1. CD. 8.11.2013 gün, 2011/8496 Esas 2013/6037
Karar
Doğum yapan annenin, bebeğini çöpe bırakması,
TCK 83. Maddesi gereğince kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu yönünden
değerlendirilmesi gerekir.
“…Oluşa
ve dosya içeriğine göre, sağlık meslek lisesi mezunu olup bir hastanede hemşire
olarak görev yapan sanık B.’ın, A. isimli kişi ile yaşadığı cinsel ilişki sonucu
hamile kaldığı, hamile olduğunu ailesinden ve çevresinden gizlediği, 27.10.2008
günü sabah saatlerinde ailesi ile birlikte oturduğu evin banyosunda doğum yaptığı,
bir süre dinlendikten sonra bebeğini, göbek kordonunu kesmeden plesenta ile birlikte
yüzü açık kalacak şekilde bir havluya sardığı, evlerinin karşısında bulunan çöp
konteynırına saat:06.30 civarında bırakıp ikametine döndüğü, balkona çıkıp baktığında
bebeğin halen kıpırdadığını gördüğü, ailesinin durumu farketmemesi için hazırlanıp
çalıştığı hastaneye gittiği, gece saat:24.00 civarında temizlik görevlilerinin çöp
konteynırını çöp arabasına boşalttıkları ve çöpleri presledikleri sırada yere dökülen
kan damlalarını görünce durumu kolluk kuvvetlerine bildirdikleri, Adli Tıp Genel
Kurulu 21.10.2010 gün ve 431 sayılı raporuna göre, canlı doğan bebeğin ölümünün
intrauterin anaoksiye bağlı amnion ve mukenyum aspirasyonu ile terk edilme sonucu
bebeğin sağlığı açısından oluşan olumsuz koşulların ortak etkisi sonucu meydana
geldiği olayda,
Sanığın
yükümlü olduğu bakım, koruma ve gözetime ilişkin icrai davranışları gerçekleştirmemesi
nedeniyle, kasten öldürme suçunu ihmali davranışla işlediği anlaşılmakla, 5237 sayılı
TCK.nun 83. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde bilinçli
taksirle ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup,…”
1. CD. 7.5.2012 gün, 2011/4322 Esas 2012/3639
Karar
Gayrı meşru doğan çocuğunu boş arsaya bırakmak,
ihmal suretiyle öldürme suçundan değerlendirilmelidir.
“…Oluşa,
dosya içeriğine ve gösterilen gerekçeye göre; gayrı meşru ilişki sonucu başkasından
hamile kalan sanığın, olay gecesi evinde doğurduğu bebeğini emzirip beze sardıktan
sonra ailesinin bu durumu öğrenmemesi maksadıyla evinin yakınındaki boş bir arsaya
bıraktığı, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun 27.01.2010 tarih ve 328 karar sayılı
raporunda otopside belirtilen bulguların ölümden önce mi veya sonra mı oluştuğunun
çürüme nedeniyle ayırt edilemediği ve ileri derecede çürüme nedeniyle ölüm sebebinin
tespit edilemediğinin belirtildiği olayda, sanığın eyleminin ihmal suretiyle öldürme
suçunu oluşturduğunu kabul eden mahkemenin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden,
5237 sayılı TCK.nun 82/1-d,e,k maddesi kapsamında yeni doğmuş bebeği töre saikiyle
öldürme suçundan hüküm kurulması gerektiği yönüyle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir…”
Yargıtay 1. CD. 20.02.2013 gün, 2012/5467
Esas 2013/1230 Karar
80 yaşındaki hastalığı nedeniyle ancak bastonla
yürüyebilen ve uzun yıllardır bakımını üstlendiği babasını kimsenin bulamayacağı
ormana iki gün bırakma olası kastla adam öldürme olarak değerlendirilmelidir.
“Oluşa
ve dosya içeriğine göre; sanığın, 80 yaşında ve rahatsızlığı nedeniyle ancak bastonla
yürüyebilen maktul babasının bakımını yıllardır eşiyle birlikte üstlendiği ve birlikte
aynı evde yaşadıkları, bir süre sonra bakımında güçlük çekmesi ve eşinin daha fazla
bakmayı istememesi nedeniyle, olay günü akşam saatlerine doğru babasını evden alarak
otomobiliyle ikamet ettikleri eve 22 km. uzaklıkta bulunan ormanlık ve ıssız bir
alana götürüp bırakıp sonrasında evine döndüğü, maktulün, olaydan iki gün sonra
bırakıldığı yere kısa bir mesafede bulunan dere yatağında kendisinde önceden var
olan kronik kalp-damar ve akciğer hastalığı nedeniyle ölü olarak bulunduğu, ölümü
ile sanığın eylemi arasında nedensellik bağının bulunduğunun Adli Tıp Kurumu'nun
25.01.2012 günlü raporuyla belirlendi ği olayda;
TCK'nun
83.maddesinde düzenlenen kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunun,
"Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olma" halini düzenlediği,
somut olayda; sanığın, maktul babasına karşı olan bakım ve gözetim yükümlülüğünü
ihmal etmesi ve terk etmesinden öte, yaşlı, uzun mesafe yürüyemeyen ve kendini tek
başına idare edemeyecek durumda olan maktulü, mevsim ve hava koşulları itibariyle
soğuk bir havada başka kişiler tarafından sıklıkla kullanılmayan, dağlık ve ormanlık
bir araziye bıraktığı, maktulün, kişisel durumu itibariyle mevcut hava ve arazi
şartlarına karşı mücadele edip, hayatta kalamayacağını öngördüğü ve doğabilecek
bütün neticeleri kabullendiği böylece olası kastla ölümüne sebebiyet verdiği anlaşılmakla;
mahkemenin olası kastla öldürme suçundan hüküm kurmasında bir isabetsizlik bulunmadığından,
tebliğnamenin suçun niteliğine yönelen ve bozma öneren düşüncesi benimsenmemiştir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder