Konyavî durur, sanır ki velî,
Cehl ile dolmuş, olmuş delî.
Ne ilm ü irfân ne hikmet bilir,
Duydukça titrer Hakk’ın dili.
Lâkin sorsan, sözü pek bûrûd,
Mîdeye düşkün, aklı ma’rûd.
İlm-i hikmet dendi mi susar,
Lâkin yerse etli börekle sud.
Tereyağlı börek, etli ekmek,
Meydan senindir, ey bağnaz köçek!
Sofra görünce ârif kesilir,
Hakikat deyince susar, göçek.
Bir yanar, bir kükrer, âlim sanırsın,
Meydan boş iken, Zeyd’e kanarsın.
Lakin ver ona koyun kebâbın,
Hakk’ı inkâr eder, gâfil sanarsın.
Ey cehl ile mest, ilm ile nâ-merd,
Bâtılı Hak bilmek sana mı fer’d?
İlimsiz, irfansız, sofra peşinde,
Hak yoluna taş döşemek ne merd?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder