11 Nisan 2024 Perşembe

12 yıllık zamanaşımı süresi nasıl gerçekleşir?

 

  1 1 .    C E Z A    D A İ R E S İ   

 

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L Â M I

K A N U N   Y A R A R I N A

B O Z M A

Esas No  : 2023/2433

Karar No  : 2024/933

Tebliğname No       : KYB - 2023/41314

 

İNCELENEN KARARIN 

MAHKEMESİ          : İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi

TARİHİ     : 17.02.2022

SAYISI    : 2021/732 E., 2022/50 K.

SANIK    

SUÇ        : Resmi belgede sahtecilik                                  

SUÇ TARİHİ            : 05.03.2007

İNCELEME KONUSU

KARAR    : Mahkûmiyet

KANUN YARARINA

BOZMA YOLUNA

BAŞVURAN                          : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet                                                                                  Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ                       : İlgili kararın kanun yararına bozulması

 

İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.02.2022 tarihli ve 2021/732 Esas, 2022/50 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 04.04.2023 tarihli ve 2022/20200 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 17.05.2023 tarihli ve KYB-2023/41314 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 17.05.2023 tarihli ve KYB-2023/41314 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair dair İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/04/2014 tarihli ve 2013/211 esas, 2014/103 sayılı kararının 02/05/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın 26/02/2015 tarihinde işlediği hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı  Kanun’un 204/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/02/2022 tarihli ve 2021/732 esas, 2022/50 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Dosya kapsamına göre, sanığın müsnet suçu 05/03/2007 tarihinde işlediği, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 02/05/2014 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içerisinde 26/02/2015 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 02/05/2014 ila 26/02/2015 tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin durduğu, 26/02/2015 tarihinde zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı,  suç tarihi olan 05/03/2007 tarihi ile hükmün açıklanarak mahkumiyet kararının verildiği 17/02/2022 tarihleri arasında 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

 

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir. 

 

2. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun'un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun'un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasının son cümlesi uyarınca İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.04.2014 tarihli ve 2013/211 Esas, 2014/103 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının kesinleştiği 06.05.2014 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen kasıtlı suçun suç tarihi olan 26.02.2015 tarihi arasında zamanaşımının durduğu ve durma süresi de dikkate alındığında, suç tarihinden hüküm tarihine kadar 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu anlaşılmıştır.

3. 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulması Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir. 

 

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

 

2. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.02.2022 tarihli ve 2021/732 Esas, 2022/50 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

 

3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin sanığın cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği DÜŞMESİNE,

 

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

 

05.02.2024 tarihinde karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK