20 Mayıs 2017 Cumartesi

KASTEN ÖLDÜRMENİN İHMALİ DAVRANIŞLA İŞLENMESİ

KASTEN ÖLDÜRMENİN İHMALİ DAVRANIŞLA İŞLENMESİ
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
Madde 83- (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
Gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.
GEREKÇE:
MADDE 83.– Madde metninde kasten öldürme suçunun ihmâli davranışla işlenmesi düzenlenmiştir.
İhmal, kişiye belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğünün yüklendiği hâllerde, bu yükümlülüğe uygun davranılmamasıdır. Belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğüne aykırı olarak bu davranışın gerçekleştirilmemesi sonucunda, bir insan ölmüş olabilir. Örneğin, bir sağlık kuruluşunda görev yapan tabip, durumu acil olan bir hastaya müdahale etmez ve sonuçta hasta ölür. İhmali davranışla sebebiyet verilen ölüm neticesinden dolayı sorumlu tutulabilmek için, neticeyi önlemek hususunda soyut bir ahlakî yükümlülüğün varlığı yeterli değildir; bu hususta hukukî bir yükümlülüğün varlığı gereklidir.
Neticeyi önleme yükümlülüğü, bazı durumlarda koruma ve gözetim yükümlülüğüne dayanmaktadır. Bu yükümlülüğün kaynağı önce kanundur. Kişilere belli durumlarda belli bir yönde icraî davranışta bulunma konusunda kanunla yükümlülük yüklenmektedir. Örneğin velayet ilişkisinin gereği olarak ana ve babanın çocukları üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunmaktadır. (22.11.2001 tarih ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, madde 335 vd.). Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, başlı başına bir haksızlık ifade etmektedir.
Koruma ve gözetim yükümlülüğünün iradî biçimde üstlenilmesi, neticeyi önleme yükümlülüğünün ikinci bir kaynağını oluşturmaktadır. Bir başka ifadeyle, koruma ve gözetim yükümlülüğü, bir sözleşme ilişkisinden kaynaklanabilir.
Bu konudaki üçüncü grubu, öngelen tehlikeli fiilden kaynaklanan neticeyi önleme yükümlülüğü oluşturmaktadır. Örneğin, taksirle bir trafik kazasına neden olan kişi, kaza sonucunda yaralanan kişilerin bir an önce tedavi edilmelerini sağlama konusunda bir yükümlülük altına girmektedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi sonucunda yaralı kişinin ölmesi hâlinde, bu neticeden dolayı kazaya sebebiyet veren kişiyi de sorumlu tutmak gerekir.
Kasten öldürme suçu gibi, kanunî tanımında belli bir fiilin icrasının yanı sıra bir neticeye de unsur olarak yer verilmiş olan suçlarda, söz konusu netice, ihmali bir davranışla da gerçekleştirilebilir. Bu itibarla, bir sağlık kuruluşunda görev yapan tabibin, durumu acil olan bir hastaya müdahale etmemesi sonucunda hastanın ölmesi hâlinde; ihmalî davranışla öldürme suçunun işlendiğini kabul etmek gerekir. Ancak, ihmalî davranışla öldürme suçu, kasten işlenebileceği gibi taksirle de işlenebilir. Belli bir yönde icraî davranışta bulunma yükümlülüğü altında bulunan kişi, bu yükümlülüğün gereği olan icraî davranışta bulunmaması sonucunda bir insanın ölebileceğini öngörmüş ise, olası kastla işlenmiş olan öldürme suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Buna karşılık, belli bir yönde icraî davranışta bulunma yükümlülüğü altında bulunan kişi, bu yükümlülüğe aykırı davrandığının bilincinde olduğu hâlde, bunun sonucunda bir insanın ölebileceğini objektif özen yükümlülüğüne aykırı olarak öngörmemiş ise; taksirle işlenmiş öldürme suçundan dolayı sorumlu tutulmak gerekir.
Maddenin ikinci fıkrasında, kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi hâlinde, suçun icrai davranışla işlenmesine nazaran temel cezada indirim yapılmasına ilişkin olarak mahkemeye takdir yetkisi tanınmıştır.
I. GENEL OLARAK
İhmal, kişiye belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğünün yüklendiği hâllerde, bu yükümlülüğe uygun davranılmaması, olarak tanımlanmış olup, yükümlülük sahipleri kanunda açıkça belirtilmemiştir. Bu anlamda, diğer mevzuat hükümleri ile yükümlü kişilerin belirlenmesi gerekecektir. İcrai davranışla kişilerin hayatı yönünden belli davranışlarda bulunma yükümlülüğü kolluk görevlileri ve sağlık çalışanları yönünden söz konusudur. Ayrıca pek çok özel yasada da yükümlü meslek grupları ya da sosyal statü belirlenmiş olması mümkündür.
II. KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Görünüşte garantörsel suçlar, esas olarak icrai davranışlarla işlenebilir. Korunan hukuki yarar “hayat hakkı”dır.
III. SUÇUN KONUSU
İnsan bedeni ve onun hayatıdır.
IV. SUÇUN FAİL VE MAĞDURU
Kasten ihmali davranışla öldürme suçunda fail, yalnız neticeyi önleme yükümlülüğü altındaki garantör olabilir.
Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi 3. Maddesi gereğince:
Madde 3 - Tabip, vazifesi ve ihtisası ne olursa olsun, gerekli bakımın sağlanamadığı acil vakalarda, mücbir sebep olmadıkça ilk yardımda bulunur.
Diş tabibi de, kendi sahasında aynı mükellefiyete tabidir.
Buna göre hastaya o anki koşullara göre gerekli müdahalenin yapılmaması halinde, hekim bu müdahale etmeme ihmalinden dolayı sorumlu olacaktır. Fiilen hekimlik yapmamış, uzun yıllar mesleğine ara vermiş kişilerin de bu madde açısından sorumluluğu bulunmaktadır.[1]
Suçun mağduru olmak bakımından herhangi bir ayrım yapılmış olmamakla, suçun mağduru, ölen kişinin yakınlarıdır. Bu kişilerin CMK 237 ve devamı maddeleri anlamında davaya katılma hakları bulunmaktadır.
V. SUÇUN MADDİ UNSURU
Kasten Öldürme suçunun icrai bir davranışla gerçekleştirilmesi halinde failin olumlu bir hareketi; ihmali bir davranışla gerçekleşmesi halinde ise ihmali, menfi bir hareketi ya da hareketsizliği söz konusudur.
Kişilerin ihmali davranışlarından dolayı sorumlu tutulabilmesi için bireyin belli bir şekilde davranma yükümlülüğü bulunmalıdır. İhmali davranışla sebep olunan ölümden dolayı sorumlu tutulabilmek için, yalnız neticeyi önleme konusunda soyut bir ahlâki yükümlülük yeterli olmayıp, aynı zamanda bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin, icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.[2]
Denizde boğulmak üzere olan kişiyi gören herkes kurtarma yükümlülüğü altında mıdır? Maddenin uygulanmasında herkese bu şekilde yükümlülük getirilmesi halinde sosyal hayat çekilmez hale gelecektir. Bu nedenle sorumluluğun söz konusu olabilmesi için kişinin garantör yükümlülüğü altında olması gerekir.[3]
Garantörlük Kategorileri:
1- Kanundan kaynaklanan garantörlük,
Kanundan kaynaklanan sorumluluk, hekimler ve polis memurları açısından geçerlidir. Her iki grup meslek grubu da belli durumlarda müdahale yükümlülüğündedir. Bu yükümlülük yasa ile belirlenmiştir.
2- Sözleşmeden kaynaklanan garantörlük,
Güvenlik görevlilerinin sebep olduğu sorumluluk sözleşmeden kaynaklanan garantörlük örneğidir. Bu kişiler de ölümcül nitelikteki saldırıları önlemek yükümlülüğü altındadır.[4]
3- Önegelen tehlikeli eylemden garantörlük,
Kendi taksiri nedeniyle kişilerin yaralanmasına neden olan kişinin bu eylemi sonrasında yaralanmasına sebep olduğu kişinin tıbbi yardım ihtiyacını karşılamak için gereken çabayı gösterme yükümlülüğüdür. Diğer bir örnek ise, hastasına yanlış ilâç veren hemşirenin, bu ilâç nedeniyle hastasının durumunun ağırlaşması nedeniyle neticeleri önleme yükümlülüğüdür.[5]
VI. SUÇUN MANEVİ UNSURU
İhmali davranışla öldürme ancak kasten ya da olası kastla işlenebilir. Suçun oluşmasında her üç sorumluluk halinde de ihmali harekette kasıt bulunması şarttır.[6]
VII. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ
a- Teşebbüs:
Kasten ihmali davranışla öldürme suçuna teşebbüs mümkündür. Taksirle bir yayaya çarparak hayati tehlike geçirmesine neden olma halinde ona olay yerinde yardım etmeden kaçan sürücünün davranışında üçüncü kişinin yaralıyı hastaneye götürmesi halinde teşebbüs aşamasında kalmış kabul edilmelidir.[7]
b- İştirak:
Fail ancak garantör olabilir. Garantör dışındaki kişilerin fail olabilmesi mümkün değildir. Şerik olmak ya da azmettiren olabilmek mümkündür.
c- İçtima:
Özel bir içtima hükmü öngörülmediğinden TCK 42-44 maddesinde düzenlenen genel hükümler uygulanacaktır.

VIII. SUÇA ETKİ EDEN NEDENLER
Kasten ihmali davranışla öldürme suçu, neticenin önlenmemesi ile gerçekleşir. Meşru savunma durumunda fiil hukuka uygun sayılır. Örneğin taksirle yaralanan yayaya yardım etme yükümlülüğü bulunan sürücünün, olay yerine gelen yaralının yakınlarının saldırısından dolayı yardım edemeden kaçması halinde “meşru müdafa” nedeniyle eylem hukuka uygun kabul edilmelidir.[8]
IX. KOVUŞTURMA-GÖREVLİ MAHKEME-SUÇUN YAPTIRIMI VE ZAMANAŞIMI
a- Kovuşturma:
Suçun soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır.
b- Görevli Mahkeme:
5235 sayılı kanunun 12. Maddesi gereğince, suçta Ağır Ceza Mahkemesi görevlidir.
c- Suçun Yaptırımı:
TCK 83/3 fıkrasında düzenlenen suçta, temel cezanın belirlenmesinde müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla; müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmedilebileceği gibi cezada indirim yapılmayabileceği düzenlenmiştir.
ç- Zamanaşımı:
Zamanaşımı süreleri TCK 81 ve 82 maddelerine göre belirlenmelidir. TCK 81. Maddesi açısından zamanaşımı 25 yıl; TCK 82. Maddesi açısından ise 30 yıl zamanaşımı söz konusudur.



[1]      Kaşıkçı, Mahmut (2008) “Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla Gerçekleşmesi” Tebliğler, Türkiye Barolar Birliği, Tıp Ceza Hukuku’nun Güncel Sorunları, V. Türk Alman Tıp Hukuku Sempozyumu, 28 Şubat-1 Mart 2008, Ankara: Türkiye Barolar Birliği Yayınları, SS.: 706-711., s. 710.
[2]      Parlar/Hatipoğlu, s. 698.
[3]      Kaşıkçı, s. 708.
[4]      Kaşıkçı, s. 708.
[5]      Kaşıkçı, s. 709.
[6]      Kaşıkçı, s. 709.
[7]      Parlar/Hatipoğlu, s. 702.
[8]      Parlar/Hatipoğlu, s. 701.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK