18 Mayıs 2017 Perşembe

TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT- KAVŞAKLARDA GEÇİŞ ÖNCELİĞİ

Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 29.09.2012 tarihinde meydana gelen kazada, kavşaklarda geçiş önceliğine uymayan  davalı sürücü S. I.'ın kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunun Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 16.04.2015 tarihli onama ilamında açıkça vurgulandığı gibi yargılama sırasında kusur oranının belirlenmesi amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da davalı sürücü S. I.'ın sürücü E. B. sevk ve idaresindeki motosikleti fark etmeden ve ilk geçiş hakkını vermeden kurallara aykırı olarak dikkatsiz, özensiz, hatalı tutum ve davranışıyla kavşaktan bölünmüş yola girerek kazanın oluşumunda asli derecede % 75 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, İstanbul 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda, davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle % 2,3 (yüzdeikinoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, bu rapor uyarınca ve kusur durumuna göre hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor uyarınca davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının hesaplandığı, davacı tarafça bilirkişi raporunda belirlenen miktarlar esas alınarak talep artırımında bulunulduğu görülmekle davalılar ... ve S. I.'ın kusur ve maluliyet oranına yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davalı ... vekili müvekkilinin 657 sayılı Yasa'nın 13. Maddesi uyarınca memur statüsünde olması nedeniyle işbu davanın müvekkili yönünden husumet açısından reddinin gerektiğini gerek yargılama sırasındaki savunmasında gerekse istinaf itirazında ileri sürmüş ise de bir özel hukuk düzenlemesinin bulunduğu ve sorumluluğun da bundan kaynaklandığı durumlarda, Anayasa'nın 129/5. Maddesi ve buna paralel olarak düzenlenen 657 sayılı Kanun'un 13. Maddesindeki söz konusu düzenlemenin uygulama alanı olmadığı, çünkü bu gibi durumlarda sorumluluğun kaynağının özel hukuk alanına ilişkin olduğu, davaya konu olayın bir trafik kazasından kaynaklandığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesine göre araç işleticisinin sorumluluğu düzenlenirken gerçek ve tüzel kişilerle, kamu tüzel kişileri arasında bir ayrım yapılmadığı, bu nedenle araç işleticisinin bir kamu kurumu olması halinde de sorumluluğun anılan Kanun'un 85. Maddesine göre tayin edileceği, somut olayda sorumluluğun kaynağının özel hukuk alanında düzenlendiği, haksız fiil faili ve kamu görevlisi olan davalı S. I.'ın kamu hukukundan doğan yetkisini kullanmasının söz konusu olmadığı, bu nedenle Anayasa'nın 129/5. Maddesi ve 657 sayılı Kanun’un 13. Maddesinin uygulanma olanağının olmadığı, bu nedenle davalı ...vekilinin anılan itirazı yerinde olmadığı gibi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. Maddesinde, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağının düzenlenmiş olması karşısında davalı ...vekilinin ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi yönündeki istinaf nedeninin de doğru olmadığı, davalı ...'ın zarardan sigorta şirketi sorumlu olduğundan kendi sorumluluklarının bulunmadığı yönündeki istinaf itirazının da araç işleteni, sürücüsü ve sigortacının zarar görene karşı meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olmaları nedeniyle yerinde olmadığı, davacının talep artırım dilekçesindeki istemi doğrultusunda maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında talep edilmeyen maddi tazminat kalemlerine ilişkin davacı istinafının taleple bağlılık ilkesi uyarınca yerinde olmadığı, ancak tarafların kusur durumuna, kaza tarihine, meydana gelen zararın ağırlığına, ekonomik şartlara ve somut olayın özelliklerine göre, hükmedilen manevi tazminat tutarının çekilen acıyı karşılamaya yeterli olmadığı kanaatine varılarak davacının manevi tazminata ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüş, bu durumun düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca davacı vekilinin  manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak bu hususta yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. İzmir BAM 11. HD. 26/4/2017 gün, 2017/556 Esas, 2017/438 Karar, 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TIBBİ ETİK