"Bilirkişilik kurumuna uygulamamızda amacına uygun olarak başvurulmadığı, hatta kurumun “soysuzlaştığı” söylenebilir. Uygulamada sık sık “olayda sanığın kusurunun bulunup bulunmadığı”, “hakaret suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı” gibi hususlarda bilirkişiye başvurulduğu görülmektedir. Önceki yasa döneminde bazı değişiklikler yapılarak bu uygulamanın önüne geçilmek istenmişse de başarılı olunamamıştır. İşte yeni yasal düzenlemeler de bu amacı taşımakta, eskiye nazaran önemli değişiklikler getirmektedir. Bu değişiklikler arasında en dikkat çekici olanı hemen aşağıda incelenecek olan bilirkişi listelerinin oluşturulmasıdır." ibaresine yer verilmiş özbek vd. sayfa 616'da.
Böyle bir anlatım tarzını kabul etmek mümkün mü? Üstelik kusurun araştırıldığı hallerde kaçınılmaz olarak hakim ya da mahkemeler bilirkişiye başvurmakta. Hakaret suçunun unsurlarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda bilirkişi raporu alındığını konuyla ilgili o kadar çalışmamız var hiç görmedik. Bu eksik ya da hatalı bilgiyle ceza hukuku nereye gidebilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder