3 Mayıs 2020 Pazar

İHALEYE FESAT KARIŞTIRMAK

                   

İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA

  •    Madde 235- (1) (Değişik: 11/4/2013-6459/12 md.) Kamu kurumu veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki hallerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır:
  • a) Hileli davranışlarla;
1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek,
  • 2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak,
3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu halde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak,
  • 4. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak.
b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak.
  • c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek.
d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları.
  • (3) (Değişik: 11/4/2013-6459/12 md.) İhaleye fesat karıştırma suçunun;
  • a) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi hâlinde temel cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz. Ancak, kasten yaralama veya tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bu suçlar dolayısıyla cezaya hükmolunur.
  • b) İşlenmesi sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemiş ise, bu fıkranın (a) bendinde belirtilen hâller hariç olmak üzere, fail hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
  • (5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması halinde de uygulanır.

 

 
  • I. GENEL OLARAK
a. İhale:
  • Arapça kökenli bir sözcük olan ihale kavramı, iş, mal ve hizmetlerin, açık, rekabetçi bir ortamda eksiltme veya artırma yöntemleriyle en uygun teklifte bulunana verilmesi olarak tanımlanmaktadır. Arapça “havi” sözcüğünden türemiştir.
  • İdarenin, görev alanına giren hizmetlerin yürütülmesi amacıyla, karşılığı idare tarafından ödenmek üzere gerekli mal ve hizmetlerin veya bir işin yasada öngörülen usul kurallarına uymak suretiyle oluşturulan rekabet ortamı içerisinde katılan adaylardan en uygun teklifi sunan özel bir kişiye yaptırılmasına yönelik imzalanacak sözleşmelerin oluşum sürecini ifade eden bir dizi işlemlerdir.
  • 4/2/2002 gün, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, m. 4’te, bu kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işler şeklinde tanımlanmıştır.
  • İhale üç unsurdan oluşmaktadır:
  • 1- İdare (Kamusal harcama yapmaya yetkili bir ihale makamı),
  • 2- İdare lehine ihtiyaç duyulan hizmet, malzeme veya yapım işi,
  • 3- Bedel ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi.
  • Borçlar Hukuku anlamında ise ihale açılması icaba davet; ihaleye katılanların teklif sunması icap; ihalenin bu tekliflerden en uygun olanına verilmesi ise kabul anlamındadır.
  • Genel olarak ihale mevzuatımızda kamu adına yapılan satım ve kiraya verme işlemlerinde bedel artırım; mal veya hizmet alımları ve kiralama işlemlerinde bedel eksiltme esası benimsenmektedir. Artırmalarda teklif olunan bedellerin en yükseği, eksiltmelerde ise teklif olunan bedellerden tercihe layık görüleni bulunup iş, o teklifi verinin üzerine bırakılmaktadır. Artırmalarda en çok artıranın, eksiltmelerde en uygun teklifi verenin icabını kabul mahiyetindeki irade bildirimi ve bu iradenin oluşumunu sağlayan şartlar esas alınmak suretiyle sözleşme imzalanmasına kadarki idari işlemlerin tümü; ihale sürecini oluşturmaktadır. Bu süreç, kamu ihale sözleşmesinin imzalanması ile sona ermektedir.
  • 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kamu kurum ve kuruluşlarının mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerine ilişkin esas ve usulleri belirlemektedir. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu yürürlükten kaldırılmamıştır. Ancak Kamu İhale Kanunu kapsamındaki işlerle ilgili Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmayacaktır.
  • 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, ihale sürecini düzenlemiş; ihale sözleşmesinin imzalanması ve edimlerin yerine getirilmesi ise 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile düzenlenmiştir.
  • İdarelerin özel hukuk kişilerinden sağlayacakları kamu alımlarında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda öngörülen esaslar dikkate alınmalıdır. Ancak özel kişilerce gerçekleştirilen her işlem ihale usulü olarak değerlendirilemez.
  • b. İhalelere Hakim Olan Esaslar
  • i- Saydamlık:
  • Bu ilke, ihale sürecinde ihaleye katılanların ihale ile ilgili tüm bilgilere ulaşabilme, öğrenebilme ve görebilme haklarını ifade eder. İhalelerin ilanı, ihale belgelerinin açıklanması, pazarlık usulünün sınırlı kullanılması, ihale tutanaklarının tutulması gibi ihale mevzuatında yer alan benzer düzenlemeler ihale sürecinde saydamlık ilkesini sağlar.
  • ii- Rekabet:
  • Kamu alımlarında rekabetin sağlanması idarenin ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetin en uygun kalite, fiyat ve koşullarda sağlanmasının vazgeçilmez unsurudur. Gerçek rekabetin sağlanması için olabildiğince çok kişinin katılmasına imkan sağlanmalıdır. İhaleler istekliler bakımından serbest ve eşit şartlarla yürütülmelidir. Rekabet ilkesi, etkin ve etkili kamu alımları sisteminin oluşturulabilmesine hizmet etmesinin yanı sıra kişilerin yolsuzluk eğilimlerinin azalmasını da sağlar.
  • İhale sürecinde bazı anlaşmalar, açık veya zımni birleşmeler yapılması ya da bazı hileli işlemler gerçekleştirilmesi, ihale sonucunu etkilemek ve bu şekilde teknik süreci aksatmak KİH m. 17’de yasak fiil ve davranışlar arasında sayılmıştır.
  • iii. Kamu Alımlarında Güvenilirlik
  • Kamu alımlarında güvenilirlik, hem kamu alımını gerçekleştirecek kamu kurum ve kuruluşları hem de istekli firmalar için aranan bir unsurdur. İstekliler eşit ve adil şekilde tekliflerinin değerlendirilmesini bekler. İhale yürüten idareler de isteklilerin, kamu personeli üzerinde oluşturabilecekleri etkiye göre değil, sadece gösterecekleri yetenek ve iş deneyimleri ile tekliflerinin fiyat ve kalitesine bağlı ihalede yarışma beklentisi içindedir. Kamu alımlarında karşılıklı güven, aynı zamanda ihalelerde saydamlığı ve yüksek düzey rekabeti gerektirir.
  • iv. Gizlilik
  • Saydamlık ilkesi ile çelişkili görünmekle birlikte bazı işlemlerin yürütülmesinde gizliliğin korunması, adalet, hakkaniyet, fırsat eşitliği gibi hususlar açısından önemlidir. Tekliflerin belirlenen gün ve saate kadar gizli tutulması, yaklaşık maliyetin ( muhammen bedel) gizli tutulması esastır. Alınan teklifler ve ihaleye katılanlara yönelik kamu görevlileri tarafından edinilen özel bilgilerin gizliliğinin sağlanması da gizlilik ilkesinin gereğidir. Tekliflerle ilgili olup ihale mevzuaıtana veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlayanlar 5237 sayılı TCK m. 235/2-b bendi gereğince cezalandırılırlar.
  • 765 sayılı TCK’da ihaleye ilişkin suçlar iki farklı bölümde düzenlenmiştir. Bunlardan ilki devlet aleyhine işlenen suçlar bölümünde 205-208 maddelerindedir. İkincisi ise 366, 367, 368 maddelerindedir.
  • 5237 sayılı TCK ile bu ayrım ortadan kaldırılmıştır. İhale süreci ve edimin ifası sürecine fesat karıştırma ayrı maddelerde hüküm altına alınmıştır.
  • 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu m. 2’ye göre idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu kanun hükümleri gereğince yürütülecektir. Bu kanunun 4. Maddesi tanımları ve 5. Maddesi temel ilkelere düzenlemiştir. Buna göre:
  • Tanımlar
Madde 4- Bu Kanunun uygulanmasında;
  • Mal : Satın alınan her türlü ihtiyaç maddeleri ile taşınır ve taşınmaz mal ve hakları,
Hizmet: Bakım ve onarım, taşıma, haberleşme, sigorta, araştırma ve geliştirme, muhasebe, piyasa araştırması ve anket, danışmanlık, (…)  , tanıtım, basım ve yayım, temizlik, yemek hazırlama ve dağıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, koruma ve güvenlik, meslekî eğitim, fotoğraf, film, fikrî ve güzel sanat, bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler ile yazılım hizmetlerini, taşınır ve taşınmaz mal ve hakların kiralanmasını ve benzeri diğer hizmetleri,
  • Yapım : Bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat  işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile benzeri yapım işlerini,
Tedarikçi : Mal alımı ihalesine teklif veren gerçek veya tüzel kişileri veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri,
  • Hizmet sunucusu : Hizmet alımı ihalesine teklif veren gerçek veya tüzel kişileri veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri,
Danışman : Danışmanlık yapan, bilgi ve deneyimini idarenin yararı için kullanan, danışmanlığını yaptığı işin yüklenicileri ile hiçbir organik bağ içinde bulunmayan, idareden danışmanlık hizmeti karşılığı dışında hiçbir kazanç sağlamayan ve danışmanlık hizmetlerini veren hizmet sunucularını,
  • Yapım müteahhidi : Yapım işi ihalesine teklif veren gerçek veya tüzel kişileri veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri,
Aday : Ön yeterlik için başvuran gerçek veya tüzel kişileri veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri,
  • Ortak girişim: İhaleye katılmak üzere birden fazla gerçek veya tüzel kişinin aralarında yaptıkları anlaşma ile oluşturulan iş ortaklığı veya konsorsiyumları,
İstekli : Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesine teklif veren tedarikçi, hizmet sunucusu veya yapım müteahhidini,
  • İstekli olabilecek: İhale konusu alanda faaliyet gösteren ve ihale veya ön yeterlik dokümanı satın almış gerçek veya tüzel kişiyi ya da bunların oluşturdukları ortak girişimi,
  • Yerli istekli: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişiler ile Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişilikleri,
Yüklenici : Üzerine ihale yapılan ve sözleşme imzalanan istekliyi,
  • İdare : İhaleyi yapan bu Kanun kapsamındaki kurum ve kuruluşları,
İhale yetkilisi: İdarenin, ihale ve harcama yapma yetki ve sorumluluğuna sahip kişi veya kurulları ile usulüne uygun olarak yetki devri yapılmış görevlilerini,
  • Başvuru belgesi : Belli istekliler arasında ihale usulünde ön yeterliğe katılan aday tarafından  yeterliğinin tespitinde kullanılmak üzere sunulan belgeleri,
İhale dokümanı : İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinde; isteklilere talimatları da içeren idari şartnameler ile yaptırılacak işin projesini de kapsayan teknik şartnameler, sözleşme tasarısı ve gerekli diğer belge ve bilgileri,
  • Ön proje : Belli bir yapının kesin ihtiyaç programına göre; gerekli arazi ve zemin araştırmaları yapılmadan, bilgilerin halihazır haritalardan alındığı, çevresel etki değerlendirme ve fizibilite raporları dahil elde edilen verilere dayanılarak hazırlanan plân, kesit, görünüş ve profillerin belirtildiği bir veya birkaç çözümü içeren projeyi,
Kesin proje : Belli bir yapının onaylanmış ön projesine göre; mümkün olan arazi ve zemin araştırmaları yapılmış olan, yapı elemanlarının ölçülendirilip boyutlandırıldığı, inşaat sistem ve gereçleri ile teknik özelliklerinin  belirtildiği projeyi,
  • Uygulama projesi : Belli bir yapının onaylanmış kesin projesine göre yapının her türlü ayrıntısının belirtildiği projeyi,
(…)
  • İhale : Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri,
Teklif: Bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde isteklinin idareye sunduğu fiyat teklifi ile değerlendirmeye esas belge ve/veya bilgileri,
  • Açık ihale usulü: Bütün isteklilerin teklif verebildiği usulü,
Belli istekliler arasında ihale usulü: Ön yeterlik değerlendirmesi sonucunda idare tarafından davet edilen isteklilerin teklif verebildiği usulü,
  • Pazarlık usulü: Bu Kanunda belirtilen hallerde kullanılabilen, ihale sürecinin iki aşamalı olarak gerçekleştirildiği ve idarenin ihale konusu işin teknik detayları ile gerçekleştirme yöntemlerini ve belli hallerde fiyatı isteklilerle görüştüğü usulü,
  • Doğrudan temin: Bu Kanunda belirtilen hallerde ihtiyaçların, idare tarafından davet edilen isteklilerle teknik şartların ve fiyatın görüşülerek doğrudan temin edilebildiği usulü,
Sözleşme: Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinde idare ile yüklenici arasında yapılan yazılı  anlaşmayı,
  • Kurum: Kamu İhale Kurumunu,
Kurul : Kamu İhale Kurulunu,
  • Ön ilan: Yıl içerisinde ihale edilmesi planlanmış işlere ilişkin olarak, mali yılın başlangıcını izleyen mümkün olan en kısa sürede yapılan duyuruyu,
Elektronik Kamu Alımları Platformu: İdareler ile kamu alımları sürecine taraf olanların bu sürece ilişkin işlemleri internet üzerinden gerçekleştirebilecekleri ve Kurum tarafından yönetilen elektronik ortamı,
  • Dinamik alım sistemi: İhale dokümanına uygun ön teklif veren ve sistemin geçerlik süresi içerisinde yeterlik kriterlerini sağlayan bütün isteklilerin sisteme kabul edildiği, piyasada mamul olarak bulunan malların tedarikine yönelik tamamen elektronik ortamda gerçekleştirilen alım sürecini,
Elektronik eksiltme: Tekliflerin değerlendirilmesinin ardından elektronik ortamda eksiltme şeklinde sunulan yeni fiyatların veya belirli teklif unsurlarına ilişkin yeni değerlerin bir elektronik araç marifetiyle otomatik değerlendirme metotları kullanılarak yeniden değerlendirilmesi ve sıralandırılması şeklinde tekrar eden işlemleri,
  • Çerçeve anlaşma: Bir veya birden fazla idare ile bir veya birden fazla istekli arasında, belirli bir zaman aralığında gerçekleştirilecek alımların özellikle fiyat ve mümkün olan hallerde öngörülen miktarlarının tespitine ilişkin şartları belirleyen anlaşmayı,
İfade eder.
  • Temel ilkeler
Madde 5- İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.
  • Aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri birarada ihale edilemez.
Eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal veya hizmet alımları ile yapım işleri kısımlara bölünemez.
  • Bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde açık ihale usulü ve belli istekliler arasında ihale usulü temel usullerdir. Diğer ihale usulleri Kanunda belirtilen özel hallerde kullanılabilir.
Ödeneği bulunmayan hiçbir iş için ihaleye çıkılamaz.
  • İlgili mevzuatı gereğince Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekli olan işlerde ihaleye çıkılabilmesi için ÇED olumlu belgesinin alınmış olması zorunludur. Ancak, doğal afetlere bağlı olarak acilen ihale edilecek yapım işlerinde ÇED raporu aranmaz.
  • Benzer şekilde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu m. 4’te de:
  •   “Tanımlar:
  •              Madde 4 – Bu Kanunun uygulanmasında:
  •              Alım, Satım: Taşınır ve taşınmaz mallar ile her türlü ihtiyaç maddeleri, hizmet ve hakların alım ve satımını,
  •              Hizmet: Kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre çalıştırılan aylıklı, ücretli, yevmiyeli ve sözleşmeli personel istimdamı hariç olmak üzere gerçek veya tüzelkişilere ücret karşılığında yaptırılan araştırma, sondaj, imalat, prototip imalat, istikşaf, etüt, harita plan, proje, kontrollük, müşavirlik ve benzeri her türlü hizmetleri,
  •              Yapım: Her türlü inşaat, ihzarat, imalat, sondaj, tesisat, onarım, yıkma, değiştirme, iyileştirme, yenileştirme ve montaj işlerini,
  •              Kira: Taşınır ve taşınmaz malların ve hakların kiralanmasını veya kiraya verilmesini,
  •              Trampa ve Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesisi: Borçlar Kanunu ile Türk Medeni Kanununun trampa ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile ilgili maddelerinde gösterilmiş işlemleri,
  •              Taşıma: Yükleme, taşıma, boşaltma, depolama ve bunlara ilişkin ambalaj işlerini,
  •              Tahmin edilen bedel: İhale konusu olan işlerin tahmin edilen bedelini ve yapım işlerinde keşif bedelini,
  •              Uygun bedel: Artırmalarda, tahmin edilen bedelden aşağı olmamak üzere, teklif edilen bedellerin en yükseğini; eksiltmelerde tahmin edilen bedeli geçmemek üzere, teklif edilen bedellerin tercihe layık görülenini, bedel tahmini yapılamayan ihalelerde teklif edilen bedellerin uygun görülenini,
  •              İdare: İhaleyi yapan daire, kurum ve kuruluşları,
  •              İstekli: İhaleye katılan gerçek veya tüzelkişi veya kişileri,
  •              İhale: Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla, işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri,
  •              Müteahhit: Üzerine ihale yapılan istekli veya isteklileri,
  •              Müşteri: Artırma sonunda kendisine ihale yapılan istekli veya isteklileri,
  •              Şartname: Yapılacak işlerin genel, özel, teknik ve idari esas ve usullerini gösteren belge veya belgeleri,
  •              Sözleşme: İdare ile müteahhit veya müşteri arasında yapılan yazılı anlaşmayı,
  •              İfade eder.”
  • Hükümlerine yer verilmiştir. Bu nedenle her iki kanun hükümlerinin uygulanmasında kanunda geçen tanımların TCK m. 235 hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi gerekir.
  • İhalelye fesat karıştırma suçunun oluşması açısından ihalenin varlığı gereklidir. Usulün bir etkisi yoktur. Ancak gerek ihale usulünün belirlenmesinde ve gerekse belirlenen usule göre sürdürülüp sonuçlanmasında mevzuat ve buna göre hazırlanması gereken ihale hükümlerine uyulması önemlidir. İhaleye fesat karıştırma suçunda fesat olarak nitelenen eylemlerin bir çoğu aslında bu kuralların ihlal edilmesidir. Örneğin bir kamu kuruluşunun düzenlediği mal alım ihalesinde isteklinin ihaleye katılma yeterlilik ve ya koşullarına sahip olup olmadığı KİK ile ihale sözleşmelerindeki hükümlere göre belirlenir. İhale usulleri 2886 sayılı DİK ve 4734 sayılı KİK ile düzenlenmiştir.
  • Devlet İhale Kanunu m. 35’te, kanun kapsamındaki işlerin ihale usulleri:
  • a-) Kapalı teklif(İlan) usulü (m. 37-43),
  • b-) Belli istekliler arasında kapalı teklif usulü( m. 44),
  • c-) Açık teklif usulü (m. 45-47),
  • d-) Pazarlık usulü (m. 50, 51 ve
  • e-) Yarışma usulü (m. 52) olarak düzenlenmiştir.
  • Kamu İhale Kanunu ihale usullerini açık ihale usulü, belli istekliler arasında ihale usulü, pazarlık usulü, doğrudan temin usulü, tasarım yaklaşımları olarak m. 18-23’te düzenlemiştir.
  • II. KORUNAN HUKUKİ YARAR
  • Kamusal faaliyetlerin dürüstlük ilkesine uygun yürütülmesi ve kamu adına yapılan mal veya hizmet alımları ile satımlarına veya kiralamalara ilişkin ihalelerde serbest rekabet mekanizması olmak üzere ekonomik kuralların dürüst olmayan hareketlerle fesat karıştırılmak suretiyle bozulmayacağına ilişkin özellikle kamu görevlilerine duyulan güven suçla korunan hukuki yarardır.
  • Bize göre güven duygusu dışında kamunun menfaati, kamu mal varlığı suçla korunan hukuki yarardır. Suç ve cezaya etki eden neden olarak düzenlenen TCK m. 235/3-b bendinde kamu kurum ve kuruluşlarının zararının doğmaması halinde ceza miktarının daha az düzenlenmesi hali bu düşünceyi kuvvetlendirmektedir.
  • Suçun gerçek kişilere yönelen cebir ve tehdit hallerinde alt sınırının açıkça gösterilmiş olması hallerinde gerçek kişilerin can ve mal güvenliklerinin de suçla korunan değer haline getirildiğini söylemek gerekir.
  • III. SUÇUN MADDİ UNSURLARI
  • a. Suçun Faili
  • Suçun faili olmak açısından kanunda özel bir hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle ihaleye şahsen katılmayan veya zaten katılacak durumda olmayanlar da dahil olmak üzere herkes suçun faili olabilir. Bu nedenle, failin artırma veya eksiltme işlemine katılmış olup olmaması ya da isteklilerden birisi olması da gerekli değildir.
  • b. Suçun Mağduru
  • Suçun mağduru, hileli davranışlarla ya da cebir veya tehdit kullanmak suretiyle veya hukuka aykırı herhangi bir davranışla ihaleye katılma yeterliliğine ya da koşullarına sahip olmasına rağmen ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmaları engellenen kişidir. İhaleye fesat karıştırma nedeniyle ilgili kamu kurum ve kuruluşları açısından bir zarar doğması gerekli değildir. Ancak zarar doğması halinde bu kurum ve kuruluşlar ya da organları veya temsilcilerinin cebir, tehdit, hileli davranış ve hukuka aykırı diğer bir yolla ihaleye girmesi engellenen tüzel kişiler de suçtan zarar gören olarak kabul edilebilir.
  • c. Hareket
  • i. İhale
  • Mal veya hizmet alım veya satımına ilişkin ihale veya kiralama ihalesi bulunması suçun oluşması açısından gereklidir. İhalenin konusunun ne olduğu suçun oluşması açısından önemli değildir. İhaleye fesat karıştırma suçunun oluşması için yapılan ihalenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olması da gerekli değildir. Önemli olan yapılan ihalenin, kamu kurum ve kuruluşları adına gerçekleştirilen mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin olmasıdır.
  • TCK m. 235/5 fıkrası uygulama alanlarını göstermiştir. Buna göre kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet gösteren vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması halinde madde hükmü uygulanacaktır.
  • ii. Kamu Kurum ve Kuruluşları
  • Kamu kurum ve kuruluşları deyiminden devlet tüzel kişiliği ve onun bünyesinde bulunan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunmayan bakanlıklar ile bunların taşra teşkilatları, ayrı bir tüzel kişiliğe sahip il özel idaresi, belediye, köy gibi yerel yönetimler ve belli bir kamu hizmetini görmek için kurulmuş kamu kurumları anlaşılır. Bunlardan kamu kuruluşu sayılanlar; devletin merkez teşkilatını oluşturan Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlıklar, Milli Güvenlik Kurulu, Danıştay, Devlet Planlama Teşkilatı gibi kuruluşlar ile bunların taşra teşkilatını barındıran il genel idaresi ve ilçe idareleridir. Devlet tüzel kişiliğinden ayrı kamu tüzel kişiliği bulunduğu halde yerel yönetim örgütleri olan il özel idaresi, belediye ve köyler de kamu kuruluşu sayılır. Kamu kuruluşlarını, kamu kurumlarından ayıran temel ölçü, devlet tüzel kişiliği içinde olmaları ya da belediyeler ve il özel idareleri gibi bir çok alanı kapsar şekilde genel hizmetler veren kuruluşlar olmalarıdır.
  • Kamu kurumları ise uzmanlık gerektiren belli alandaki hizmeti görmek için kurulmuş, devlet tüzel kişiliğinden ayrı bir kamu tüzel kişiliğine, mal varlığı ve bütçeye, özerk yönetime sahip, idari vesayete tabi kuruluşlardır. Bu kurumlar hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları olarak da adlandırılır.
  • iii. İhaleye Fesat Karıştırılması:
  • Fesat, hile, bozukluk, kargaşalık anlamındadır. Failin, kendisine veya başkasına haksız menfaat sağlamak amacıyla ihale sürecinde başvurduğu her türlü hile ve desise kullandığı cebir, şiddet ve tehdit fesat karıştırma olarak anlaşılır.
  • Kanunda açıkça gösterilmiştir. Bu nedenle bağlı hareketli suç niteliği ağır basmaktadır. Bu davranışlar:
  • a-) Hileli davranışlarla ( TCK m. 235/2-a),
  • i-) İhaleye katılma yeterliliğine ya da koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale süreci içindeki işlemlere katılmalarını engellemek,
  • ii-) Hileli davranışlarla ihaleye katılma yeterliliğine ya da koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmalarını sağlamak,
  • iii-) Hileli davranışlarla teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu halde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak,
  • iv-) Hileli davranışlarla teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde sahipmiş gibi değerlendirmeye almak,
  • Hile Arapça kökenli bir kavram olup aldatacak tarz, tertip ve oyun anlamına gelir. Herhangi bir şekilde hukuki ilişki içine giren taraflar, bu ilişkinin kurulmasında etkili unsurlar hakkında birbirlerini doğru bilgilendirme yükümlülüğündedir. Bu yükümlülük yerine getirilmediği ve aldatıcı davranış ve sözler sergilendirği takdirde hile unsuru gerçekleşmiş olmaktadır.
  • Kural olarak kanunda aranan özellikleri taşıyan, ikametgah sahibi herkes istenilen teminat ve belgeleri vermek kaydıyla ihaleye katılabilir ve teklifte bulunabilir. Ancak kanunda ihale hukukundaki temel ilkelerin korunması amacıyla bazı kişilerin ihaleye katılamayacakları düzenlenmiştir. Bu kişilerin katılmaması eşitlik ilkesinin ihlali anlamına gelmez. Eşitlik ve tarafsızlık ilkesinin korunması için ihaleye ilişkin temel şartlara uyulması zorunludur.
  • İhaleye katılma talebinde bulunan kişinin, ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliliği KİK m. 10 gereğince belirlenir. İhale katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılmasının engellenmesi kanunda düzenlenen suçu oluşturacaktır.
  • b-) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak ( TCK m. 235/2-b),
  • c-) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla ihaleye katılma yeterliliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek (TCK m. 235/2-c),
  • d-) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları.
  • Maddede gösterilen hareketler seçimliktir. Bu nedenle belirtilen hareketlerden birinin gerçekleşmesi halinde suç işlenmiş sayılacaktır.
  • Kanun koyucu ihale hukukuna işlerlik sağlamak için pek çok yaptırım düzenlemiştir. Bunlar genel olarak özel hukuk, idare hukuku, idari ceza hukuku ve ceza hukuku yaptırım türleridir.
  • Bazı yasak fiillere sadece bir hukuk dalına ilişkin yaptırım uygulanabileceği gibi birden fazla hukuk dalına ilişkin yaptırımların uygulanması da mümkündür. Gerek DİK m. 83 gerekse KİK m. 17, 61, gerekse KİSK m. 25’te düzenlenen yaptırımlar, ihaleye fesat karıştırma suçunda tanımlanan fesat niteliğindeki fiillerle de çakışmaktadır.
  • Fiilin hem kabahat hem de suç olması halinde Kabahatler Kanunu m. 15/3 fıkrası dikkate alınarak sanık hakkında yalnız suça ilişkin hükümler uygulanacaktır.
  • Kabahat esasen kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlıktır. Bunların ayrıca bir suç oluşturmaması halinde idari para cezası ve idari tedbirler uygulanır. İdari yaptırım kapsamındaki idari tedbirler ise mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgiil kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir. DİK ve KİK’te yasak olarak öngörülen fiil ve davranışlar karşılığında kabul edilen ihalelerden yasaklama tedbiri bu anlamda bir idari yaptırımdır.
  • IV. MANEVİ UNSUR
  • İhaleye fesat karıştırma suçu ancak kasten işlenebilir. Suçun kasten işlenebildiği hallerde ayrıca düzenlenmiş olmaksızın olası kastla işlenmesi hali de cezalandırılacaktır.
  • Fail hareketiyle bir ihaleye fesat karıştırdığını bilecek ve bu sonucu isteyecektir. Saik önemli değildir. Genel kast suçun oluşması açısından yeterlidir.
  • Suçun ancak taksirle işlenebileceğinin yasada açıkça gösterilmesi halinde taksirli sorumluluk söz konusu olabilir. TCK m. 235’de suçun taksirli haline yer verilmediğinden taksirli hallerinde sorumluluk söz konusu değildir.
  • V. SUÇA ETKİ EDEN HALLER
  • a. Cebir-Tehdit Halleri
  • TCK m. 235/3-a bendinde suçun cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde temel cezanın alt sınırının beş yıldan aşağı olmayacağı düzenlenmiştir. Bu haliyle cebir veya tehdit yoluyla gerçek kişilere karşı bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmanın suç olarak düzenlendiği TCK m. 148 hükümlerine yaklaşan bir nitelik taşımaktadır. Ancak ceza miktarı daha az düzenlenmekle 5237 sayılı TCK’da ceza hükümleri bakımından dengesizlik bulunan maddelerden birisi olmuştur. Bir başka deyişle, cebir ve tehditle ihaleye fesat karıştırma, cebir veya tehditle bir malı teslime ya da malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılma suçundan (yağma suçundan) daha hafif cezalandırılmıştır.
  • b. Zarar Meydana Gelmemesi
  • TCK m. 235/3-b bendinde maddede gösterilen hallerin gerçekleşmesi halinde ilgili kamu kurum veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemesi halinde daha az cezaya hükmolunacağı düzenlenmiştir.
  • Bu halde, kişilere karşı cebir ve tehdit varlığı halinde bu hüküm dikkate alınmayacaktır. Yani gerçek kişilerin maddede sayılan eylemler nedeniyle cebir ve tehdide maruz kalması halinde öncelikle TCK m. 235/3-a bendi uygulanacaktır.
  • VI. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ
  • a.  Teşebbüs
  • Suçun icra hareketleri ve hazırlık hareketleri olarak bölünebilmesi halinde teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi mümkündür. Bu nedenle suçun hareket unsurunun değerlendirilmesi gerekir. Suçun hareket unsurlarının icra hareketleri ve hazırlık hareketleri olarak bölünmesi mümkündür. Bu nedenle teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi de mümkündür.
  • b. İştirak
  • İştirak açısından özel bir hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle bu suçta iştirakin bütün şekillerinin uygulanabilmesi mümkündür.
  • c. İçtima
  • TCK m. 42’de bileşik suç ve m. 43’te zincirleme suç, m. 44’te ise fikri içtima düzenlenmiştir. Suçun oluşması için zarar unsur değildir. Bu nedenle TCK m. 235/4 fıkrasında da açıkça gösterildiği şekilde suçun işlenmesi sırasında kamu görevlilerini, rüşvet, ihtilas, irtikap, zimmet görevi kötüye kullanma gibi suçları işlemeleri mümkündür. Bu hallerde ayrıca bu suçlar gereğince ilgililerin cezalandırılması gerekecektir.
  • Aynı suç işleme kararının icrası cümlesinden olmak üzere suçun farklı zamanlarda işlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekir.
  • Suçun seçimlik hareketlerinden birinin gerçekleşmesi suçun oluşması açısından yeterli olduğundan birden fazla seçimlik hareketin gerçekleşmesi zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektirmez. Ancak gerekçede gösterilmek şartıyla TCK m. 61 açısından temel cezanın belirlenmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşma nedeni olabilir.
  • TCK m. 235/3-a bendinde de açıkça belirtildiği şekilde suçun işlenmesi sırasında cebir ve tehdit eylemlerinin gerçekleşmesi halinde daha ağır cezayı gerektirme halinde ayrıca bu suçlardan da failin cezalandırılacağı öngörülmüştür.
  • Kanunda “nitelikli haller” olarak belirtilmemiş “daha ağır cezayı gerektiren nitelikli haller” olarak gösterilmiş olması suç ve cezaların kanuniliği açısından sorunlu görünmektedir. Çünkü kasten yaralama suçunun en basit şekli; basit tıbbi müdahale ile giderilebilir yaralama TCK m. 86/2 fıkrasında 4 aydan başlayan hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyen yaralama ise TCK m. 86/1 fıkrasında 1 yıldan başlayan hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Kasten yaralama suçunda düzenlenen diğer nitelikli haller TCK m. 86/3 fıkrasında beş bent halinde gösterilmiştir. Bu haller:
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
  • b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
  • d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla işlenmesidir.
  • Kasten yaralama suçunda diğer nitelikli haller netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama halleridir. Buna göre nitelikli haller daha farklı sınıflandırmalara tabi olmaktadır. TCK m. 87/1-a bendinde:
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
  • b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
  • d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
  • TCK m. 87/1-b bendinde ise:
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
  • b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
  • d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine halleri gösterilmiştir.
  • Netice sebebiyle ağırlaşmış hallerden TCK m. 87/3 fıkrası kemik kırığı; 87/4 fıkrası ise kasten yaralama sonucu ölümün meydana gelmesini düzenlemiştir.
Özet olarak TCK m. 86/2 fıkrasında düzenlenen basit tıbbi müdahale ile giderilebilir yaralama suçun basit şekli kabul edildiği takdirde yaralama suçunun aslında ayrıca kanunda düzenlenen 6 (altı) nitelikli hali bulunmaktadır. Daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal ile kastedilen sadece TCK m. 87/4 fıkrası ise kasten yaralama neticesi ölümün meydana gelmesi dışında başka bir hal ihaleye cebren fesat karıştırma suçunun nitelikli hali sayılacaktır. Eğer basit hal TCK m. 86/2 fıkrası kabul edilecek ise ayrıca her bir nitelikli halin gerçekleşmesi halinde sanığın ayrıca kasten yaralama suçundan da cezalandırılması gerekecektir. Üstelik TCK m. 86/3-c bendi, “Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle” suçun işlenmesini zaten nitelikli hal olarak düzenlemiştir ve suçun basit tıbbi müdahale ile giderilebilir bir yaralama ile işlenmesi halinde dahi TCK m. 86/3-c bendi gereğince nitelikli hal sayılacaktır. Burada nitelikli hal olarak kabul edilen bir hal, TCK m. 235/3-a bendinde yeniden nitelikli hal kabul edilmiştir. Ancak kanunilik ilkesi açısından sorunlu olduğu gibi TCK m. 148 ile birlikte değerlendirildiğinde cezada orantılılık ilkesini de karşılamamaktadır.
  • Yalnız suçun netice sebebiyle ağırlaşmış hallerinin TCK m. 235/1-a bendi gereğince gerçek içtima hükümleri gereğince ayrıca cezalandırılacağı değerlendirmesi örneğin TCK m. 86/3-e bendinde suçun silahla işlenmesi halinde fikri içtima hükümlerinin dikkate alınacağı ve ayrıca cezalandırılmayacağı değerlendirmelerinin yapılmasını gerekecektir.
Benzer bir değerlendirmenin tehditle suçun işlenmesi açısından mümkün olmadığı ileri sürülebilir. Çünkü suçun basit halinin TCK m. 106/1 fıkrası ile düzenlendiği oldukça açıktır. Kanunilik ilkesi açısından sorunlu olan sair tehdit, daha az ceza öngören, ön ödemelik bir suçtur. Nitelikli haller TCK m. 106/2 fıkrasında düzenlenmiştir. TCK m. 106/3 fıkrası ise tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mal varlığına zarar verme hallerinde ayrıca bu suçlardan cezalandırılacağı düzenlenmiştir.
  • İhaleye fesat karıştırma ve örgütlü suçluluk arasında da gerçek içtima kuralları uygulanır.
  • TCK m. 212 gereğince bu suçla birlikte belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde her iki suçtan da hüküm kurulması gerekir.
Suç failinin bir çıkar karşılığında icra müdürlüğünün yapmış olduğu bir ihaleden çekilmesi halinde, hem ihaleye fesat karıştırma hem de 2004 sayılı İcra İflas Kanunu m. 345/b bendinde belirtilen suç oluşacaktır. Kamu görevlisinin hileli davranışlarla yakınlarını ihaleye alması halinde de hem bu suç hem de 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun m. 108/2 fıkrasında düzenlenen suç oluşacaktır.
  • VII. SORUŞTURMA-KOVUŞTURMA-ZAMANAŞIMI
a. Kovuşturma
  • Suçun soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır. Bu suçu işleyenin kamu görevlisi olması ve görevi sebebiyle suçu işlemiş olması halinde 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu m. 17 gereğince, 4483 sayılı kanun hükümleri dikkate alınmayacak ve doğrudan soruşturma yapılacaktır.
Ancak ihaleye fesat karıştırma suçunu işleyen kişilerin müsteşar, vali veya kaymakam olması halinde 3628 sayılı kanun m. 17/2 fıkrası gereğince soruşturmanın 4483 sayılı kanuna uygun olarak soruşturma izni alınması suretiyle yapılması gerekir.
  • b. Görevli Mahkeme
Ağır Ceza Mahkemesi’dir.
  • c. Yaptırım
Suçun basit hali 3 yıldan 7 yıla hapis cezasıdır.
  • Suçun cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde alt sınır 5 yıldan az olamaz.
Suç nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarının zarara uğramaması halinde 1 yıldan 3 yıla hapis cezasıdır. Bu halde cezanın ertelenmesi ya da sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması da mümkündür.
  • TCK m. 53 gereğince sanık hakkında hapis cezasına hükmolunması halinde ayrıca hak mahrumiyetine ve güvenlik tedbirlerine hükmedilecektir.
TCK m. 242 gereğince bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde tüzel kişi hakkında TCK m. 60 gereğince tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri uygulanacaktır.
  •            VIII. ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
  • * Çanakkale Valiliği tarafından ihale komisyonu üyeleri hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşılması karşısında, bu suç duyurusu sonucunun araştırılması, dava açıldığının tespiti halinde derdest ise dosyaların birleştirilmesi, kesinleşmesi durumunda ise dosyanın aslının ya da onaylı suretinin getirtilmesinden sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri, 5.CD. 5/5/2016 gün, 2014/2923 Esas, 2016/4679 Karar,
*Söz konusu teknik şartnamenin 48. sayfasında teknik özellikleri ve şekli belirtilen kalp şeklinde puzzle kauçuk zemin kaplama malzemesine yönelik düzenlemenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 5 ve 12. maddelerine aykırı olup olmadığının belirlenmesi için alınan ve aynı bilirkişi heyetince düzenlenen 06/05/2013 ile 09/09/2013 tarihli raporların çelişkili olduğu da nazara alınarak Has Kauçuk Zemin Sistemleri ve İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş.'ye ait 30/04/2009 tarih ve 2009/02061 başvuru numaralı endüstriyel tasarım tescil dosyası temin edildikten sonra dosyanın ihale hukuku ve fikri ve sınai haklar hukuku alanında uzman  bilirkişi heyetine tevdi edilerek kalp şeklinde puzzle kauçuk zemin kaplama malzemesi istenmesinin Mal Alımı İhale Uygulama Yönetmeliğinin 14. ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 12/3. maddesinde açıklanan "Teknik şartnamelerde, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamelerde teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilmeyecektir." düzenlemelerine aykırılık teşkil edip etmediğinin gerekçeli şekilde açıklanacağı denetime elverişli  rapor tanzim edilmesinin istenmesi, ayrıca Park ve Bahçeler Müdürlüğünde teknik şartnamenin hazırlanmasında sorumluluğu olan kamu görevlileri hakkında her hangi bir adli soruşturma yapılıp yapılmadığının araştırılması, dava açıldığının anlaşılması halinde dosyaların birleştirilmesinden sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hükümler kurulması, 5.CD. 31/5/2016 gün, 2015/7879 Esas, 2016/5615 Karar,
  • * 27/02/2012 tarihli DSİ 6. Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Baraj İşletme ve Tesislerin 65 personel ile koruma ve güvenlik hizmetinin malzemeli ve silahlı özel güvenlik hizmetleri alım ihalesine sanık Kerem'in .. Güvenlik Firması adına, diğer sanık Behçet'in ise P. Güvenlik Firması adına katıldıkları, ihalenin .. Güvenlik isimli firmaya verildiği, P. Güvenlik firmasının ise geçici teminat mektubunun teklif zarfı içerisinde olmadığından bahisle ihaleden elendiği, ihaleye katılan söz konusu firma yetkilileri olan sanıkların gerek ihale sırasında gerekse ihale sonrasında biraraya gelerek görüştükleri yapılan   fiziki  takip   neticesinde   tespit   edildiği,   sanık   Behçet'in   bu  biraraya   gelme sonrasında yakalandığında üzerinden ödeyecek kısmında sanık K. D.'un ismi olan 5.000 TL bedelli senet, A. K. 032222414.. yazılı telefon numarası ve ihaleden elenmesine sebep olan teminat mektubunun ele geçirildiği, bu suretle sanıkların ihale öncesinde ihalenin .. Güvenlik'te kalmasına yönelik olarak ihalenin şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında anlaşma yaptıkları, sanık Behçet'in ihaleden elenmek için bilerek teminat mektubunu teklif zarfına koymadığı, sanık K.'in de bunun karşılığında sanık Behçet'e söz konusu senedi verdiği anlaşılan olayda; sanıkların eylemlerinin TCK'nın 235/2-d maddesinde tanımlanan ihaleye fesat karıştırma suçunu tüm unsurlarıyla oluşturduğu gözetilmeden mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine hükmedilmesi, 5.CD. 19/4/2016 gün, 2014/2267 Esas, 2016/4055 Karar,
* iddianame içeriğine göre 12 ihaleye fesat karıştırıldığı iddiasıyla kamu davası açılmış olup, iddianamede 1-8 arasında belirtilen ihalelerin mal alımına, 9-12 arasında sayılan ihalelerin ise araç kiralama işine ilişkin olduğu, sanıkların aksi kanıtlanamayan ve tanık beyanları ile de doğrulanan savunmalarına göre malzeme alınması zorunluluğu doğduğu durumlarda piyasada araştırma yapılıp en düşük teklifi veren kişiden alımın yapılıp daha sonra ihale yapılarak fiili durumun resmi hale getirildiğinin anlaşılması karşısında mal alımına ilişkin işlemlerin ihale olarak kabul edilmesinin olanaklı olmadığı, hizmet alımına ilişkin ihalelere ilişkin olarak fesat karıştırma isnatların Kamu İhale Kanununun 10. maddesinin son fıkrası uyarınca katılma yeterliliğine ilişkin belgelerin eksik olması, gizli tutulması gereken bilgilerin ifşa edilmesi, açık veya gizli anlaşma yapılması, eşik değerin altında kalmasını sağlamak amacıyla işin bölünerek ihale edilmesi olduğu, bozma öncesi alınan bilirkişi kurulu raporunun 49. sayfasında söz konusu belgelerin sözleşme imzalama safhasında firmalardan istenildiğinin belirtildiği, 10/09/2014 günlü bilirkişi raporunda da ihalenin esasına ait olmayan 4734 sayılı Kanunun 10. maddesinin a, b, c, d ve e bentlerinde belirtilen durumlarda olmadığına dair bir takım belgeler eksikse de bu eksikliğin ihale sürecinde tamamlanabileceğinin mütalaa edildiği, hükme esas alınan raporda ise açıklama bulunmadığı, istekli tarafından 4734 sayılı Kanunun 10. maddesi son fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (g)  bentlerinde sayılan durumlarda olmadığına ilişkin taahhütname verilmesi halinde ihaleyi kazanan şirketle sözleşme imzalamadan önce ihale tarihi itibarıyla belirtilen durumlarda olmadığına ilişkin belgeleri  isteyip alarak, inceleme ve uygun gördükten sonra sözleşmeyi imzalama mükellefiyetinin ihale yetkilisine ait olduğu, sanık kamu görevlilerinin bu sıfatlarının bulunmadığı nazara alınarak, maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılabilmesi için suç tarihinde yürürlükte bulunan yasa ve yönetmelikler, suça konu ihalelere ait idari ve teknik şartname, sözleşmeler, iddia, savunmalar ve ön inceleme raporu da değerlendirilmek suretiyle, iddianamede 9, 10, 11, 12. bent olarak belirtilen ihalelere ilişkin olarak eksik olduğu iddia edilen belgelerin nelerden ibaret olduğu, 4734 sayılı Yasanın 10. maddesinin son fıkrası uyarınca taahhütname olarak sunulabilecek belgelerden olup olmadıkları, eşik değerin altında kalmasını sağlamak amacıyla işin bölünüp bölünmediği bölündü ise sorumluların kimler olduğu,  kurumun maddi bir zarara uğrayıp uğramadığı hususlarında bilirkişi raporu alınmasından sonra sonucuna göre, iddianamede 1-8. bentler arasında sayılan isnatlara ilişkin olarak yukarıda açıklandığı üzere ihale komisyonunda görev alan sanıklar ile ihaleyi kazanan hakkında görevi kötüye kullanma suçunun, 9-12 bentler arasında sayılan isnatlara ilişkin ihale komisyonunda görev alan sanıklar ile ihaleyi kazanan hakkında ihaleye fesat karıştırma ve görevi kötüye suçlarının oluşup oluşmadığı tartışılıp, özgü suç niteliğinde olan bu isnatlara ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu, kimin fail kimin ne surette şerik olduğu hususları gerekçeli olarak tartışılmak suretiyle tüm sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, varsayımsal olarak zararın varlığını kabul eden dosya içeriğiyle uyumlu olmayan yetersiz ve gerekçesiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile gerekçeden yoksun biçimde yazılı şekilde sanıklar hakkında hükümler kurulması, 5.CD. 14/4/2016 gün, 2016/1210 Esas, 2016/3912 Karar,
  • *Mağdurların oluşa uygun istikrarlı anlatımları, bu hususu doğrulayan adli raporlar, olayın oluş biçimi, hayatın olağan akışı ve tüm dosya kapsamından, haklarında ihaleye fesat karışmaya teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin açıklanması geri  bırakılan A. ve S.’ın 12. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı tarafından düzenlenen gıda alım ihalesine teklif vermek üzere .. Tesisine gelen mağdur H.'a ihaleye katılmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit uyguladıkları, bu sırada mağdur E.'in ihale komisyonuna teklif zarfını verdiği, görevlilerin ikazıyla sanıklar ve mağdurlar tesis dışına çıktıktan sonra kendilerine haber verilmesi üzerine olay yerine gelen sanık R. ile haklarında kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin açıklanması geri bırakılan R. ve Z.'in ellerindeki sopalarla mağdurlara vurup  basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaralayarak ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemeye çalışmaları şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda, ihale sürecinin ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalandığı ana kadar devam ettiği de gözetildiğinde, sanık R.'ün eyleminin TCK’nın 235/2-c, 35. maddelerinde düzenlenen cebir kullanmak suretiyle ihaleye fesat karıştırmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden dosya kapsamı, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde iki kez kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması, 5.CD. 11/4/2016 gün, 2014/2041 Esas, 2016/3720 Karar,
*Mardin Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 19. maddesine göre açık ihale usulüyle 09/07/2012 tarihinde yapılan  araç kiralama hizmeti alımı  ihalesine, .. Madencilik isimli şirket adına  sahte olarak düzenlenmiş  01/02/2010 tarih ve 004 sayılı iş deneyim belgesini ibraz ederek katılan .. Oto Kiralama Nak. Elekt. İnş. Tur. İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şirketi sahibi ve yetkilisi olan sanığın eyleminin sadece  özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve  bu suçtan mahkumiyetine karar verildiği de  gözetilerek yüklenen  ihaleye fesat karıştırma suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 5.CD. 21/3/2016 gün, 2014/766 Esas, 2016/2912 Karar,
  • * TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görevli kişiler tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçunun ihaleye teklif veren sanık tarafından işlenemeyeceği ve bu suçun faili olamayacağı dikkate alındığında, suça konu sahte ortaklık durum belgesi ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi örneğininin ihale evraklarının içinde verilmesi eylemiyle ilgili olarak sahtecilik suçundan ayrıca hüküm kurulduğu da gözetilerek sanık hakkında beraat hükmü tesis edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, 5.CD. 17/3/2016 gün, 2014/302 Esas, 2016/2801 Karar,
*TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan, bu sebeple dolaylı failliğe elverişli bulunmayan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görevli kişiler tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçunun  ihaleye teklif veren sanık A. M. U.  tarafından işlenemeyeceği, bu suçun faili olamayacağı da gözetildiğinde; Gölgeli Belediye Başkanlığı'nın yakıt alım ihalesine .. Petrol adına katılanlar M. ve M.'in, Z. Petrol adına ise  sanık A. M.'un, teklif hazırlayıp ihale komisyonu üyesi diğer sanık Ş. A.'a evrakların bulunduğu büyük zarflar ile tekliflerin bulunduğu küçük  zarfları ayrı ayrı  teslim ettikleri, daha sonra sanık A. M.'un vekaletnamesini koyup koymadığını kontrol etmek için ihale evraklarının bulunduğu büyük zarfı açarak kontrol ettiği, katılanların şikayeti üzerine de  Jandarma görevlileri tarafından ihale evraklarına el konulduğu anlaşılan olayda; Jandarma tarafından tutulan 02/04/2010 tarihli tutanakta  sadece … Petrole ait evrakların bulunduğu büyük zarfın açık olduğunun tespit edilmesi, bilirkişi raporunda jandarmaca teklif dosyalarına el konulmasına kadarki işlemlerde sanıkların mevzuata aykırı bir eylemlerinin bulunmadığı, 5.CD. 1/3/2016 gün, 2013/16778 Esas, 2016/2222 Karar,
  • *TCK'nın 235/2-(a-2) maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, kamu görevlileri hakkında açılmış bir kamu davası bulunmaması, faili bulunmayan suça şerikliğin mümkün olmaması ve suça konu sahte belgenin ihale yetkilisine verilmesi eylemiyle ilgili olarak özel belgede sahtecilik suçundan ayrıca hüküm kurulduğu da gözetilerek unsurları oluşmayan atılı ihaleye fesat karıştırma suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği, 5.CD. 1/3/2016 gün, 2013/16782 Esas, 2016/2221 Karar,
* Katılanların oluşa uygun istikrarlı anlatımları, bu hususu doğrulayan adli raporlar, olayın oluş biçimi, hayatın olağan akışı ve tüm dosya kapsamı karşısında, sanıkların, Çorum Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından düzenlenen gıda alım ihalesine teklif vermek üzere Çorum Valiliği Ek binasına gelen katılanları ihaleye katılmalarını engellemek amacıyla basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaralayarak   ihale sürecindeki işlemlere katılmasını engellemeye çalışmalarına rağmen katılanların ihaleye teklif vermesi şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda eylemin TCK’nın 235/2-c, 35. maddelerinde düzenlenen cebir kullanmak suretiyle ihaleye fesat karıştırmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu, 5.CD. 1/3/2016 gün, 2014/710 Esas, 2016/2220 Karar,
  • * Karadeniz Ereğli Belediye'sinde 26/10/2007-31/10/2008 tarihleri arasında katı atık, çöp toplama ve nakil hizmet alım işi ihalelerine fesat karıştırıldığı ileri sürülmüş ise de; dosya kapsamına göre iddianameye konu gizli olan yaklaşık maliyet bilgilerinin sanık tarafından belli firmalara verildiğini gösteren mahkumiyetine yeter şüpheden uzak, somut, tarafsız ve kesin delilin bulunmadığı, bazı ihaleler çeşitli gerekçelerle iptal edilerek belli firmalara verilmek üzere yeni ihaleler açılarak, bunları almalarının sağlandığı iddiası ile ilgili olarak da anılan iptal kararlarında usulsüzlük görülmediği gibi, Kamu İhale Kurumunca da iptal işleminin yasal olduğu kabul edilerek buna karşı yapılan itirazın reddedildiği, ihale dokümanlarının firma adına sanık tarafından kendi kredi kartı kullanılmak suretiyle satın alınmasının ise, TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturan eylemler arasında gösterilmediğinin anlaşılması karşısında, sanığın leh ve aleyhindeki toplanan tüm kanıtları inceleyip, irdeleyen ve iddianın reddine ilişkin sebepleri karar yerinde ayrı ayrı gösteren, savunmayı tercih nedenlerini açıklayan, aleyhteki kanıtları hükümlülük için yeterli görmeyen mahkemenin beliren takdir ve kanaati de gözetilerek tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmediği, 5.CD. 25/2/2016 gün, 2013/16491 Esas, 2016/2047 Karar,
* 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 21. maddesinin f bendine göre pazarlık usulü ile gerçekleştirilen “21.05.2008 tarihli Atatürk Caddesinde (Şükrü Top Caddesi ile Zafer Caddesi arası) Yola Malzeme Alımı”, “26.06.2008 tarihli Hizmet Binasında Büro Hizmetinde ve Park Bahçe Biriminde Personel Hizmeti”, “02.08.2007 tarihli Nazım İmar Planlarının Ulusal Koordinat Sisteminde Sayısallaştırılması Revize Edilmesi ve Bölgesel Plan Notlarının Hazırlanması” ile “26.08.2008 tarihli Çöp toplama ve Çevre Temizlik Hizmeti” ihalelerine Antalya ili dışında  Trabzon, Antakya, Ankara, Diyarbakır, Kars ve Gaziantep illerinde faaliyet gösteren 3 firmanın davet edilmesi ve işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamayacağını bildiren aynı bilgisayardan, aynı yazı karakteriyle yazılan yazıları vermek suretiyle 02/08/2007  tarihli ihaleye Map Organizasyon Mim. Arş. Prj. ve Tic. A.Ş. ile  Utem Planlama Prj. İnş.ve Dan. Ltd. Şti. firmalarının, 26/08/2008 tarihli ihaleye de  Seçkin FTS Temizlik Güvenlik Yem Gıda ve Taş. San. Tic. Ltd. Şti. ve Bir-İlk Temizlik Sosyal Hiz. Bigs. Sağlık Ürün Rek. Ajans Gıda San. Tic. Ltd. Şti. firmalarının katılmamaları şeklinde gerçekleştiği iddia edilen olayda, pazarlık usulüyle yapılan ihalelerle ilgili mevzuata aykırı davranışları bulunmayan ihale komisyonu başkan ve üyeleri  sanıkların eylemlerinin, ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşumu için zorunlu unsur olan ve TCK'nın 235/2-a maddesinde ifade edilen “hileli davranışlar” niteliğinde de bulunmadığının tüm dosya kapsamıyla anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. 5.CD. 22/2/2016 gün, 2013/16475 Esas, 2016/1949 Karar,
  • *İddianamede sanık Seniha’nın kurumdaki tanıdıkları ve siyasi nüfuzu aracılığıyla 12/11/2010 tarihinde yapılan ilk ihalenin iptalini sağlaması isnadına dayanılarak da dava açılmış olması karşısında anılan ihalede görev alan kişiler hakkında soruşturma yapılıp yapılmadığı araştırılarak, söz konusu kişilerle ilgili olarak dava açılmış ise, irtibat bulunması nedeniyle davaların birleştirilmesi, kesinleşmiş olması halinde ise onaylı dosya suretinin dosyaya eklenmesi, sanık Ümit’in ihale teklif dosyalarının İstanbul ilinde  şirket merkezinde düzenlendiği ve kendisi tarafından değişiklik yapılmadan kuruma sunulduğu yönündeki savunmasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının araştırılması, ihale konusunda uzman bilirkişilerden 12/11/2010 günlü ihalenin iptali de dahil olmak üzere mevzuat hükümlerine aykırı işlem olup olmadığı  hususlarında rapor alınması ve 5237 sayılı TCK'nın 235/2-d bendinde düzenlenen ihaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları suçunun özgü suç niteliğinde olması nedeniyle  ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişiler tarafından işlenebileceği de gözetilerek, sanıklar Ahmet, Selahittin ve Seniha hakkında Dairemizin 03/12/2015 gün ve 2013/14077 Esas-2015/16985 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilen mahkemenin  11/10/2011 gün ve 2011/171-193 sayılı dava dosyasının fiili ve hukuki irtibat nazara alınarak iş bu dava dosyası ile birleştirilmesinden sonra iddia, savunmalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri, 5.CD. 18/2/2016 gün, 2013/16593 Esas, 2016/1881 Karar,
*Sanık R. ile tüm mağdurlar ve tanıklar arasında yüzleştirme ya da fotoğraftan teşhis işlemi yaptırılmadığı, beyanlar arasında çelişkiler bulunduğu, sanığın da aşamalarda alınan savunmalarında atılı suçlamaları inkar ettiği gözetilip, mümkün olduğu takdirde özellikle polis memuru tanıklar V. A. ve A. K. ile   ihaleye   katıldığı     belirtilen     A.  İ.   B.'nın   sanık   R. K. ile yüzleştirilmesinden, mümkün olmadığı takdirde sanığın dosya  arasında mevcut fotoğrafları  adı geçenlere gösterilip,  ismi geçenler ile tanık İ. C.'e, sanığın, kamu görevlilerine hangi eylemlerle nasıl direndiğinin, icra müdürlüğünden içeri girip girmediği ile içerideki eşyalara zarar verip vermediğinin açıklattırılmasından, bu suretle sanık Recep'in polis memurlarına karşı görevlerini yapmalarını engellemek amacıyla bulunduğu iddia ve kabul olunan cebir ve/veya tehdit içerikli eylemleri ile kamu malına zarar verme ve ihaleye fesat karıştırma fiillerinin, bu eylemleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerine ne suretle iştirak ettiğinin ya da müşterek fail sıfatıyla katıldığının, herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespitinden, keza A. İ. B.'nın yargılama konusu ihaleye katılmak için icra dosyasına teminat yatırıp yatırmadığının, ihaleye katılma yeterliliğinin bulunup bulunmadığının, ihaleye katılıp katılmadığının, ihalenin tamamlanıp tamamlanmadığının da tereddüde mahal bırakmayacak biçimde tespiti bakımından, suça konu ihaleye ilişkin olarak ilgili kurumdan ihale dosyasının tamamının aslı ya da onaylı suretlerinin dosya arasına getirtilmesinden sonra, sanığın yüklenen ihaleye fesat karıştırma, görevi yaptırmamak için direnme ve kamu malına zarar verme suçları bakımından hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği, 5.CD. 28/1/2016 gün, 2013/13832 Esas, 2016/1074 Karar,
  • * Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 27/10/2014 gün ve 2014/6689-18617 sayılı bozma kararında  “10/05/2006 tarihli Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü'nün ağaçlandırma ihalesinde,  mağdur  M. K.'ın ihale  evrakını hazırladığı, ihale öncesi 02.05.2006 günü Ardahan Göle garajının önünde B. H. ve M. K.  isimli şahısların  ormandaki ihaleye neden girdiğini, bu ihaleyi kendisinin kazanması gerektiğini, ihaleye girmemesini söyledikleri, daha sonra şahısların ayrıldıkları, mağdurun  yaya olarak yanında akrabası M. B. ile birlikte cadde üzerinde yürüdüğü esnada, B. H., V. A., M. K. (hakkında   ayırma   kararı  verilmiş)   Ö.  S. ve   S. T.   tarafından   darp   edildiği,   eylemin   sanık   G. Y.  tarafından azmettirilerek yapıldığı, buna rağmen mağdur M. K.'ın ihaleye girdiği ancak ihaleyi ne sanıkların istedikleri firmanın ne de mağdurun firmasının almadığının  anlaşılması karşısında…” şeklindeki kabule göre sanığın elinde olmayan nedenlerle tamamlayamadığı ve asli iştirak suretiyle katıldığı eyleminin TCK'nın 235/2-c fıkrasında düzenlenen cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemeye teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeden tamamlandığından bahisle ve yardım eden olarak iştirak ettiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 5.CD. 28/1/2016 gün, 2013/15858 Esas, 2016/1058 Karar,
  • 5.CD. 2/5/2017 gün, 2014/4522 Esas 2017/1804 Karar
  • “...Hükümlerden sonra 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 235. maddesinde düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçu için aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hapis cezasının alt ve üst sınırlarının değiştirilmesi, bu suç sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmesi durumunda cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3. fıkranın ise;
  • “İhaleye fesat karıştırma suçunun:
  • a) Cebir ve tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi halinde temel cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz. Ancak, kasten yaralama veya tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bu suçlar dolayısıyla cezaya hükmolunur.
  • b) İşlenmesi sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemiş ise, bu fıkranın (a) bendinde belirtilen haller hariç olmak üzere, fail hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde yeniden düzenlenmesi karşısında; TCK'nın 7/2 fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü nazara alınıp sanıkların hukuki durumunun mahkemesince yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş...”
  • 5.CD. 24/04/2017 gün, 2013/17146 Esas, 2017/1516 Karar
  • İhale şartlarının yalnız bir şirketin ihaleye katılmasını sağlayacak şekilde düzenlendiğinin müfettiş raporu ile tespit edilmesi,
  • İhalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine, ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı,
  • “...Elazığ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünün 07/09/2009 tarihli 2009/93717 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar S. V., H. B., M. T., S.A., A. Ç., R. A., S,Ö. ve O. C. İ. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
  • Ancak ;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''ihale ilanının 4.3.1 ve 4.4.1 maddelerindeki'' "İş deneyim belgeleri son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 20 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler'', "bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: kent temizliği, katı atıkların, tıbbi atıkların toplanması, nakli, ayrıştırılması ve düzenli depolanması hizmet işleri ile bina temizliği işleri birlikte benzer iş olarak kabul edilecektir" şeklindeki iş deneyimi ve benzer iş tanımlarının ihaleye katılımı kısıtlamaya yönelik olarak düzenlendiğinin, bu şekilde ihalenin Hazar Sosyal Hizmetler Şirketine verilmesinin amaçladığının'' belirtilmesi karşısında, diğer firmaların ihaleye katılımı engelleyecek, ihalenin Hazar Sosyal Hizmetler Şirketine kalacak şekilde düzenlenen şartname ve ihale ilanına göre ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar S V, H B, M T, S. A., A. Ç., R. A. ve O. C. İ.'ın üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eyleminden ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanık S. Ö.'ün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle suç vasfında yanılgıya düşülerek K, M, R, F, U, AH, sanık Suat yönünden AB, sanık Süleyman yönünden E nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve masumiyet karinesinin gereği olarak şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Anayasa 38/4. md., İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 6/2.md., İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 11. md., Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi 14/2. md.), gözetildiğinde sanıklar M Y, H. A., M. S. S. ve M. Ö.'ün aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; sanıkların söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine, ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi yaklaşık maliyetin Elazığ Sanayi ve Ticaret odasından, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünden ve Şoförler odasından alınan fiyatların ortalamasına göre düzenlenmesi sonucu yüksek belirlenmesi iddiası yönünden de, sanıkların adı geçen kurumlardan yüksek bildirilen fiyatlara göre oluşan yaklaşık maliyetten sorumlu olduklarına ve bu ihale açısından eylemleri sonucunda kamu zararına neden olduklarına dair savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği, yine sanıklar M. S. S., M. Y. ve H. A.'ın bu ihale sürecinde görev almadıkları sanık M. Ö.'ün de bu ihalede suç teşkil eden bir eylemi olduğuna dair bir delil bulunmadığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanıklar M Y, H A ve M. S S yönünden C ve E, sanık M Ö yönünden ise AB nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünün 15/09/2008 tarihli 2008/99575 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Sanıklar M Y, A. G G, H A, S A, S V, Y K, H H T, M Ö, F E, M U, M A A, M A, H U, S Ö, M.S S ve M A Ö'un aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi yaklaşık maliyetin alınan birim fiyatların ortalamasına göre düzenlenmesi sonucu yüksek belirlenmesi iddiası yönünden de, sanıkların bildirilen fiyatlara göre oluşan yüksek yaklaşık maliyetten sorumlu olduklarına ve bu ihale açısından eylemleri sonucunda kamu zararına neden olduklarına dair savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği, yine sanıklar HU, M U, M A A, M A, M Y ve S V'ın bu ihale sürecinde görev almadıkları nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu C, E, N, R, Ş, V,AB, AC, AG ve AF nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanık Mahir, Musa ve Mehmet Akif yönünden ise AD nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde görevi kötüye kullanmadan mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • Elazığ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünün 18/12/2006 tarihli 2006/163758 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar Y K, H U, A.G G, M A, F E, M.A Ö, M. A A, M U, M Y ve S Ö yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''ihale ilanının 4.4. maddesindeki ''bu ihalede benzer iş olarak, bina temizliği, atık su arıtma tesisleri, su depoları, pompa istasyonları bakım ve temizlik işleri ile kenttemizliği, ilaçlanması, çöp konteynırlarının konteynır yıkama aracı ile yıkanması ve dezenfektasyonu, katı atıkların ve tıbbi atıkların toplanması ve nakil işleri birlikte bir bütün olarak değerlendirilecektir.'' şekindeki benzer iş tanımının ihaleye katılımı kısıtlamaya yönelik olarak düzenlendiğinin, bu şekilde ihalenin Hazar Sosyal Hizmetler Şirketine verilmesinin amaçladığının'' belirtilmesi karşısında, diğer firmaların ihaleye katılımını engelleyecek, ihalenin Hazar Sosyal Hizmetler Şirketine kalacak şekilde düzenlenen şartname ve ilana göre ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar Y K, H U, A.G. G, M A, F E, M.A Ö, M. A A, M U ve M Y'nın üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanık Suat Öztürk'ün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle suç vasfında yanılgıya düşülerek Ş, AG, N, AD, AC, AF sanık Suat yönünden AB, sanık M Y yönünden E nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Sanıklar S V, H. H T, S A, H A, M.S S ve M Ö.'ün aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi yaklaşık maliyetin alınan birim fiyatların ortalamasına göre düzenlenmesi sonucu yüksek belirlenmesi iddiası yönünden de, sanıkların bildirilen fiyatlara göre oluşan yüksek yaklaşık maliyetten sorumlu olduklarına ve bu ihale açısından eylemleri sonucunda kamu zararına neden olduklarına dair savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği yine sanıklar M.S S, S. A, H. H. T., H A ve S V'ın bu ihale sürecinde görev almadıkları, sanık M Ö'ün de bu ihalede suç teşkil eden bir eylemi olduğuna dair bir delil bulunmadığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanıklar S V, H A, S A, M.S S, H. H T ve M Ö yönünden C, E, R, V ve AB nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünün 28/11/2005 tarihli 2005/153797 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Mahkemece söz konusu ihale ile ilgili olarak sanıklar M.S. S., Y. K. ve M.Y.'nın ihale yetkilisi ve yaklaşık maliyeti hazırlayanlar olarak bu işlemlerden sorumlu oldukları belirtilerek zincirleme suç hükümleri kapsamında mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; ihale evrakları incelendiğinde söz konusu ihalede ihale yetkilisi olarak M. S. S.'nun,yaklaşık maliyeti hazırlayan ve bu hususta cetvel düzenleyen kişilerin ise E. Y., Y. A. ve M. S. S. olduğunun anlaşıldığı nitekim 11/11/2010 tarihli müfettiş raporu doğrultusunda ihale ile ilgili olarak soruşturma izni verilmemesi üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği, ancak 25/08/2010 tarihli uzman raporunda bir başka ihalede yaklaşık maliyeti hazırlayan sanıkların bu ihalede de yaklaşık maliyeti hazırlayanlar olarak gösterilmesi, 05/09/2010 tarihli müfettiş raporunun da bu doğrultuda düzenlenmesi nedeniyle adı geçen sanıklar hakkında soruşturma izni verildiği ve haklarında görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında dosyada mevcut ihale evraklarına göre sanıklar Y. K. ve M. Y.'nın söz konusu ihale sürecinde bir görevlerinin olmadığı yine bu ihale açısından sanık M.S. S.'nun yaklaşık maliyetin yüksek belirlendiği, bu hususta bilgi verildiği veya firmalar arasında anlaşma sağlandığı gibi iddialar kapsamında görevini kötüye kullandığına, kamu zararına neden olduğuna dair savunmasının aksine iddianın şüpheli kaldığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden adı geçen sanıkların beraatleri yerine yanılgılı değerlendirme sonucu sanık M. Y. yönünden E, sanık Y. K. yönünden ise Ş nolu, sanık M. S. S. yönünden ise C nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi İşletme ve İştirakler Müdürlüğünün 15/02/2010 tarihli 2010/7481 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar H.H. T., O. C. İ., S. A., A. G. G., M. T., S. Y., R. Y. ve H. B. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak ;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''2009 yılına kadar yapılan ihalelerde ihale ilanında benzer iş olarak her türlü insan taşımacılığı hizmet işleri benzer iş olarak kabul edilmişken, söz konusu ihale ilanında benzer iş olarak araç ve iş makineleri çalıştırılması işleri birlikte bütün halinde benzer iş olarak kabul edilecektir denildiği, bu nedenle benzer iş tanımının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu daha düşük teklif veren firmanın elendiğinin ve belediyenin zarara uğradığının belirtilmesi karşısında, diğer firmaların ihaleye katılımını engelleyecek, ihalenin Yerlikayalar isimli firmaya kalacak şekilde ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar H. H. T., O. C. İ., S. A., A. G. G., M. T. ve H. B.'un üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilileri olan S. Y. ve R. Y. TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle suç vasfında hataya düşülerek AA, V, R, N, M, K ve F nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Elazığ Belediyesi İşletme ve İştirakler Müdürlüğünün 26/01/2009 tarihli 2008/196130 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar H. H. T., H. U., F. E., M. A. Ö., S. A., A. G. G., S. Y. ve R. Y. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''2009 yılına kadar yapılan ihalelerde ihale ilanında benzer iş olarak her türlü insan taşımacılığı hizmet işleri benzer iş olarak kabul edilmişken, söz konusu ihale ilanında benzer iş olarak araç ve iş makineleri çalıştırılması işleri birlikte bütün halinde benzer iş olarak kabul edilecektir denildiğinin belirtilmesi karşısında, diğer firmaların ihaleye katılımını engelleyecek, ihalenin Yerlikayalar isimli firmaya kalacak şekilde ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar H. H. T., H.U., F. E., M. A. Ö., S. A. ve A. G. G.'nin üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1 maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilileri olan S. Y. ve R. Y.'nın TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle suç vasfında hataya düşülerek N, R, V, AA, AG, AC ve AF nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Elazığ Belediyesi İşletme ve İştirakler Müdürlüğünün 07/12/2007 tarih ve 2007/177311 nolu ve 15/12/2006 tarih ve 2006/172632 nolu ihalelerine ilişkin olarak;
  • Sanıklar H. H. T., H. U., F. E., M. A. Ö., S.A., A. G. G., S. Y. ve R. Y.’ın aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi söz konusu ihalelerde yaklaşık maliyetin yüksek belirlendiğine dair bir iddia ve tespit de olmadığı, ayrıca yıllara göre belirlenen araç sayılarındaki farklılıklar ve ihalenin Yerlikaya isimli firmanın kazanması sonucu nasıl bir kamu zararı oluştuğunun da açıklanmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden, yine 15/12/2006 günlü ihalede ihale komisyonunda sanık S.A.'ın görev yapmadığı, bu ihaleden dolayı hakkında kamu davası açılmayan sanık M. A.'nın diğer sanıklarla birlikte görev yaptığı gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu N, R, V, AA, AG, AC ve AF nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi İşletme ve İştirakler Müdürlüğünün 28/12/2005 tarih ve 2005/186424 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Sanıklar R. Ş., M. H. K., H. U., A. G. G., F. E., S. Y., M. S. S. ve R. Y.'nın aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi söz konusu ihalede yaklaşık maliyetin yüksek belirlendiğine dair bir iddia ve tespit de olmadığı, ayrıca yıllara göre belirlenen araç sayılarındaki farklılıklar ve ihalenin Yerlikaya isimli firmanın kazanması sonucu nasıl bir kamu zararı oluştuğunun da açıklanmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanıklar H. U., A.G. G., F. E., S. Y., M. S. S. ve R. Y. yönünden C, N, AA, AG ve AC nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanıklar R. Ş. ve M. H. K. hakkında ise AE nolu hüküm fıkrasında mahkumiyet hükmü kurulması,
  • Elazığ Belediyesi İşletme ve İştirakler Müdürlüğünün 23/08/2006 tarih ve 2006/91823 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Sanıklar R. Ş., M. H.K., H. U., A. G. G., F. E., S. Y., M. S. S. ve R. Y.'nın aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi söz konusu ihalede yaklaşık maliyetin yüksek belirlendiğine dair bir iddia ve tespit de olmadığı, ayrıca yıllara göre belirlenen araç sayılarındaki farklılıklar ve ihalenin Yerlikaya isimli firmanın kazanması sonucu nasıl bir kamu zararı oluştuğunun da açıklanmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yine söz konusu ihaleye ilişkin ihale komisyonunda veya ihale yetkilisi olarak sanıklar M. S. S., M. H. K. ve R. Ş.'in görev yapmadıkları gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanıklar H.U., A.G. G., F. E., S. Y., M. S. S. ve R. Y. yönünden C, N, AA, AG ve AC nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanıklar R. Ş. ve M. H. K. hakkında ise AE nolu hüküm fıkrasında mahkumiyet hükmü kurulması,
  • Elazığ Belediyesi İşletme ve İştirakler Müdürlüğünün 17/10/2008 tarih ve 2008/163341 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar F. T., Ş. T., Z. T., Ö. D. Y. P., M. K., H. H. T. M. K., H. U., S. A., F. E. ve M.A. Ö. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Söz konusu pazarlık usulü ile gerçekleştirilen ihalede 120 gün süre ile otobüs kiralamaya dair yaklaşık maliyetin mesleki odalardan dahi fiyat araştırması yapılmadan sanıklar F. T., M. K. ve H. H.T. tarafından imzalanan belgelerle kamu zararına neden olacak şekilde otobüsün fiyatının üç katı olacak şekilde yüksek belirlenmesi, ihaleye konu kiralanacak otobüsün gerçek sahibi olan sanık Ö. D.'nun gizlenerek ihaleye onun yerine sanık Y. P.'nın girmesi sağlanıp, diğer firmaların ihaleye katılımını engelleyecek, ihalenin adı geçen sanığa kalacak biçimde yüksek yaklaşık maliyetle yapılarak ihale yetkilisi, ihale komisyonu başkan ve üyeleri olan sanıklar H. U., M. K., M.K., S. A., F. E. ve M. A. Ö. tarafından imzalanması, bu şekilde kiralanan söz konusu otobüsün günlük çalışma mesafesi dolmadığı halde iş artışına gidilerek 23 gün fazla ödeme yapılması, otobüsün bazı yerlere gitmediği halde gitmiş gibi ya da gidilen mesafe ile uyumsuz puantajların sanıklar Z. T. ve Ş. T. tarafından düzenlenmesi ve bu puantajlara göre sanıklar M. K. ve H. H. T. tarafından usulsüz ödemeler gerçekleştirilmesi şeklinde gelişen olayda; yüksek yaklaşık maliyet belirlenmesi ve bu belirlenen yaklaşık maliyete göre ihaleyi sonuçlandırma aşamalarında görev alan sanıklardan F. T., H. U., M. K., S. A., F. E. ve M. A. Ö.'un eylemlerinin 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunu, hem yüksek yaklaşık maliyet belirlenmesi ve bu belirlenen yaklaşık maliyete göre ihaleyi sonuçlandırma aşamalarında görev alıp ayrıca ihale sonrasında edimin ifası sürecinde usulsüz yapılan ödeme evraklarında da imzaları olan sanıklar H. H. T. ve M. K.'ın eylemlerinin TCK'nın 235/2-a-1. ve 236/2-e maddelerinde yer alan ihaleye fesat karıştırma ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarını, sadece ihale sonrasında edimin ifası sürecinde hizmet niteliğindeki edimin ihale kararında ve sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesine olanak sağlayan gerçeğe aykırı puantaj cetvellerini düzenleyen sanıklar Ş. T. ve Z. T.'ın eylemlerinin ise TCK'nın 236/2-e maddesinde düzenlenen edimin ifasına fesat karıştırma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a ve 236/2-e maddeleri uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlileri tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarına iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eyleminden ihaleye kendisi adına sanık Y. P.'ın girmesini sağlayan sanık Ö. D. ve sanık Y. P.'ın ise TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle suç vasfında hataya düşülerek İ, R, S, T, V, Z, AC, AF, AG, sanıklar Şeref ve Zülfü yönünden Y nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Sanıklar M. S. S. ve Ş. K. hakkında görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararları verilmiş ise de; sanıkların aşamalarda değişmeyen savunması ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yine söz konusu ihaleye ilişkin süreçte her iki sanığın da görev yapmadığı, ihalenin sanık Ö. D. tarafından sanık Y. P. aracılığı ile kazanılması eyleminde de sanıkların bir eylemlerinin olduğuna dair mahkumiyete yeterli delil olmadığı gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanık M. S. S.'nun C nolu hüküm fıkrasında sanık Ş. K.'nin de B nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • 15/01/2010 tarihli ödeme emri belgesine ekli evraklarda eksiklikler bulunmasına rağmen ödeme yapılmasına ilşkin olarak;
  • Ödeme evraklarındaki yetersiz belge ve imza eksikliğine rağmen ödeme yapılması şeklindeki eylemler neticesi bu ödemelerden dolayı sanıklar M. K., H. H. T., M. S. S. ve N. Ö.'ın görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; söz konusu eylemler neticesinde kişi mağduriyeti, kamu zararı ya da kişilere haksız menfaat sağlama şeklinde TCK'nın 257/1. maddesinde belirtilen objektif cezalandırma şartlarının oluşup oluşmadığı denetime imkan verecek şekilde saptanıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği nazara alınmadan, ayrıca olaya konu ödeme evraklarının 17/10/2008 tarihli ihale ile ilgili olmadığı ve sanık M. S.S.'nun söz konusu ödemelerde herhangi bir şekilde görev yapmadığı, imzası bulunmadığı gözetilmeden sanıklar M. S. S., M. K. ve H. H. T. yönünden C, İ ve V nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve eylem çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanık N. Ö. yönünden ise Y nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
  • Elazığ Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğünün 28/12/2009 tarihli 2009/163009 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar Ö. B., H. B., M. T., S. A., M. Ö., A. G. G., G. Ö. ve O. C. İ. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak ;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''ihale ilanının 4.4.1 maddesinde ''Yapı Kontrol laboratuarlarında veya inşaat kontrollerinde vasıflı veya vasıfsız personel çalıştırılması, hizmet alımı işi benzer iş olarak kabul edilecektir'' denilerek benzer iş tanımının ihaleye katılımı kısıtlamaya yönelik olarak düzenlendiğinin, Kamu İhale Kurumunca bir önceki ihalenin personel alımı ve araç kiralaması işlerinin farklı işler olması nedeniyle şartnamedeki bu düzenlemenin katılımı daraltıcı nitelikte olması nedeniyle iptal edilmesine rağmen, şartnamedeki işin tanımından araç kiralanması hususu çıkarılmakla birlikte araç kiralandığı, zira araç kiralanmasını da içerir yaklaşık maliyetin bir önceki ihale ile aynı olduğunun belirtilmesi karşısında, Kamu İhale Kurumu'nun iptal gerekçeleri gözetilmeden diğer firmaların ihaleye katılımını engelleyecek, ihalenin Öztürkler isimli firmaya kalacak şekilde ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar Ö. B., H. B., M. T., S. A., A. G. G., G. Ö. ve O. C. İlhan'ın üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanık M. Ö.'ün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesi'ne ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle D, F, J, K, M, N, R, sanık Metin yönünden AB nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Sanıklar Ş. K., L.O. ve S. Ö.'ün aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; sanıkların söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine, ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi yaklaşık maliyetin bu ihalede yüksek belirlendiğine dair bir tespit ve iddianın da bulunmadığı, ihalenin götürü usul ile yapılması sonucu nasıl bir kamu zararı oluştuğunun da açıklanmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği, yine sanıklar Ş. K. ve L. O.un bu ihale sürecinde görev almadıkları, sanık S. Ö.'ün de bu ihalede suç teşkil eden bir eylemi olduğuna dair bir delil bulunmadığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu B, G sanık S. Ö. yönünden ise AB nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğünün 17/09/2008 tarihli 2008/98580 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar L. O., H. R. P., S. A., M. Ö., A. G. G., H. U., F. E. ve M. A. Ö. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''ihale ilanının 4.4. maddesinde'' "bu ihalede benzer iş olarak, yapı kontrol laboratuarı ve inşaat denetimlerinde teknik personel çalıştırılması, hizmet alımı işi benzer iş olarak kabul edilecektir." denildiği, böylece 2006 yılı ihale ilanının aynı maddesinde "her türlü personel çalıştırılması" benzer iş olarak kabul edilirken 2009 yılı işi için yapılan ihalede sadece yapı kontrol laboratuarı ve inşaat denetimlerinde teknik personel çalıştırılması," benzer iş olarak kabul edilerek rekabetin önlendiği ve sadece Öztürk İthalat İhracat Şirketinin katılarak yeterlilik almasının sağlandığının belirtildiği, Kamu İhale Kurumunun daha sonraki yıllarda yapılan ihalenin katılımı daraltıcı nitelikte olmasından dolayı iptal edilmesine yönelik gerekçenin bu ihale içinde geçerli olduğu nazara alındığında ihalenin Öztürkler isimli firmaya kalacak şekilde ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar L. O., H. R. P., S. A., A. G. G., H. U., F. E. ve M. A. Ö.'un üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanık M. Ö.'ün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesi'ne ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle G, H, N, R, AC, AF ve AG nolu hüküm fıkralarında sanık Metin yönünden AB nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Sanıklar M. S. S., Ö. B. ve S.Ö.'ün aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; sanıkların söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine, ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi yaklaşık maliyetin yüksek belirlenmesi ve buna göre ihalenin sonuçlandırılmasında bir kasıtlarının olduğuna dair iddianın şüpheli kaldığı, yine sanıklar M. S. S. ve Ö. B.'ın bu ihale sürecinde görev almadıkları, sanık S.Ö.'ün de bu ihalede suç teşkil eden bir eylemi olduğuna dair bir delil bulunmadığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu C, D sanık S. Ö. yönünden ise AB nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 23/02/2007 tarihli 2007/9444 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Mahkemece söz konusu ihale ile ilgili olarak sanıklar M. S. S., H.R.P. ve L. O.'un ihale yetkilisi ve yaklaşık maliyeti hazırlayanlar olarak bu işlemlerden sorumlu oldukları belirtilerek zincirleme suç hükümleri kapsamında mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; ihale evrakları inclendiğinde söz konusu ihalede ihale yetkilisi olarak H. Ç., yaklaşık maliyeti hazırlayan ve bu hususta cetvel düzenleyen kişilerin ise F. E. ve H. Ç. olduğunun anlaşıldığı, ancak 25/08/2010 tarihli uzman raporunda bir başka ihalede yaklaşık maliyetin yüksek belirlenmesi tespiti yapılırken bu ihaledeki düşük yaklaşık maliyetle kıyaslama yapıldığı ve başlıkta bu ihale bilgilerinin yer aldığı, 05/09/2010 tarihli müfettiş raporunun da bu doğrultuda başlıkta söz konusu ihale bilgilerine yer verilmesi nedeniyle adı geçen sanıklar hakkında soruşturma izni verildiği ve haklarında görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında dosyada mevcut ihale evraklarına göre sanıkların söz konusu ihale sürecinde bir görevlerinin olmadığı, savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden adı geçen sanıkların beraatleri yerine yanılgılı değerlendirme sonucu C, H ve G nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğünün 10/12/2007 tarihli 2007/165179 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar L. O., H. R. P., S. A., M. Ö., A. G. G., H. U., F. E. ve M. A. Ö. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''ihale ilanının 4.4. maddesinde'' "bu ihalede benzer iş olarak, yapı kontrol laboratuarı ve inşaat denetimlerinde teknik personel çalıştırılması, hizmet alımı işi benzer iş olarak kabul edilecektir." denildiği, böylece 2006 yılı ihale ilanının aynı maddesinde "her türlü personel çalıştırılması" benzer iş olarak kabul edilirken 2008 yılı işi için yapılan ihalede sadece yapı kontrol laboratuarı ve inşaat denetimlerinde teknik personel çalıştırılması," benzer iş olarak kabul edilerek rekabetin önlendiği ve sadece Öztürk İthalat İhracat Şirketinin katılarak yeterlilik almasının sağlandığının belirtildiği, Kamu İhale Kurumunun daha sonraki yıllarda yapılan ihalenin katılımı daraltıcı nitelikte olmasından dolayı iptal edilmesine yönelik gerekçenin bu ihale içinde geçerli olduğu nazara alındığında ihalenin Öztürkler isimli firmaya kalacak şekilde ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar L. O., H. R. P., S. A., A. G. G., H. U., F. E. ve M. A. Ö. üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1 maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanık M. Ö.'ün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle G, H, N, R, AC, AF ve AG nolu hüküm fıkralarında sanık Metin yönünden AB nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Sanıklar Ö. B. ve S. Ö.'ün aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; sanıkların söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine, ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi söz konusu ihalede yaklaşık maliyetin yüksek belirlendiğine dair iddia ve tespitin de olmadığı yine sanık Ö. B.'ın bu ihale sürecinde görev almadığı, sanık S.Ö.'ün de bu ihalede suç teşkil eden bir eylemi olduğuna dair bir delil bulunmadığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu D sanık S.Ö. yönünden ise AB nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünün 23/09/2009 tarihli 2009/108875 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar H. B., M. T., S. A., H. H. T., A. K., R. A., S. Ö. ve O. C. İ. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''İhale ilanının 4 3.1. maddesinde "İş deneyim belgeleri: son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin %20 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler," diyerek teklif edilen bedelin üst limiti olan % 20 istenerek ihaleye katılımın kısıtlandığı, ayrıca ilanın 4.4.1. maddesi "bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: her türlü yol onarımı, kanalizasyon ve tretuar döşenmesi, beton elemanları üretimi, makine bakım ve onarım işçiliği, hizmet alımıişleri birlikte kabul edilecektir." diyerek rekabetin kısıtlandığının'' belirtilmesi karşısında, diğer firmaların ihaleye katılımını engelleyecek, ihalenin Hazar Sosyal Hizmetler Şirketine kalacak şekilde düzenlenen şartname ve ilana göre ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar H. B., M. T., S. A., H. H. T., A. K., R. A. ve O. C. İ.'ın üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanık S. Ö.'ün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle F, I, K, M, R, V, AH sanık Suat yönünden AB nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Sanıklar M. S. S.,N. G., S. V., H. A., A. Ç. ve M. Ö.'ün aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; sanıkların söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine, ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi bu ihalede yaklaşık maliyetin yüksek belirlendiğine dair bir iddia ve tespit de bulunmadığı yine sanıklar M. S. S., N. G., S. V., H. A. ve A. Ç.'in bu ihale sürecinde görev almadıkları sanık M. Ö.'ün de bu ihalede suç teşkil eden bir eylemi olduğuna dair bir delil bulunmadığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu A, C, U, sanık S. V. ve H. A. yönünden E, sanık M. Ö. yönünden ise AB nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünün 06/10/2008 tarihli 2008/113812 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar F. E., M. A. Ö., A. G. G., S. A., H. H. T., S. T., N. G. ve S. Ö. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 31/08/2010 tarihli müfettiş raporunda ''İhale ilanının 4.4. maddesinde "bu ihalede benzer iş olarak, her türlü yol onarımı, kanalizasyon ve trotuar döşenmesi, beton elemanları üretimi, makine bakım ve onarımı işçiliği, hizmet alımı işleri benzer iş olarak kabul edilecektir." denildiği, benzer iş olarak belirtilen hususların işin tanımı ile aynı olup bu durumun rekabeti kısıtlayıcı özellik taşıdığının'' belirtilmesi ve nitekim ihaleye teklif sunan diğer firmanın ihaleden elenme sebepleri arasında iş bitirme belgesinin benzer iş tanımına uygun olmamasının bulunması karşısında, diğer firmaların ihaleye katılımını engelleyecek, ihalenin Hazar Sosyal Hizmetler Şirketine kalacak şekilde düzenlenen şartname ve ilana göre ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri, ihale yetkilisi ve ihale şartnamesini düzenleyen sanıklar F. E., M. A. Ö., A. G. G., S. A., H. H. T., S. T. ve N. G.'ün üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-1. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanık S.Ö.'ün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle A, N, P, R, V, AC, AF sanık Suat yönünden AB nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Sanıklar M. S. S., A. K. ve M. Ö.'ün aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; sanıkların söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiklerine, ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıklarına ya da ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılımını engellediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gibi bu ihalede yaklaşık maliyetin yüksek belirlenmesinde sanıkların bir kastının olduğuna dair iddianın da şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği, yine sanıklar M. S. S. ve A. K.'nun bu ihale sürecinde görev almadıkları sanık M. Ö.'ün de bu ihalede suç teşkil eden bir eylemi olduğuna dair bir delil bulunmadığı nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu C, I sanık Metin Öztürk yönünden ise AB nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Fen İşleri Müdürlüğünün 23/11/2009 tarih ve 2009/165337 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • İhale Komisyonu üyesi olarak görev yaptığı anlaşılan Sayim Aydın hakkında zamanaşımı süresi içinde mahallinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar A. G. G., O. C. İ., H. B., M. A., M. T., A. Ö. ve A. S. Ü. yönünden sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 17/09/2010 tarihli müfettiş raporu, soruşturma aşamasında alınan 05/2011 tarihli ve yargılama aşamasında alınan bila tarihli bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere bu ihalede komisyon başkanı olarak görevlendirilen sanık A. G. G.’nin aynı zamanda ihaleyi alan firmanın yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu, bu nedenle 4734 sayılı Kanunun 11/d maddesine göre ihaleye katılamayacağı halde ihaleyi bu şekilde sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri ile ihale yetkilisi sanıklar A. G. G., O. C. İ., H. B., M. A. ve M. T.'un üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-2 maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanıklar A. Ö. ve A. S. Ü.'nün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle F, K, L, M, N ve O(a) nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Fen İşleri Müdürlüğünün 26/08/2009 tarih ve 2009/114557 nolu ihalesine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar A. G. G., O. C. İ., H. B., M. A., M. T., S. A., B. Y., A. Ö. ve A. S. Ü. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
  • Ancak ;
  • Söz konusu ihaleye ilişkin olarak oluş ve olaya uygun 17/09/2010 tarihli müfettiş raporu, soruşturma aşamasında alınan 05/2011 tarihli ve yargılama aşamasında alınan bila tarihli bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere bu ihalede komisyon yedek üyesi olarak görevlendirilen sanık A. G. G.’nin aynı zamanda ihaleyi alan firmanın yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu,bu nedenle 4734 sayılı Kanunun 11/d maddesine göre ihaleye katılamayacağı halde ihaleyi bu şekilde sonuçlandıran ihale komisyonu başkan ve üyeleri ile ihale yetkilisi sanıklar A. G. G., O. C. İ., S. A., B. Y., H. B., M. A. ve M. T.'un üzerlerine atılı 6459 sayılı Yasayla değişik TCK'nın 235/2-a-2. maddesinde yer alan ihaleye fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarını taşıdığı, yine 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede görev yapan kamu görevlisi sanıkların eylemine ihaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanıklar A. Ö. ve A. S. Ü.'nün TCK 40/2 maddesine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, ayrıca dosyaya konu tüm ihalelerin Elazığ Belediyesine ait ihaleler olması karşısında fiillerin zincirleme suç olarak kabulüyle birden fazla ihalede görev alan veya birden fazla ihaleyi kazanan sanıklar yönünden zincirleme suç hükümleri de nazara alınıp sonuca göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı hukuki değerlendirmeyle F, K, L, M, N, R, Ü(B) ve O(a) nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
  • Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar A. Ö. ve A. S. Ü. hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine ilişkin olarak;
  • Sanıkların Fen İşleri Müdürlüğünün 26/08/2009 tarih ve 2009/114557 nolu, 23/11/2009 tarih ve 2009/165337 nolu ihalelerine ilişkin olarak iddianamede de belirtildiği gibi aslı ele geçirilemeyen fotokopi niteliğindeki Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü ile Elazığ Belediyesi tarafından verilmiş gibi düzenlenen iş bitirme belgelerini sunmaları şeklindeki eylemlerinde aldatma yeteneğinin ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde bu suçtan da hükümlülüklerine karar verilmesi,
  • Kabule göre de;
  • Söz konusu belgelerin 1512 sayılı Noterlik Kanununun 82. maddesinde düzenlenen sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden sayılamayacağı gözetilmeden 5237 sayılı TCK'nın 204/3. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
  • Elazığ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünün 07/09/2009 tarihli 2009/93717 nolu, 15/09/2008 tarihli 2008/99575 nolu, 18/12/2006 tarihli 2006/163758 nolu, 28/11/2005 tarihli 2005/153797 nolu ihaleleri, Elazığ Belediyesi İşletme ve İştirakler Müdürlüğünün 15/02/2010 tarihli 2010/7481 nolu, 26/01/2009 tarihli 2008/196130 nolu, 07/12/2007 tarih ve 2007/177311 nolu, 15/12/2006 tarih ve 2006/172632 nolu, 28/12/2005 tarih ve 2005/186424 nolu, 23/08/2006 tarih ve 2006/91823 nolu, 17/10/2008 tarih ve 2008/163341 nolu ihaleleri, İşletme ve İştirakler Müdürlüğünün 15/01/2010 tarihli ödeme emri belgesine ekli evraklarda eksiklikler bulunmasına rağmen ödeme yapılması, Elazığ Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğünün 28/12/2009 tarihli 2009/163009 nolu, 17/09/2008 tarihli 2008/98580 nolu, 10/12/2007 tarihli 2007/165179 nolu ihaleleri, Elazığ Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 23/02/2007 tarihli 2007/9444 nolu ihalesi, Elazığ Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünün 23/09/2009 tarihli 2009/108875 nolu, 06/10/2008 tarihli 2008/113812 nolu ihaleleri ile yine Fen İşleri Müdürlüğünün 23/11/2009 tarih ve 2009/165337 nolu ve 26/08/2009 tarih ve 2009/114557 nolu ihaleleri ile resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak verilen tüm mahkumiyet hükümleri açısından genel olarak kabule göre de;
  • TCK'nın 51. maddesinde düzenlenen cezaların ertelenmesi kurumunun sanıklar N. G., Ş. K., M. S. S., Ö. B., H. A., S. V., M. Y., O. C. İ., L. O., H. R. P., A. K., M. K., S. T., Y. K., A. Ç., H. H. T., S. Y., R. Y, S. Ö., M. Ö., M. A. Ö., R.A., H. U. F. E., A. G. G., M. A., S. A., M. T., A. Ö., A. S. Ü. ve H. B. hakkında ayrı ayrı tartışılarak uygulanıp uygulanmayacağı hakkında bir karar verilmesi gerekirken "...sanığın eylemleri sonucu oluşan ve bilirkişi tarafından tespit edilen kamu zararı miktarı ile bu zararın sanık tarafından giderilmemiş olması ve zincirleme şekilde işlenen suçtaki kasıt yoğunluğu ile olay nedeniyle samimi pişmanlık duyduğuna dair tavır ve davranışının bulunmaması nedeniyle.." şeklindeki yetersiz ve yasal olmayan gerekçeye topluca başvurularak TCK'nın 51 maddesi hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
  • Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E.2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
  • Suçları TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen kamu görevlisi sanıklar F. T., Ş. T., Z. T., G. Ö., M. K., B. Y., N. Ö., M. A., M. A. A., M. U., R. Ş. ve M. H. K. hakkında aynı Yasanın 53/5 maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
  • Suçları TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen kamu görevlisi sanıklar N. G., Ş. K., M. S. S., Ö. B., H. A., S. V., M. Y., O. C. İ., L. O., H. R. P., A. K., M. K., S.T., Y. K., A. Ç., H. H. T., M.A. Ö., R. A., H. U., F. E., A. G. G., M. A., S. A., M. T. ve H. B. hakkında kurulan hükümlerde aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanması sırasında bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde sınırlı uygulama yapılması,
  • Adli sicil kaydına göre sanık Y. P. hakkında verilen erteli mahkumiyet hükmü yönünden mahkemesine ihbarda bulunulmaması, Kanuna aykırı …”
  • 5.CD. 19/4/2017 gün, 2017/1173 Esas, 2017/1494 Karar
  • Sanıklar hakkında izin alınmasından sonra usulüne uygun soruşturma yapılması ve takipsizlik konusunun ondan sonra değerlendirilmesi gerekir.
  • “…İhaleye fesat karıştırmak suçundan şüpheliler Ş. A., E. T. T., M. T. ve Silifke Belediyesi görevlileri hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Silifke Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/01/2016 tarihli ve 2015/5123 soruşturma, 2016/12 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinin 28/01/2016 tarihli ve 2016/132 değişik iş sayılı kararının;
  • 5271 sayılı Kanun’un 160 maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2 maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3 maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, dosya kapsamına göre müştekinin ifadesi alınmayıp olayla ilgili delilleri sorulmadığı, hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan, şikayetçinin belirttiği eylemlerle ilgili belgeler üzerinde yeterli inceleme yapılmadığı gibi kamu görevlisi olan ve haklarında görevi kötüye kullanma iddiaları da bulunan şüpheliler hakkında ise benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/07/2009 tarihli ve 2008/21516 esas, 2009/13754 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 4483 sayılı Kanun kapsamındaki bir suçu işleyen memur veya kamu görevlisi hakkında Cumhuriyet savcılarının re'sen soruşturma yapma yetkileri bulunmadığı, belirtilen yasa hükümlerine göre, soruşturmanın başlaması yetkili merci tarafından izin verilmesi koşuluna bağlı olduğu, yetkili merci izin vermedikçe soruşturma aşamasına geçilemeyeceğinden şüpheli kişi veya kişiler hakkında Cumhuriyet Savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmesi de olanaklı olmayacağı, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ancak yetkili merci tarafından soruşturma şartı niteliğindeki izin verildikten sonra yapılacak soruşturma sonunda verilebileceğinin anlaşılması karşısında, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 14/02/2017 gün ve 94660652-105-33-8111- 2016-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavclığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
  • Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Silifke Sulh Ceza Hakimliğince verilen 28/01/2016 tarihli ve 2016/132 Değişik İş sayılı Kararın CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE…”
  • 5.CD. 11/4/2017 gün, 2015/7178 Esas, 2017/1348 Karar
  • Aralarında anlaşmaya uygun olarak başka kişilerin ihaleden çekilmesini sağlama,
  • Tape kayıtları ile sübut,
  • Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması,
  • “…Burdur İl Özel İdaresi'nin 31/07/2007 tarihli Gölhisar Atatürk İlköğretim Okulu 5 Duraklı Asansör Yapım İhalesine ilişkin sanıklar B. Ç. ve F. Y. hakkında; 23/07/2007 tarihli Kemer- Kayı-Yakalar Grup Köyleri İçme Suyu İhalesine ilişkin sanıklar İ. T., M. A., B. Ç. ve F. Y. hakkında; 03/08/2007 tarihli Bucak Seydiköy Düğün Salonu İhalesine ilişkin sanıklar B. Ç., F. Y. ve H. Ç. hakkında; 13/07/2007 tarihli Çeltikçi Çebiş Köyü Kanalizasyon İhalesine ilişkin sanıklar B. Ç. ve F. Y. hakkında; 31/07/2007 tarihli Cumhuriyet Lisesi Onarım İhalesine ilişkin sanıklar F. Y. ve B. Ç. hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
  • Burdur İl Özel İdaresinin 31/07/2007 tarihli, 3 firmanın döküman alarak teklif sunduğu ancak en avantajlı teklif veren olan sanık B. Ç.'a ait firmanın kazandığı Cumhuriyet Lisesi Onarım İhalesine, mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar C. A. ve H. Ç. ile sanıklar F. Y. ve B. Ç.'ın birlikte hareket ederek ihale öncesinde gizli anlaşmalar yapmak suretiyle ihalenin daha önceden anlaşmalar uyarınca belirlenen firma tarafından kazanılmasını sağlamak suretiyle fesat karıştırdıkları iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanıkların beraatlerine karar verilmiş ise de; usulüne uygun şekilde alınan iletişimin dinlenilmesi kararlarına istinaden tespit edilen telefon konuşmaları incelendiğinde; 20/07/2007 tarihinde sanık B.'in F.'yi arayarak Cumhuriyet Lisesi ihalesinde yardımcı olmasını istemesi üzerine F.'nin her zaman yardımcı olacağını söylediği, ayrıca 29/07/2007 tarihinde sanık F.'nin sanık C.'i arayarak ''...Liseye dosya aldın mı...'' diye sorduğu, "aldım" demesi üzerine ''...lise B.'e söz verilmiş,bak ben B. için dosya almadım, B. perişandır, borcu var, sen iş aldın, yapma, pislik yapma...'' şeklinde sözler söyleyerek söz konusu ihaleyi sanık B.'e ait şirketin kazanmasını sağlamaya çalıştığı, yapılan ihale neticesinde sanık Bedir'e ait firmanın ihaleyi kazandığı nazara alındığında, bu şekilde sanıkların aralarındaki anlaşma doğrultusunda hareket ederek teklif sunmaları şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 235/2-d maddesinde düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, sanıkların mahkumiyetleri yerine yanılgılı değerlendirmeyle beraatlerine karar verilmesi,
  • 03/08/2007 tarihli 3 firmanın doküman aldığı ve katıldığı ancak M. A.'ın kazandığı Bucak Seydiköy Düğün Salonu İnşaat İhalesinde sanıklar F. Y., B. Ç. ve H. Ç. hakkında ihale öncesinde yaptıkları anlaşmalar uyarınca ihaleleri aralarında paylaşmak suretiyle ihaleye fesat karıştırdıklarının iddia edildiği, 10/07/2007 tarihli iletişimin dinlenilmesi tutanağında sanık H.'in F.’yi arayarak ''...'yarınki ihaleye biz dosya aldık...'' dediği, F.'nin ''... Bedo illa ben alacağım diyor...'' diyerek, konuşmanın devamında ''..Seydiköyü ben alacağım, bu tarafa zorluk çıkarmayın...'' şeklinde karşılık verdiği, F.'nin ise sanık Bedir'i kastederek ''...sağlığı sana verdim, bunu veriyor musun derim, yok derse herkes kendi işine gider...'' dediği ve bu şekilde sanıkların yaptıkları görüşmelerle ihaleleri paylaşma konsusunda anlaşma sağlamaya çalıştıkları; 13/07/2007 tarihli 5 firmanın ihale dökümanı satın aldığı ancak sadece sanık F. Ç.'a ait .. Şti.'nin teklif sunarak kazandığı Çeltikçi Çebiç Köyü Kanalizasyon Atıksu İnşaat İhalesine ilişkin sanıklar F. Y. ve B. Ç.'ın yaptıkları gizli anlaşmalar doğrultusunda yapılacak olan ihaleleri paylaşmaya çalışarak ihaleye fesat karıştırdıkları iddiasına ilişkin iletişimin tesbiti tutanakları incelendiğinde 13/07/2007 tarihli telefon konuşmasında sanık B.'in diğer sanığı arayarak kim olduğu anlaşılamayan bir şahsı kastederek ''... sen ona dedin mi, bu foseptik çukurların ihalesini ben alacağım, ben ona dün söyledim...'' dediği, F.'nin ise ''...ben söyledim...'' demesi üzerine, B.'in ''...tamam dedi adam, birşey demedi...'' şeklinde karşılık verdiği yine sanıkların bu şekilde ihale öncesinde söz konusu ihaleyi kimin alacağı hususunda anlaşmaya çalıştıkları; 31/07/2007 tarihli ihale ile ilgili 3 kişinin ihale dokümanı satın aldığı ve teklif sunduğu ancak sanık F. Y.'a ait … Şirketinin kazandığı Gölhisar Atatürk İlköğretim Okulu 5 Duraklı Asansör Yapımı İhalesine sanıklar F. Y. ve B. Ç.'ın ihale öncesinde gizli anlaşmalar yapmak suretiyle ihaleyi kazanacak firmayı belirleyerek ihaleye fesat karıştırdıkları iddiası doğrultusunda iletişimin tesbiti tutanakları incelendiğinde;
  • Sanıklar arasında yapılan 30/07/2007 tarihli konuşma içeriğinde sanık B.'in diğer sanığı arayarak ''...bana yardımcı ol...'', ''....bu adamlara yardımcı ol sen biliyorsun....'' dediği, F.'nin ise ''....sen de onlara söyle asansörleri F. alacak de....'' demesi üzerine sanık B.'in ''...söylüyorum ben dedim, asansörleri F. alsın, H.'e de dedim, bu işi de ben alayım, sizde sağlık ocağında benim aldığım işi de siz alın dedim...'' dediği sanıkların bu şekilde ihale öncesinde anlaşmaya çalıştıkları; 23/07/2007 tarihli 11 firmanın doküman aldığı, 5 firmanın ise teklif sunduğu ancak bu firmalardan 4 tanesinin ihaleden çekilmesi üzerine yapılan değerlendirme sonucunda sanık İ. T.'in yetkilisi olduğu … İnşaat Şirketinin ihaleyi kazandığı Kemer- Kayı-Yakalar Grup Köyleri İçme Suyu İhalesine, sanıklar M. A. ve İ. T.'in sanıklar B. Ç. ve F.Y. ile birlikte hareket ederek gizli anlaşmalar yapmak suretiyle fesat karıştırdıkları iddiasına ilişkin iletişimin tesbitine dair tutanaklar incelendiğinde; sanık İ.'in 21/07/2007 tarihinde ihaleden önce sanık F.'yi arayarak ''...Bu Kemer'e, ihaleye dosya almış M. E. S., nasıl etcez nasıl ayarlayacağız...'' diye sorduğu, F.'nin ise ''...Onu M. D. durduracak,biz onu durduramayız, evrak verdikten sonra M. D. adını kandırması kolaydır ...'' şeklinde karşılık verdiği ve konuşmanın devamında sanık İ.'in ''... yardımcı ol...'' dediği, sanık F.'nin ise ''...Biz onu ikna edeceğiz, sen onun için hiç korkma, sen diğerlerini ayarla...'' diyerek karşılık verdiği ve bu şekilde sanıkların aralarındaki anlaşma doğrultusunda ihaleye katılacak diğer firma sahipleri ile anlaşmalar yaparak öncesinde belirledikleri kişilerin ihaleyi kazanmasını sağlamaya çalıştıklarının anlaşılması karşısında; her ne kadar dinleme tutanakları okunarak sanıkların savunmaları alınmış ise de beyanlar arasındaki mevcut çelişkilerin giderilmesi amacıyla ayrıntılı olarak savunmalarının tespiti yoluna gidilerek, tapelerdeki konuşmalarda geçen konuların sanıklara açıklattırılması ve anılan ihalelerde şartname satın alan veya teklif sunan firma yetkilileri ile sanıklar arasında yapılan konuşmalarda isimleri geçen şahısların kimliklerinin belirlenmesi ile bu konuşmalar okunarak ihalelere katılmama nedenleri de açıklattırılmak suretiyle tanık olarak beyanlarının tesbitinden sonra, sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiriyle koşullarının gerçekleşmesi halinde TCK'nın 43 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği de gözetilerek, sonucuna göre hüküm kurulması yerine eksik araştırma sonucu yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,…”
  • *5.CD. 22/3/2017 gün, 2016/731 Esas, 2017/1094 Kararla onaylanan, Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 17/12/2013 gün, 2013/327 Esas, 2013/394 Karar delil değerlendirmesi,
  • “…DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
  • Yukarıda özetlenen deliller ve tüm dosya kapsamının incelenmesi sonucunda;
  • Sanık N'in suç tarihinde Batman Sağlık İl Müdürlüğü İdari ve Mali İşler şube Müdürü olduğu, Sağlık Müdürlüğünce dış ünite malzemeleri satın alma işinin ihaleye çıkarıldığı, sanık N'in ihale komisyonu başkanlığı yaptığı, toplam üç firmanın ihaleye katıldığı, ihalenin açılmasına karar verildikten üç gün sonra ihalenin SSÇ B'ın sahibi olduğu Batman Medical isimli firmaya verildiği, ihalenin hangi yöntemlerle yapıldığının ve ihaleye katılanların hangi yöntemlerle çağrıldığının belli olmadığı, ayrıca Diyarbakır'da faaliyet gösteren Dicle Medical firmasının ihaleye katılmadığı ve teklif vermediği halde ihaleye katılmış ve fazla fiyat teklifinde bulunmuş gibi gösterildiği ve sahte teklif mektubu sunulduğu, bu şekilde sanığın 5237 Sayılı TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihaleye katılma yeterliliğine sahip olmayan kişilerin ihaleye katılımını sağladıkları aldırılan bilirkişi raporlarından da sabit olduğu ve bu suretle sanıkların üzerlerine atılı ihaleye fesat karıştırmak suçunu işledikleri mahkememizce sabit görülmekle sanık N.'in eylemine uyan 6459 sayılı kanunla değişik 5237 sayılı TCK'nın 235/1, 2-a maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
  • Suça sürüklenen çocuk B S hakkında 765 sayılı TCK’nın 205, 55/3 md uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında eylemin 5237 sayılı TCK’nın 6459 sayılı Kanunla değişik 235/1, 31/3 md kapsamında kaldığı ve aynı yasanın 66/1-d, 2 md uyarınca suç tarihi olan 12.12.1994’ten itibaren 15 yıllık asli ve ilave zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığında davanın suça sürüklenen çocuk B yönünden düşmesine karar verilmiştir.”
  • 5.CD. 16/3/2017 gün, 2016/2275 Esas, 2017/967 Karar
  • TCK m. 235 özgü suç niteliğindedir, şeriklerin cezalandırılabilmesi için kamu görevlileri hakkında kamu davası açılmış olması ve cezalandırılmış olması gerekir. Asli faili olmayan suçun şeriki olamaz.
  • Belgede sahtecilik iddiasının araştırılması ve iğfal kabiliyetinin duruşma hakimi tarafından değerlendirilmesi gerekir.
  • “…TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın "a" ve "b" bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili görevlilerin, "d" bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-(a-2) maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, kamu görevlileri hakkında açılmış bir kamu davası bulunmaması, faili bulunmayan suça şerikliğin mümkün olmaması ve suça konu sahte belgelerin ihaleyi yapan kuruma verilmesi eylemiyle ilgili olarak belgede sahtecilik suçundan ayrıca hüküm kurulduğu da gözetilerek sanığın unsurları oluşmayan atılı ihaleye fesat karıştırma suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği halde yanılgılı değerlendirmeyle mahkumiyet hükmü tesisi,
  • Belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, sahtecilik suçuna konu belgelerin duruşmaya getirtilerek aldatma kabiliyeti hususunda incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması ve ihaleyi yapan kurumca ihale nedeniyle söz konusu işin yapılması için sözleşme imzalanacağından bahisle ihaleyi kazanan firmanın ihale tarihi itibariyle kesinleşmiş vergi ve sosyal güvenlik prim borcu olup olmadığının ilgili kurumlardan sorulması üzerine sanığın taahhüdü uyarınca verdiği belgelerin sahte olduğunun anlaşıldığının belirtilmesi karşısında, ihaleyi yapan kurumdan ne suretle belgelerin sıhhatinden şüphe duyulduğu ve belgelerin iğfal kabiliyeti üzerinde durularak hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,…”
  • 5.CD. 16/3/2017 gün, 2016/2105 Esas, 2017/964 Karar
  • “…"suçtan zarar görme" kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55 ile 15/04/2014 gün ve 599-190 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; nitelikli yağma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, örgütün propagandasını yapma, edimin ifasına fesat karıştırma, özel belgede sahtecilik, gizliliğin ihlali, ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması, 6136 sayılı Kanuna aykırılık, dolandırıcılık, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, sanık A. A. hakkındaki görevi kötüye kullanma suçlarından doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan Sağlık Bakanlığı’nın, nitelikli yağma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, örgütün propagandasını yapma, özel belgede sahtecilik, gizliliğin ihlali, yetkili olmadığı iş için yarar sağlama, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, görevi kötüye kullanma suçlarından katılan sıfatını alabilecek surette suçtan doğrudan zarar görmeyen Hazinenin usulsüz olarak davaya katılmasına karar verilmesi hükümleri temyiz hakkı vermeyeceğinden bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik vekillerinin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,…
  • CMK’nın 138. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme ile iletişimin denetlenmesi tedbiri sırasında, yapılan soruşturma veya kovuşturmayla ilgili olmayan, fakat 135. maddede sayılan suç veya suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delilin elde edilmesi durumunda, bu delilin kullanılabileceğinin kabul edilmiş olması, tedbirin uygulanması sonucu elde edilen delillerin 135. maddede sayılan suçlarla sınırlı olmak kaydıyla aynı soruşturma veya kovuşturmayla ilgili olan suçlar yönüyle kullanılabileceği kabul edilebilir ise de; CMK'nın "Tesadüfen elde edilen deliller" başlıklı 138. maddesinin ikinci fıkrası; "Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135’inci maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir" şeklinde düzenlenmeye uygun şekilde hareket edilmesinin gerektiği, kollukça bu düzenlemeye riayet edilmediği, ayrıca iletişimin tespitine dair tape kayıtlarının bulunduğu klasörlerde 0533 7331783, 0332 2343379, 0332 2343370, 0533 7463727, 0332 2330920, 0332 2330921, 0332 2364646 numaralı hatların santral, 0332 3252035 numaralı hattın ise hem ev hem de santral numarası olarak belirtildiği, 0332 2343370 numaralı hattın gerekçeli kararın 259, 332, 474, 603, 636, 657 ve 681 sayfalarında, 0332 2330920 numaralı hattın, 343, 346, 348, 485, 489, 498 ve 503. sayfalarında, 0332 2364646 numaralı hattın 351 ve 352. sayfalarında, 0332 2330921 numaralı hattın 413, 737, 745 ve 806. sayfalarında, 0332 3210500 numaralı hattın 460 ve 511. sayfalarında, 0332 2343367 numaralı hattın ise 738. sayfada santral numarası olarak belirtildiği anlaşılmakla, santral numaraları hakkında verilmiş kararlar yoluyla elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağı gözetilip, bir kısım sanıkların atılı suçu kabul etmemesi ve aşamalarda hükme dayanak yapılan telefon görüşmelerinin içeriklerinin ve görüşme yapan kişi adlarının değiştirildiğini, yapılan soruşturmanın kasıtlı ve maksatlı olduğunu savunmaları ve bir kısım sanıklar ile müdafileri tarafından ek temyiz dilekçelerinde ileri sürülmesi nedeniyle UYAP kayıtlarında yapılan araştırmada Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 13/07/2015 gün ve 2014/34837 soruşturma sayılı iddianamesiyle temyize konu dava dosyası ile ilişkili olarak, Final operasyonunun FETÖ/PDY terör örgütünün emniyet içerisindeki kadrolarının yardımıyla devlet gücünü de kullanarak amaçlarına ulaşmak için gerçekleştirildiği, müşteki olarak dinlenen A. Y., N. A. ve A. A.’nun ifadeler sırasında kolluk tarafından yönlendirildikleri, iletişimin tespiti tutanaklarının içeriklerinin değiştirildiği de ifade edilerek açılan kamu davasının Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/312 esas sayılı dava dosyasında derdest olduğunun anlaşılması karşısında, öncelikle anılan dava dosyasındaki Final operasyonun terör örgütünün amaçlarına ulaşmak için yapıldığına, müştekilerin ifadelerinin kolluk yönlendirilmesi ile alındığına, iletişimin tespiti tutanakların içeriklerinin değiştirildiğine ilişkin deliller ile iş bu dava dosyasında yapılan usülsüzlüklere ilişkin delillerin getirtilmesi, sadece yasal olarak hükme esas alınabilecek nitelikteki iletişimin tespitine ve teknik araçlarla izlemeye dair kayıtların suretlerinin sanıklara dinletilerek diyeceklerinin sorulması veya kayıt suretlerinin sanıklar ile müdafilerine verilmesi, sanıklar ile müdafilerin makul bir süre sonunda görüşme içeriğinde değişiklik yapılmış olduğunu yada çözüm tutanaklarına(tapelere) hatalı yazıldığını iddia ettikleri kayıtların yeniden bilirkişiye çözümünün yaptırılması, CMK'nın 135 ve 140. maddeleri uyarınca iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve teknik araçlarla izleme yoluyla elde edilen kanıtların güvenilirliğini bozucu mahiyetteki bu sorunların hükme esas alınan diğer deliller bakımından oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise hangileriyle ilgili olduğu ve güvenilir olup olmadıkları kesin olarak saptandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
  • Mahkemece 10/06/2010 günlü celsede “13.-Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu raporu ile sanıklar müdafiileri tarafından düzenlettirilen raporların bilirkişiler tarafından dikkate alınması amacı ile kendilerine gönderilmesi yönündeki istemlerin bilirkişi incelemesinin hukuki niteliği ile bağdaşmayacağı anlaşıldığından reddine,” karar verilmiş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 29/01/2008 gün 2007/5-193 esas, 2008/7 sayılı kararında da açıklandığı üzere ceza yargılamasının amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü kuşkudan uzak bir biçimde kesin olarak saptanması olup, gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamakta olduğundan hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, öne sürülen ve olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp tartışılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle dosyada bulunan müfettiş raporlarının da kanıt değeri bulunmakta olup diğer kanıtlarla birlikte maddi gerçeğe ulaşma yolunda değerlendirilmeleri gerektiği, bir kısım ihalelere ilişkin olarak idari ve teknik şartnamelerde rekabeti engelleyici ve mevzuata aykırı maddelerin yer aldığı, bir kısmına ilişkin olarak ise idari ve teknik şartnamelerin ihaleye katılan firmalar tarafından yada onların istedikleri şekilde hazırlandıklarına ilişkin iddia bulunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli de olmadığı gözetilerek, öncelikle kurumlardan iddiaya konu ihaleler ile aynı nitelikteki kurumca suç tarihinden önce yapılan son birkaç yıla ilişkin ihalelerin idari ve teknik şartnameleri ile ihale komisyon kararlarının ve sanıklar ile müdafileri tarafından sunulan Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişlerinin düzenlediği raporun ekleri ile birlikte tasdikli suretlerinin temini, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca, müfettişler tarafından düzenlenip mahkemeye gönderilen raporlar ve ekleri ile dava dosyası birlikte bilimsel mütalaa verenler ile daha önce rapor verenler dışında oluşturulacak Sayıştay emekli uzman denetçileri, Sağlık Bakanlığı emekli müfettişleri ve ihale konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek, maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılabilmesi için, suç tarihinde yürürlükte bulunan yasa ve yönetmelikler, suça konu ihalelere ait idari ve teknik şartname, sözleşmeler, iddia, savunmalar ve müfettiş raporları ile bilirkişi raporları da değerlendirilmek suretiyle, edimin ifasına fesat karıştırılıp karıştırılmadığı, iddianamede gösterilen bütün ihalelerin mevzuata uygun yapılıp yapılmadığı, benzer konularda kurumlarca daha önce yapılan ihaleler de irdelenerek idari ve teknik şartnamelerde rekabeti engelleyici ve mevzuata aykırı maddelerin yer alıp almadığı, idari ve teknik şartnamelerin ihaleye katılan firmalar tarafından yada onların istedikleri şekilde hazırlanıp hazırlanmadığı, yasaya aykırı işlemler var ise sorumluların kimler olduğu, bunlara sanıkların nasıl katıldığı, zarar bulunup bulunmadığı ve miktarı hususlarında ayrıntılı rapor alınmasından sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik araştırma ile yazılı biçimde hüküm tesisi,
  • Suç örgütünün doğrudan veya dolaylı kontrolünde bulunan şirketlerle katıldığı ihalelerin, ihale dosyalarını hazırladığı, kurumların hazırlamış olduğu ihale şartnamelerinin örgüt kontrolündeki şirketler lehine hazırlanmasına yardım ettiği, bu ihaleler ile ilgili çıkan her türlü problemi çözüme kavuşturduğu, ihaleye katılan rakip şirketlerin kamu kurumlarına vermiş oldukları ihaleye itiraz dilekçelerine, N. A.’un kamu kurumları üzerindeki nüfuzunu kullanarak ve kamu kurumları yerine geçmek suretiyle itiraz dilekçelerine cevap yazdığı, avukat olduğu için suç örgütünün hukuk danışmanlığını yaptığı kabul edilen sanık İ. T.’ın, işlenen suçlara katıldığının kabulü için, avukatlık sıfat ve mesleğinin gerektirdiği hukuki yardım ve yönlendirmeden başka eylemlerde de bulunmasının zorunlu olduğu nazara alındığında, ihalelere ilişkin sıfatından kaynaklı görevlerini yerine getirdiğini savunması karşısında faaliyetlerinin avukatlık sıfatı kapsamında olmadığını gösterir delillerin denetime imkan verecek şekilde ortaya konulması ve tartışılması gerektiği gözetilmeksizin yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde sanık hakkında hükme varılması,
  • Kabule göre de;
  • Yan delille desteklenmeyen, kişisel kanaate dayalı, somut olgularla örtüşür nitelikte olmayan beyanların tek başına suçun sübutuna yeterli delil olarak kabul edilmesinin olanaklı olmadığı, ihalelere ilişkin mağdur ve katılan beyanlarının bir kısmının kendi kanaatlerine dayalı olduğu, bir kısım beyanların ise ihale dosyaları ile uyumlu olmadığı, sanık N. ve müdafilerin N. A.’ın ifadelerinin sıhhatine yönelik itirazlarının olduğu, iddianamede de 2 nolu ihaleye ilişkin açıklamalar kısmında “N. A.’un Temizlik ve Yemek hizmeti sektöründe faaliyet gösteren N. A. isimli şahısla ve firmaları ile husumetli olduğu”nun ifade edildiği, Y. Y. müdafiin 11/11/2010 günlü dilekçesinde gizli izleme tutanakları ile N. A.’ın beyanlarının farklı olduğu, tutanağa göre N.’nin konuşmaları duymasının mümkün olmadığı, bu nedenle de ya kolluğun müştekiyi yönlendirmesi ya da müştekinin durumu fırsat bilerek kasıtlı bir iftirasının olduğunun ifade edildiği, N. A.’ın kollukça alınan 17/05/2008 günlü ifadesinde 16/11/2007 günlü ihaleye ilişkin olarak açıklamalarda bulunduğu ve “emekli Başkomiser olarak bildiği O. isimli şahsın, A. K. ve İ. Ü.’ın ellerinde 3 dosya ile birlikte gelerek Ak temizlik, Mircan Temizlik, Okyanus Taahhüt A.Ş adına teklif verdiklerini” ifade ettiği bu ifadenin dosya ile uyumlu olmadığı ve ihaleye ilişkin olarak bu ifadede sanık Y.’la ilgili beyanın bulunmadığı, 16.11.2007 günü saat: 08:53:34 sıralarında N. A.’un H. G. ile yaptığı içeriğinde H.’in ise N.’e “geziyorlar ondan sonra o yusuf var, ondan sonra, yusuf selam göndermiş demişki böyle böyle bi ordan oranın elması iyi, bi 35 kasa elma göndersin” şeklindeki ibarelerin geçtiği görüşmenin N.’nin ilk ifadesini müteakip 20/05/2008 tarihinde tape haline getirilmesinden sonra alınan 26/06/2008 tarihli ifadesinde ise “Akdeniz Temizlik İlaçlama firması yetkilisi C. isimli şahıs H. G. ile ihaleye girmeme karşılığında alacakları para ile ilgili görüşmeye başladılar C. isimli şahıs şirket sahibi olan Y. Y. isimli şahsın ihaleye girmeme karşılığında 35.000 TL istediğini H. G. ’e bildirdi H. G. ’de istenilen rakamın çok olduğunu daha makul bir fiyatta anlaşılması için C.’e Y. Y.’ nu arayın görüşmek istiyorum dedi C. isimli şahıs Y. Y.’nu kendi telefonundan aradı kendi aralarında konuştular…… H. G. ile Akdeniz firması arasındaki anlaşma bozulduğundan Akdeniz Firması da dosya atarak teklif vermek zorunda kaldı..” şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında yazılı şekilde sübuta esas kabul edilmeleri,
  • İletişimin tespitine dair tapelerde 0505 864 … numaralı telefonun kullanıcısı olarak sanıklar S. A., M. E. S. ve M. H.’in gösterildikleri, M. E. S. ve M. H.’in anılan numaralı, sanık R. D. H.’nın 0532 795 58 87 numaralı, sanık Z. Ö.’ün 0532465 9934 numaralı, sanık A. Ş.’in 05364329317 numaralı telefonu kullanmadığını savunmaları karşısında, suçta kullanılan ve sanıklara ait olduğu kabul edilen hatta ilişkin suç tarihindeki iletişimin tespiti kayıtları getirtilerek, bu hat ile konuşulan kişiler belirlenip, fiilen suça konu hatları kimin kullandığı tespit edilerek veya suç kanıtı olabilecek ses kayıtları sanıklara dinletilerek diyeceklerinin sorulması, görüşmelerin kendilerine ait olmadığını belirtmeleri halinde ses örneklerinin alınması ve bu kayıtların sanıklara ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinde veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması, sonucuna göre tüm deliller birlikte irdelenerek suçların sübut ve niteliğinin tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırmayla hükümler kurulması,
  • İhaleye fesat karıştırma suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, aksinin kabulü halinde, somut olayda olduğu gibi hükmolunacak sonuç ceza miktarları göz önünde bulundurulduğunda, 5237 sayılı TCK'nın "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde, "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacağı gözetilmeden yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden III-15, 16 ve 17. nolu eylemler dışındaki ihalelere ilişkin olarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
  • Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/10/2014 gün 2013/11-358 E, 2014/455 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere 5237 sayılı TCK'nın belgede sahtecilik suçlarının düzenlendiği madde metinlerinde suçun mağdurunun kim olduğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi, bu suçların hukuki konusunun kamunun güveni olması ve kamu güvenine karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş bulunmaları hususları birlikte değerlendirildiğinde, belgede sahtecilik suçlarının mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğunun, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği nazara alındığında, sanıklar N. A., H. A. C. ve B. H.’in özel belgede sahtecilik eylemlerine ilişkin olarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
  • Hüküm tarihinden sonra, 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanıklar N. A., H. A. C. ve B. H.’in hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
  • Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/12/2008 gün ve 2008/146-235 sayılı Kararına göre mağdurun belli olması ve maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilebileceği durumlarda suçun maddi konusunu oluşturan değerlerin müsaderesine karar verilemeyeceği gözetilmeden, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından suç tarihlerini kapsayan şirket muhasebe ve banka hesap kayıtlarının getirtilip konunun uzmanı bir bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, müsaderesine karar verilen paraların edinilme tarihleri ile ihale tarihleri karşılaştırılarak aralarında illiyet bağı kurulup kurulamayacağı konularında ayrıntılı görüş sorulup alınmasından sonra hasıl olacak kanaate göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, suç sebebiyle oluştuğu kabul edilen kazancın zarar görenlere iadesinin mümkün olduğu da nazara alınmadan eksik inceleme ile kazanç müsaderesine hükmedilmesi,
  • Adli emanetin 2008/316 sırasında kayıtlı davaya konu gaz tabancasının marka, model ve üretim yılı tespit edilerek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından marka, model ve üretim yılı itibariyle bu silahın mevcut haliyle üretilmesine izin verilip verilmediği sorulup, bu silahların üretim şeması getirtilip, üretim şemasının temin edilememesi halinde suça konu silahın gaz ayırıcı parçasının fotoğrafları, varsa faturası eklenip, üretici firmadan gaz ayırıcı parçanın mevcut şekli ile imal edilip edilmediği, izne uygun imalattan sonra gaz ayırıcı parça üzerinde mermi çekirdeği geçişine imkan verecek şekilde tadilat yapılıp yapılmadığı sorulup silahın üretim izni verilen orjinal haline uygun şekilde bilye geçişine imkan verecek nitelikte gaz ayırıcı parçasının tadil edilip edilmediğine dair alınacak rapor ile 6136 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığı hususu kesin olarak saptandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken sahibine iadesine karar verilmesi,
  • Sanık H. T. hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükümde, sanıklar R. S., Ö. F. Ü., A. Ç. ve M.K. hakkında III-9 nolu görevi kötüye kullanmak suçundan kurulan hükümde, sanıklar Y. A. ve M. Y. hakkında III-41 nolu görevi kötüye kullanmak suçundan kurulan hükümde, sanıklar İ. E., L. K., M. A., H. K. ve İ. Ş. hakkında III-43 nolu görevi kötüye kullanmak suçundan kurulan hükümde duruşmadaki hali, tutum ve davranışları lehlerine indirim nedeni kabul edilerek takdiri indirim uygulanmasına karar verildiği halde, mahkumiyet kararı verilen diğer suçlara ilişkin olarak bu kez "Sanıklara verilen cezanın gelecekleri üzerindeki etkileri dikkate alınarak TCK'nın 62. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına," şeklinde gerekçeyle TCK’nın 62. maddesinin tatbik edilmemesi suretiyle karışıklığa yol açılması,
  • III- 28, 29 ve 30. eylemler nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmiş olan sanıklara ilişkin olarak zincirleme suç hükümlerinin neden uygulanmadığı hususu karar yerinde tartışılmadan, sanıklar hakkındaki iddianamede ihaleye fesat karıştırma suçundan dava açıldığı, mütalaada da uygulanması talep edilmediği halde, CMK'nın 226. maddesine aykırı olacak şekilde ek savunma hakkı tanınmadan aynı Kanunun 257/1. maddesi uygulanarak savunma haklarının kısıtlanması,
  • III- 45 nolu olaya ilişkin olarak sanık Utku hakkında iddianame ile ihaleye fesat karıştırma suçundan dava açıldığı, mütalaada TCK'nın 235.maddesinin uygulanması talep edildiği halde, CMK'nın 226. maddesine aykırı olacak şekilde ek savunma hakkı tanınmadan aynı Kanunun 257/1. maddesi uygulanarak savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle hüküm tesisi,
  • III- 15, 16 ve 17. nolu ihaleler nedeniyle haklarında zincirleme suç hükümleri uygulanan sanıklar hakkında ayların yıla tahvili suretiyle fazla ceza tayini,
  • Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım ettiği kabul edilen sanıklar hakkında, mahkum oldukları suçlara ilişkin olarak, sadece örgüt mensupları hakkında uygulama imkanı bulunan TCK'nın 58/9. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine hükmolunması,
  • Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan "Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir." biçimindeki düzenleme nazara alınarak, kendisini vekille temsil ettiren ve beraatine karar verilen sanıklar Ş. Ö. T., R. P. ve E. K. lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
  • UYAP sisteminden temin edilen güncel nüfus kayıtlarından, sanık İ. P.’ın hükümden sonra 26/11/2014, sanık H. A.’ın 24/09/2013 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, bu hususun mahallinde araştırılıp sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
  • Ne suretle suçta kullanıldıkları açıklanıp tartışılmadan cep telefonları ve sim kartların müsaderesine karar verilmesi,
  • 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 17. maddesi yollamasıyla anılan Yasanın 59/1. maddesi uyarınca ihaleye katılan sanıklar haklarında, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca da edimin ifasına fesat karıştırdığı kabul edilen sanık hakkında yasaklama kararına hükmedilmemesi,
  • TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle yüklenen suçları işledikleri kabul edilen kamu görevlisi sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
  • Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı,…”
5.CD. 13/3/2017 gün, 2014/7285 Esas, 2017/865 Karar
  • Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması,
  • TCK m. 53/5 fıkrasının uygulanması,
  • 4734 Sk gereğince yasaklama kararı verilmesi,
  • Rekabet ortamının sağlanması, birden fazla firmanın ihaleye katılması, maddi hatanın tek başına suça sübut vermemesi,
  • “…23/02/2009 tarihli ek imalat yapım işinin ihale ilanında ihale saati 10.00 olarak yazılı olmasına rağmen, doküman alanlara verilen şartnamede sehven ihale saatinin 14.00 olarak yazıldığı, ihale ilanında belirtilen saate göre de ihalenin birden fazla katılımcı ile usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, rekabet ortamının sağlandığı, dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporunun da bu yönde olduğu anlaşılan olayda; bu ihale açısından ihaleye fesat karıştırma suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı, Çorlu ilçesi Kapaklı Belediye Başkanı olan sanık İ. M. tarafından Belediyeye ait mezarlık abide ve spor sahası soyunma odaları üzeri çelik çatı yapımı ile Kazak Gölü mesire alanı düzenleme yapımı işlerinin sanık H. A. E.'a ihalesiz olarak yaptırıldığı, daha sonra ita amiri ve ihale komisyonu üyesi olan sanıklar İ. M., H. G., A. C., A. Ç. ve R. K. tarafından firma sahibi sanık H. A. E.'a ödeme yapılabilmesi amacıyla işlerin devam ettiği sırada ihale evrakları düzenlendiği,
  • Böylece fiili durumu hukukileştirmeye çalıştıkları, işlerin yapılma tarihleri ile ödemeye esas ihale belgelerinin düzenlenme tarihleri arasındaki farklılıkların kurum kayıtlarıyla kolaylıkla saptanabilmesinin olanaklı bulunması, işler yapılmadan ödeme yapıldığına dair iddia ve kanıt da mevcut olmamasına göre adı geçen kamu görevlisi sanıkların eylemlerinin, görev gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle sanık H. A. E.'a haksız bir menfaat sağlamaları nedeniyle bir bütün halinde TCK'nın 257/1, 43/1. maddelerinde düzenlenen zincirleme biçimde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, TCK'nın 40/2. maddesi uyarınca sanık H. A. E.'un da özgü suç niteliğindeki zincirleme biçimde görevi kötüye kullanma suçuna iştirak ettiği gözetilmeden dosya kapsamına ve oluşa uygun olmayan gerekçelerle suç vasfında da yanılgıya düşülerek ihaleye fesat karıştırma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı yazılı şekilde hükümler kurulması,
  • Kabule göre de;
  • CMK'nın 226/1. maddesine aykırı biçimde iddianamelerde yer almadığı ve ek savunma hakkı tanınmadığı halde her iki suç yönünden sanıklar hakkında TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
  • Sanık H. A. E. hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan kurulan hükümde 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 17/a maddesi yollamasıyla anılan Yasanın 59/1. maddesi uyarınca yasaklama kararına hükmedilmemesi,
  • Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
  • Sanıklar İ. M, H. G., A. C., A. Ç. ve R. K.'ün ihaleye fesat karıştırma suçunu da TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanılmaları suretiyle işledikleri kabul edildiği halde haklarında bu suç yönünden de aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
  • Sanık H. A. E.'un adli sicil kaydında yer alan erteli mahkumiyet kararı yönünden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulmaması, Kanuna aykırı, …”
  • 5.CD. 8/3/2017 gün, 2017/593 Esas, 2017/851 Karar
  • Özel kanunlardan kaynaklanan hak mahrumiyetinin giderilmesi için ayrıca karar alınması gerekir.
  • “…5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/1. maddesi ile hapis cezasının kanuni sonucu olarak hükümlünün a,b,c,d ve e bentlerinde sayılı haklardan yoksun bırakılacağının düzenlendiği, 53/2. maddede ise mahkum olunan hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar bu hakların kullanılamayacağının belirtildiği, dolayısıyla 5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin 1. maddesi ile hapis cezasının kanuni sonucu olarak bir kısım haklara ilişkin yoksunluğun aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hükmün infaz edilmesi ile birlikte herhangi bir mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkacağı, bu nedenle kanun koyucu tarafından 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesinde yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin olarak 5237 sayılı Kanun'un dışındaki kanunların tatbiki neticesinde ortaya çıkan hak yoksunlukları ifadesinin kullanıldığı,
  • Buna karşın mevzuatta yer alan bazı özel kanunlarda, belirli bir sürenin üzerindeki yahut bir kısım suç tiplerinden verilen hapis cezalarına mahkumiyetin sonucuna bazı hak yoksunluklarının bağlandığı, bu kapsamda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 56/3. maddesine göre zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hüküm giyenlerin Kooperatif Yönetim Kurulu Üyesi olamayacağının belirtildiği, benzer şekilde 2839 sayılı Milletvekili Seçilme Kanunu'nun 11. maddesinde toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanların Milletvekili seçilemeyeceklerinin düzenlendiği, bunun yanında 5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 12. maddesinde adli sicil arşiv kaydının yasaklanmış hakların geri alınması kararı alındıktan 15 yıl geçmesi üzerine silinebileceği şeklinde düzenleme getirildiği, özel Kanunlar tarafından hapis cezasına bağlanan bu tür hak yoksunluklarının, mahkumiyet hükmünün  5237 sayılı Kanun'da yer alan suçlardan olması durumunda dahi 5237 sayılı Kanun'un 53/1. maddesinden kaynaklanmaması sebebi ile 53/2. maddesi uyarınca kendiliğinden ortadan kalkmayacağı, özel kanunlardan kaynaklanan bu hak yoksunluklarının giderilebilmesinin ancak 5352 sayılı Kanun'un 13/A maddesinde düzenlenen yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesi ile mümkün bulunduğu nazara alındığında, hükümlünün talebi hususunda işin esasına girilerek bir değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 21/12/2016 gün ve 94660652-105-54-7587-2016-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
  • Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/02/2016 gün ve 2016/247 Değişik İş sayılı kararın CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,…”
  •   5.CD. 27/2/2017 gün, 2013/17278 Esas, 2017/669 Karar
  • En düşük maliyet konusunda bilgi verdiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak mahkumiyetine yeter derecede kesi ve inandırıcı delil bulunmaması,
  • Tape konuşmalarında bu yönde kayıt bulunmaması,
  • Sanıkların kasıtlarını belirleme bakımından ihale sürecindeki iş ve işlemlerdeki konumları, görevleri ve hangi ölçüde etkili oldukları, iddianameye konu edilen tüm işlemlerin mevzuata ve teamüllere uygun olup olmadığı, alınan malzemeler veya yaptırılan iş için ödenen bedellerin rayicin üstünde bulunup bulunmadığı, kurumun maddi bir zarara uğrayıp uğramadığı, suç tarihinde yürürlükte bulunan yasa ve yönetmelikler, suça konu ihalelere ait idari ve teknik şartname, sözleşmeler, iddia, savunmalar ve ön inceleme raporu da değerlendirilmek suretiyle, yeniden bilirkişi raporu alınmasından sonra sonucuna göre tüm sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile gerekçeden yoksun biçimde yazılı şekilde hükümler kurulması,

  • “…Ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve masumiyet karinesinin gereği olarak şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Anayasa 38/4. md. , İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 6/2.md., İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 11. md., Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi 14/2. md.), aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; sanık İ. T.'nin yapılan telefon görüşmelerine göre suç örgütü olduğu iddia edilen oluşumdan ayrılmak istemesi üzerine kendisine şantaj yapıldığı, ayrıca örgüt olduğu iddia edilen oluşum adına hangi suç ya da suçları işlediğinin tespit edilemediği, zira mahkemece de sanığa örgüt kurucusu olmak dışında herhangi bir suçtan ceza verilmediği, sanık M. Ç. hakkında 10/08/2007 tarihli park yapım işi ihalesine fesat karıştırma suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu, ancak sanık .M. Ç.'in örgüt olduğu iddia edilen oluşumun talimatları ile hareket ettiğine dair telefon gürüşmeleri veya başkaca bir delil olmadığı gibi, söz konusu ihalede kendisinden yaklaşık maliyet sorulmasına rağmen söylemediğinin telefon görüşmelerinden anlaşıldığı, yaklaşık 2 yıllık iletişimin tespiti süresince sanıklar A. K. C., A. Ö., İ. S., A. B. ve N.T. hakkında sadece 05/07/2007 tarihli kilitli beton parke taşı döşeme işi ihalesine fesat karıştırma suçundan, sanıklar T. U. ve M. A. hakkında 20/08/2007 tarihli ihaleye fesat karıştırma suçundan, sanık M. T. hakkında 24/09/2007 tarihli ihaleye fesat karıştırma suçundan, sanık A. K. hakkında 10/11/2006 tarihli ihaleye fesat karıştırma suçundan, sanıklar D. İ., F. I., R. A. hakkında 25-26-27/06/2007 tarihli ihalelere fesat karıştırma suçundan ve sanık A. E. hakkında ise sahtecilik suçundan kamu davaları açılması karşısında suç örgütü olduğu iddia edilen yapı ile bir ihale ya da işlem nedeniyle irtibatları olan sanıkların örgüte bilerek yardım ettiklerine veya üye olduklarına dair mahkumiyetlerine yeterli delil bulunmadığı, söz konusu eylemlerinin her bir olay içerisinde de değerlendirilmesinin ayrıca yapıldığı, bu kapsamda sanıkların atılı suçları işlediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • 3- 05/04/2007 ve 19/04/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin sosyal tesis yapım ihalelerine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Mahkemece söz konusu ihalelere fesat karıştırdıkları gerekçesiyle sanıklar Y. Ü., İ. Y., B. Ş., O. A. ve A. T. hakkında 4, 5 ve 6 nolu hüküm fıkralarında eylemleri zincirleme suç kapsamında teselsül ettirilmek suretiyle mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de;
  • Aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; yaklaşık maliyetin belirlenmesinde görev alan sanık İ. Y.'nın belirlenmiş yaklaşık maliyeti ihaleye katılmak üzere doküman alan Karahanlı İnşaat Ltd. Şti. yetkilisi sanık Y. Ü.'a veya diğer sanıklara verdiğine veya bildirdiğine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, telefon kayıtlarındaki sanık B. ve Y. arasındaki konuşmaların teklif bedelini ve ihale sürecini belirlemeye yönelik soyut ve telkin mahiyetinde görüşmeler olup yaklaşık maliyetin sanık İsmail tarafından kendilerine bildirildiğine dair telefon görüşmeleri niteliğinde olmadığı, savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de tüm sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden 4, 5 ve 6 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme sonucu eylemlerin sabit olmadığı nazara alınmadan sabit kabul edilerek zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Kabule göre de;
  • 5237 sayılı TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “d” bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-b maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede yaklaşık maliyetin belirlenmesinde görev alan sanık İ. Y. ve ihale yetkilisi olarak görev yapan sanık A. T.'nın eylemlerine diğer sanıklar Y. Ü., B. Ş., ve O. A.'un TCK 40/2 maddesi kapsamında azmettiren veya yardım eden olarak ne şekilde iştirak ettikleri gerekçeleriyle gösterilmeden, sanıkların 4734 sayılı Yasanın 61. maddesine göre ihale sürecinde görevli veya resmi bir şekilde ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, müşterek fail olarak sorumlu tutulmak suretiyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
  • 4- 10/08/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin park yapım işi ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar B. Ş., O. A., Y. Ü., H. Ş. ve İ. Y. yönünden sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Sanık M. Ç.'in belirlenmiş yaklaşık maliyeti ihaleye katılmak üzere doküman alan Medsan Ltd. Şti. yetkilisi sanık Y. Ü.'a veya diğer sanıklara verdiğine veya bildirdiğine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, telefon kayıtlarındaki görüşmelerden sanıktan sorulmasına rağmen yaklaşık maliyeti söylemediği, yine sanık A. T.'nın da yaklaşık maliyeti diğer sanıklardan öğrenip başkasına ulaştırdığına dair bir delil bulunmadığı, bu ihale açısından suç unsuru içeren bir telefon görüşmesinin de olmadığının anlaşılması karşısında savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkar M. Ç. ve A.T.'nın beraatine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanık A. T. hakkında 4 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanık M. Ç. hakkında ise 11 nolu hüküm fıkrasında mahkumiyet hükmü kurulması,
  • Kabule göre de;
  • Söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiği mahkemece kabul edilen ihale komisyonu üyeleri olan sanıklar İ. Y. ve M. Ç.'in eylemine diğer sanıklar O. A., A. T., B. Ş. ve Y. Ü.'ın TCK 40/2 maddesi kapsamında azmettiren veya yardım eden olarak ne şekilde iştirak ettikleri gerekçeleriyle gösterilmeden, ayrıca adı geçen sanıkların 4734 sayılı Yasanın 61. maddesine göre bu ihale sürecinde görevli veya resmi bir şekilde ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, 4 ve 6 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde eksik inceleme sonucu zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • 5- 30/03/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin kilitli beton parke taşı döşeme işçilik ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar İ. Y., F. A., H. Ş., S. Z., B. Ş. yönünden sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Sanıklar A. T. ve Y. Ü. hakkında 30/03/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin kilitli beton parke taşı döşeme işçilik ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/02/2014 gün ve 2013/13-274 Esas, 2014/78 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere CMK’nın 225. maddesi uyarınca da; “Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir" hükmü karşısında, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden sanıklar A. ve Y. hakkında 4 ve 6 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Sanık O. A.'un aşamalarda değişmeyen savunması ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, telefon kayıtlarındaki bu ihaleyle ilgili görüşmesinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığı savunmasının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu 4 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Kabule göre de;
  • İhalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiği mahkemece kabul edilen kamu görevlisi sanık İsmail Yazı eylemine, ayrıca ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıkları kabul edilen firma sahipleri ve yetkilileri olan sanıklar Feridun ile Hasan ve Süleyman'ın eylemlerine diğer sanıklar O. A., A. T., B. Ş. ve Y. Ü.'ın TCK 40/2 maddesi kapsamında azmettiren veya yardım eden olarak ne şekilde iştirak ettikleri gerekçeleriyle gösterilmeden 4 ve 6 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde eksik inceleme sonucu zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • 6- 05/07/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin kilitli beton parke taşı döşeme işçilik ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Sanık H. Ş. hakkında söz konusu ihaleye fesat karıştırmak suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak mahallinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar B. Ş., S. Z., A. K. C., N. T., A. Ö., İ. S. ve A. B. yönünden sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Sanık A.T ve O. A. hakkında söz konusu ihaleye ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu ihaleden dolayı haklarında bir anlatım ve iddia bulunmadığı gözetilmeden adı geçen sanıklar hakkında 4 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Söz konusu ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıkları kabul edilen firma sahipleri ve yetkilileri olan sanıklar S. Z., A. K. C., N.T., A. Ö., İ. S. ve A. B.'ın eylemlerine sanık Bahri Şahin'in TCK 40/2 maddesi kapsamında azmettiren veya yardım eden olarak ne şekilde iştirak ettiği gerekçeleriyle gösterilmeden 4 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde eksik inceleme sonucu zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • 7- 05/07/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin kum alımı ihalesine fesat karıştırılmasına ve özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak;
  • Sanık A.Ç. hakkında söz konusu ihaleye fesat karıştırmak suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak mahallinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık A. Ç. hakkında özel belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmü yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Sanıklar A. T., O. A., B. Ş. ve O. K. hakkında söz konusu ihaleye Dokuzağaç isimli firmanın katılmasına hukuka aykırı davranışla engel olunması suretiyle fesat karıştırılmasına ilişkin olarak TCK'nın 235/2-c maddesine mümas olarak kamu davası açıldığı, ancak mahkemece sanıklar arasında dava konusu edilmeyen aynı Kanunun 235/2-d maddesinde belirtilen açık veya gizli bir anlaşma olduğu kabul edilerek mahkumiyet hükümleri kurulduğu, yine A T. hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılan bir kamu davasının da bulunmadığı, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden sanıklar A. T., O. A., B. Ş. hakkında 4 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, O. K. hakkında 14 nolu, sanık A.T. hakkında ise özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak 21 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • Sanıklar B. Ş. ve O. A.'un aşamalarda değişmeyen savunması ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak sanık A. Ç.'nin eylemine iştirak ettiklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, telefon kayıtlarında sanık O. A.'un bu konuda bir görüşmesi olmadığı gibi söz konusu görüşmelerden sanık Bahri'nin ise özel belgede sahtecilik eyleminden sonradan haberinin olduğunun anlaşılması karşısında savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu 21. nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde sanıklar B. Ş. ve O. A. hakkında özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • Kabule göre de;
  • Söz konusu ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıkları kabul edilen firma yetkilisi ve sahibi olan sanıklar A. Ç. ve O. K.'ın eylemlerine diğer sanıklar B. Ş., A.T., O. A.'un ne şekilde iştirak ettikleri gerekçeleriyle gösterilmeden, ayrıca ihale öncesinde ihaleye katılan veya katılmak isteyen firmalar arasında bir anlaşma olması durumunda TCK'nın 235/2-d maddesinde düzenlenen suçun oluşabileceği, somut olayda ise firmalar arasında böyle anlaşmanın olmadığı, aksine diğer firma yetkilisinden ihaleye girmemesi istenmesine rağmen söz konusu firmanın ihaleye girdiği gözetilmeden 4 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde eksik inceleme sonucu zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • 8- 28/05/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin Özel Güvenlik Hizmet alımı ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar O. B., O. A.,İ. Y. ve H. K. yönünden sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Sanık A. T. ve B. Ş. hakkında söz konusu ihaleye ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu ihaleden dolayı haklarında bir anlatım ve iddia bulunmadığı gözetilmeden sanıklar Adem ve Bahri hakkında 4 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Kabule göre de;
  • Söz konusu ihale komisyonunda görev alan sanık O. B.'ın eylemine diğer sanıklar A. T., B. Ş., O. A., İ. Y. ve H. K.'ın ne şekilde iştirak ettikleri gerekçeleriyle gösterilmeden, ayrıca sanıkların 4734 sayılı Yasanın 61. maddesine göre ihale sürecinde görevli veya resmi bir şekilde ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, sanıklar A.T., B. Ş., O. A. ve İ. Y. hakkında 4 ve 5 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde eksik inceleme sonucu zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanık H. K. hakkında ise 15 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
  • 9- 23/07/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin kilitli parke taşı alımı ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Sanık H. Ş. hakkında söz konusu ihaleye fesat karıştırmak suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak mahallinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
  • Sanık S. Ö.'ün hükümden sonra 06/05/2016 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
  • Sanık B. Ş. hakkında söz konusu ihaleye ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu ihaleden dolayı hakkında bir anlatım ve iddia bulunmadığı, yine sanıklar A. T., O. A. ve İ. Y. hakkında söz konusu ihalede gizli tutulması gereken bilgileri başkasını ulaşmasını sağlamak ve ihaleye katılma yeterliliğine sahip Kam Ankara Beton isimli firmanın yeterli kapasite raporuna sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak şeklinde fesat karıştırılmasına ilişkin olarak TCK'nın 235/2-a-b maddelerine mümas olarak kamu davası açıldığı, ancak mahkemece sanıklar arasında dava konusu edilmeyen aynı Kanunun 235/2-d maddesinde belirtilen açık veya gizli bir anlaşma olduğu kabul edilerek mahkumiyet hükümleri kurulduğu, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden sanıklar A. T., O. A., İ. Y. ve B. Ş. hakkında 4 ve 5 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Kabule göre de;
  • 5237 sayılı TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “d” bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan TCK'nın 235/2-d maddelerinde düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçlarına iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıkları kabul edilen firma yetkilileri ve sahipleri olan sanıklar H. Ş. ve S. Ö.'ün eylemlerine diğer sanıklar B. Ş., A.T., O. A. ve İ. Y.'nın ne şekilde iştirak ettikleri gerekçeleriyle gösterilmeden, ayrıca ihale öncesinde ihaleye katılan veye katılmak isteyen firmalar arasında bir anlaşma olması durumunda TCK'nın 235/2-d maddesinde düzenlenen suçun oluşabileceği, somut olayda ise firmalar arasında böyle anlaşmanın olmadığı aksine ihaleye katılan diğer firma yetkilisinin şikayeti üzerine ihalenin iptal edildiği gözetilmeden 4 ve 5 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde eksik inceleme sonucu zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • 10- 20/08/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin Asfalt Emülsiyonu ile çift kat sathi kaplama yapılması ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Mahkemece söz konusu ihaleye fesat karıştırdıkları gerekçesiyle sanıklar O. A., İ. Y., A. T. ve B. Ş. hakkında bu ihaleden dolayı 4 ve 5 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç kapsamında teselsül ettirilerek, sanıklar M. A. ve T. U. hakkında ise 17 nolu hüküm fıkrasında müstakilen mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de;
  • Sanık B. Ş. hakkında söz konusu ihaleye ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu ihaleden dolayı hakkında bir anlatım ve iddia bulunmadığı, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/02/2014 gün ve 2013/13-274 Esas, 2014/78 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere CMK’nın 225. maddesi uyarınca da; “Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir" hükmü karşısında, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden sanık Bahri hakkında 4 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Sanıklar O. A., İ. Y., A. T., M. A. ve T. U.'ın aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, telefon kayıtlarındaki bu ihaleyle ilgili görüşmelerin herkese açık olan şartnamenin ne şekilde hazırlanacağına dair görüşmeler niteliğinde olup tekliflerle ilgili olmadığı gibi ihale mevzuatı veya şartnameye göre gizli kalması gereken bir bilgi niteliğinde de olmadığı, savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanıkların açılan davanın konusu da dikkate alındığında beraatlerine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanıklar O. A., İ. Y. ve A. T. hakkında 4 ve 5 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanıklar M. A. ve T. U. hakkında ise 17 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • Kabule göre de;
  • Söz konusu ihalede tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağladıkları kabul edilen sanıklardan sanık İsmail Yazı'nın ihale komisyonun da görevli olduğu, sanık M. A.'un da ita amiri olarak görev yaptığı, ancak diğer sanıklar O. A., A. T., T. U. ve B. Ş.'in ise 4734 sayılı Yasanın 61. maddesine göre bu ihale sürecinde görevli veya resmi bir şekilde ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, sanıklar O. A., A. T. ve B. Ş. hakkında 4 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanık T. U. hakkında ise 17 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
  • 11- 24/09/2007 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin gıda yardım paketi alımı ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Mahkemece söz konusu ihaleye fesat karıştırdıkları gerekçesiyle sanıklar O. B., O. A., B. Ş. ve A. T. hakkında bu ihaleden dolayı 4 ve 7 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç kapsamında teselsül ettirilerek, sanık M. T. hakkında ise 18 nolu hüküm fıkrasında müstakilen mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de;
  • Sanık A. T., B. Ş. ve O. A. hakkında söz konusu ihaleye ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu ihaleden dolayı haklarında bir anlatım ve iddia bulunmadığı gözetilmeden adı geçen sanıklar hakkında 4 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Sanıklar O. B. ve M. T.'in aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, telefon kayıtlarındaki bu ihaleyle ilgili O. B. ve M. T. arasındaki görüşmelerin herkese açık olan ihale için şartname alan firmanın olup olmadığına dair görüşmeler niteliğinde olup tekliflerle ilgili olmadığı gibi ihale mevzuatı veya şartnameye göre gizli kalması gereken bir bilgi niteliğinde de olmadığı, savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların açılan davanın konusu dikkate alındığında beraatlerine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanık O. B. hakkında 7 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanık M. T. hakkında ise 18 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
  • Kabule göre de;
  • Söz konusu ihalede tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağladıkları kabul edilen sanıklardan sanık O. A.'un ihaleye çıkılması için talepte bulunduğu, sanık A. T.'nın ihale yetkilisi olarak görev yaptığı, sanık O. B.'ın hakediş ödemelerinde görev yaptığı ancak diğer sanıklar M. T. ve B. Ş.'in ise 4734 sayılı Yasanın 61. maddesine göre bu ihale sürecinde görevli veya resmi bir şekilde ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, sanık B. Ş. hakkında 4 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini, sanık M. T. hakkında ise 18 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
  • 12- 10/11/2006 tarihinde yapılan Çubuk Belediyesinin yakacak alım ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Sanıklar A. Ç., B. Ş. ve A. K. hakkında söz konusu ihaleye fesat karıştırmak suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak mahallinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
  • Mahkemece söz konusu ihaleye fesat karıştırma suçunu işledikleri gerekçesiyle sanıklar B. Ş., O. A., A. T. ve İ. Y. hakkında 4 ve 5 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç kapsamında teselsül ettirilerek mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de;
  • Sanıklar A. T. ve O. A. hakkında söz konusu ihaleye fesat karıştırılmasına ilişkin olarak herhangi bir kamu davası açılmadığı, sanıklar B. Ş. ve İ. Y. hakkında ise söz konusu ihalede gizli tutulması gereken bilgileri başkasına ulaşmasını ve ihaleye katılma yeterliliğine sahip olmayan kişinin ihaleye katılmasını sağlamak şeklinde fesat karıştırılmasına ilişkin olarak TCK'nın 235/2-a, b maddelerine mümas olarak kamu davası açıldığı, ancak mahkemece sanıkların ihalede gizli tutulması gereken bilgileri başkasına ulaşmasını sağlamak fiili yanında dava konusu edilmeyen aynı Kanunun 235/2-d maddesinde belirtilen açık veya gizli bir anlaşma olduğu da kabul edilerek mahkumiyet hükümleri kurulduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/02/2014 gün ve 2013/13-274 Esas, 2014/78 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere CMK’nın 225. maddesi uyarınca da; “Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir" hükmü karşısında, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden sanıklar A. T., O. A., İ. Y. ve B. Ş. hakkında 4 ve 5 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Kabule göre de;
  • Telefon kayıtlarındaki bu ihaleyle ilgili görüşmelerin ihaleyle ilgili yapılacak ödemeler ve yaklaşık maliyetin belirlenmesine esas olan tekliflerin sonradan tamamlanmasına dair görüşmeler niteliğinde olup ihaleye esas tekliflerle ilgili olmadığı gibi ihale mevzuatı veya şartnameye göre gizli kalması gereken bir bilgi niteliğinde de olmadığı, öte yandan 5237 sayılı TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “d” bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan TCK'nın 235/2-b,d maddelerinde düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçlarına iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede yaklaşık maliyet konusunda bilgi verdiği mahkemece kabul edilen ve ihalede ita amiri olarak görev yapan sanık A. T.'nın eylemine, ihale öncesinde ihale şartlarını özellikle fiyatları etkilemek için aralarında anlaştıkları kabul edilen firma sahipleri ve yetkilileri olan sanıklar A. Ç., B. Ş., A. K.'nun eylemlerine diğer sanıklar İ. Y., O. A. ve B. Ş.'in ne şekilde iştirak ettikleri gerekçeleriyle gösterilmeden, ayrıca adı geçen sanıkların 4734 sayılı Yasanın 61. maddesine göre bu ihale sürecinde görevli veya resmi bir şekilde ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, ayrıca ihale öncesinde ihaleye katılan veye katılmak isteyen firmalar arasında bir anlaşma olması durumunda TCK'nın 235/2-d maddesinde düzenlenen suçun oluşabileceği, somut olayda ise firmalar arasında böyle anlaşmanın olmadığı, zira ihalede tek firmanın doküman alıp aynı firmanın teklif verdiği gözetilmeden 4 ve 5 nolu hüküm fıkralarında yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • 13- 24/05/2007 tarihinde yapılan Çubuk Kaymakamlığının Çubuk köylerine hizmet götürme, köy yollarının temel tabaka, 1 kat asfalt sathı kaplama ve sanat yapısı inşaatı 2. ihalesine fesat karıştırılması suçlarına ilişkin olarak;
  • Sanık R. P.’ın söz konusu ihalede yeterlilik komisyonunda görev yaptığı ihale gününden sonra ancak ihale süreci devam ederken sanık A.Ç.'ye ihale mevzuatına göre gizli kalması gereken Başıbüyük İnş. Ltd. Şti. ve Era Harita İnş. Ltd. Şti. isimli firmaların ihaleye sunmuş oldukları dosyaların içerikleri ile ilgili bilgiler vererek bu firmaların nasıl ihaleden elenebileceği hususunda A. Ç. ile görüş alışverişinde bulunduğu, dosya kapsamındaki telefon görüşmeleri ve diğer delillerden anlaşılmakla tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen 32 nolu düşünceye iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar A.Ç., O. K., A. A. T. ve R. P. yönünden sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
  • Ancak;
  • Sanıklardan O. A. hakkında söz konusu ihaleye ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu ihaleden dolayı hakkında bir anlatım ve iddia bulunmadığı gözetilmeden sanık O. A.'un 32 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde ihaleye fesat karıştırma suçundan beraatine karar verilmesi,
  • Sanıklar Ş. B., Y. B., N. D., G. G. ve C. E.'un aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, telefon kayıtlarındaki bu ihaleyle ilgili görüşmelerin herkese açık olan şartnamenin ne şekilde hazırlanacağına dair görüşmeler niteliğinde olup tekliflerle ilgili olmadığı gibi ihale mevzuatı veya şartnameye göre gizli kalması gereken bir bilgi niteliğinde de olmadığı, yine ihale öncesinde aralarında anlaştıkları iddia edilen Ş. B., Y. B. ve N. D. hakkındaki telefon görüşmelerinden bir anlaşma sağlanamaması üzerine her bir firmanın ihaleye ayrı ayrı girdikleri ve ihale sürecinde adı geçen sanıkların sahibi ve yetkilisi olduğu firmaların ihaleden çekilmeyip ihale komisyonu kararı ile elendikleri de nazara alındığında savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların açılan davanın konusu dikkate alındığında beraatlerine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanıklar Ş. B., Y. B., N. D., G. G. ve C. E. hakkında 22 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • Kabule göre de;
  • 5237 sayılı TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “d” bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-b maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağladıkları kabul edilen sanıklardan C. E. ve G. G.'ın ihale komisyonunda, sanıklar A.A. T. ve R. P.'ın ihale yeterlilik komisyonunda görevli olduğu, ancak TCK'nın 235/2-b maddesini ihlal ettikleri kabul edilen diğer sanıklar A. Ç., Ş. B., Y. B., N. D. ve O. K.'ın TCK 40/2 maddesi kapsamında sanıklar A. A. T. ve R. P.'ın eylemlerine azmettiren veya yardım eden olarak ne şekilde iştirak ettikleri belirlenmeden, adı geçen sanıklar hakkında 22 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • 14- 25-26-27/06/2007 tarihlerinde yapılan Çubuk Belediyesinin Sünlü Mahallesinde bulunan arsaların satış ihalelerine fesat karıştırılmasına ilişkin olarak;
  • Sanık M. T. hakkında söz konusu ihaleye fesat karıştırmak suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak mahallinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
  • Sanık A.T. hakkında söz konusu ihalelere fesat karıştırılmasına ilişkin olarak herhangi bir kamu davası açılmadığı, sanıklar O. A. ve B. Ş. hakkında ise ihalede gizli tutulması gereken bilgilere başkasının ulaşmasını sağlamak şeklinde fesat karıştırılmasına ilişkin olarak TCK'nın 235/2-b maddesine mümas olarak kamu davası açıldığı, ancak mahkemece aynı Kanunun 235/2-a maddesine göre mahkumiyet hükümleri kurulduğu iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden adı geçen sanıklar hakkında 4 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • Sanıklar D. İ., F. I. ve R. A.'ın aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, sanık R. A.'ın telefon kayıtlarındaki bu ihalelerle ilgili görüşmelerinin herkese açık hangi arsaların ihale konusu olacağı ve arsaların niteliği ile ilgili olup tekliflerle ilgili olmadığı gibi ihale mevzuatı veya şartnameye göre gizli kalması gereken bir bilgi niteliğinde de olmadığı, yine diğer sanıklar D.İ. ve F. I.'ın telefon görüşmesinde de bir suç unsuru bulunmadığı gibi sanık F. I.'ın cebir, tehdit ya da hukuka aykırı bir davranışla ihalelere katılmak isteyen kişileri engellediğine dair savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların açılan davanın konusu dikkate alındığında beraatlerine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sanıklar F. I., D. İ. ve R. A. hakkında 10 nolu hüküm fıkrasında zincirleme suç hükümleri de uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • Kabule göre de;
  • 5237 sayılı TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “d” bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-a,b maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu ihalede tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağladıkları ve ihaleye katılımı engelledikleri kabul edilen sanıklardan A. T.'nın Belediye Başkanı olarak Belediye Ecümenin de görev yaptığı, diğer sanıklar B. Ş., O. A., D.İ., F. I. ve R. A.'ın ise bu ihaleler sürecinde görevli veya resmi bir şekilde ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, adı geçen sanıklar hakkında 4 ve 10 nolu hüküm fıkralarında zincirleme suç hükümleri uygulanıp ve ihale çokluğu da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan da uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
  • 15- Çubuk Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünde işlendiği iddia edilen rüşvet suçuna ilişkin olarak sanıklar E. K., H. K., O. A., B. Ş. ve A. T. hakkında kurulan beraat hükümlerine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine sanıklar E. K. ve H. K. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Sanıklardan O. A., A. T. ve B. Ş. hakkında söz konusu rüşvet suçuna ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu suçtan dolayı haklarında bir anlatım ve iddia bulunmadığı iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden sanık O. A., B. Ş. ve A.T. hakkında 25 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde rüşvet suçundan beraat hükümleri kurulması,
  • Rüşvet suçunun menfaatin kamu görevlisi tarafından temin edildiği anda tamamlandığı, ancak izlenen suç siyasetinin gereği olarak belli bir işin yapılması veya yapılmaması amacına yönelik menfaat sağlanmasını öngören bir anlaşmanın yapılması durumunda dahi rüşvet suçu tamamlanmış gibi cezaya hükmedileceği, kamu görevlisinin görevinin ifası ile ilgili bir işi yapması veya yapmamasına bağlı olarak kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlanması hususunda, kamu görevlisiyle iş sahibinin serbest iradeleri ile rızaları uyuşarak rüşvet anlaşması yapılmasının suçun oluşumu için yeterli olduğu, menfaatin sağlanıp sağlanmamasının veya rüşvete konu işin yerine getirilip getirilmemesinin suçun oluşumuna etki etmediği, yine 5237 sayılı TCK'nın 6352 sayılı Yasa değişikliği öncesinde rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, bu durumda eylemin 5237 sayılı TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen "görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçunu oluşturacağı gözetildiğinde; sanıklar E. ve H. arasındaki telefon görüşmelerinden imar geçmesi istenen arsalar ve bu arsalara inşaat yapılmasına ilişkin projelerin onaylanması hususlarında menfaat temin edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığı,verilmesi konusunda anlaşılan bu menfaatin bir kısmının Çubuk Spora yardım olarak kararlaştırılması yanında bir kısmının da kamu görevlisi olan sanık E.'e sağlandığının anlaşılması karşısında; rüşvet suçuna konu para teklifinin kamu görevlisi sanık E.'e görevinin gereklerine aykırı olan bir işi yapması için verilip verilmediği hususunun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve buna bağlı olarak suç niteliğinin tayini bakımından olaya konu sanık H. K.'in imar geçmesini istediği arsaların ve bu arsalara inşaat yapılmasına ilişkin projelerinin mevzuata uygun olup olmadığı hususunun araştırılmasından sonra, bütün deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle görevlerinin gereklerine aykırı olarak kime, nasıl, ne şekilde, hangi iş ve işlemi nedeniyle ne kadar para veya menfaat teklif edildiği karar yerinde denetime imkan verecek biçimde gerçekçeleriyle gösterilerek sanıklar E. K. ve H. K.'in hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç niteliği bakımından eksik soruşturma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde 25 nolu hüküm fıkrasında beraat hükümleri kurulması,
  • 16- Rüşvet vermek suçundan sanık A. Ç., rüşvet almak suçundan sanıklar R. P. ve M. Y. hakkında 23 nolu hüküm fıkrasında kurulan mahkumiyet hükümleri ile yine rüşvet suçundan sanıklar B. Ş. ve O. A. hakkında 32 nolu hüküm fıkrasında kurulan beraat hükümlerine ilişkin olarak;
  • Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar A.Ç., R.P. ve M. Y. hakkında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Sanıklardan O. A. ve B. Ş. hakkında söz konusu rüşvet suçuna ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu ihaleden dolayı haklarında bir anlatım ve iddia bulunmadığı, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden sanık O. A. ve B. Ş. hakkında 32 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde rüşvet suçundan beraat hükümleri kurulduğu,
  • Rüşvet suçunun menfaatin kamu görevlisi tarafından temin edildiği anda tamamlandığı, ancak izlenen suç siyasetinin gereği olarak belli bir işin yapılması veya yapılmaması amacına yönelik menfaat sağlanmasını öngören bir anlaşmanın yapılması durumunda dahi rüşvet suçu tamamlanmış gibi cezaya hükmedileceği, kamu görevlisinin görevinin ifası ile ilgili bir işi yapması veya yapmamasına bağlı olarak kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlanması hususunda, kamu görevlisiyle iş sahibinin serbest iradeleri ile rızaları uyuşarak rüşvet anlaşması yapılmasının suçun oluşumu için yeterli olduğu, menfaatin sağlanıp sağlanmamasının veya rüşvete konu işin yerine getirilip getirilmemesinin suçun oluşumuna etki etmediği, yine 5237 sayılı TCK'nın 6352 sayılı Yasa değişikliği öncesinde rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, bu durumda eylemin 5237 sayılı TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen "görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçunu oluşturacağı, ayrıca rüşvet suçunun konusu; işin yapılması veya yapılmaması olup söz konusu işin yapılmasından sonra menfaat temin edilmesi konusunda anlaşma sağlanması halinde rüşvet alma ve verme suçlarının unsurlarının oluşmayacağı gözetildiğinde; sanıklar A.Ç. ve M. Y. arasındaki telefon görüşmelerinden söz konusu ihaleye ilişkin hakediş ödemelerinin yapılması ve devamında para alışverişi hususlarında görüşmeler bulunduğu, ancak rüşvet suçuna konu paranın kamu görevlisi olan sanık M. Y.'a görevlerinin gereklerine aykırı olan bir işi yapması için verilip verilmediği hususunun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve buna bağlı olarak suç niteliğinin tayini bakımından olaya konu hakediş ödemelerinin işin tamamlanmasından sonra yapılıp yapılmadığı, ödemenin mevzuata uygun olup olmadığı, ödenmesi gereken tarihten önce bir ödeme gerçekleşip gerçekleşmediği, sanık M. Y.'un söz konusu ödemelerde bir görevinin olup olmadığı, sanığın müdürü olduğu birimden ödeme gerçekleşmeden önce onayının alınıp alınmadığı hususlarının araştırılmasından sonra, bütün deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle görevlerinin gereklerine aykırı olarak kimden, nasıl, ne şekilde, hangi iş ve işlemi nedeniyle ne kadar para veya menfaat temin ettiği karar yerinde denetime imkan verecek biçimde gerçekçeleriyle gösterilerek sanıklar A.Ç. ve M. Y.'un hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç niteliği bakımından eksik soruşturma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde 23 nolu hüküm fıkrasında mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • Kabule göre de;
  • Sanık A. Ç.'nin kazandığı ihale ile ilgili olarak hakediş ödemelerinin onay işleminin vaktinden önce yapılmasını kamu görevlisi sanık M. Y.'un sağladığı ve sonrasında sanık A.Ç.'nin sanık M. Y.'a menfaat sağlaması konusunda görüşmeler yaptıkları, yine kamu görevlisi sanık R. P.'ın ihale mevzuatına göre gizli kalması gereken teklif dosyalarının içeriği ile ilgili sanık A. Ç.'ye bilgi verdiği, işin yapılmasına yönelik öncesinde bir rüşvet anlaşmasının olmadığı, söz konusu işin yapılmasından sonraki menfaat temin edilmesine yönelik anlaşmaların rüşvet suçuna vücut vermeyeceği, sanık R. ve M.'in eylemlerinin TCK'nın 257/1 maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma, sanık Ali'nin eyleminin ise zincirleme biçimde görevi kötüye kullanma suçuna azmettirme suçlarını oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde rüşvet almak ve vermek suçlarından 23 nolu hüküm fıkrasında mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • 17- Hazine arazisi üzerine yapılan A. E.'a ait işyeri ile ilgili resmi evrakta sahtecilik suçuna ilişkin olarak;
  • Sanık G. G. hakkında söz konusu resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak mahallinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
  • Sanık A. A., O. A. ve O. Ü.'ın görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgede sahtecilik yaptıklarının iddia edilmesi karşısında, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yetkili merciden bu suç yönünden soruşturma izni alındıktan sonra dava açılması gerektiği gözetilmeden, genel hükümlere göre açılan davaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
  • Sanıklardan A. T. ve B. Ş. hakkında söz konusu resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak kamu davası açılmadığı, zira bu ihaleden dolayı haklarında bir anlatım ve iddia bulunmadığı, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden, sanıklar A. T. ve B. Ş. hakkında 20 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • Kabule göre de;
  • Sanıklar hakkında TCK'nın 204/2. maddesine mümas olarak kamu davası açıldığı, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan bu suça iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, söz konusu belgeyi görevi gereği düzenlemeye yetkili olan kamu görevlisi sanık A.'ın eylemine diğer sanıklar A. E., O. A., O. Ü., B. Ş. ve A. T.’nın ne şekilde iştirak ettikleri gerekçeleriyle gösterilmeden 20 nolu hüküm fıkrasında yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • 18- Çubuk Belediyesinin 05/04/2007 tarihli sosyal tesis yapım, 19/04/2007 tarihli sosyal tesis yapım, 10/08/2007 tarihli park yapım işi, 30/03/2007 tarihli kilitli beton parke taşı döşeme işi, 05/07/2007 tarihli kilitli beton parke taşı döşeme işi, 05/07/2007 tarihli 7x15 kum alımı, 28/05/2007 tarihli özel güvenlik hizmet alımı, 23/07/2007 tarihli kilitli parke taşı alımı, 20/08/2007 tarihli asfalt emülsiyonu ile çift kat sathı kaplama yapılması, 24/09/2007 tarihli gıda yardım paketi alımı, 10/11/2006 tarihli yakacak alımı ve 25-26-27/06/2007 tarihlerinde yapılan Sünlü mahallesinde bulunan arsaların satış ihaleleri ile Çubuk Kaymakamlığının 24/05/2007 tarihli Çubuk köylerine hizmet götürme, köy yollarının temel tabaka 1.kat asfalt sathı kaplama ve sanat yapısı inşaatı 2. ihalesine fesat karıştırma suçundan sanıklar hakkında 4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,17,18 ve 22 nolu hüküm fıkralarında kurulan tüm hükümlere yönelik ise;
  • Sanıkların kasıtlarını belirleme bakımından ihale sürecindeki iş ve işlemlerdeki konumları, görevleri ve hangi ölçüde etkili oldukları, iddianameye konu edilen tüm işlemlerin mevzuata ve teamüllere uygun olup olmadığı, alınan malzemeler veya yaptırılan iş için ödenen bedellerin rayicin üstünde bulunup bulunmadığı, kurumun maddi bir zarara uğrayıp uğramadığı, suç tarihinde yürürlükte bulunan yasa ve yönetmelikler, suça konu ihalelere ait idari ve teknik şartname, sözleşmeler, iddia, savunmalar ve ön inceleme raporu da değerlendirilmek suretiyle, yeniden bilirkişi raporu alınmasından sonra sonucuna göre tüm sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile gerekçeden yoksun biçimde yazılı şekilde hükümler kurulması,
  • 19- Sanıklar B. Ş., A. T. ve O. A. hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek suçundan verilen 1 nolu hüküm fıkrasında, sanıklar G. G., M. Ö., Y. Ü., İ. Y., H. Ş., S. Z., O. B. ve B. Ş. hakkında suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olmak suçundan verilen 2 nolu hüküm fıkrasında, sanıklar F. A., A. Ç., O. K., H. K. hakkında suç işlemek amacı ile kurulan örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan verilen 3 nolu hüküm fıkrasında belirtilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
  • Sanıklar hakkında suç örgütü kurmak, yönetmek, suç örgütüne üye olmak, yardım etmek atılı suçlardan mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de; ihaleye fesat karıştırma suçlarından kurulan hükümlerin her bir ihale yönünden yukarıda ayrı ayrı bozma sebeplerinin belirtildiği ve bu suçların amaç suç niteliğinde olması karşısında, öncelikle amaç suç niteliğindeki ihaleye fesat karıştırma suçları yönünden bozma sebepleri doğrultusunda belirtilen eksikliklerin giderilmesinden sonra bu suçların sübutu halinde bir suç örgütünün, bu kapsamda sanıklar arasında hiyerarşik bir bağlantı, astlık, üstlük ilişkisi olup olmadığı gibi hususların tartışılması ve neticesine göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
  • 20- Şantaj suçundan sanıklar O. A., B. Ş., A. T., Y. Ü., M. Ö. ve G.  hakkında 19 nolu hüküm fıkrasında belirtilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
  • Olaydan dolayı şikayetçi dahi olmayan İ. T.'nin aşamalardaki tutarlı anlatımları, bu beyanlarla uyumlu bir kısım sanıkların ikrarları ve olayın başlangıcı ile gelişimi de dikkate alındığında bu suçtan iletişimin tespiti kararı bulunmamasına rağmen delil olarak kabul edilmesi sonuca etkili görülmediğinden yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
  • Ancak;
  • Sanıklar hakkında mahkemece verilen cezalarının örgüt mensubu kabul edilerek mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ise de; 19 nolu bozma sebeplerinde de belirtildiği gibi öncelikle amaç suç niteliğindeki ihaleye fesat karıştırma suçları yönünden suçların sübutu halinde bir suç örgütünün varlığının olup olmadığı, bu şekilde bir suç örgütünün varlığı kabul edildiği takdirde sanıkların bu örgüt içindeki konumları ve durumları belirlenip neticesine göre TCK 58/9 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme sonucu sanıklar hakkında söz konusu güvenlik tedbirine hükmedilmesi,
  • 21- Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek suçundan verilen 1 nolu hüküm fıkrasında, suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olmak suçundan verilen 2 nolu hüküm fıkrasında, suç işlemek amacı ile kurulan örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan verilen 3 nolu hüküm fıkrasında, ihaleye fesat karıştırma suçundan verilen 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 22 nolu hüküm fıkralarında, şantaj suçundan verilen 19 nolu hüküm fıkrasında, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen 20 nolu hüküm fıkrasında, özel belgede sahtecilik suçundan verilen 21 nolu hüküm fıkrasında, rüşvet almak ve vermek suçundan verilen 23 nolu hüküm fıkrasında belirtilen tüm mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak kabule göre de ;
  • - İhaleye fesat karıştırma suçundan hükümler kurulurken TCK'nın 235. maddesinin hangi fıkra ve bendinin uygulandığı gösterilmeyerek, şantaj suçundan hüküm kurulurken uygulanan kanun maddesinin TCK'nın 107/2 maddesi yerine aynı Kanunun 107/1 maddesi, sanık F. I.'ın hukuka aykırı davranışla ihaleye katılma yeterliliğine sahip kişilerin ihaleye katılmalarını engellediği kabul edildiği halde uygulanan kanun maddesinin gerekçeli kararda TCK'nın 235/2-c maddesi yerine aynı Kanunun 235/2-a maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK'nın 232/6 maddesine aykırı davranılması,
  • - Sanık A. Ç.'nin rüşvet vermek suçunu bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kez işlediği kabul edildiği halde yanılgılı değerlendirme sonucu TCK'nın 43/1. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
  • -İhalelere katılan sanıklar hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 17/a maddesi yollamasıyla anılan Yasanın 59/1. maddesi uyarınca yasaklama kararına hükmedilmemesi,
  • - Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
  • Suçları TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen kamu görevlileri olan sanıklardan M. Ç. hakkında 11 nolu hüküm fıkrasında, sanık M. A. hakkında ise 17 nolu hüküm fıkrasında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
  • -Yüklenen suçları TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen kamu görevlisi sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanması sırasında bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde sınırlı ve sanıkların isimleri belirtilmeden tereddüte neden olacak biçimde uygulama yapılması,
  • -Sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulan bütün suçlardan mahkemece verilen cezaların örgüt mensubu kabul edilerek mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ise de; 19 nolu bozma sebeplerinde de belirtildiği gibi öncelikle amaç suç niteliğindeki ihaleye fesat karıştırma suçları yönünden suçların sübutu halinde bir suç örgütünün varlığının olup olmadığı, bu şekilde bir suç örgütünün varlığı kabul edildiği takdirde sanıkların bu örgüt içindeki konumları ve durumları belirlenip neticesine göre TCK 58/9 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme sonucu söz konusu güvenlik tedbirine hükmedilmesi,
  • -21 nolu hüküm fıkrasının (e) bendinde TCK'nın 58/9 maddesi uygulanırken sanık A. Ç.'nin ismi yerine A. E.'ın isminin yazılması,
  • -Adli sicil kaydına göre mükerrir olduğu anlaşılan sanıklar O. K., N. T., A. K. ve F. I. hakkında TCK'nın 58/6-7 maddelerinin uygulanmaması,
  • - Sanıklar O. K., N.T., A. K. ve F. I.'ın adli sicil kaydında yer alan erteli mahkumiyet kararları yönünden ilgili mahkemelere ihbarda bulunulmaması, Kanuna aykırı, …”
5.CD. 2016/11199 Esas, 2017/617 Karar
  • “…5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2 maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müştekinin yapılan icra takibine ilişkin gayrimenkul ihalesi esnasında şüphelinin ihaleye katılanları engellediğine yönelik şikayeti üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda suçun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 345/b maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı, doğrudan şikayetin icra mahkemesine yapılması gerekeceği ve özel yargılama usulüne tabi olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ancak anılan Kanun maddesinde, “Bu Kanuna göre yapılan ihalelerde kendisine veya başkasına vaat olunan veya sağlanan yarar karşılığında artırmadan çekilen veya artırmaya katılmayan kimseye bir yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir” şeklindeki düzenlenen suçun bir menfaat karşılığında ihaleden çekilme suçu olduğu, oysaki ihaleye katılan A. K.'nun tanık olarak alınan beyanında, ihaleyi alan şüpheli H.D. ile dışarıda birşeyler konuşan 3 kişinin ihale başlayınca kendisini sözlü ve fiziki olarak rahatsız ettiklerini, bu kişilerin “bu mülk H. D.'in kendisi mağdurdur, bırak kendi malını kendi alsın” diyerek kendisini ihaleden çekilmeye zorladıklarını belirttiği, 05/10/2015 tarihli ihale esnasında yapılan görüntü kaydını içeren CD çözümünün de bu durumu doğruladığı anlaşılmakla, H. D. ile birlikte hareket eden diğer üç kişinin tespit edilerek, haklarında delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, söz konusu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 26/07/2016 gün ve 94660652-105-34-5220-2016-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
  • Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliğince verilen 14/03/2016 tarihli ve 2015/5235 değişik iş sayılı Kararın CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 22/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
5.CD. 07/02/2017 gün, 2013/17279 Esas, 2017/402 Karar
  • Telefon konuşmaları ile suçun sübutu,
  • “…TCK 235/2-d maddede tanımlanan ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşumu için ihale şartlarını ve fiyatı etkilemek amacıyla anlaşmanın yapılması suçun tamamlanması için yeterli olup, fiyatların etkilenip etkilenmemesi ve ihalenin tamamlanıp tamamlanmamasının önemli olmadığı,
  • Avcılar Belediyesinin 15/09/2010 tarihli, 16 firmanın doküman aldığı, 4 firmanın ise teklif sunduğu ancak ihale konusu bir kısım yolların plansız alanda kaldığı ve Büyükşehir Belediyesi tarafından planların onaylanması durumunda ihale konusu işin nevi ve miktarının değişeceği ve öngörülen tarihte bitirilemeyeceğinin anlaşılması gerekçesiyle idare tarafından iptaline karar verilen Kuzey Bölgesi Yol yapımı ve Onarımı ihalesine, sanıkların gizli anlaşmalar yapmak suretiyle fesat karıştırdıkları iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanıkların beraatlerine karar verilmiş ise de; usulüne uygun şekilde alınan iletişimin dinlenilmesi kararlarına istinaden tespit edilen mesaj ve telefon konuşmaları incelendiğinde; sanık Erhan tarafından 15/09/2010 tarihinde ihaleden önce sanık Ali'ye ''...18.100 oluyormu...'' şeklinde mesaj yazılması ve sanığın iş ve işlemlerini takip ettiği .. Ltd. Şirketi'nin ihaleye 18.100,988 TL teklif sunması; yine sanıklar Ali ile Mahmut arasında ihale sonrasında ihaleye katılan firma ve sundukları teklif bedellerine ilişkin yapılan 15/09/2010 tarihli konuşmada, sanık Ali'nin diğer sanığa ''...17.500 de Selim'e attırdım...'' şekindeki beyanı ve anılan ihaleye sanık Selim'in temsilcisi olduğu … İnşaat Şirketinin 17.518,253 TL teklif vermesi, bu itibarla sanıklar Erhan ve Selim'in sanık Ali ile birlikte ihale öncesinde yaptıkları söz konusu görüşmeler neticesinde belirledikleri teklif miktarlarını sunmak suretiyle gerçekleşen eylemleri ile sanık Dursun'un sanık Ali ile ihale öncesinde 14/09/2010 tarihinde yaptıkları ve söz konusu ihaleye yönelik işlemlere ilişkin konuşmada sanık Ali'nin ''...Son durumumu netleştirdim görüşmediğim tek adam sensin...'' deyip devamında da ''...atabileceğin şey nedir onu öğrenmek istiyorum, senle öyle konuşmak istiyorum...'' diye sorması üzerine, sanık Dursun'un ise ''...on dört - ondört buçuk o civarda...'' şeklindeki cevabına sanık Ali'nin ''...işimi görmez...'' diyerek karşılık vermesi ve bu şekilde sanıkların aralarındaki anlaşma doğrultusunda sanık Dursun'un yetkilisi olduğu ..İnşaat Tic. Ltd. Şirketi'nin şartname satın aldığı halde ihaleye teklif sunmayarak sanık Mahmut'un ise sanık Ali ile ihale öncesinde 13/09/2010 tarihinde yaptığı ihaleye ilişkin konuşmada Ali'nin ''...sen dosya aldın mı...'' sorusu üzerine ''...almadım işte senden haber bekliyorum...'' diyerek devamında ''...kaç atacağız peki...'' diye sorması Ali'nin de ''...on sekiz beşyüz atacaksın...'' diye söylemesi üzerine Mahmut'un atamayacağını belirttiği ve Ali'nin ''...atamayacaksan aldırma...'' diyerek sanık Mahmut'u yönlendirdiği, konuşma sonucunda .. Anonim Şirketinin yetkilisi olan sanık Mahmut'un ihale şartnamesi almadığı, bu şekilde sanıklar Dursun ve Mahmut'un ise ihaleye girmeme konusunda sanık Ali ile anlaşmaları doğrultusunda sanık Dursun'un teklif vermemesi, sanık Mahmut'un da şartname almaması şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 235/2-d maddesinde düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, sanıkların mahkumiyetleri yerine yanılgılı değerlendirmeyle beraatlerine karar verilmesi,…”
5.CD. 25/1/2017 gün, 2016/6338 Esas, 2017/301 Karar
  • “…İhaleye fesat karıştırma,7201 sayılı Tebligat Kanununa muhalefet, görevi kötüye kullanma, gerçeğe aykırı bilirkişi veya tercümanlık yapma ve güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheliler A. Ö. ve arkadaşları haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29/01/2014 tarihli ve 2012/57733 sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/04/2014 tarihli ve 2014/700 Değişik İş sayılı kararının;
  • Dosya kapsamına göre,
  • 1- Ticaret sicil memurları N. K. ve M. G. hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca soruşturma izni şartı gerçekleşmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına dair karar verilmiş ise de; şüphelilerin üzerine atılı suça ilişkin soruşturmanın genel hükümlere tabi olduğu, keza 4483 sayılı Kanunun 2/2 maddesi gereğince görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı tutulduğu nazara alındığında, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
  • 2-Şüpheli A. Ö.’in ifadesinde şirkete ziyaret amaçlı gittiğinde gelen tebligatları aldığını belirttiği, şüpheli A. Ö.’nın ifadesinde, şirkette şoför olarak çalıştığını ve tebligat almadığını belirtmesine rağmen alınan tebligatlarda isminin ve imzasının bulunduğu nazara alındığında, şüpheliler T. Ö., A. Ö. ve A. Ö.’in … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketine gönderilen tebligatları aldıkları, ancak dosyada anılan şüphelilerin tebligat tarihleri sırasında şirkette çalışıp çalışmadıkları ve tebligatı almakla görevli olup olmadıkları hususlarında araştırma yapılmadığı, şüphelilerin eyleminin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 55. maddesi kapsamında kalabileceği gibi, anılan tüm hususlar araştırıldıktan sonra, şüphelilerin durumunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 26/04/2016 gün ve 94660652-105-07-13766-2015-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
  • Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03/04/2014 tarihli ve 2014/700 Değişik İş sayılı Kararın CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, …”.
  • 5.CD. 16/1/2017 gün, 2017/278 Esas, 2017/123 Karar
  • Sahte ustalık belgesiyle ihaleye girme TCK m. 235/2 fıkrasında gösterilen hiçbir hükme uymaz.
  • “…Dairemizin 01/06/2012 günlü bozma kararında da belirtildiği üzere; sanığın kursa gitmeden, sınava girmeden, koşulları taşımadığı halde temin ettiği sahte ustalık belgesiyle ihaleye girmesi şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 235. maddesinin 2. fıkrasında sınırlı olarak sayılan eylemlerden hiçbirine uymadığı, sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü de kurulduğu gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, …”
  • 5.CD. 9/1/2017 gün, 2016/3077 Esas, 2017/5 Karar
  • Rayiç değerin piyasa fiyatının üzerinde belirlenmesi suretiyle ihaleye fesat karıştırma,
  • “…15/10/2012 tarihli bozma ilamımızda da belirtildiği gibi Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince düzenlenen 55/3-100/3 sayılı Tevdi Raporu, 55/4-100/4 ve 55/5-100/5 sayılı suç duyurusu raporları ile soruşturma aşamasında dosyaya sunulan 26/05/2006 tarihli bilirkişiler kurul raporu ile kovuşturma evresinde alınan 15/05/2008 ve 01/12/2008 tarihli bilirkişiler kurul raporları içeriğine göre, Sandıklı Devlet Hastanesinde açık ihale usulü ile 22/12/2004 tarihinde yapılan süt-yoğurt-yumurta alımlarına dair ihalede, alımı yapılacak malzemelerin piyasa fiyatlarının araştırılması sonucu düzenlenen sanığın da imzasının bulunduğu yaklaşık maliyet tespit cetvelinde alınacak malların fiyatlarının rayiç bedellerinin epeyce üzerinde belirlenmesi suretiyle ihaleye çıkarıldığı ve ihalenin yapıldığı tarihlerde söz konusu gıda maddeleri kendisinden ihalesiz doğrudan temin usulü ile çok daha ucuza alınan Aydın Ticaret Firmasına fahiş fiyatlarla verilmesi sonucunda Sandıklı Devlet Hastanesi Döner Sermayesinin zarara uğratılmış olması şeklinde gerçekleşen olayda, gerek yaklaşık maliyetin belirlenmesi gerekse de ihale komisyonu başkanı olarak ihalenin tüm aşamalarını tek başına yönlendirerek ihale ile ilgili evrakları imzalayıp, haklarında düşme kararı verilen diğer ihale komisyonu üyelerinin de imzalamasını sağlayan sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 205 nci maddesinde düzenlenen Devlet alım satımına fesat karıştırma suçunu, 5237 sayılı TCK'nın ise 204/2, 43, 158/1-e, 43. madde ve fıkralarında düzenlenen zincirleme şekilde sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu, 5237 sayılı TCK'nın 7 ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin uyduğu kabul edilen 5237 ve 765 sayılı Yasaların ilgili tüm hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanmak suretiyle cezaların karşılaştırılması ve sonucuna göre lehe kanunun belirlenmesi gerekirken suç vasfında da yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,..”
  • ***5.CD. 29/12/2016 gün, 2014/7270 Esas, 2016/9995 Kararla onaylanan Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi, 1/2/2012 gün, 2011/66 Esas, 2012/23 Karar
  • DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, KABUL VE GEREKÇE :
  • Tüm dosya kapsamı, sanıkların savunmaları, ihale dosyası, bilirkişi raporu bir bütün halinde incelendiğinde ;
  • Seydişehir Belediye Başkanlığının 25/07/2006 günü gerçekleştirilen " atıkların toplanması, cadde ve sokakların süpürülmesi, konteynırların yıkanması " işine ilişkin ihaleye katılan Çağrı TEM. İNŞ. MET. OTO. GIDA. LTD.ŞTİ'nin teklifinde bulunması gereken standart formlarında " ihalenin ( üzerinde/üzerimizde) kalması halinde sözleşmenin imzalanmasından önce" ibaresinden sonra yer alması gereken " ihale tarihi itibariyle" ibaresinin eksik olduğundan bahisle ihale dışı bırakılmasının ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturduğundan bahisle kamu davası açılmış ise de , sanıkların ihale dışı bırakma kararını belediyenin hukuk işlerinden görüş alarak gerçekleştirdikleri, dosyamızdaki o yıllara ait kamu ihale kurumu kararları dikkate alındığında kamu ihale kararlarının da yapılan işlem doğrultusunda olduğu, kaldı ki bu suçun olaşabilmesi için hile unsurunun anılan işlemde oluşmadığı, yapılan eylemlerin dosya içerisinde açıkça görüldüğü, hileli bir hareketin bulunmadığı anlaşıldığından ihaleye fesat karıştırma suçunun unsurlarının oluşmadığı, her ne kadar iddia makamı esas hakkındaki mütalaasında diğer ihaleye teklif veren ..Temizlik ve .. şirketleri grubunun tekliflerinde de Çağrı isimli şirketin teklifinde olduğu şekli ile anılan ibarenin bulunmadığı, bu suretle onları ihaleye kabul edip, en düşük teklifi veren Çağrı isimli şirketin ihaleye alınmayarak ihalenin daha yüksek miktar ile kabulünün zarar koşulunu oluşturduğu, bu sebeple görevi kötüye kullanma suçundan sanıkların cezalandırılmasını talep etmiş ise de, kamu ihale kurumunun ihale tarihinden önce vermiş olduğu kararlarda anılan ibarenin olmadığı tekliflerin kabul edilemeyeceğini karara bağlaması karşısında çağrı isimli şirketin ihaleye alınmasının mümkün olmadığı, her ne kadar diğer iki şirketin de tekliflerinde anılan eksik bulunsa da bu şirketin ihale dışı bırakılmalarının veya ihaleye kabul edilmiş olmalarının ihale sonucunu değiştirmeyeceği, bu iki şirketin de anılan eksiklik nedeniyle ihaleye kabul edilmese dahi ihalenin Şafak isimli şirkete verileceği, bu anlamda aynı durumdaki farklı şirketlere aynı durumda farklı işlem yapılmış ise de kamu ihale kurumunun dosyada mevcut kararları doğrultusunda bu ibarenin eksik olduğu tüm teklifleri kabul edilmese dahi durumun değişmeyeceği, ayrıca çağrı firması ihaleye kabul edilmiş olsa dahi teklif ettikleri bedelin düşük ve inandırıcılıktan yoksun bulunarak reddedilme ihtimali bulunduğundan kamunun ispat edilmiş, kesin bir zararının olmadığı, zarar olarak gösterilen çağrı firması ile ihaleyi kazanan firmanın teklifleri arasındaki farka tekabül eden 516.000 TL'nin gerçekleşmiş bir zarar değil, muhtemel bir zarar olduğu, bu anlamda zarar koşulunun oluşmadığının anlaşılması karşısında ihaleye fesat karıştırma suçu açısından hile unsurunun gerçekleşmediği, yine görevi kötüye kullanma suçu açısından ise zarar unsurunun oluşmadığı anlaşıldığından sanıkların beraatlarına karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
  • 5.CD. 26/12/2016 gün, 2015/10825 Esas, 2016/9922 Karar
  • Şirketlerin ihale öncesinde anlaşarak ihale kalacak firmayı belirlemeleri,
  • “…Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü'nde 01/04/2008 tarihinde yapılan yol yapım ihalesinden önce Alagözler firması ile Arslanlar firmasının yetkilileri olan sanıkların aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinden ihaleyi Alagözler firmasının kazanmasını temin için tekliflerin ayarlanması konusunda anlaşmaya vardıkları, yapılan anlaşma uyarınca ihaleyi Alagözler firmasının aldığı, sanıkların ihalelerin hangi firma üzerinde kalacağına dair telefon görüşme içerikleriyle uyumlu olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına konu olan 29/04/2008 tarihli ihaleyi Yılmaz Madencilik firmasının, 02/05/2008 tarihli ihaleyi ise Arslanlar firmasının kazandığı, iletişim tespit tutanakları içeriğinden sanıkların ihale öncesi aralarında anlaşarak ihaleye katılacak ve kazanacak kişi ya da firmayı belirlediklerinin anlaşıldığı, ihale belgelerine göre ihalede isteklilerin teklif ettiği bedellerin idarenin tespit ettiği yaklaşık maliyet tutarından daha düşük olduğu, ihaleyi yapan Karayolları Genel Müdürlüğü 15. Bölge Müdürlüğünün dosya kapsamındaki yazısında kurumlarının zarara uğramadığının bildirildiği, bu durumda sanıkların eylemlerinin sonucu olarak ilgili kamu kurumu açısından açık bir zararın meydana geldiğinden söz edilemeyeceği ve kuşkulu kaldığı gözetilmeden sanıkların 6459 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 235/3-b maddesi yerine aynı Yasanın 235/1. maddesine göre uygulama yapılması neticesinde fazla ceza tayini,
  • Sanıklar hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 17/a maddesi yollamasıyla anılan Yasanın 59/1. maddesi uyarınca yasaklama kararına hükmedilmemesi,…”
  • 5.CD. 19/12/2016 gün, 2014/12260 Esas, 2016/9738 Karar
  • “…TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın "a" ve "b" bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili görevlilerin, "d" bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 235/2-(a-2) maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında, kamu görevlileri hakkında açılmış bir kamu davası bulunmaması, faili bulunmayan suça şerikliğin mümkün olmaması ve suça konu sahte belgelerin ihale yetkilisine verilmesi eylemiyle ilgili olarak özel belgede sahtecilik suçundan ayrıca hüküm kurulduğu da gözetilerek unsurları oluşmayan atılı ihaleye fesat karıştırma suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği halde yanılgılı değerlendirmeyle mahkumiyet hükmü tesisi,…”
  • ***5.CD. 21/11/2016 gün, 2016/6766 Esas, 2016/9084 Kararla onaylanan, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi 29/3/2016 gün, 2014/177 Esas, 2016/138 Karar
  • DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
  • Dava konusu eylem sanık O. G.'ın kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmasıdır.
  • Dosyadaki beyan ve delillerin kıymetlendirilip öncelikle maddi olayı saptamak gerekecektir.
  • İddia, savunma, bilirkişi raporları, Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulunun 24/06/2009 tarihli raporu, Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/51 esas sayılı dosyası ve dosyadaki deliller kül olarak değerlendirildiğinde, suç tarihi öncesinde .. Ltd. Şti.'nin ortağı ve temsile yetkili müdürü olan sanık O. G. hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 22/01/2010 tarihli iddianamesiyle Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinde ihaleye fesat karıştırmak suçundan kamu davası açıldığı, 4734 sayılı Kanunun 59/2. maddesi uyarınca kamu ihalelerine katılması bu nedenle yasak olan sanığın, yasaklamayı resmi yolla öğrenmeden kısa bir süre önce 04/02/2010 tarihinde diğer ortaklarıyla birlikte şirketin idari yapısında değişikliğe giderek şirket hissedarı olmayan A. S.'nu dışarıdan şirket müdürü olarak tayin ettikleri, 08/03/2010 tarihinde düzenlenecek olan İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Malzemeli Yemek Pişirme ve Dağıtım Hizmetleri İhalesine katılmak üzere sanığın ortağı olduğu ... Ltd. Şti. arasında bu ihaleye münhasıran olmak üzere tarihsiz iş ortaklığı sözleşmesi imzalandığı, sözleşme içeriğine göre işin üzerlerinde kalması halinde sözleşmenin tüm ortaklarca müştereken imza edileceği, yükümlülüklerin yerine getirilmesinden birlikte sorumlu olunacağının hükme bağlandığı, … şirketinin ortaklık hissesinin % 1, Temaş'ın ise % 99 olarak gösterildiği, ihalenin en avantajlı teklifi veren bir başka firma üzerinde kaldığı, yargılama sırasında grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından yapılan incelemede ihale komisyonuna sunulan teklif mektubu üzerindeki imzanın sanığa ait olmadığının saptandığı,ayrıca sanığın ihale tarihinde şirketi temsile yetkili olmadığının anlaşıldığından bahisle sanık hakkında kamu davası açıldığı ve olayın bu şekilde oluştuğu vicdani kanaatine varılmıştır.
  • Olayın mahkememizce kabul edilen iş bu oluş şekline göre sanığın eyleminin hukuki açıdan vasıflandırılması gerekecektir.
  • 5237 sayılı TCK nun 235. maddesinde düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçu 765 Sayılı TCK un 205,366 ve 368. maddelerinin karşılığı olup, yine düzenlemede suçun unsurları önemli ölçüde değiştirilmiş ve uygulama alanı genişletilmiştir. Bu suçun maddi unsurunun kamu kurum ve kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alımları veya satımlarına yada kiralamalara ilişkin yapım ihalelerine fesat karıştırma oluşturmaktadır.
  • Fesat sözcüğü “bozukluk, çürüklük, yolsuzluk, karışıklık, nifak, hile, sakatlık, irade sakatlayan haller” anlamlarına gelmektedir, suç ihaleye fesat karıştırmakla oluşur.
  • Hangi hareketlerin ihaleye fesat karıştırma niteliğinde olduğu maddenin ikinci fıkrasında tek tek sayılmıştır. Buna göre, 5237 sayılı TCK'nın 235. maddesinin 2. fıkranın “a” ve “b”bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “d” bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmamaktadır.TCK'nın 235/2-(a-2) maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri, faili bulunmayan bir suça iştirakinde söz konusu olamayacağı aşikardır.
  • Bu açıklamalar sonrası somut olaya bakıldığında,dava konusu olayda ihale sürecinde görev alan görevliler hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/83198 sayılı soruşturma üzerinden yapılan soruşturma sonucunda suçun işlenmediği ve kamu zararının bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın kesinleştiği, bu haliyle yargılama konusu olayda suçun asli faili olan kamu görevlileri için kovuşturma olanağının bulunmaması karşısında asli faili olmayan bir suçun 5237 sayılı TCK.nun 40/2-son maddesinde belirtildiği üzere azmettireni ve iştirak edeni de olamayacağından müsnet suçun sanık O. G. tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.”
  • 5.CD. 17/11/2016 gün, 2014/2575 Esas, 2016/9071 Karar
  • Kamu görevlileri hakkında açılmış kamu davası bulunmaması,
  • “…Ltd. Şirketini temsil yetkisi olan sanık N. M.'in ihale tarihinden önceki bir tarihte Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/206 Esas sayılı dosyası kapsamında ihaleye fesat karıştırma suçundan yargılandığı halde suça konu ihaleye girdiğinden bahisle hükümlülüklerine karar verilmiş ise de, TCK'nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın "a" ve "b" bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili görevlilerin, "d" bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan, bu sebeple dolaylı failliğe elverişli bulunmayan ve TCK'nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görevli kişiler tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçunun ihaleye teklif veren sanıklar tarafından işlenemeyeceği ve bu suçun faili olamayacakları dikkate alındığında, kamu görevlileri hakkında açılmış bir kamu davası bulunmaması, faili bulunmayan suça şerikliğin mümkün olmaması nedeniyle unsurları oluşmayan atılı ihaleye fesat karıştırma suçundan sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği halde yanılgılı değerlendirmeyle mahkumiyet hükmü tesisi,…”
  • 5.CD. 5/11/2016 gün, 2014/10359 Esas, 2016/8886 Karar
  • “…234/1-b maddesi gereğince kovuşturma evresinde sahip oldukları davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmeleri için Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının duruşmadan haberdar edilmeleri gerektiği, diğer yandan aynı Kanunun 260/1. maddesine göre kamu davasından haberdar edilmemiş bulunup da katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olanların kanun yollarına başvurma haklarının bulunduğu gözetilerek hükmün bildirilmesinin gerektiği, ancak dosyada Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının duruşmadan haberdar edildiğine ve temyiz hakkını kullanabilmeleri için hükmün tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmadığının anlaşılması karşısında; davanın adı geçen Bakanlıklara haber verildiğini ve hükmün tebliğ edildiğini gösteren bilgi ve belgeler var ise dosyasına eklenmesi, aksi halde anılan tebligat noksanlıklarının giderilerek tebellüğ belgelerinin ve verildiği takdirde temyiz ve cevap dilekçelerinin eklenmesinden, hükmün temyiz edilmesi halinde ise bu konuda ek tebliğname düzenlendikten sonra iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 10/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
  • 5.CD. 2014/1087 Esas, 2016/8505 Karar
  • İhale şartlarını taşımayan firmaya ihale verilmesi,
  • Şartnameye göre şartnamede marka belirtilmemesinin gerekmesi,
  • “…Çankaya Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğünün 01/11/2007 tarihli yazısına istinaden Larvasit Ürün alımı için “Olur” alınarak ihale onay belgesinin düzenlendiği, yaklaşık maliyetin tespit edildiği, idari şartnamenin hazırlandığı, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19. maddesine göre Açık İhale Usulü ile ihaleye çıkıldığı, ihale komisyonunun belirlendiği, 17/12/2007 tarihinde yapılan ihaleye 2 firmanın teklif verdiği, bunlardan Mikrotek ilaç ve ilaçlama firmasının teklifi ekinde ihaleye katılım için gerekli belgelerin noksan olduğu gerekçesi ile ihale dışı bırakıldığı, diğer firma olan Alfa Çevre Sağlığı Danışmanlık Paz. ve Taah. ve Tic. firmasına işin 307.500.00- YTL ihale bedeli üzerinden ihalesine karar verildiği, 07/01/2008 tarihinde sözleşme imzalandığı, 01/11/2007 tarihli başkanlık “olur” una ekli idari şartnamenin başlığında ve metninde ihale komisyonunun görevlendirilmesine ilişkin 20/11/2007 tarih ve 2408 sayılı yazı ile yaklaşık maliyet tespit tutanağında 1000 kg ICON 10 CS ve 1000 kg vectolex WDG ilaç alımının yapılacağının belirtildiği ancak alım konusunun “Larvasit ürün” olması sebebiyle 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 12/2. maddesi, Mal Alımları İhaleleri Yönetmeliğinin 17/2. maddesine göre marka belirtilmesinin yasak olduğu, yine İdari şartnamenin 7.2.2. maddesinin (b) fıkrasında, isteklinin bilançosundaki öz kaynak oranının (Öz kaynaklar/toplam aktif) en az 0,10 olması gerektiğinin belirtildiği, Alfa firmasının bilançosuna göre öz kaynaklar toplamı 42.027,37 aktif varlıklar toplamının ise 435.412.36 olduğu, bu rakamlara göre özkaynaklar oranı = 42.027.37/435.412.36 = 0,096 olarak bulunduğunda Alfa firmasının idari şartnamenin 7.2.2. maddesinin (b) fıkrasına göre ihaleye katılamayacak durumda olmasına rağmen ihale komisyonu tarafından 0,096 rakamının 0,10 şeklinde yuvarlandığı, bu suretle ihale komisyonu başkan ve üyeleri olan F. A., C. E., D. N. A., Y. D. A., B. K. ile ihaleyi onaylayan O. F. K.’un ICON 10 CS ve Vektolex WDG ibarelerinin ilaç markası olması sebebiyle 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 12/2. maddesinde, şartnamede marka belirtilmesinin yasak olmasına rağmen, markanın şartnamede yer almasını, ayrıca ihaleyi kazanan Alfa Çevre Sağlığı firmasının öz kaynaklarının toplamının en az 0.10 olması gerekirken, bu oranı sağlayamayan Alfa Çevre Sağlığı firmasının ihaleye katılma şartlarını taşımaması sebebiyle ihale dışı bırakılması gerekirken ihalenin bu firmaya verilmesini sağladıkları anlaşılan olayda; sanıkların eylemlerinin TCK'nın 235/2.a (2) maddesinde tanımlanan ihaleye fesat karıştırma suçunu tüm unsurlarıyla oluşturduğu gözetilmeden mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme sonucu beraatlerine hükmedilmesi,…”
  • 5.CD. 21/6/2016 gün, 2014/8897 Esas, 2016/6541 Karar
  • Azmettirme ile ihaleye fesat karıştırma,
  • “…07/10/2005 tarihinde yapılan ihale öncesinde, ihale komisyonu üyesi olan sanık S. T.'ın azmettirmesi sonucu, ihalenin sanık İ. G.'nun yetkilisi olduğu İm-Ar inşaat firmasında kalması hususunda sanıklar arasında anlaşmanın gerçekleştiği, ihalenin bu anlaşma doğrultusunda sonuçlandığı ve usulüne uygun olarak verilen mahkeme kararına dayalı dinleme kayıtlarının ihale sonucu ile örtüştüğü anlaşılmakla; adı geçen sanıkların atılı suçtan mahkumiyeti yerine yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi, Kanuna aykırı,…”







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK