Yüksek lisansım kamu yönetimi üzerineydi. Aslında TODAİE, Türkiye'nin bilinen en iyi örgün yüksek lisans eğitimini vermekteydi ve verdiği eğitimlerden birisi de Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Eğitimi'ydi. 2005-2006 yılında bu programı tamamlamıştık.
E pek tabi her okul gibi kaliteli hocaları bulunduğu gibi oldukça sıradan, vasatın da altında hocaları da bulunmaktaydı. Ekonomi dersi anlatanlar bunların arasındadır.
Asıl anlatmak istediğim, kamu yönetiminin bir bilim olup olmadığına ilişkin tartışmalar. Washington'un makalesi, Max Weber, Çin memurluk sınavı gibi konulardan sonra varılan sonuç, kamu yönetiminin de bir BİLİM olduğuydu.
İnsan kaynakları yönetimi, personel alımı, mülakat çalışmaları, protokol dersleri, halkla ilişkiler vs.
Başta eğitim kadrosu, verilen-istenilen-sonuç, fayda-zarar ilkeleri gibi pek çok nedenlerle kamu yönetimi eğitimi eleştirilebilir.
Sonuçta eğitim alanların takibi, onları bir araya getirme ve bu eğitimin çok özel olduğuna ilişkin yeterli alt yapı oluşturulmaması TODAİE'nin de bir üniversiteye bağlanmasıyla sonuçlandı. O akademik kadroda olması gereken de buydu zaten.
Bu eğitimi alanların ne kadarı, doğru yerlerde çalıştırıldı. Hiçbiri. Kamu yönetimcileri kendilerini anlatamamış ise, insan kaynakları yönetimleri doğru istihdamı sağlayamamışsa sorumlu kimdir?
Kamu yöneticileri, yönetimde görev alamayacaklarsa, kamu yönetiminin bir bilim olmadığı toplum ve toplumun istihdam sorumlularında genel kanaattir.
Kamu yöneticileri, yönetimde görev alamayacaklarsa, kamu yönetiminin bir bilim olmadığı toplum ve toplumun istihdam sorumlularında genel kanaattir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder