10 Haziran 2017 Cumartesi

Zorla getirme (makaleden bölüm)

İhzar müzekkeresi üç esaslı yönden dikkat çekmektedir:
i- İhzar müzekkeresi, hürriyeti bağlayıcı işlem olduğu için önemlidir. İhzar müzekkeresi, muhatabını bulunduğu yer ve zamana bakılmaksızın belirtilen günde mahkeme önüne getirilmesi için emirdir. Davetiye uyan sanık, müşteki ya da tanık özgür iradesi ile mahkemeye katılmaktadır. Ancak, hakkında zorla getirme emri çıkartılan muhatap iradesine, nerede olduğuna ve zamana bakılmaksızın mahkeme önüne getirilir. Zorla getirme işlemi, koruma tedbirleri arasında sayılmamakla birlikte, özgürlüğü bağlayıcı bir işlem olması nedeniyle koruma tedbiridir.[1]
ii- İhzar müzekkeresi dosyanın bitirilmesi ve eylemin sübutu yönünden önemlidir. Sanığın savunması alınmadan alınabilecek kararlar istisnaidir. Bu istisnai hükümler dışında sanık savunmasının alınması dosyanın sonuçlandırılması açısından önemlidir. Müşteki ve tanıklar yönünden ise çoğunlukla sübuta etki edecek beyan niteliğinde olduğu için bu beyanların alınması önemlidir.
iii- Usulüne uygun olarak yerine getirildiği takdirde kamu görevlisi, hukuka uygunluk nedenlerinden yararlanır. Aksi halde emri uygulayan kolluk görevlisinin, TCK 86/3-c (Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle yaralama), TCK 94-96 (İşkence ve eziyet), TCK 257 (Görevi kötüye kullanma) hükümlerine göre sorumluluğuna gidilebilir.
TCK 24/1 maddesinde "Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez" hükmüne yer verilmiştir. Maddedeki kanun tabiriyle anlaşılması gereken kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge gibi pozitif hukuka ilişkin mevzuatın tamamıdır.
Kanun hükmünü yerine getirme, TCK 24/1 maddesi zorla getirme koruma tedbiri açısından hukuka aykırılığı kaldıran nedenlerdendir. Ancak bu hükümden yararlanabilmek için kanun hükmünü yerine getiren kişinin, hukuka uygun olarak kanun hükmünü yerine getirmesi gerekir. Bu yetkinin taksirle aşılması halinde failin cezasından indirim yoluna gidilecektir.
Kanun hükmünü yerine getirmenin bir hukuka uygunluk nedeni sayılması için şekli ve maddi anlamda bir hukuk kuralının bulunması önkoşuldur. Fail, bu hükmün gereğini yerine getirmiş olmalıdır. Bilgi toplama, rapor ve fezleke düzenleme, belgeleme, inceleme, tanık ve bilirkişi sıfatıyla bilgi, görgü ve mütalaasını yetkili merciler önünde açıklama, haciz tutanağı düzenleme, haciz mahallinde ya da duruşma sırasında konusu suç teşkil eden eylemlerin tutanaklara geçirilmesi, arama, el koyma, yakalama gibi işlemler kanun hükmünü yerine getirme işlemleridir.
Kanun hükmünü yerine getirme bakımından faile ödev yükleyen bir hukuk kuralı bulunması yeterlidir. Bu kuralı uygulamak için ayrıca faile emir verilmesini beklemeye gerek yoktur. Kanun kişiye belli bir şekilde hareket etme ödevini yüklemiş bütün vatandaşları da belli fiilleri yerine getirme konusunda yetkili saymış olabilir.[2]



[1] Özbek, s. 297.
[2] Ali Parlar/Muzaffer Hatipoğlu, Türk Ceza Kanunu Yorumu, C. 1., Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi,    
   Ankara, 2007, s. 238.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TIBBİ ETİK