4 Temmuz 2020 Cumartesi

USUL VE ADAP ÖĞREN BİRAZ


Ankara Barosu Başkanlığına
Ankara

Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi ... Esas sayılı çekişmeli boşanma davasında davalı olarak yer almaktayım.
Boşanma tarafının karşı tarafı olan şahıs ve ailesi hakkında evde bulunmadığım sırada eşyalarımın bir kısmının götürülmesi nedeniyle suç duyurusunda bulundum buna rağmen karşı taraf eşyanın iadesi konusunda dava açtı.
Emniyet lojmanlarının bekçisinin dinlenmesi ve görüntü kayıtlarının incelenmesini talep ettim. Ceza soruşturması sırasında bunların inceleneceğini umut ediyorum.
Ancak eşyaların iadesine ilişkin karşı tarafın açmış olduğu dava sırasında ilgililerin vekili olduğunu beyan eden kişi tarafından göstermiş olduğum emniyet lojmanları bekçisinin;
*Ağır ceza avukatı olduğunu beyan ederek,
*Tanığın benim tarafımdan ayarlandığı yönünde beyanda bulunmaya ima ederek ya da zorlayarak,
*Bu işi ücret karşılığı olmaksızın yaptığını beyanla ve muhtemelen bekçinin haricen de başka türlü de korkutulması suretiyle 02/07/2020 tarihinde ifadesinin alındığını öğrendim ve ilgili hakkında TCK m. 277/1 fıkrası gereğince suç duyurusunda bulundum.
6100 sayılı HMK m. 262’de tanığın dinlenmesi sırasında yasak davranışlar belirtilmiştir. Buna göre;
MADDE 262- (1) Tarafların, tanığın sözünü kesmeleri, söz veya hareketle onu övmeleri veya tahkir etmeleri yasaktır. Buna aykırı davranan taraf veya vekili, hâkimin uyarısına rağmen davranışını devam ettirecek olursa, 79 veya 151 inci maddeler uyarınca işlem yapılır.
Tanık yönlendirilerek, sözü kesilerek ya da korkutulmaya çalışılarak beyanı alınamaz. Tanığımın bana sonradan bildirdiğine göre ifadesinin alınması sırasında ilgili vekil tarafından beyanlarına sıklıkla müdahale edilmiş, özgürce ifade vermesi engellenmeye çalışılmış, yönlendirmeli ifadesi alınmıştır.
Ayrıca belirtilen yer polis lojmanıdır. Güvenlik kamera kayıtları araştırılarak olayın gerçekliği bulunabilir. Tanık üzerinde baskı kurulması ve avukatlık mesleği ile ilgisi olmayan ibareler kullanılması mesleki etik ilkelere aykırı olduğu gibi avukatlıkla ilgili disiplin hükümlerine de aykırıdır.
Bilindiği üzere Türk hukukunda “ağır ceza avukatlığı” diye bir meslek bulunmadığı gibi işi ücret karşılığı yapmadığını belirtmek 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümleri gereğince disiplin hükümlerinin uygulanmasını gerektirmektedir.
Doğru ise durum vahim, yalansa daha vahimdir. Her iki halde de disiplin yaptırımlarının uygulanması gerekmektedir.
Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK