26 Aralık 2021 Pazar

FRANSIZCAYA NASIL BAŞLADIM?

 S.Ü. Turizm ve Otelcilik öğrencisiydim. Bu okulu bırakmam çok defa söylenmişti. En nihayetinde Şırnak'tan Konya'ya gelebilmek için tercih ettiğim bir okuldu. Ancak ben bırakmadım. 

Bu okulun ikinci sınıfı yaz dönemiydi. Aynı zamanda sağlık ocağında da çalışmaya devam ediyordum. 

 Şimdilerde biraz daha modifiye edildiğini sosyal medyadan gördüğüm rampalı çarşıda dolaşırken, Fransızca, Almanca ve Arapça hazırlık kitapları görmüştüm. Fransızca ve Almanca, Fono Resimlerle Kendi Kendine konulu kitap Fransızca Eğlenceli Yazılar (Mukaddes Or), Ortaokul 2. Sınıf Fransızca Yardımcı Ders Kitabı Baha Öngel, Fono Fransızca Seviye 1,2,3 kitaplar, Almancalar Tahsin Abdi Gökşingil, Hacılar için Arapça. 

O yaz döneminden başlayarak her yaz döneminde ve bu kitapları defalarca elden geçirdim. Arapça'yı sonradan kaybettim. Ama Fransızca ve Almanca kitaplarını her sene gözden geçirmeye çalıştım. 

Okulların yaz dönemleri yabancı dil çalışmak demekti. Hukuk Fakültesi yıllarında dahi yaz dönemlerinde bine yakın sözcüğü on defa kadar yazarak tekrar eder, yeni sözcük dağarcıkları kazanmaya çalışırdım. Ama diğer dillerde sadece daha önce bitirdiklerimi tekrar ederek devam eden bir sistem kurmuştum. En nihayetinde unutmaktan korkuyordum. 

İlk öğrendiğim Fransızca Eğlenceli Yazılar'dan Paul Verlaine'ın Le ciel est par dessus le toi diye başlayan şiiriydi: 

Le ciel est, par-dessus le toit,
Si bleu, si calme!
Un arbre, par-dessus le toit,
Berce sa palme.


La cloche, dans
 le ciel qu'on voit,
Doucement tinte.
Un oiseau sur l'arbre qu'on voit,
Chante sa plainte.

Mon Dieu, mon Dieu, la vie est là
Simple et tranquille.
Cette paisible rumeur-là
Vient de la ville.

- Qu'as-tu fait, ô toi que voilà
Pleurant sans cesse,
Dis,
 qu'as-tu fait, toi que voilà,
De ta jeunesse ?

Hem fono hem de eğlenceli yazılar telaffuzu o kadar iyi öğrenmemi sağlamıştı ki yeni bir sözcükle karşılaştığımda telaffuzunu yapabiliyor, duyduğum bir sözcüğün yazılışını tahmin edebiliyordum. 

İngilizce'den 2006 Kasım KPDS'den 79 alınca Fransızca'dan çalışma kitabı almaya karar verdim. İngilizce ve Almanca'dan bolca kaynak bulmak mümkünken Fransızca kaynak bulmak çok ama çok zordu. İki tane kadar KPDS çalışma kitabı aldım. Bu arada Fransızca deyimleri hakimlik stajım sırasında almış ve onu da her yaz tekrar edilmesi gereken kitapların arasına sokmuştum. 

Bizim İngilizce'de ortaokul yıllarında gördüğümüz sıfat ve zarflar, Fransızca'da telaffuz ve bir kaç harf ya da hece eklenmesiyle advanced seviye olarak gösteriliyordu. 

Zamanlar, İngilizce'deki gibi karışık değildi. 

Dilimizde Fransızca kökenli çok sayıda sözcük vardı. 

1800 kadar sözcük yazarak ve yine on kez aktarmak suretiyle ezberledim. 

Girdiğim ilk Fransızca KPDS sınavında (2007 Mayıs) 56 almıştım. Daha yüksek alabilirdim. O yıllarda Fransızca'dan KPDS sınavına giren de pek fazla yoktu zaten. 

Sonrasında Almanca'ya başladım. 


Dil öğrenmede hedefin doğru belirlenmesi lazım. Benim hedefim hiçbir zaman sadece konuşmak olmadı. Akademik düzeyde çeviri yapabilmeliydim. 

Hakimlik stajı sırasında Fransız kültür merkezine gitmiştik bir kaç arkadaşla. Hakim adaylarına ücretsiz Fransızca kursu veriliyor mu diye. Orada Fransız elemanın tavrı o kadar iticiydi ki bir daha Fransızca'ya yaklaşasanız dahi gelmez. 

TODAİ için Ankara'da bulunduğum yıllarda buraya gelmişken elçiliğin Fransız Kültür Merkezi olanaklarından yararlanalım diye Eğitim Şube Müdürlüğüne gittik. Daha önce bu amaçla gönderdiğim dilekçe dahi kaybolmuştu. Yeniden dilekçe yazdım ve elden verdim. Fransız kültür merkezi, daha önce benzer amaçla başlatılan kursların pek ciddiye alınmaması nedeniyle ücretli hale getirmiş(!). Ücretini karşılayacağımı da söyledim. Ama bir tam yıl boyunca ne arayan ne soran oldu. Daha sonra eşi Ankara adliyesinde çalışan bir arkadaşım, adliyede çalışan hakim ve savcılar için Fransız Kültür Merkezinin ücretsiz kursa davet yazısının paylaşıldığını iletti. 

Uzun lafın kısası, dil öğrenmek güzel. Herşeye ve bütün engellere ve engellemelere rağmen çok iddialı bir iş. Benimkisi gibi adı iddialı ama kalitesi düşük bir liseden gelerek yabancı dil öğrenmek ise oldukça güç. Hele hele bu mesleki yoğunlukta. 

Kitap-makale işlerine girmeseydim, büyük ihtimalle Almanca ve Rusça'dan da iddialı bir puan alacaktım. 

Halen öğrenmeye çalışıyorum. İki günüm bir olmasın diye...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK