15 Ekim 2020 Perşembe

İCRA CEZA VE TEBLİGAT SORUNLARI

   ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
            11. CEZA DAİRESİ                                                         TÜRK MİLLETİ ADINA
                                                                                                                    İSTİNAF KARARI
Esas No : 2019/2217  
Karar No : 2020/2542


İlk derece mahkemesi hükmüne karşı istinaf yoluna başvurulmakla; başvurunun süresi, başvuranın hakkı, kararın niteliği ve karar tarihine göre dosya görüşüldü:
İstinaf başvurusunun reddi sebepleri bulunmadığından, işin esasına geçildi.
Hak arama hürriyetini düzenleyen Anayasanın 36. maddesi ile adil yargılanma hakkını düzenleyen AİHS'nin 6/3. maddesi uyarınca, her sanığın kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilme hakkına sahip bulunduğu, keza 5271 sayılı CMK'nın 176/1. maddesinde de iddianamenin çağrı kağıdı ile birlikte sanığa tebliğ edileceğinin hükme bağlandığı, bu yönüyle icra ceza mahkemelerinde iddianame yerine geçen şikayet (dava) dilekçesinin sanığa tebliğinin zorunlu olduğu,
5941 Sayılı Çek Kanununun 6728 Sayılı Kanun ile değişik 5/1 maddesine göre; çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan dolayı açılan davaların icra mahkemesinde görüleceği ve bu davalar hakkında İİK'nun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353. maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı,
Bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; müşteki vekili tarafından şikayet dilekçesi ile sanığın adresinin bildirildiği, ilk derece mahkemesince müşteki vekilinin  bildirdiği sanığın adresine, duruşma gün ve saatinin bildirilmesi için tebligat çıkarıldığı, çıkarılan tebligatın sanığın adresinde tanınmadığından bahisle bila tebliğ iade geldiği, mahkemece bu defa tebligatın üzerine, sanığın Mernis adresi olduğu şerhi de eklenerek Mernis adresine tebligat çıkarıldığı, çıkarılan tebligatın sanığın adres kayıt sistemindeki adresi olması nedeniyle mahalle muhtarına Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, Tebligat Kanunu'nda 11/01/2011 tarih ve 6099 Sayılı kanunla yapılan değişiklikler de dikkate alınmak suretiyle, aynı kanunun 10 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesi gereğince sanığa yapılacak tebligatın öncelikle sanığın tespit edilecek bilinen adreslerine yapılması gerektiği, bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınacağı, buna göre, sanığa gelmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam olunacağı uyarısını taşıyan şikayet dilekçesi ekli çağrı kağıdının, öncelikle müşteki tarafından bildirilen adrese, bu adreste tebligat yapılamaması yada müşteki tarafından sanığın adresinin bildirilmemesi halinde sanığın çek hesabı açtırırken bankaya bildirdiği adrese gönderilmesi, bu halde de tebligat yapılamaması halinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu' nun 21. maddesine göre mernis adresine tebligat yapılmasının gerekli olduğu, aksine uygulamanın sanığın savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı, somut olayda ilk derece mahkemesince bankanın yazı cevabında sanığın çek hesabı açtırırken bildirilen adresine tebligat yapılmaksızın, sanığın doğrudan mernis adresine yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle, duruşmada hazır bulunma hakkı usulünce sağlanmadan CMK'nın 289/1-e maddesine aykırı olarak, kanunen hazır bulunması gereken sanığın yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği,
Kabule göre de;
Suç adı "Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" olduğu halde suç adının gerekçeli karar başlığında "Tüzel kişi sorumlusunun Karşılıksız Çek Düzenlemesi" olarak gösterilmesi,
5941 Sayılı Çek Kanununun 6/1-2 maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün kesinleşmesinden önce, karşılıksız kalan çek bedelinin ödenmesi halinde veya müştekinin şikayetten vazgeçmesi durumunda davanın düşürülmesine, ödemenin veya şikayetten vazgeçmenin hükmün kesinleşmesinden sonra gerçekleşmesi halinde hükmün bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasına karar verileceğinin ihtar edilmesine şeklinde yazılıp temerrüt faizine değinmeyerek yasal ihtarata aykırı yazılması,
Hususları hukuka aykırı olup, bu nedenle istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafisinin istinaf nedenleri yerinde görülmekle,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-e ve 289/1-e maddeleri gereğince HÜKMÜN BOZULMASINA, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 284/1 ve 286/1 maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2020

Belirtilen karar, İİK m. 354'te icra ceza mahkemelerindeki tahkikata ilişkin, Şikayetçi dilekçe veya beyanında gösterilmiş olduğu delillerle bağlıdır. hükmüne aykırı.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK