İhzar müzekkeresi üç esaslı yönden dikkat çekmektedir:
i- İhzar müzekkeresi, hürriyeti bağlayıcı işlem olduğu için
önemlidir. İhzar müzekkeresi, muhatabını bulunduğu yer ve zamana bakılmaksızın
belirtilen günde mahkeme önüne getirilmesi için emirdir. Davetiye uyan sanık,
müşteki ya da tanık özgür iradesi ile mahkemeye katılmaktadır. Ancak, hakkında
zorla getirme emri çıkartılan muhatap iradesine, nerede olduğuna ve zamana
bakılmaksızın mahkeme önüne getirilir. Zorla getirme işlemi, koruma tedbirleri
arasında sayılmamakla birlikte, özgürlüğü bağlayıcı bir işlem olması nedeniyle
koruma tedbiridir.[1]
ii- İhzar müzekkeresi dosyanın bitirilmesi ve eylemin sübutu
yönünden önemlidir. Sanığın savunması alınmadan alınabilecek kararlar
istisnaidir. Bu istisnai hükümler dışında sanık savunmasının alınması dosyanın
sonuçlandırılması açısından önemlidir. Müşteki ve tanıklar yönünden ise
çoğunlukla sübuta etki edecek beyan niteliğinde olduğu için bu beyanların
alınması önemlidir.
iii- Usulüne uygun olarak yerine getirildiği takdirde kamu
görevlisi, hukuka uygunluk nedenlerinden yararlanır. Aksi halde emri uygulayan
kolluk görevlisinin, TCK 86/3-c (Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle
yaralama), TCK 94-96 (İşkence ve eziyet), TCK 257 (Görevi kötüye kullanma)
hükümlerine göre sorumluluğuna gidilebilir.
TCK 24/1 maddesinde "Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza
verilmez" hükmüne yer verilmiştir. Maddedeki kanun tabiriyle
anlaşılması gereken kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge
gibi pozitif hukuka ilişkin mevzuatın tamamıdır.
Kanun hükmünü yerine getirme, TCK 24/1 maddesi zorla getirme koruma tedbiri
açısından hukuka aykırılığı kaldıran nedenlerdendir. Ancak bu hükümden
yararlanabilmek için kanun hükmünü yerine getiren kişinin, hukuka uygun olarak
kanun hükmünü yerine getirmesi gerekir. Bu yetkinin taksirle aşılması halinde
failin cezasından indirim yoluna gidilecektir.
Kanun
hükmünü yerine getirmenin bir hukuka uygunluk nedeni sayılması için şekli ve
maddi anlamda bir hukuk kuralının bulunması önkoşuldur. Fail, bu hükmün
gereğini yerine getirmiş olmalıdır. Bilgi toplama, rapor ve fezleke düzenleme,
belgeleme, inceleme, tanık ve bilirkişi sıfatıyla bilgi, görgü ve mütalaasını
yetkili merciler önünde açıklama, haciz tutanağı düzenleme, haciz mahallinde ya
da duruşma sırasında konusu suç teşkil eden eylemlerin tutanaklara geçirilmesi,
arama, el koyma, yakalama gibi işlemler kanun hükmünü yerine getirme işlemleridir.
Kanun hükmünü yerine getirme bakımından faile ödev
yükleyen bir hukuk kuralı bulunması yeterlidir. Bu kuralı uygulamak için ayrıca
faile emir verilmesini beklemeye gerek yoktur. Kanun kişiye belli bir şekilde
hareket etme ödevini yüklemiş bütün vatandaşları da belli fiilleri yerine
getirme konusunda yetkili saymış olabilir.[2]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder