CEVAP DÜZELEMEZ.
Adana BAM 10.CD.’nin 31/12/2018
gün, 2015/1016 Esas, 2018/6 sayılı kararının, 20/08/2015 tarihinde işlendiği
ileri sürülen kaçakçılık suçuna ilişkin Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin
09/01/2018 gün 2015/1016 Esas, 2018/6 sayılı kararına ilişkin olup, dosyanın
yine ikinci kez imza eksikliği nedeniyle mahkemesine iade edildiği
anlaşılmaktadır.[1]Bu
dosyanın Adana 11. CD’nin, 13/11/2020 gün, 2020/2618 Esas, 2020/3118 sayılı
kararıyla kanun değişikliği nedeniyle yine mahkemesine iade edildiği, üstelik
kararın da uyarlama niteliği taşıdığı gerekçesiyle ancak itiraz yoluna tabi
olacağı gerekçesiyle iade edildiği anlaşılmaktadır.[2]Ancak henüz kesinleşmemiş
dosyada uyarlama yargılaması değil, lehe-aleyhe kanun değerlendirmesi
yapılabilir ve bu karar yine istinafa tabi olmaya devam eder. Çünkü 5275 sayılı
CGTİHK m. 98 mahkumiyet hükmünün yorumunda duraksama ya da sonradan yürürlüğe giren
kanun göre TCK m. 7 kapsamında değerlendirmeden ve m. 101 ise hükmün infazından
bahsetmektedir. Başka bir anlatımla 5275 sayılı CGTİHK m. 98-101 sadece
kesinleşmiş ve hüküm niteliği taşıyan ilamlar yönünden uygulanabilir ki, hükmün
bu nedenle ilk derece mahkemesine gönderilmesi de hatalıdır.
[1] “Dosyanın
27/04/2018 Tarih, 2018/994 Esas - 2018/1135 Karar sayılı ilamımız ile imza
eksikliği giderilmek üzere tevdi edildiği, imza eksikliğinin giderildiğine dair
tutanak tanzim edilerek dosyanın tekrar dairemize gönderildiği, dosyanın
incelenmesi neticesinde söz konusu eksikliğin giderilmediği anlaşılmış olup,
CMK.nın 219/1. maddesi gereğince 6. celseye
ilişkin duruşma tutanağında ki zabıt katibi imza eksikliğinin giderilerek
CMK.nın 278/1. maddesi gereğince dosyanın dairemize yeniden gönderilmesi amacıyla,
esas yönünden incelenmeksizin, dosyanın mahkemesine iadesine 31/12/2018 tarihinde oy birliğiyle kesin
olarak karar verildi.”
[2] “…Hükümlü hakkında
kaçakçılık suçundan kurulan 09/01/2018 tarihli, 2015/1016 Esas 2018/6 Karar
sayılı hükmün kesinleşmesinden sonra, infaz aşamasında 15/04/2020 tarihli Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607
sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın
değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif
olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin
lehe hükümler içermesi, yine aynı Kanunun 62.maddesi ile değiştirilen 5607
sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca etkinlik
pişmanlık uygulamasının sanığa ihtar edilmesi zorunluluğu ile kovuşturma
evresinde de uygulanmasının olanaklı hale gelmesi karşısında, Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından uyarlama yapılması talebi üzerine, ilk derece mahkemesi
tarafından dosya yeniden ele alınarak, uyarlama yargılaması sonunda yeniden
mahkumiyet kararı verildiği, hükme karşı katılan kurum vekili tarafından
istinaf başvurusunda bulunulduğu görülmüştür.
Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel
Kurulunun 17/05/2011 gün, 66-96 sayılı kararında da açıklandığı üzere,
01/06/2005 tarihinden sonra gerçekleştirilen kanun değişiklikleri nedeniyle
uyarlama yargılamasının tabi olacağı ilkelerin 5252 sayılı Kanun'un 9.
maddesine göre değil, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanun'un 98 ilâ 101. maddelerine göre belirlenmesi gerektiği, uyarlama
yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı başvurulabilecek kanun yolunun
ise 5275 sayılı Kanun'un 101/3. maddesi uyarınca itiraz kanun yolu olduğu ve bu
tür kararların istinafının mümkün olmadığı dikkate alınarak, Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 264. maddesine göre de kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde
yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, katılan kurum vekilinin
dilekçesi itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazın merciince incelenmesi için
dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, oybirliği ile karar verildi.
13/11/2020”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder