Terbiye Etme
Hakkı
Anne, baba ve
vasinin terbiye hakkı yasal dayanağını 4721 sayılı Medeni Kanun 340 ve 445.
maddelerinden almaktadır.
Medeni Kanun
340. maddesinde:
"Madde
340/1 - Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler
ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlar ve
korurlar."
Benzer
hükümler Medeni Kanun 445. maddesinde de vesayet altındaki küçük yönünden de
düzenlenmiştir. Terbiye hakkının kaynağı esas olarak örf ve adettir. Velayet
hakkına sahip olmayan kişinin bir çocuğu terbiye etme hakkı yasal olarak
yoktur. Ancak örf ve adet gereği anne ve babadan başkaları da örneğin ağabeyi,
amcası, dayısı hatta mahalledeki komşusu ya da öğretmeni de terbiye hakkına
sahip olabilir.[1]
Terbiye hakkının
hukuka uygunluk nedeni sayılabilmesi için örfen bilinen sınırlarının
aşılmaması, söz veya hareketle yapılan hakaretin bu sınır içinde kalması,
hakaret ve terbiye hakkı arasında düşünsel bir bağ bulunması, yapılan tahkirin,
terbiye hakkının amacına uygun ve mağduru terbiye edici nitelikte bulunması
gerekir. Terbiye hakkını kullanan kişi amaç ile bağlıdır, bu sınırları aşamaz.
Darp cebir eyleminin hiçbir şekilde terbiye hakkı kapsamında olduğu kabul
edilemez. 5237 sayılı TCK 232/1 maddesinde de "idaresi altında bulunan
veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat
öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından
doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye..." hapis cezası
verileceği düzenlenmiştir.
Kocanın karı
üzerinde ne terbiye ne de disiplin yetkisi vardır. Kocanın disiplin yetkisini
kullanmak adı altında eşinin şeref ve saygınlığına yönelik davranışta bulunması
hakaret suçunu oluşturur ve aynı zamanda Medeni Kanun 162. maddesi anlamında
pek fena muamele kabul edilerek boşanma sebebi oluşturabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder