öldürüyor beni...
Birşey söyle...
YENER ÜNVER DEĞERLENDİRMELERİ
1-) Tez çalışmam ikinci öğretim değildir. Üniversite
eğitimi sonrası 5 yıl kamu hizmeti tamamlayan binlerce kişinin girdiği bir
sınavla girilen ağırlıklı hukuk dersleri bulunan TODAİE programı, yapıldığı
dönem itibarıyla alanında en iyi yüksek lisans programıdır. Doçentlik
başvurusunda bulunan, bu programı 88 gibi ciddi bir ortalama ile tamamlamıştır.
2-Ne bis in idem ve Kanunilik İlkesi''''ne Göre
Çevreye Karşı Suçlar İdari Yaptırımlar Kabahatler, kaynakçada yer verilen
çalışmalar, çalışmanın amacıyla mütenasiptir. Daha fazla ve farklı kaynaklara
yer verilmesi, çalışmanın amacından uzaklaşmasına neden olacaktır. Çalışma
hazırlandığı sırada kapsamı genişletilmiştir.
Olağan ve olağanüstü kanun yollarının kitabın
başlığıyla uyumlu olmadığı değerlendirmesi, çalışmanın dikkatli
değerlendirilmediğini göstermektedir. Zira ne bis in idem ilkesi açısından kararın
kesinleşmesinden sonra ikinci kez uygulanacak idari yaptırımlar ya da idari
yaptırımlar sonrasında sanık hakkında çevre suçlarıyla ilgili yapılacak
yargılamaya karşı, kanun yolları aşamasında söz konusu savunmanın (ne bis in
idem savunmasının) yapılacağı değerlendirilmektedir. Kaldı ki sanığın; ne bis
in idem ilkesinden yararlanabilmesi için sanık hakkında başlatılan ilk işlemin
adlı soruşturma olması halinde, bu soruşturmanın kovuşturmaya dönüşmesi ve
kovuşturmanın, kanun yollarında kesinleşmesinden sonra ne bis in idem ilkesinin
değerlendirilmesi gereği, ilk derece mahkemesi kararının hangi aşamada
kesinleşeceğinin değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Ne bis in idem
kavramının çok geniş olduğu ancak kapsamın çevre suçlarıyla sınırlı olduğu değerlendirmesi
de kitap çalışmasının okunmadığını, okunsa da anlaşılmadığını düşündürmektedir.
Doçent adayı lise döneminde (Çevre Sağlığı Meslek Lisesi) 4 yıl boyuncu çevre hukukuna
ilişkin ders almıştır.
Ayrıca Yener Ünver,
kanunilik, yorum, kıyas, belirlilik ve ceza kanununu bilmemenin mazeret
sayılmamasına ilişkin değerlendirmelerin neden çalışmada yer aldığını
anlamadığını belirtmiş ise de çevre suçlarına ilişkin TCK m. 181-184 hükümleri
dikkate alındığında konuyla ilgisi anlaşılacaktır. Söz konusu değerlendirme
çalışmanın anlaşılmadığını ya da okunmadığını düşündürmektedir.
Yine Yener Ünver’in
kitapta kriminal anlamda suçlara ilişkinken, idari yargı kararlarının
kesinleşmesine ilişkin değerlendirmelere ve Anayasa Mahkemesi ile AİHS bireysel
başvuru yollarına ilişkin genel açıklamaların anlamsız olduğu değerlendirmesi
de çalışmanın anlaşılmadığını düşündürmektedir. Ne bis in idem savunması, ilk
derece ve kanun yolları aşamalarında değerlendirilmemektedir. Doçent adayının
öngörüsü, söz konusu savunmanın Anayasa Mahkemesinde sınırlı olarak ancak
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ise esas olarak değerlendirileceği
yönündedir. Raporu düzenleyen, çalışmayı bir bütün olarak değerlendirmemiş,
konuyu anlayamamıştır. Çalışma tamamıyla orjinaldir. Türk Ceza Hukuku’nda
muadili yoktur. Öte yandan Yener Ünver çevre suç tiplerinin suç analizi
yöntemiyle özet olarak anlatıldığı iyi bir makale düzeyinde eser olduğunu ileri
sürmektedir. Çalışmayı anlayamamış olarak doçentlik çalışmasının yetersiz
olduğunu ileri sürmesine rağmen iyi bir makale olduğunu ileri sürmesi ağır
çelişki oluşturmaktadır.
Sonuç olarak
doçentlik çalışması olarak sunulan çalışmanın, Yener Ünver tarafından
okunmadığı ya da anlaşılmadığı, değerlendirmelerin subjektif ve kendi içinde
çelişik olduğu, çalışmanın sınırlarının anlaşılmadığı değerlendirilmektedir.
3-Canavarca
Hisle ve Eziyet Çektirerek Öldürme, derleme içerisinde makale olduğu
belirtilmiş ise de, beyanname içerisinde kitap bölümünün başka şekilde sisteme
kaydedilmesi mümkün değildir. Bu tespitin kendisi dışında kimse tarafından
yapılmamış olması da değerlendirmenin subjektif olduğunu göstermektedir. Basit
makale olarak nitelediği çalışmanın muadili Türk hukukunda yoktur. Özel hükümlere
ilişkin kendisinin çalışmasının bulunmaması nedeniyle değerlendirmesinin eksik,
hatalı ve subjektif olduğu değerlendirilmektedir.
4-Sosyal Medya Paylaşım Sorumluluğu, pandemi
döneminde yayınlanmış bir çalışma olup, türünün ilk örneğidir. Orijinal olmadığının
ileri sürülmesi gerçekten ağır bir hatadır. Çalışmayı, “Küçük çaplı ceza hukuku
özel hükümler” kitabı olarak nitelendiren akademisyenin küçük çaplı ceza hukuku
özel hükümler kitabı yoktur. “Sosyal medya kanunu diye adlandırılan Türk mevzuatı
da Türkçe’ye çevrilmiş Alman kanunu da ayrıca incelenmemiştir” ibaresiyle ne
kastedildiği anlaşılmamaktadır.
5-Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz İlkesine ilişkin
kaynakların eksik olduğu, konuyla doğrudan ilgisi olmayan hususlara yer
verildiği, yeterince açıklama yapılmadığı, sonuç kısmında orijinal bir tez ve
gerekçesine yer verilmediği değerlendirmeleri tamamen subjektif ve bilimsel
olmaktan uzaktır. Değerlendirme okunmadığını düşündürmektedir.
6-Aşama Aşama Seri Muhakeme çalışmasına ilişkin
değerlendirmesi, diğer akademisyenlerin değerlendirmeleriyle çelişkilidir.
Çalışmanın basit bir giriş kısmı olarak nitelendirilebilir ibaresine yer
vermiştir. Evet çalışma gerçekten de doçent adayının konuyla ilgili Seçkin
Yayınevi’nden çıkan, 2021 yılı Ağustos ayında ikinci baskısını yapan Seri
Muhakeme-Usul-Şartlar-Suçlar ve Hüküm ve Basit Yargılama Usulü çalışmasından
esinlenilmiştir. Sonuç olarak hakemli çalışma değildir ve tamamen subjektif ve
bilimsel literatürü takip etmeyen bir değerlendirmedir.
7-Cezaevleri Aleyhine Düşünceler ve Cezaevlerinin
Mahkûm Üzerindeki Etkileri isimli çalışma hakemsizdir. Türk mevzuatının
değerlendirilmediği yönündeki değerlendirme gerçekten felakettir. Konuyla Türk
mevzuatının hiçbir ilgisi yoktur. Kaynakça gösteriminde hata yoktur. Bir bütün
olarak yararlanılan çalışmalarda yazara sadece bir kez atıf yapılması yeterli
görülmektedir. Yener Ünver bu konuyu atlamıştır. Yabancı kaynaktan
yararlanılmadığı konusundaki değerlendirmelere katılmak mümkün değildir.
Sonuçta hakemsiz makalede, intihal tespiti bulunmaması da dikkate alındığında
çalışmanın amacıyla uyumlu şekilde kaynaklara sayfa sonunda yer verilmiştir.
8-Bölge Adliye Mahkemelerinde Duruşma Tutanaklarında
İmza Eksikliği Nedeniyle Dosyaların İadesinin Makul Sürede Yargılanma Hakkına
Etkisi, Terazi Hukuk Dergisi; hakemli makaledir. Hakemler tarafından ileri
sürülmeyen nedenlerin söz konusu aşamada Yener Ünver tarafından ileri sürülmesi
mümkün değildir. Kaynakların eski olduğu değerlendirmesi, konunun ve kanunun
değişmemesi nedeniyle hatalıdır.
9- Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçları iki
hakem incelemesinden geçmiş makaledir. Bu aşamada içeriğinin zayıf ve
çoğunlukla dolaylı konulara ağırlık verildiği değerlendirmesi hatalıdır.
10-Kanunilik İlkesi ve Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin
Tedbirlere Aykırı Davranma Suçu, hakemsiz makaledir. Yener Ünver tarafından
ağırlıklı mevzuat açıklaması ve kısa açıklamalar yapılması eleştirilmektedir.
Subjektif değerlendirmedir.
11- İnfaz Kurumuna veya Tutukevine Yasak Eşya Sokmak,
makalesi hakemlidir. Makaleye son şekli hakemler tarafından verilmiştir. Bazı
kaynakların eski olduğu değerlendirmesine katılmak mümkün değildir.
12-İftira suçu hakemli makaledir. İki hakem
incelemesinden geçmiştir. Bu aşamada Yener Ünver’in değerlendirmeleri sübjektiftir.
13- İçtihatlar ve BAM ve ilk derece mahkeme kararları
ile hakikate muhalif mal beyanında bulunmak (IIK m. 338/1), makale oldukça
özgün olup, yüzeysel olduğu değerlendirmesine katılmak mümkün değildir. Sonuç olarak
hakemli makale değildir. Yener Ünver değerlendirmeleri bilimsellikten çok uzak
ve kişiseldir. Diğer akademisyen değerlendirmeleriyle çelişmektedir.
14-Müstehcenlik suçu, karşılaştırmalı hukuka yer
verilmiş olması olumlu bulunmakla birlikte pornografiye ilişkin suçların
aktarımı, doğrudan müstehcenliğe ilişkin bir kavramın bulunmamasından
kaynaklanmaktadır. Çalışma iki hakem incelemesinden geçmiş olup, çalışmayı
şekillendirenler derginin hakemleridir. Bu nedenle eleştiriler konusunda
haksızdır.
15-Sosyal Medyada Paylaşım Sorumluluğu, çift hakem
incelemesinden geçmiştir. Doçentlik tezi olarak sunulan çalışmayla başlık aynı
olmakla birlikte tek cümlesi dahi oradan alınmamıştır. Hakemli makale olması
nedeniyle makaleye son şeklini verdirenler hakemlerdir. Yayınlandığı tarih
itibarıyla ikinci bir örneği yoktur.
16-Temel Cezanın Belirlenmesi, hakemli makaledir.
Konunun niteliği, literatürdeki kaynakların tamamının değerlendirilmesini
gerektirmemektedir. Hakem değerlendirmesinden geçen hususlara ilişkin eleştiri
yapılması haksızlıktır.
17-Tefecilik suçu, hakemli olarak yayınlanmıştır.
Makaleye son şeklini verenler hakemlerdir. Bu nedenle eleştiriler subjektif ve
hatalıdır.
18- Ceza ve Hukuk Mahkemesi Kararlarının Birbirine
Etkisi, hakemli değildir. Adalet Bakanlığı dergisinde yayınlanmış ve
yayınlandığı tarih itibarıyla ilk örnektir. Yener Ünver bu makalenin dahi eksik
olduğunu değerlendirmiştir. Hakemli yayınlanmayan, Adalet Bakanlığına ait
dergilerde, derginin yazım yönergesi takip edilmektedir. Akademik unvanı
bulunan kişinin bu kadar ağır ve kabul edilmez hata yapması anlaşılır değildir.
19-Fuhuş suçuna ilişkin makale hakemlidir. Hakem
incelemeleri son şeklini aldırmıştır. Buradaki değerlendirmelerden hiçbirisi
bilimsel değildir. Eksik bilgiye dayanmaktadır.
20-İlkesel Yaklaşımla İddianamenin İadesine ilişkin
makale değerlendirmeleri genel olarak olumlu olmakla birlikte bir kısım
eksiklikler tespit edilmiştir. Ancak bu makale de hakemlidir ve yayınlandığı
tarihte konu olarak ilk çalışmadır.
21-Uluslararası bildirilere ilişkin eleştiriler:
i-Uluslararası bildiriler hakem incelemesinden
geçmiştir.
ii-Uluslararası bildirimler, uluslararası çalışmada
bizzat sunulmuştur.
iii-Uluslararası bildirimlerin bir kısmına oturum
başkanı olarak katılınmıştır.
iv-Özet çalışmalarda da kaynakça belirtilmesi
gerektiğine ilişkin hiçbir bildirim ve uyarı yapılmamıştır. Bu nedenle kaynakça
olmadığı gerekçesiyle değerlendirilmediğine ilişkin rapora katılmak mümkün
değildir.
v-Doçentlik yönetmelik değişikliğinde özet çalışmaya
yer verilmesi yeterli görülmüştür.
Non-refoulement ilkesi ve Jus cogens niteliği
kaynakça olmadığı gerekçesiyle değerlendirilmediği belirtilmiş ise de kaynakça
bulunması gerekliliği özet bildirim şekli şartlarında gösterilmemiştir. Kaldı
ki Yener Ünver, konunun doktora tezinin içinde bir başlık olduğunu fark
etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi Kararlarına Karşı
Direnme İmkânı Bulunmamasının Sebep Olduğu Verimsizlik Sorunu, genel olarak
konudan söz edilmiş olması “özet” anlatım kavramıyla uyumludur.
Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Uygulamalarında Usul
Bozmalarının Adil Yargılanma Hakkına Olumsuz Etkisi, yargı kararlarına dayandırılarak
yapılmış bir anlatımdır. Yargı kararlarına yer verilmiş olması yeterli
görülmektedir.
Parmak İzinin Türk Hukukunda Delil Değeri, yine
konuyla ilgili aynı dönemde yayınlanan ve akademisyenin kendisine de gönderilen
Seçkin Yayınevi’nden yayınlanan Türk Ceza Hukukunda Parmak İzi konulu, Seçkin
Yayınevinden çıkartılan çalışmanın oldukça küçük bir kesitidir. Adı geçen
raportör, raporunda bu olumlu yaklaşımdan bahsetmemiş, kitap çalışmasını iade
de etmemiştir. Söz konusu değerlendirmesi de kötüniyetlidir.
Yapay Zekâda Ceza Sorumluluğuna ilişkin
bildiriye ilişkin değerlendirmeler, daha önceki bildirimlerde kaynakça
bulunmadığı bu nedenle değerlendirilmediği anlatımından farklıdır. Bu çalışma
hangi nedenle dikkatini çekmiş ve esaslı değerlendirme yapma gereği duymuştur. Doçent
adayı, konuyla ilgili iki aylık Bilgi Üniversitesi eğitim programına
katılmıştır. Özet kısmı Türk Ceza Kanunu’nda benzer hükümlere olan yakınlığı
üzerinden değerlendirmeye dayanmıştır. Özetin niteliği dikkate alındığında,
kanun metinleri üzerinden sorumluluk değerlendirmesi yapılmıştır. Özet hakem
incelemesinden geçmiştir. Ne doçentlik yönetmeliğinde ne de uluslararası
bildirilere ilişkin yayın şartları arasında kaynakça, plan gibi Yener Ünver’in
aradığı kıstaslardan bahsedilmemektedir.
Çekle İlgili Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Neden
Olma Suçu ve Konkordato ilgili sunum, hakem incelemesinden geçmiştir. Ne
doçentlik yönetmeliğinde ne de uluslararası bildirilere ilişkin yayın şartları
arasında kaynakça, plan özet gibi şartlara yer verilmemiştir. Yener Ünver,
bugüne kadarki çalışmalarına göre çek, konkordato gibi hususlar hakkında
değerlendirme yapabilecek nitelikte değildir.
YUSUF ASLAN
DEĞERLENDİRMELERİ
1-İlkesel
Yaklaşımla İddianamenin İadesi isimli makale herhangi bir ceza almamıştır. Sehven
yapılan hatanın dikkatli bir incelemeyle doğrusunun anlaşılması mümkündür.
2-Fuhuş ve Tefecilik
suçuna, Temel Cezanın Belirlenmesine Sosyal Medya Paylaşım Sorumluluğuna,
Hakikate Muhalif Beyanda Bulunmak Suçuna, Müstehcenlik Suçuna, İnfaz Kurumuna
veya Tutukevine Yasak Eşya Sokmak Suçuna, İftira Suçuna, Muhafaza Görevini
Kötüye Kullanma Suçuna, Non-refoulement ilkesi ve işkence suçuna, Kanunilik
İlkesi ve Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma Suçuna, BAM
Duruşma Tutanaklarında İmza Eksikliği Nedeniyle Dosyaların İadesinin Makul
Sürede Yargılanma Hakkına Etkisine ve Ceza ve Hukuk Mahkemesi Kararlarının
Birbirine Etkisi’ne ilişkin makalede olumlu ya da olumsuz değerlendirme yoktur.
2-Uluslararası
toplantılara ilişkin değerlendirmeler:
1-)Makalelerin
hepsine de özet olduğu gerekçesiyle değerlendirilmediği eleştirisi göze
çarpmaktadır. Ancak;
i-)Makalelerin
tamamı uluslararası nitelikli toplantılarda çift hakem incelemelerinden geçerek
yayınlanmıştır. Özet çalışmalardan da puan alınmaktadır. Akademisyen bunu
dikkate almamıştır. Yönetmeliğe sonradan eklenen bir ölçüttür. 2 adet yapılması
yeterli iken 6 adet yapılmıştır.
ii-Non-Refoulement
İlkesi ve Jus Cogens Niteliği zaten doktora tezinde (incelenmediği
anlaşılmaktadır) geçen başlıklardan sadece birisinin özetidir.
iii-BAM Ceza Dairesi
Kararlarına Karşı Direnme İmkânı Bulunmamasının Sebep olduğu Verimsizlik Sorunu
özet metin incelendiğinde Yargıtay kararları tarih ve sayısı belirtilmek
suretiyle söz konusu değerlendirmenin yapıldığı görülecekti.
iv- Rıza İle
Aramaların Hukukiliği Sorunu, özet olduğu gerekçesiyle değerlendirilmemiş ise
de, raportörlerin kendilerine Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Kararı
Uygulamalarında Arama Kararı ve İşlemleri ile Aramaya Konu Suçlar isimli,
inceleme dönemine denk gelen Adalet Yayınevinden basılan, 928 sayfalık kitap
çalışması özel olarak gönderilmiştir. Raportörler o kadar kötü niyetlidir ki
gösterilen bu çaba dahi hiçbir olumlu karşılık bulmamıştır.
v- Parmak
İzinin Türk Hukukunda Delil Değeri, yine konuyla ilgili aynı dönemde yayınlanan
ve akademisyenin kendisine de gönderilen Seçkin Yayınevi’nden yayınlanan Türk
Ceza Hukukunda Parmak İzi konulu, Seçkin Yayınevinden çıkartılan çalışmanın
oldukça küçük bir kesitidir. Adı geçen raportör, raporunda bu olumlu
yaklaşımdan bahsetmemiş, kitap çalışmasını iade de etmemiştir. Söz konusu
değerlendirmesi de kötüniyetlidir.
vi-Yapay Zekâda Ceza Sorumluluğu, kanun maddeleri
üzerinden yapılan bir değerlendirmedir. Doçent adayı, Bilge Üniversitesi’nin
2021 yılında yapay zekâ konulu tamamı İngilizce olan eğitim programına
katılmıştır. Özet değerlendirmesi yapmaması, raportörün konuyla ilgili
değerlendirme yapabilecek nitelikte olmadığını göstermektedir.
vii-Çekle İlgili Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına
Neden Olma Suçu ve Konkordato, özet olduğu gerekçesiyle değerlendirilmemiş ise
de Yargıtay kararlarının değerlendirmesi niteliğindedir. Hakem incelemesinden
geçmiş ve yayınlanmıştır. Ancak icra ceza hukuku ile ilgili genel olarak ceza
akademisyenleri, kendilerini ilgilendirmediği gerekçesiyle ilgisiz
davranmaktadır.
viii-Soğutucu Etki, özet çalışmasıdır. Türk hukukunda
yeni bir kavramdır. Özet çalışma olduğu gerekçesiyle değerlendirilmediği
yaklaşımı hatalıdır. Akademik puan almıştır.
3-Kitap çalışmalarına ilişkin değerlendirmeler;
Yusuf Aslan, doktora tezinin genel olarak
uluslararası hukukla ilgili olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Ancak
konuyla ilgili doçent adayının beyannamesinde “Non refoulement ilkesi ve
işkence suçu” başlıklı çalışmayı görmüş olsaydı, bu değerlendirmeyi yapamazdı.
Söz konusu değerlendirme eksik bilgi sahibi olan akademisyenin ne kadar
kötüniyetli olduğunu da göstermektedir. En
azından diğer akademisyenler gibi ilgili kurullardan geçtiği gerekçesiyle
değerlendirmeseydi bu eleştirilerin muhatabı olmazdı.
4- Ne bis in idem ve Kanunilik İlkesi’ne Göre Çevreye
Karşı Suçlar İdari Yaptırımlar Kabahatler, doçentlik tezi olarak sunulan
çalışmanın daha çok uluslararası hukuka ilişkin olduğu görülmektedir
değerlendirmesine yer vermiştir. Ancak görme değil “değerlendirme” yapması
gerekir. Çalışmayı anlamamıştır, okumamıştır. Sadece görmüştür. Kullandığı
ifade ve yaptığı –daha doğrusu yapmadığı- değerlendirme ağır hatadır.
5-Kitap
bölümleri ve makale değerlendirmeleri eksiktir.
6-Sonuç bölümü
çelişkilerle doludur. Doktora tezinin, rapor bölümünde genel olarak
uluslararası hukuka ilişkin olduğu değerlendirmesinde bulunmuş, sonuç kısmında
uluslararası hukuka ilişkin olduğunu belirtip kestirip atmıştır. Oysa
çalışmanın ceza hukukuyla doğrudan ilgisi bulunduğuna ilişkin özel makale
çalışması yapılmıştır. Yusuf Aslan bu makaleyi değerlendirmemiştir.
Doçentlik çalışmalarının
uluslararası hukuka ilişkin olduğunu belirtmiştir. Ancak ne Ne bis in idem
ve Kanunilik İlkesi’ne Göre Çevreye Karşı Suçlar İdari Yaptırımlar Kabahatler
ne de Sosyal Medya Paylaşım Sorumluluğu’nun uluslararası hukukla bir zerre
kadar ilgisi yoktur. Değerlendirme ağır hatadır.
Yüksek lisansız tezsiz olduğu doğrudur. Ancak
yapıldığı dönemde bu ülkenin en saygın, en iyi yüksek lisans programıdır. Sınava
girebilmek için dahi üniversite sonrası beş yıllık kamu hizmeti şarttır. Örgün
eğitimdir. Hukuk dersleri ağırlıklıdır. Akademik kadroda herhangi bir
üniversiteden daha fazla profesör kadrolu akademisyeni bulunmaktadır.
Doçent adayı, binlerce kişinin girdiği yazılı sınavdan
sonra TODAİE’ye girmiş ve bir yıllık örgün eğitimi oldukça yüksek bir puanla
(88) tamamlamıştır.
Kişisel olarak ceza hukukunun her alanına ilişkin
çalışmam vardır. Kanunilik ilkesini değerlendirmiş ancak raporunun sonuç
kısmında maddi ceza hukukuna ilişkin çalışmam olmadığını ileri sürmüştür. Bu
ağır bir eksikliktir. Yusuf Aslan’ın düzenlediği rapor, akademik unvanı ile
mütenasip değildir.
Yabancı literatürün tüketilmediği, örneklenerek
açıklanmamıştır. Yeterli kaynak kullanılmadığı iddiası özellikle bu konuda
uluslararası ölçütler dikkate alındığında oldukça ağır hatadır.
Çalışmayı okumayan kişinin, “anlatım gücü bakımından
zayıf” olduğu değerlendirmesi kabul edilemez. Kendisi raporunda görüşe göre
çalışmaların uluslararası hukuka ilişkin olduğu değerlendirmesini yapmıştır.
Sonuç olarak Yusuf Aslan değerlendirmeleri,
subjektif, incelemeye dayanmayan, kendi içinde çelişkili, bilimsel nitelik
taşımayan, hatalarla dolu ve eksiktir. Rapor, şekil olarak bile göze hoş
görünmemekte, profesör unvanı değil hukuk fakültesi öğrencisinin bile
yapmayacağı şekil bozuklukları taşımaktadır.
Doçent adayı ceza hâkimidir. Kürsüde çalışmıştır. Onbinlerce
kararın altında imzası vardır.
Çok seviyorum yazmamak için
O kadar zor tutuyorum ki kendimi...
Söylememek için...
O kadar dayanamıyorum ki...
Ah...
Ne kadar zor...
Ne kadar dayanılmaz imkansızlık...
O kadar zor ki yanımda olman ve ama çok uzak olman...
O kadar zor ki senli sensizlik...
Seni çok seviyorum diyebilmek...
O kadar güzel olurdu ki imkansızlığım...
O kadar zor ki...
Bir bilebilsen...
Bir anlatabilsem..
Bir söyleyebilsem imkansız imkansızlığım...
O kadar zor ki...
Her an aklımdasın...
Bana eziyet ediyor ve daha çok yer ediyorsun aklımda.
Sıradanlaşmıyorsun inadına...
Adı sevgi midir bunun...
Bilmiyorum...
Bildiğim tek şey canımı acıtıyorsun...
Kaçmak, kaybolmak istiyorum...
Kendi dünyama dönmek,
Biliyorum ki bu kaçış..
Daha çok canımı acıtacak...
sın