KURİL
ADALARI SORUNU
Günümüzde Rusya
17.098.246 km2’lik yüzölçümü ile dünyanın en geniş ülkesidir ve toprakları
dünyanın sekizde birine, karasal bölgelerin ise %10’una karşılık gelmektedir. Yayılmacılık
siyasetinin halen devam ettiği Rusya’nın 1338 adası bulunmaktadır. 16 ülke
Rusya ile sınırdır. Bu ülkeler Belarus, Letonya, Litvanya, Moğolistan,
Finlandiya, Çin, Estonya, Kazakistan, Kuzey Kore, Polonya, Ukrayna, Azerbaycan,
Gürcistan, Norveç, Japonya, ABD’dir.
Kuril Adaları, Asya’nın
en kuzeydoğusunda Rusya’nın Kamçatka Yarımadası ile Japonya’nın Hokkaido Adası
arasında 1.200 km’lik hat boyunca uzanan 56 adadan oluşan adalar topluluğudur.
Toplam yüzölçümü 15.500 km2 olan adalarda yaklaşık 20.000 kişi yaşamaktadır.
Komşularının hemen
hemen tamamında yayılmacı eğilimlerini gördüğümüz Rusya, benzer sorunları
Japonya ile yaşamakta ve sorunların çözümlenmesi için II. Dünya Savaşı ile
Japonya’nın atom bombası ile yaşadığı korkunç yıkımdan yararlanarak işgal
ettiği Japon topraklarını terk etmemektedir. Okhotsk Denizi ile Kuzey Pasifik
Okyanusu’nu ayıran boğaz konumunda olması nedeniyle stratejik öneme sahiptir.
Adalar, münhasır ekonomik bölgeye sahip olduğu gibi Renyum, Sülfür, Petrol,
Altın, Demir, Titanyum, Argentum bakımından oldukça zengindir.
1855 yılında imzalanan
Şimoda Anlaşması ile İturup Adası’nın kuzeyindeki adalar ile Sahalin adası
Rusya’ya güneyindeki adalar ise Japonya’ya bırakılmıştır. 1904-1905 Rus-Japon
savaşı sonrasında, Kuril adaları ve Sahalin adasının güney yarısı ile bitişik
adalar Japonya’ya bırakılmıştır.
1945 yılında SSCB, ABD,
İngiltere arasında düzenlenen Yalta konferansında SSCB; Kuril Adaları ile
Sahalin adasının kendisine bırakılmasını talep etmiş bu talep kabul edilmeyince
anlaşmalara katılmamıştır.
1956 yılında
Rusya-Japonya arasında imzalanan ortak bildiri ile Rusya; Şikotan ve Hobomai
adalarının Japonya’ya bırakılmasını kabul etmiş ise de devir gerçekleşmemiştir.
Bildirinin yeniden
görüşülmesi için 2018-2019 yılında Putin ile Şinzo bir araya gelmiş ve 1956
bildirgesi esas alınarak barış anlaşmasının imzalanması için müzakereler
yapılması kararlaştırılmış ise de 2022 yılı Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’ya
yönelik başlattığı savaşla ilişkiler yeniden gerginleşmiştir.
Ruslar, söz konusu
adaların kendileri için stratejik bir önemi bulunduğunu belirtmektedir.
1856 yılında Kırım
Savaşı’nı kaybeden Rusya, yayılmacılık politikasını Orta Asya ve Sibirya’ya
yönlendirmiştir.
1639 yılında
misyonerlik çalışmalarının da etkisiyle batıyla iletişimi bulunmayan Japonya;
ABD’nin zorlamasıyla sisteme dahil edilmeye çalışılmıştır. Bu anlamda Japonya
batı ile yeniden ticari ilişkilerini geliştirmeye başladığında Rusya ile de
ilişkiler geliştirmiştir.
Rusya, doğuda gemileri
için liman ihtiyacı bulunduğu gerekçesiyle Japonya ile anlaşmaya çalışmış ancak
Japonya söz konusu talepleri karşılamamıştır.
Ruslar, yayılmacı amaçlarına
uygun olarak gezgin görünümüyle bir kısım maceracıları görevlendirmiştir.
Bunlardan İ.P. Kozirevski ve Antsiferov, 1713 yılında Kuril Adaları’na gelerek,
bu adaların hiçbir devletin egemenliğinde olmadığını ülkelerine bildirmiştir.
Rusya’nın Kuril Adaları
ile Sakhalin’e olan işgal eğilimleri, 1806-1807 yıllarında Japonların bir dizi
güvenlik önlemi almalarına neden olmuştur.
Meiji dönemi
(1868-1912) ile birlikte Japonya’da modernleşme adımları atılmaya başlanmış ve Japonya
dış politikada daha aktif bir rol oynamaya başlamıştır.
1874 yılında Enomoto
Takeaki, Rusya ile müzakerelere katılmak için Saint Petersburg’a gönderilmiş ve
Sahalin ile Kuril adalarının takas edilmesi kararının uygulanabilmesi için
Petersburg Anlaşması imzalanmıştır. Petersburg Anlaşması ile Sahalin Adası
Rusya’ya, Kuril Adaları ise Japonya’ya bırakılmıştır.
Japonya, Sahalin Adası’nda
yapılan binaların bedellerini dahi Rusya’ya iade etmiş, halka ise adada kalma
ya da adayı terk etme seçeneklerini sunmuştur.
1904-1905
Rus Japon Savaşı
İki ülkenin yayılmacı
yaklaşımları savaşın nedenini oluşturmuştur. Savaş 1 yıl 6 ay sürmüş ve Japonya
savaştan galip ayrılmıştır. ABD’nin arabuluculuğunda imzalanan Portsmout
Anlaşması ile Japonya, Liaodong Yarımadası’nın Lüshun’a giden Güney Mançurya
Demiryolunu ve Sahalin Adası 50. paralel üzerinden ikiye bölünerek yarısını ele
geçirmiş, Rusya ise Mançurya’nın kuzeyinde etki alanı oluşturmuştur.
I.Dünya
Savaşı
I. Dünya Savaşı
döneminde her iki ülke de itilaf devletleri arasında yer almış ise de Japonya
büyük ölçekli bir savaşa katılmamıştır. Japonya; Uzak Doğu’da yer alan Alman
bölgelerini ele geçirmiş ve 2 Eylül 1914’te Çin’in Shandong eyaletine girmiş, 7
Kasım 1914’te Tsingtao kuşatması sonrasında Almanlar teslim olmuştur.
Rusya’da, I. Dünya
Savaşı sırasında yaşadığı mağlubiyetler nedeniyle oluşan kargaşa ortamında 1917
yılında Çarlık rejimi yıkılarak Bolşevik rejimi kurulmuştur.
1917 yılında Bolşevik
yönetiminin, Çarlık rejiminin imzaladığı gizli anlaşmaları açıklaması Japonya
hükümeti ile Bolşevik yönetiminin arasının gerginleşmesine neden olmuştur.
3 Mart 1918 tarihinde
SSCB, ittifak devletleriyle imzalanan antlaşma ile I.Dünya Savaşı’ndan çekilmiş
ve Bolşevik rejimi, Japon hükümeti tarafından tehdit olarak algılanmıştır.
Rusya’nın I. Dünya
Savaşı’ndan çekilmesinden sonra Japonya, Sahalin’den Baykal’a kadar olan
bölgeye askeri yığınak yapmaya başlamıştır. Bu bölgelerden 1922 yılından
çekilmiş ise de Sahalin’de 1925 yılına kadar kalmıştır.
20 Ocak 1925 tarihinde
Japonya, SSCB’yi tanımıştır. SSCB 1917 Ekim ayına kadar imzalanan anlaşmaların
gözden geçirilmesini istemiş; 1925 yılında Kuzey Sahalin’de Japonya’ya kömür ve
petrol ayrıcalıkları verilmiş, 1928 yılında ise balıkçılık konusunda anlaşma
yapılmıştır.
1932-39 yıllarında sürekli
sınır anlaşmazlıkları ve Khasan Gölü Muharebesi dışında küçük çaplı sınır
çatışmaları yaşanmıştır.
1941 yılında SSCB ile
Japonya arasında taraf olmama anlaşması imzalanmış, 13 Nisan 1945’te SSCB
anlaşmanın yenilenmeyeceğini bildirmiştir.
II. Dünya Savaşı sonuna
doğru SSCB Yalta Konferansı’nda alınan kararla Japonya’ya savaş ilan etmiş,
Japonya’ya atılan atom bombasından yararlanarak Mançurya bölgesini ve 5 Eylül
1945 tarihinde Kuril Adalarını işgal etmiş; Kuril Adalarında yaşayan Japon
halkını, Japonya’ya göndermiştir.
II. Dünya Savaşı
sonrasında müttefikler ile Japonya arasında 8 Eylül 1951’de San Francisco Barış
Anlaşması imzalanmış, SSCB; Japonya’nın dört ada üzerindeki haklarından
vazgeçmesini talep etmiş, SSCB talebinin kabul edilmemesi üzerine SSCB
anlaşmayı imzalamamış; ancak Japonya ile 19 Ekim 1956 tarihinde savaş durumunu
sona erdiren bildirge imzalanmıştır. Bildirgede Japonya’ya Şikotan ve Homobai
takımadalarının teslimi kabul edilmiştir. Ancak bu adalar işgal edilen Kuril
Adalarının sadece %7’sini oluşturmaktadır.
Tokyo
Bildirgesi
ABD Devlet Başkanı Bill
Clinton’ın girişimleri ile Yeltsin döneminde Japonya ile ilişkiler
geliştirilmiştir.
13 Ekim 1993’te Japonya
ile Rusya arasında imzalanan Tokyo Bildirgesi ile ekonomik, bilimsel ve teknik
işbirliği konularında çalışmalar yapılması konusunda anlaşılmıştır.
Moskova
Bildirgesi
13 Kasım 1998’de
imzalanan Moskova Bildirgesi ile taraflar karşılıklı yarar, güven, uzun vadeli
beklentiler ve ekonomik işbirliği konularında ortak çalışma kararı almışlardır.
Dünyada barış ve
istikrarın sağlanması konularına da değinilmiştir.
Vladimir
Putin ve Medvedev Dönemi Rus Japon İlişkileri
8 Mayıs 2000’de
başlayan Putin dönemi ile Rusya ekonomik olarak güçlenmiş ve saldırgan
politikalarını artırmıştır.
Putin, 1956 müşterek
bildirgenin esas alınacağı görüşmelerle sınır sorunlarının çözümlenmesi teklifi
Japonya’da olumlu karşılanmıştır.
2009 yılında Medvedev’in
Japonya ziyareti olumlu bir hava oluşturmuş ise de “Kuzey Toprakları Meselesi’nin
Çözümü ile İlgili Özel Tedbirler Yasası”nın kabulü ve Ulaştırma Bakanı’nın
Kunaşir adası ziyareti ilişkilerde gerginleşmeye yol açmıştır.
11 Mart 2011’de yaşanan
Japonya depremi sonrasında Rus yardımları ilişkilerde yumuşamalara neden
olmuştur.
7 Mayıs 2012 tarihinde
başlayan ikinci Vladimir Putin dönemi ile yeni ve olumlu bir işbirliği dönemi
başlamıştır.
2013-2019 yılları
arasında iki ülkeleri arasında ekonomik, insani etkileşim gelişmiştir. 2019
yılı Eylül ayında Putin ve Şinzo Abe, Vladivostok’ta Doğu Ekonomik Forum’unda
bir araya gelmişler ve Japonya’da sorunların çözümlenebileceği konusunda
iyimserlik havası oluşmuştur. Ancak 2021 yılında Rusya’nın Kuril Adalarında
tatbikatlar yapması sorunu içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Buna karşılık
Japonya da bölgede geniş çaplı bir tatbikat gerçekleştirmiştir.
8 Temmuz 2022 tarihinde
Nara kentinde uğradığı saldırı sonucu Şinzo Abe öldürülmüş; suikast Duma’da
Sergey Karginov tarafından Rus-Japon ilişkilerine yönelik terör saldırısı
olarak nitelendirilmiştir.
Şinzo Abe sonrası
başbakan olan Fumio Kişida’nın Rusya siyasetini Rusya’nın Ukrayna saldırısı
belirlemiştir. Rus hükümetinin Luhanks ve Donetsk bölgelerini resmen tanıma
kararı, Japonya tarafından sert bir şekilde kınanmıştır.
Rusya’nın Ukrayna’ya
saldırısı, Kişida hükümeti tarafından ulusal güvenlik açısından kesinlikle
kabul edilemez kabul edilmiş ve uluslararası yaptırımlara katılınmıştır. Rusya,
bu yaptırımlar karşısında Japonya’ya karşı barış anlaşması müzakerelerini askıya
aldığını duyurmuş; ayrıca Hokkaido açıklarında bulunan adalara Japonların
vizesiz giriş hakkını askıya almıştır. Söz konusu gerginliği Rusya, Kuril
Adalarından tatbikatlar düzenleyerek daha da artırmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder