubesine geçtiği ve ciro şerhinde hiç bir kayıt bulunmadığı, Türkiye Vakıflar
Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesinin 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 8. maddesinin 3
ve 4. fıkraları uyarınca bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik
ortamda çeki muhatap bankaya ibraz ettiği, çekin karşılığının bulunmaması
nedeniyle altına muhatap bankaya vekâleten karşılıksız olduğuna ilişkin şerh
yazılarak işlem tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda takibe konu çeki ...
Ltd. Şti'nden temlik cirosu ile devralan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. aynı
zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından
ibraz edildiğinden, takip yapan bankanın
yetkili hamil olduğunun kabulü ile borçlunun şikâyetinin reddi gerekir. TTK'nın
789. maddesinin 4. fıkrasında belirtildiği üzere muhatap lehinde ciro yalnız
makbuz hükmünde olup, böyle bir ciro ancak çek bedelinin tamamen veya kısmen
ödenmesi hâlinde söz konusu olabilir. Takip alacaklısı banka muhatap banka
konumunda olmayıp çeki muhatap bankaya da ciro etmiş değildir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun
06.04.2011 tarihli ve 2010/12-720 E., 2011/66 K. sayılı kararında da 17.04.1998
tarihli ve 23316 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanan Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliği’nde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 7. maddesi ile değişik “Bankalararası Takas Odalarında
Bankalarca Muhatap Bankalara Fiziken İbraz Edilen ve Fiziken İbraz Edilmeyen
Çeklere İlişkin İşlemler” başlıklı 14. maddesi uyarınca, alacaklı bankanın
muhatap bankaya vekâleten çeki şubesine ibraz etme yetkisine sahip olduğu,
takip alacaklısı banka tarafından 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 708 ve 720. maddelerinde öngörülen şekilde
çekin muhatap banka vekili olarak hareket eden alacaklı banka tarafından
süresinde ve usulüne uygun olarak ibraz edildiği ve alacaklı bankanın takip
hakkını kazandığı hususu benimsenmiştir.
Diğer taraftan 5941 sayılı Çek
Kanun'un 3. maddesinin 4 ve 5. fıkralarına göre; hamilin talepte bulunması
hâlinde, karşılıksızdır işlemi; çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz
edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar
ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi
adına bedeli tahsil etmesi hâlinde bu husus belirtilmek ve bu kişi ile birlikte
banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır. Muhatap bankanın
üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dâhil, kısmî ödemenin hamil
tarafından kabul edilmemesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre karşılıksızdır
işlemi yapılır; ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek,
üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; ön ve arka yüzünün fotokopisi
banka tarafından saklanır. Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin
sadece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın
ödenmesini talep etmesi hâlinde de bu fıkra hükmüne göre işlem yapılır.
5941 sayılı Çek Kanunu'nun 9.
maddesi ile yürürlükten kaldırılan 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve
Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 5. maddesinde de yukarıda
belirtilen düzenlemeye benzer bir düzenleme yer almakta olup, bu maddede;
"...Çekin ibrazında
karşılığının tamamen ödenmemesi veya çek hamili tarafından kısmî ödemenin kabul
edilmemesi halinde, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve
çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir çekin ön ve arka yüzünün
fotokopisi banka tarafından saklanır... " şeklindedir.
Uygulamada, çeki bankaya ibraz
eden kişinin, hükümde geçen imzasının yokluğu durumunda, yetkili hamil sıfatını
koruyup korumadığı konusunda tereddüt hâsıl olmaktadır. Bu tereddüt çek hamili
bankalar bakımından ise, (temlik cirosuyla) teminata aldıkları veya tahsil
cirosuyla devraldıkları başka bankalara ait çekleri takasa sokup takas kaşesini
basmadan önce hamil sıfatıyla imza atmayı unuttukları takdirde karşımıza
çıkmaktadır. Çeki bankaya ibraz eden hamilin Çek Kanunu'nun 5. maddesinde
zikredilen imzayı atmamış olması, ona bu sıfatını kaybettirmez; başvuru hakkını
kullanıp çek bedelini tahsil etmediği veya çeki senette imzası bulunmayan bir
üçüncü kişiye devretmediği, kısacası çeki elinde bulundurduğu sürece yetkili/meşru
hamil sıfatını muhafaza eder. Esas itibariyle bu durum maddede değişiklik yapan
4814 sayılı Kanun'un 4. maddesi hükmünün konuluş amacını açıklayan
gerekçesinden anlaşılmaktadır. Gerekçeye göre;
"...Bu maddede yapılan
değişiklikle, çekin ibrazına karşın ödeme yapılamaması veya çek hamili
tarafından kısmî ödemenin kabul edilmemesi hâlinde yapılacak işlem
düzenlenmektedir.
Karşılıksız kalan çekin hamile
geri verilmesi hâlinde, çek üzerinde ekleme ve değişmeler yapılabilmektedir.
Bunun sonucu çekin ibraz tarihindeki durumu anlaşmazlık konusu olmakta ve
mahkemeler delillerin değerlendirilmesinde güçlükle karşılaşmaktadır.
Ayrıca, uygulamada tereddütlere
yer verilmemesi için, çekin ibrazında hiç ödeme yapılmaması hâlinde çekin
hamile geri verileceği maddede belirtilmekte, uygulamada ortaya çıkan
sakıncanın önlenmesi için de hamile geri verilen çekin ön ve arka yüzü
fotokopisinin banka tarafından saklanması öngörülmektedir.
Maddede belirtilen yükümlülüğe
karşın, çekin ön ve arka yüzü fotokopisini saklamayan bankanın para cezasıyla
cezalandırılacağı da Tasarıyla değiştirilen 15 inci maddede hükme
bağlanmaktadır."
Gerekçede her ne kadar hamilin
imzasından açıkça söz edilmemiş olsa da, ibrazı takiben çekin aslı hamile iade
edildiğinden, ibraz sonrasında çek üzerinde yapılan ekleme ve değişikliklerin
tespitini kolaylaştırmak için bankanın elindeki çek fotokopisinin çekin bankaya
ibraz edildiği andaki durumunu yansıttığını, hamilin imzasıyla teyit
ettirilmektedir.
Hamilin imzasının niteliği
konusunda uygulamada yaşanan tereddüt, bir ölçüde kambiyo senedine atılan her
imzayı, kambiyo hukukuyla ilişkilendirme düşüncesidir. Nitekim, bu sebeple olsa
gerek, uygulamada 5. maddedeki imzayı ifade etmek üzere yanlış biçimde
"hamilin cirosu" tabirinin kullanıldığına rastlamak da mümkündür.
Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere hamil söz konusu imzayla çeki bankaya
ciro etmemektedir. Bilindiği üzere hamilin bankaya yaptığı ciro makbuz hükmünde
olup (6762 sayılı TTK m. 701/son f.), böyle bir ciro ancak çek bedelinin tamamen
veya kısmen ödenmesi hâlinde söz konusu olabilir. Oysa 5. maddenin uygulandığı
hâllerde çekin ibrazında hiç ödeme yapılmamaktadır.
Çek Kanunu'nun 5. maddesi, hamile
değil bankaya bir yükümlülük yüklemektedir. Dolayısıyla, bankanın bu
yükümlüğünü ihlâlinden, hamil aleyhine bir sonucun doğması düşünülemez. Buna
bağlı olarak Çek Kanunu'nun 5. madde hükmü bir düzen hükmü olup, bankanın
hükümde öngörülen yükümlülüklerini (hamilin imzasını almak, çekin ön ve arka
yüzü fotokopisini çekmek, bu fotokopiyi saklamak) yerine getirmemesinin
yaptırımı, 15. madde uyarınca para cezasıdır.
O hâlde, çekin bankaya ibrazı
sırasında 5. maddede öngörülen imzayı atmayan hamilin, artık bu sıfatını
kaybettiği düşüncesiyle, takibe geçmeden önce imza atmak için çekin arkasında
yer arama veya bunun yerine takip talebine çek tevdi bordrosunu ekleme çabası,
yersiz ve gereksizdir. Çeki elinde bulunduranın veya icra takibi yapanın
yetkili/meşru hamil sıfatı 5. maddede sözü geçen imzanın atılıp atılmadığı
dikkate alınmadan 6762 sayılı TTK'nın 702. maddesine göre (ayrıca bkz. m. 713)
tayin ve tespit edilecektir. Dolayısıyla, çekin bankaya ibrazı sırasında Çek
Kanunu'nun 5. maddesi hükmünde öngörülen imzayı atmayan hamil, müracaat hakkını
kullanabileceği gibi çeki (gecikmiş) ciroyla da devredebilir (TTK. m. 705) ve
böyle bir devir hâlinde sözü edilen imzanın bulunmaması ciro zincirinde
kopukluk yaratmaz (Kırca, İ.: Çek Hukukuna İlişkin Muhtelif Sorunlar,
Bankacılar Dergisi, sayı 71, 2009).
Yukarıda açıklanan ilke ve
kurallar ışığında takip konusu çeki beyaz ciro ile devralan alacaklı T.
Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesi tarafından, muhatap Türkiye Finansbank
adına vekâleten çekin arka yüzüne ibraz tarihini de içeren karşılıksızdır kaydı
yazılıp yetkilisince imzalanması suretiyle, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 8.
maddesinin 3 ve 4. fıkrası ile Bankalararası Takas Odaları Merkezi
Yönetmeliği'nin 14. maddesi kapsamında çekin bankalararası takas odaları
aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya ibraz edildiği
anlaşılmaktadır. Şu hâle göre çekin 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 8. maddesinin 3.
maddesi göndermesi ile TTK'nın 798. maddesi hükmü uyarınca takas odasına ödeme
için ibraz eden alacaklı bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir.”
13.HD. 17/06/2019 gün, 2016/18572 Esas, 2019/7274 Karar
Tahsil cirosu bulunması halinde, poliçeden sorumlu olanlar, cirantaya karşı
ileri sürebilecekleri defileri hamile karşı da ileri sürebilirler.
“…TTK 688. maddede "Ciro,
"bedeli tahsil içindir”, “vekâleten” veya bedelin başkası adına kabul
edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı
içerirse, hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o poliçeyi
ancak tahsil cirosu ile tekrar ciro edebilir. Poliçeden sorumlu olanlar, bu
hâlde, ancak cirantaya karşı ileri sürebilecekleri def’ileri hamile karşı
dermeyan edebilirler. Tahsil cirosunun içerdiği yetki, bu yetkiyi verenin ölümü
ile sona ermeyeceği gibi, onun medenî hakları kullanma ehliyetini kaybetmesiyle
de ortadan kalkmaz." şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre davaya konu senetler,
davalı Bankaya TTK 688 anlamında tahsil için ciro edilmiş, banka tarafından
çekilen ödememe protestosunda da asıl alacaklının diğer davalı .. İnş. Taah.
Tic. ve San. Ltd. Şti. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davacının
ödediği senet bedeli de davalı … İnş. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti.'nin hesabına
aktarılmıştır. Bu nedenle senetlerin tahsili yönünde aracılık eden davalı
Bankayı, geçersiz senede dayanarak yapılan ödemenin iadesi sebebiyle sorumlu
tutmak hukuka aykırı olduğundan, mahkemece, yazılı şekilde karar verilmesi usul
ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”
5. Rehin Cirosu
Bono ve poliçe üzerinde rehin
cirosu yapılması mümkündür. Çeklerde ise rehin cirosu mümkün değildir.
Rehin cirosu ise, ciroya “bedeli
teminattır”, “rehin içindir” gibi rehin kurma iradesini gösteren bir kayıt
konularak yapılan cirodur.
Senedi rehin cirosuyla alan kişi,
senetteki hakkı kazanmaz Yalnızca senet bedeli üzerinde rehin hakkına sahip
olur. Bu nedenle senedin mülkiyeti rehnedende kalmaya devam eder.
Rehnalan, rehin hakkına sahiptir.
Bu hak tali niteliktedir. Senedi tahsil yetkisi bulunmaktadır. Ancak rehin
amacını aşamaz. Ayrıca senedi rehin cirosu ile alan hamil, senedi tekrar
cirolamak isterse senedi ancak tahsil cirosu ile devredebilir. Çünkü TMK m.
689/1’e göre, rehin cirosundan sonra yapılan ciro tahsil cirosu hükmünde
olmaktadır.
İleri tarihli çek ve rehin cirosu:
Türk hukukunda, ileri tarihli çek
uygulanması mümkündür. Ancak çeki keşide eden bunun her zaman tahsil
edilebileceğini bilmektedir. Çünkü çek ödeme aracıdır ve görüldüğünde ödenir.
Kanun koyucu, ileri tarihli
çeklerin her zaman ödenmek üzere ibraz edilebileceğini düzenlemektedir.
Dolayısıyla ileri tarihli çek düzenlenirken, düzenleyen, her an bu çekin
ödenmek üzere muhataba ibraz edilebileceğini de bilmektedir.
Uygulamada da ileri tarihli
çeklere “vadeli çekler” denilmektedir. Çekin vadeli hale getirilmesi ise
ona kredi fonksiyonu kazandırmaktadır.
^Çekin açık
rehin cirosu ile devri yasaklanmış olsa da inançlı işlem ilişkisi kapsamında
inançlı temlik cirosuyla teminat amaçlı verilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.
Uygulamada bu ciroya “fidusyer ciro”, “örtülü ciro”, “teminat amacıyla
temlik cirosu” da denilmektedir.[2]
Ancak çeklerin hiçbir şekilde rehin cirosu yapılabilmesi kanunen mümkün
görünmemektedir.
[1]
Kaçak, Nazif (2006) Açıklamalı-İçtihatlı Tüm Yönleriyle Bono, Poliçe, Çek, 3.
Baskı, Ankara: Seçkin Yayınevi, s. 255.
[2] Sayıcı,
Elif(2019) Kambiyo Senetlerinde Rehin Cirosu, Karatay Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk ABD, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, s. 57.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder