Öztürk, Bahri vd. s. 360 vd.
Yukarıda açıkladığımız gibi,
sanık açıklamaları (ikrar), DOĞRU OLDUĞUNDA, son derece kıymetlidir. Ne var ki
ikrar uygulamada çeşitli sebeplerle her zaman doğru olamamaktadır. Bu
sebeplerin en önemlileri bize göre ana başlıklar halinde şunlardır:
•
Her insan sıkıntıdan,
mahrumiyetten, acıdan, eziyetten kaçar. Mahkûm olma korkusu genellikle sanığı
yalan söylemeye iter. Bilindiği gibi, bu gerçeği dikkate alan kanun koyucu
sanığın esasa ilişkin olarak yalan söylemesini cezalandırmamıştır.
•
Uygulamada SORGU
TEKNİK VE TAKTİKLERİNİN BİLİNMEMESİ; bazı yerlerde bilinse dahi çeşitli
sebeplerle tatbik edilememesi, sanıktan sağlıklı beyanlar elde edilmesine engel
olmaktadır. Bu teknik ve taktikler olmadan SANIĞIN YALAN SÖYLEYİP SÖYLEMEDİĞİNİ
ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR; daha doğrusu tesadüflere bağlıdır.
•
Yine bu teknik ve
taktikler olmadan SANIĞIN GERÇEĞİ SÖYLEMEME yolundaki DİRENCİNİN, İNSAN HAKLARI
İHLÂL EDİLMEDEN, KIRILMASI OLANAKSIZDIR.
•
Bu teknik ve taktiklerin
bilinmemesi; bilinse de uygulanamaması kovuşturma makamlarını ZORA (ŞİDDETE)
BAŞVURMAYA itmektedir. ZORLA ALINAN BEYAN GENELDE DOĞRU OLMAMAKTADIR. Çünkü
sanığın oradaki yegâne düşüncesi kovuşturma makamlarının arzusu doğrultusunda
bir beyanda bulunmak suretiyle o anda çektiği sıkıntı, korku, eziyet, acı ve
ızdıraptan kurtulmak olmaktadır.
•
İFADE ALMA VE SORGU,
HEM DELİL ELDE ETME VE HEM DE SAVUNMA ARACI OLMALARI sebebiyle bir hukuk
devletinin ceza muhakemesinde vazgeçilemeyecek iki işlemdir. BU İŞLEMLERİN ÖZGÜR
İRADEYE DAYANMAMALARI durumunda fonksiyonlarını ifa edebilmeleri; iyi bir delil
elde etme aracı olabilmeleri mümkün değildir. İyi bir delil elde etme aracı
olamazlar; çünkü, bu suretle elde edilen delil, kural olarak, gerçeği
yansıtmaz. İyi bir savunma aracı da olamazlar; çünkü, zora, şiddete
başvurulduğunda esasen savunma söz konusu olmaz.
Sebep mi anlatıyor, aynı şeyleri mi tekrarlıyor, ne istiyor ne anlatıyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder