Asıl konumuza dönersek genel hükümlerin birçok maddesi Alman kanunundan aktarmadır. Meslektaşlarımız başka kanun görmedikleri ve iyi kötü yerleşen Türk hukukunu yıkmak istedikleri için Alman Kanunundan hükümler aldılar. Böylece kanun nüfuz alanları arttığı için Almanları mutlu ettiler. -Alman bilim adamları mutluluklarını ifade ettiler- ancak biz Türkler seksen yıllık birikimimizi ve uygulamamızı ve hukuk güvenliğimizi kaybettik. İçtihatlarımız yok oldu. Hâkimin takdir yetkisi çok genişletildi. Böylece kanunilik ilkesi ortadan kalktı. Deneyimli hâkimlerimiz bilgi birikimlerini kaybetti. Çalakalem kanun yapıldı. Olmaz ise değiştiririz dendi. Her gün kanun değiştirirsen mahkemelerin yükü azalır mı? Hukuk güvenliği olur mu? Meğer ne kadar kolaymış kanun yapmak. DÖNMEZER ile bazen bir kelime için bir saat tartışılırdı. Mecliste kanun yapmanın çok kolay olduğuna tanık oldum.
Seksen yıllık birikimin bir tarafa atılıp Alman Ceza Kanunun genel hükümlerinin tercüme edilerek (ya da hazır tercümeden) alınması yaratıcı hukuki düşüncemizin de olmadığının ifadesidir. Özel hükümler zarar (fiil) esasına genel hükümler failin niyeti (fail) esasına dayanan bir kanunumuz oldu. Yani motoru Türkiye şartlarına adapte olmuş Tofaş, kaportası Wolkswagen marka bir aracımız var.
Bu aracın böyle olmasının sebebi 1970’11 yıllardan itibaren Alman devletinin Türklere verdiği burslar ve önemli bir Türk nüfusun Almanya’da çalışmasıdır. Alman devleti verdiği burslar sayesinde kültürel etkinliğini ceza hukuku alanında da artırmıştır.
Almanya’da burslu olarak eğitim yapan ceza hukukçuları 2005 yılma kadar sübjektif gözlükle (fail esasına dayanan) zarar esasına dayanan kanunu yorumladılar. 2005’den sonra daha rahat ettiler. Ama biz hukuk güvenliğimizi kaybettik.
Eğer gelecekte bir başka devlet verdiği burslarla öğretim üyeleri üzerinde etkinlik kurar ise yeni bir hukuk düzeninin etkisi altına gireceğimiz kesin olacaktır. Bunun anlamı özgür düşünce yaratamayacağımız ve hukuk kimliğimizin olmayacağıdır.
Aslında ceza mevzuatının bu hale gelmesinde ve hukuk güvenliğinin ortadan kalkmasının temelinde iktidara gelen, milletten vekâleti alan kimsenin herşeyi yapabileceği zihniyetidir. Sorun buradadır. Bizim meslektaşlar bu düşünceyi eyleme geçirmişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder