Sanığın
yalan söylemesi de her zaman suçlu olduğunu göstermez. Konuyla ilgili bölümde
daha ayrıntılı değerlendirme yapılacaktır. Fail, bir çok nedenle yalan söylemiş
olabilir. Ancak ikrarın gerçek olup olmadığı konusunda muhatap değerlendirme
yapmalıdır. Öte yandan Öztürk vd.’nin ileri sürdüğü gibi ikrar elde edebilmek
için, ilgilerin hangi yöntemlere başvurdukları dikkate alındığında maddi
gerçeğe ulaşmada ne büyük bir tehlike olduğunun anlaşıldığı eleştirisine
katılabilmek mümkün değildir.[1]Maddi gerçeğe, ikrarla
ulaşılabiliyorsa, bunda hiçbir sorun yoktur. Hukukta olağan durumun aksini
iddia eden ispatla yükümlüdür. İşkence, zor kullanma, aldatma gibi yasak sorgu
yöntemleri olağan bir durum değildir. Olağan olmayan durumların somut olayda
gerçekleşeceği zannıyla ikrarın dışlanmasının hiçbir mantıklı izahı yoktur. Söz
konusu durumun olağan bir durum olmadığının –işkence-zor kullanma-ilaç kullanma
gibi hallerin ifade almada olağan olduğunu kabul etmenin- iddia ya da kabulü
için suç örgütleriyle benzer düşüncelere sahip olmak ya da uygulamadan, hayatın
olağan akışından habersiz olmakla açıklanması gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder