Bu kitap çalışmasını ilk olarak 2012 yılı haziran ayında yayınladık.
Kuşadası'nda bulunduğum dört yıl boyunca çalıştığım mahkeme, tamamen hakaret ve tehdit suçlarını değerlendiriyordu.
İlk derece mahkemeleri bu konuda çok fazla sorun yaşıyordu:
-Müşteki beyanlarının tek başına hükme esas alınıp alınmayacağı,
-Yakın akrabaların beyanlarının delil olarak ne kadar değerlendirileceği,
-İddianamelerdeki eksiklikler,
-Savcılıklara hakim olan "mahkemede beraat etsin" anlayışı,
-Kollukça tutulan tutanakların ne derece hükme esas alınacağı,
-İstikrarlı ifade,
-Çelişen ifade,
-İkrar.
-Hakaret niteliği tartışmalı ifadeler.
Sorunlar daha da artırılabilir. Bu çalışma bu sorunları -kendimce- karşılamak amacıyla hazırlanmıştı.
Öncelikle tez tarama merkezinde kayıtlı tezler tarandı. Sonra internetten ulaşılabilen makaleler. O tarihlerde şimdiki gibi ceza doktrinine ait kitaplardan hemen hemen hiçbiri yoktu bende. (Şu an ise -en niteliksizi dahil- olmayan yok). Sistematik çalışmayı bilmiyordum. "Hukuka aykırılığın" ise hala suçun unsuru olduğu konusunda şüpheliyim. Atıfları yaparken de çalışmaların bütün künyesini yazıyordum.
Doktora çalışması dahil görmediğim kaynağa atıf yapmış değilim. Ancak doçentlik başvurusu ve hakemli makale çalışmalarında gördüm ki kendisini doktrin zanneden bir kısım güruh, "bilgisayar başında hazırlama" diye enteresan bir kavram geliştirmiş. Bu tip çalışmaları bu nedenle anlamadan/okumadan eleştiriyorlar...Oysa ben çalışmalarımda atıf rekoru kırmak istemiştim.
Yüksek lisans sırasında bize anlatılan, yararlanılan kaynak sayısının ve atıf zenginliğinin çalışma kalitesini yükselttiğiydi. Okuduğum makale ve tez sayısını çalışmada göstermek istiyordum. Bir de yazma, uyarlama, redakte çalışmalarındaki hızımı.
Uygulamadan kaç kişi, baştan sona yüksek lisans tezi okumuştur? İşin içinde olan herkes sorunun cevabını biliyor. Ancak "enteresan güruh"a bakınca uygulamacıların bu konuda haklı olduğunu söylemem gerekir.
Uygulamada hakemli ile hakemsiz makale arasındaki farkı bilen kişi sayısı bir elin parmakları kadardır. Hakemli makalelerin nasıl onaydan geçtiği, burada bir standart bulunmadığı gibi sorunlar ayrı bir çalışmanın konusu...
Amacım hakaret suçunu, ona yakın tehdit, cinsel taciz, huzur sükun bozma gibi suçlarla birlikte, kapsamına tazminat ve idare hukuku konularını da alarak anlatmaktı. Buna 360 derece hukuk diyebiliriz. En sevdiğim çalışma tarzı. Trafik hukuku, Hekim Ceza Sorumluluğu, Kıyı Hukuku Uygulamaları, Sosyal Medya Paylaşım Sorumluluğu hep 360 derece hukuk olarak hazırlandı.
Yazmak bir tutkudur. Lise yıllarımdan beri yazarım. Ama ancak doktora çalışmasını bitirdikten sonra yayınlamaya başladım. Hiçbiri roman, öykü ya da şiir çalışması değildi.
Yıllık 1000'e yakın ortalama dosya çıkartan/çalışan bir kişi olarak bunu yapmanın nasıl bir özveri olduğunu hayal edebilir misin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder