HGK 16/04/2019
gün, 2017/19-832 Esas, 2019/459 Karara göre menfi tespit davası:
1-) Borçlu,
İCRA TAKİBİNDEN ÖNCE veya TAKİP SIRASINDA ya da İCRA TAKİBİNDEN SONRA borçlu
bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
2-) Sahtelik
davasına konu senedin sahteliğini veya sahte olmadığını (maddi vakıayı) tespit
eden kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı, menfi tespit davası bakımından kesin
delil teşkil eder ve hukuk hâkimini bağlar.
3-) Ceza
davacısında verilecek karar sonuca etkili olacağından ceza davasının, menfi
tespit davası bakımından bekletici mesele yapılması gerekir.
4-) Davacı
menfi tespit davasını birbiriyle çelişmemek üzere birden fazla nedene
dayandırabilir.
5-) Sahtelik
ve bedelsizlik iddiaları aynı menfi tespit davasında ileri sürülebilir. Bu
durumda öncelikle sahtelik iddiasının incelenmesi gerekir.
6-) Hukuk
hakiminin amacı öncelikle, şekli gerçekliği aramaktır.
7-)
Sahtecilik konusunda alınan raporlar arasında çelişki bulunduğu takdirde; Adli
Tıp Kurumundan veya Güzel Sanatlar Fakültesinden ya da Jandarma Kriminal
bölümlerinden oluşacak konusunda uzman olan ve önceki bilirkişi raporlarında
imzası bulunmayan yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekir.
8-) Menfî
tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat,
davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır.
9-) Kademeli
olarak ileri sürülen bedelsizlik iddiasında ise ispat yükü ileri sürülen nedene
göre değişir:
a-) Hukuki
ilişkinin reddi halinde hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalıya düşer.
b-) Senedin
karşılıksız olduğunu; alacağın ödeme, ibra ve takas gibi nedenlerle alacağın
son bulduğunu ileri sürme halinde ispat yükü davacı borçluya düşer.
10-) Banka
hesapları üzerinde uzman bilirkişi incelemesi yapılması gerekebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder