Rusya, Türk milletinin içinde bulunduğu coğrafyada her zaman karşı karşıya kaldığı ve kaçınılmaz olarak kalmaya da devam edeceği, içinde hatrı sayılır oranda Türk nüfusu bulunan enteresan ülke.
Rus dili de öğrenmesi, telaffuzu ve çalışması zor, oldukça kasvetli bir dil. Kiril alfabesiyle değerlendirince -istisnalar dışında- yazıldığı gibi okunan bir dil.
İlk Rusça hazırlık kitaplarımı Konya'da rampalı çarşıdan almıştım. Resimli Fono Rusça, Olga'ya Mektup, Rusça sözlük. Bir kitap daha vardı ama adını hatırlayamadım.
Youtube bu kadar gelişmiş iken artık kitap almanın önemi var mı? Sanki yok gibi...
Askere giderken, İngilizce "S" harfinden sözcükler ile Rusça 300 kadar sözcüğü yazıp, kamuflajın cebine koydum. Burada her molada değilse de ara ara bu kağıtları cebimden çıkartım göz gezdirdim.
Rusça, "şifre çözmek" gibi bir dil. Her harf bir kod. Kodu çözdüğün zaman okuyabiliyorsun. Bu ilk günlerden bugüne söylemeye korktuğum kadar süre geçti. Sözcük dağarcığı en fazla bin oldu. Akademik olarak çalışılmayacaksa bundan fazla çalışmak çok saçma.
Oysa benim hedefim internet üzerinden indirdiğim kitapları rahat okumaktı.
Olmadı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder