İNTİHARA YÖNLENDİRME
İntihara yönlendirme
Madde 84- (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar
kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım
eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi
durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara
alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(Mülga ikinci cümle: 29/6/2005 – 5377/10
md.)
(4) İşlediği fiilin anlam
ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri
intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara
mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.
|
GEREKÇE
MADDE 84.– Maddenin birinci fıkrasında bir başkasını intihara azmettirme, teşvik etme,
başkasının intihar kararını kuvvetlendirme ya da başkasının intiharına herhangi
bir şekilde yardım etme fiilleri, seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmaktadır.
Canlı türü olarak insan, hayatını
sürdürme konusunda bir içgüdüye sahiptir. Ancak, algılama yeteneğinin olmaması nedeniyle
veya yakalandığı hastalıktan kaynaklanan acı ve ızdırabın etkisiyle kişide hayatını
sona erdirmeye yönelik bir eğilim ortaya çıkabilir ve bunu bir irade açıklamasıyla
ortaya koyabilir. Belirtmek gerekir ki, kişinin bu şartlar altında hayatını sona
erdirme yönündeki iradesinin hukukî geçerliliği söz konusu değildir. Başka bir deyişle,
belirtilen durumlarda hukuken muteber bir iradeden söz etmek mümkün değildir.
Ahlaken tasvip edilmeyen bir tasarruf
olan intihar veya intihara teşebbüs olgusu, bizatihi cezalandırılabilir bir davranış
niteliği taşımamaktadır. Buna karşılık, bir başkasını intihara azmettiren, teşvik
eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi
bir şekilde yardım eden kişinin bu fiilleri cezalandırılabilir niteliktedir.
Başlı başına cezalandırılabilir bir
fiil olarak intihara yardım, esas itibarıyla icraî
davranışla gerçekleştirilebilir. Ancak, intiharı önleme konusunda hukukî yükümlülük
altında bulunan kişinin, bir intihar olgusuyla karşı karşıya olmasına rağmen, bu
intihar girişimini engellememesi, bu girişim karşısında kayıtsız davranması; intihara
ihmali davranışla yardım olarak nitelendirilmek gerekir. Ancak, bunun için, kişinin
intiharı önleme konusunda hukukî bir yükümlülüğünün olması gerekir.
Maddenin ikinci fıkrasında, intihara
teşvik veya yardım suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli düzenlenmiştir. İntihara
teşvik veya yardımın cezalandırılabilmesi için, kişinin intihar etmesi şart değildir.
Teşvik veya yardım sonucunda intiharın gerçekleşmesi durumunda, söz konusu fıkraya
göre cezanın artırılması gerekmektedir.
Üçüncü fıkrada, başkalarını intihara
alenen teşvik edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi
için, belli bir kişinin muhatap alınması gerekmemektedir. Aleniyet için aranan temel
ölçüt, fiilin, gerçekleştiği koşullar itibarıyla belirli olmayan ve birden fazla
kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır. Keza, aleniyetin basın ve yayın yoluyla
gerçekleşmesi durumunda artırma oranı ayrıca düzenlenmektedir.
Maddenin son fıkrasında, işlediği
fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan
kişileri intihara sevk edenlerle, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri
intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacağı kabul edilmiştir.
Aslında, bu durumda kasten öldürme suçu, mağdurun kendisinin araç olarak kullanılması
suretiyle, yani dolaylı faillik şeklinde işlenmektedir.
I. GENEL OLARAK
İntihara azmettirme, müstakil bir suç olarak
düzenlenmiş, böylelikle kişilerin hayat hakkı, kendilerine karşı da korunmuştur.
Suçun ortaya çıkarılması, ispat ve sübutu oldukça güç olmakla birlikte kişilerin
herhangi bir şekilde intihara azmettirilmesi, intihar kararının kuvvetlendirilmesi
ya da başkasının intiharına yardım etme eylemleri yaptırım altına alınmıştır.
II. KORUNAN
HUKUKİ DEĞER
Suçun düzenlendiği bölüm itibarıyla korunan
hukuki değer hayat hakkıdır.
III. SUÇUN
KONUSU
Suçun konusu mağdurun yaşama hakkıdır.
IV. SUÇUN
MADDİ UNSURU
a- Fail:
Birinci
fıkrada düzenlenen suçta:
Azmettiren; Mağdurda hiç bulunmayan intihar
kararının ortaya çıkarılması, oluşmasının sağlanması,
Kuvvetlendiren, zaten alınmış olan intihar
kararını kuvvetlendirmedir. Yüksek bir binanın en üst katına atlamak üzere çıkmış
olan kişiye “atla” diye bağırılması örnek gösterilebilir.
Herhangi bir şekilde intihara yardım eden:
Örneğin intihar edeceğini bildiği kişiye
ilâç ya da zehir sağlamak gibi.
İkinci fıkra:
Yukarıda belirtilen “azmettirme, kararı
kuvvetlendirme, herhangi bir şekilde yardım eylemleri ile sonucun gerçekleşmesi
halinde fail hakkında hükmedilecek ceza miktarını düzenlemektedir.
Üçüncü fıkra:
Bir başkasını alenen intihara teşvik etmek
eylemini cezalandırmaktadır. “Alenen” sözcüğü ile anlaşılması gereken başkalarının
duyacağı şekildir.
Dördüncü
fıkra açısından: İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını
anlama yeteneği gelişmemiş veya ortadan kaldırılmış kişilerin intihara sevk edenler
ve cebir ve tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara zorlayanlar kasten öldürme
suçundan sorumlu olacaklardır.
b- Mağdur:
İradi olarak ya da iradesi zorlanarak veya
herhangi bir şekilde intihar kararı kuvvetlendirilen, intihara azmettirilen, intihar
etmesine yardım edilen, algılama yeteneği bulunmadığı halde intihar etmesine neden
olunan kişi sonucun gerçekleşmiş olması halinde ise bunların yasal mirasçıları suçun
mağdurudur.
Polat, intihara kalkışanların ortak özelliklerini
şu şekilde belirtmektedir:
i- Kişi kendisinden nefret etmektedir.
ii- Kişi çelişki içerisindedir. Hem ölümü
düşünmekte ve planlamakta, hem de intihar anında kurtarılmayı beklemektedir.
iii- Ölüm fikri belli zamanlarda yoğunlaşmakta
ve sonra azalmaktadır.
iv- İntihara kalkışanlarda umutsuzluk hakim
duygudur. Kişi, başka çıkış yolu olmadığını düşünmektedir.[1]
İntiharın en büyük sebebi, ruhsal rahatsızlıklardır.
Alkolizm, kişilik bozuklukları, ergenlikte görülen intihar vakalarında ergen çevresinde
intihar vakası gerçekleşmiş olması, alışılagelmiş sosyal desteğin kaybı, ateşli
silahların kolay elde edilebilir olması, fiziksel rahatsızlık ya da eksiklikler
intihar nedenleri olabilmektedir.[2] Bu haldeki bir kişinin intihara
yönlendirilmesi oldukça kolay olacaktır. Bu tip subjektif unsurlar maddede belirtilen
suçun oluşması açısından etkin değildir. Yani, kişide bulunan rahatsızlık, intihar
eyleminin gerçekleşmiş olması halinde hukuka aykırılığı kaldıran bir neden olarak
değerlendirilemez.
c- Hareket
unsuru:
Birinci
fıkrada düzenlenen suçta:
Azmettiren; Mağdurda hiç bulunmayan intihar
kararının ortaya çıkarılması, oluşmasının sağlanması olduğuna göre kişiyi azmettirme;
Kuvvetlendiren, zaten alınmış olan intihar
kararını kuvvetlendirmedir. Yüksek bir binanın en üst katına atlamak üzere çıkmış
olan kişiye “atla” diye bağıran kişi suçun hareket unsurunu gerçekleştirmiştir.
Herhangi bir şekilde intihara yardım eden:
Örneğin intihar edeceğini bildiği kişiye
ilâç ya da zehir sağlamak gibi.
Kanunilik unsuru açısından her iki anlatım
sorunlu görünmektedir. İntihar kararını kuvvetlendirme, herhangi bir şekilde intihara
yardım suç kastıyla birlikte değerlendirilmelidir. Ancak verilmiş bir kararın hangi
aşamadan itibaren kuvvetlendirildiği ya da hangi eylemlerin yardım etme olarak değerlendirileceği
kavram ve kapsamı belirsiz eylemlerdir.
İkinci fıkra:
Yukarıda belirtilen “azmettirme, kararı
kuvvetlendirme, herhangi bir şekilde yardım eylemleri ile sonucun gerçekleşmesi
halinde fail hakkında hükmedilecek ceza miktarını düzenlemektedir. İkinci fıkrada
belirtilen eylemde herhangi bir şekilde ayrı bir hareket unsuruna yer verilmemiş,
sonucun gerçekleşmiş olması halinde fail hakkında farklı bir cezaya hükmedileceği
düzenlenmiştir. Buna göre, fail kendi elinde olmayan bir sonuçla cezalandırılmıştır.
Birinci fıkrada kendisiyle aynı şartlarda bulunan faille arasındaki tek fark, kendi
elinde olmayan bir nedenle neticenin gerçekleşmiş olmasıdır.
Üçüncü fıkra:
Bir başkasını alenen intihara teşvik etmek
eylemini cezalandırmaktadır. “Alenen” sözcüğü ile anlaşılması gereken başkalarının
duyacağı şekildir.
Eylemin alenen gerçekleşmiş olması cezada
artırım nedeni sayılmıştır.
Dördüncü
fıkra açısından: İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını
anlama yeteneği gelişmemiş veya ortadan kaldırılmış kişilerin intihara sevk edenler
ve cebir ve tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara zorlayanlar kasten öldürme
suçundan sorumlu olacaklardır.
V. SUÇUN
MANEVİ UNSURU
Suçun taksirli şekline yer verilmemiştir.
Bu nedenle ancak kasten ve olası kastla işlenebileceğini kabul etmek gerekir.
Başka bir şahsın iradesi nedeniyle oluşan
bir suç söz konusu olduğundan TCK 30 maddesi anlamında hata hükümlerinin somut olayda
varlığı incelenmelidir. Hata başlığını taşıyan TCK 30 maddesi:
“[1] Fiilin icrası sırasında suçun kanunî
tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata
dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.
[2] Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı
gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından
yararlanır.
[3] Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan
nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi,
bu hatasından yararlanır.
[4] (8.7.2005 T. 5377 sk ek) İşlediği fiilin
haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.”
VI. SUÇUN
ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ
a- Teşebbüs:
Suçun neticesi harekete bitişik olduğundan
teşebbüs hükümlerinin hiçbir seçimlik harekette uygulanması mümkün değildir.
Azmettirmeye teşebbüs, kışkırtmaya teşebbüs,
zorlamaya teşebbüs, kararı kuvvetlendirmeye teşebbüs eylemlerinin
hiçbir şekilde icra hareketleri hazırlık hareketleri olarak bölünebilmesi mümkün
değildir.
Ancak “herhangi bir şekilde yardım etmeye
teşebbüs” eylemi icra hareketleri-hazırlık hareketleri olarak bölünebilir ise de,
yardım etme eylemi gerçekleşmedikçe fail cezalandırılamayacağından, bu eylemin de
teşebbüse elverişli olmadığını kabul etmek gerekir. Örneğin, eczaneye bu amaçla
ilâç almaya giden kişi cezalandırılamaz. Çünkü suça ilişkin suç yolu (iter criminis)’na
henüz girilmemiştir. Kullanmak üzere silâh veren kişi ise zaten eylemi tamamlanmıştır.
Silâhı bu amaçla dolduran kişinin bu aşamada eylemini anlamlandırabilmek mümkün
görünmemektedir.
b- İştirak:
İştirake ilişkin herhangi bir özel
hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle genel hükümlerin uygulanması gerekecektir.
c- İçtima:
İçtima konusunda ayrıca bir hükme yer verilmediğinden
bu konuda da genel hükümlerin uygulanacağını kabul etmek gerekir.
Maddenin 3. Fıkrası kanuni bir içtimaya
yer vermiş olup, mağdurun ölmüş olması halinde, failin meydana gelen bu ağır netice
dolayısıyla daha ağır cezalandırılmasını öngörmüştür.
Ayrıca 4. Fıkrada cebir ve tehdit kullanmak
suretiyle kişileri intihara sevk etme eyleminin kasten öldürme suçundan sorumluluk
gerektirdiğine yer verilmiştir. Bu durumda failin ayrıca cebir ve tehditten cezalandırılması
söz konusu olmayacaktır. Çünkü gerek cebir gerekse tehdit suçun unsuru niteliğindedir.
VII. SUÇA
ETKİ EDEN NEDENLER
Cezada herhangi bir indirim nedenine yer
verilmemiştir. Ancak cezada artırım nedeni olarak:
i-) İntiharın gerçekleşmesi,
ii-) Alenen teşvik,
iii-) Algılama yeteneği gelişmemiş ya da
ortadan kaldırılmış kişilerin intihara sevk edilmesi,
iv-) Cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle
kişileri intihara mecbur edenlerin kasten öldürmeden sorumlu tutulacakları düzenlenmiştir.
Bu halde TCK 81. Maddesi ile bu maddede belirtilen ağırlatıcı hükümlerin de dikkate
alınması gerekir.
Kanunilik ilkesi gereğince “İntiharın gerçekleşmesi”
ile mağdurun ölmesinin gerekip gerekmediği anlaşılmamaktadır. Ancak bu durumda mağdurun
hastaneye kaldırılmış ve kurtarılmış olması halinde de failin bu ağır neticeden
sorumlu tutulması gerekir. Çünkü ölüm neticesine yer verilmemiştir.
VIII. KOVUŞTURMA-GÖREVLİ
MAHKEME-SUÇUN YAPTIRIMI VE ZAMANAŞIMI
a- Kovuşturma:
Suçun soruşturma ve kovuşturması re’sen
yapılır.
b- Görevli
Mahkeme:
5235 sayılı kanunun 11. maddesi gereğince,
suçta Asliye Ceza Mahkemesi görevlidir.
4.fıkrada düzenlenen algılama yeteneği olmayan
ya da ortadan kaldırılan kişinin intihara yönlendirilmesi ya da cebir veya tehditle
intihara zorlama eyleminde ise Ağır Ceza Mahkemesi görevlidir.
c- Suçun
Yaptırımı:
Birinci fıkrada düzenlenen suçun basit halinde;
yani azmettirme, yardım, teşvik, kararı kuvvetlendirme eylemleri 2 yıldan 5 yıla
hapis cezası,
İkinci fıkrada düzenlenen intihar eyleminin
gerçekleşmiş olması hali; 4 yıldan 10 yıla hapis cezası;
Üçüncü fıkrada düzenlenen alenen teşvik
hali 3 yıldan 8 yıla;
Dördüncü fıkrada düzenlenen; algılama yeteneği
gelişmemiş, ortadan kaldırılan kişileri intihara yönlendirme veya cebir veya tehdit
kullanarak intihara mecbur etme halinde ise TCK 81. Maddesinde belirtilen hükümler
uygulanacaktır. Yani burada düzenlenen suçta TCK 81. Maddesine ilişkin ağırlaştırıcı
hükümler de dikkate alınmak gerekir.
ç- Zamanaşımı:
Birinci fıkrada düzenlenen suçta, 8 yıl
hapis cezası;
İkinci fıkrada düzenlenen intihar eyleminin
gerçekleşmesi halinde, TCK 66/1-d maddesinde belirtilen halde 15 yıl;
Üçüncü fıkrada düzenlenen alenen teşvik
halinde TCK 66/1-d maddesi gereğince yine 15 yıl;
Dördüncü fıkrada belirtilen halde ise, TCK
66/1-b müebbet hapis cezasını gerektiren halde 25 yıl;
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren
halde TCK 66/1-a bendinde, otuz yıl dava zamanaşımı söz konusudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder