20 Mayıs 2017 Cumartesi

İNTİHARA YÖNLENDİRME

İNTİHARA YÖNLENDİRME
İntihara yönlendirme
Madde 84- (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Mülga ikinci cümle: 29/6/2005 – 5377/10 md.)
(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.
GEREKÇE
MADDE 84.– Maddenin birinci fıkrasında bir başkasını intihara azmettirme, teşvik etme, başkasının intihar kararını kuvvetlendirme ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etme fiilleri, seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmaktadır.
Canlı türü olarak insan, hayatını sürdürme konusunda bir içgüdüye sahiptir. Ancak, algılama yeteneğinin olmaması nedeniyle veya yakalandığı hastalıktan kaynaklanan acı ve ızdırabın etkisiyle kişide hayatını sona erdirmeye yönelik bir eğilim ortaya çıkabilir ve bunu bir irade açıklamasıyla ortaya koyabilir. Belirtmek gerekir ki, kişinin bu şartlar altında hayatını sona erdirme yönündeki iradesinin hukukî geçerliliği söz konusu değildir. Başka bir deyişle, belirtilen durumlarda hukuken muteber bir iradeden söz etmek mümkün değildir.
Ahlaken tasvip edilmeyen bir tasarruf olan intihar veya intihara teşebbüs olgusu, bizatihi cezalandırılabilir bir davranış niteliği taşımamaktadır. Buna karşılık, bir başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişinin bu fiilleri cezalandırılabilir niteliktedir.
Başlı başına cezalandırılabilir bir fiil olarak intihara yardım, esas itibarıyla icraî davranışla gerçekleştirilebilir. Ancak, intiharı önleme konusunda hukukî yükümlülük altında bulunan kişinin, bir intihar olgusuyla karşı karşıya olmasına rağmen, bu intihar girişimini engellememesi, bu girişim karşısında kayıtsız davranması; intihara ihmali davranışla yardım olarak nitelendirilmek gerekir. Ancak, bunun için, kişinin intiharı önleme konusunda hukukî bir yükümlülüğünün olması gerekir.
Maddenin ikinci fıkrasında, intihara teşvik veya yardım suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli düzenlenmiştir. İntihara teşvik veya yardımın cezalandırılabilmesi için, kişinin intihar etmesi şart değildir. Teşvik veya yardım sonucunda intiharın gerçekleşmesi durumunda, söz konusu fıkraya göre cezanın artırılması gerekmektedir.
Üçüncü fıkrada, başkalarını intihara alenen teşvik edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için, belli bir kişinin muhatap alınması gerekmemektedir. Aleniyet için aranan temel ölçüt, fiilin, gerçekleştiği koşullar itibarıyla belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır. Keza, aleniyetin basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi durumunda artırma oranı ayrıca düzenlenmektedir.
Maddenin son fıkrasında, işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacağı kabul edilmiştir. Aslında, bu durumda kasten öldürme suçu, mağdurun kendisinin araç olarak kullanılması suretiyle, yani dolaylı faillik şeklinde işlenmektedir.
I. GENEL OLARAK
İntihara azmettirme, müstakil bir suç olarak düzenlenmiş, böylelikle kişilerin hayat hakkı, kendilerine karşı da korunmuştur. Suçun ortaya çıkarılması, ispat ve sübutu oldukça güç olmakla birlikte kişilerin herhangi bir şekilde intihara azmettirilmesi, intihar kararının kuvvetlendirilmesi ya da başkasının intiharına yardım etme eylemleri yaptırım altına alınmıştır.
II. KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Suçun düzenlendiği bölüm itibarıyla korunan hukuki değer hayat hakkıdır.
III. SUÇUN KONUSU
Suçun konusu mağdurun yaşama hakkıdır.
IV. SUÇUN MADDİ UNSURU
a- Fail:
Birinci fıkrada düzenlenen suçta:
Azmettiren; Mağdurda hiç bulunmayan intihar kararının ortaya çıkarılması, oluşmasının sağlanması,
Kuvvetlendiren, zaten alınmış olan intihar kararını kuvvetlendirmedir. Yüksek bir binanın en üst katına atlamak üzere çıkmış olan kişiye “atla” diye bağırılması örnek gösterilebilir.
Herhangi bir şekilde intihara yardım eden: Örneğin intihar edeceğini bildiği kişiye ilâç ya da zehir sağlamak gibi.
İkinci fıkra: Yukarıda belirtilen “azmettirme, kararı kuvvetlendirme, herhangi bir şekilde yardım eylemleri ile sonucun gerçekleşmesi halinde fail hakkında hükmedilecek ceza miktarını düzenlemektedir.
Üçüncü fıkra: Bir başkasını alenen intihara teşvik etmek eylemini cezalandırmaktadır. “Alenen” sözcüğü ile anlaşılması gereken başkalarının duyacağı şekildir.
Dördüncü fıkra açısından: İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını anlama yeteneği gelişmemiş veya ortadan kaldırılmış kişilerin intihara sevk edenler ve cebir ve tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara zorlayanlar kasten öldürme suçundan sorumlu olacaklardır.
b- Mağdur:
İradi olarak ya da iradesi zorlanarak veya herhangi bir şekilde intihar kararı kuvvetlendirilen, intihara azmettirilen, intihar etmesine yardım edilen, algılama yeteneği bulunmadığı halde intihar etmesine neden olunan kişi sonucun gerçekleşmiş olması halinde ise bunların yasal mirasçıları suçun mağdurudur.
Polat, intihara kalkışanların ortak özelliklerini şu şekilde belirtmektedir:
i- Kişi kendisinden nefret etmektedir.
ii- Kişi çelişki içerisindedir. Hem ölümü düşünmekte ve planlamakta, hem de intihar anında kurtarılmayı beklemektedir.
iii- Ölüm fikri belli zamanlarda yoğunlaşmakta ve sonra azalmaktadır.
iv- İntihara kalkışanlarda umutsuzluk hakim duygudur. Kişi, başka çıkış yolu olmadığını düşünmektedir.[1]
İntiharın en büyük sebebi, ruhsal rahatsızlıklardır. Alkolizm, kişilik bozuklukları, ergenlikte görülen intihar vakalarında ergen çevresinde intihar vakası gerçekleşmiş olması, alışılagelmiş sosyal desteğin kaybı, ateşli silahların kolay elde edilebilir olması, fiziksel rahatsızlık ya da eksiklikler intihar nedenleri olabilmektedir.[2] Bu haldeki bir kişinin intihara yönlendirilmesi oldukça kolay olacaktır. Bu tip subjektif unsurlar maddede belirtilen suçun oluşması açısından etkin değildir. Yani, kişide bulunan rahatsızlık, intihar eyleminin gerçekleşmiş olması halinde hukuka aykırılığı kaldıran bir neden olarak değerlendirilemez.
c- Hareket unsuru:
Birinci fıkrada düzenlenen suçta:
Azmettiren; Mağdurda hiç bulunmayan intihar kararının ortaya çıkarılması, oluşmasının sağlanması olduğuna göre kişiyi azmettirme;
Kuvvetlendiren, zaten alınmış olan intihar kararını kuvvetlendirmedir. Yüksek bir binanın en üst katına atlamak üzere çıkmış olan kişiye “atla” diye bağıran kişi suçun hareket unsurunu gerçekleştirmiştir.
Herhangi bir şekilde intihara yardım eden: Örneğin intihar edeceğini bildiği kişiye ilâç ya da zehir sağlamak gibi.
Kanunilik unsuru açısından her iki anlatım sorunlu görünmektedir. İntihar kararını kuvvetlendirme, herhangi bir şekilde intihara yardım suç kastıyla birlikte değerlendirilmelidir. Ancak verilmiş bir kararın hangi aşamadan itibaren kuvvetlendirildiği ya da hangi eylemlerin yardım etme olarak değerlendirileceği kavram ve kapsamı belirsiz eylemlerdir.
İkinci fıkra: Yukarıda belirtilen “azmettirme, kararı kuvvetlendirme, herhangi bir şekilde yardım eylemleri ile sonucun gerçekleşmesi halinde fail hakkında hükmedilecek ceza miktarını düzenlemektedir. İkinci fıkrada belirtilen eylemde herhangi bir şekilde ayrı bir hareket unsuruna yer verilmemiş, sonucun gerçekleşmiş olması halinde fail hakkında farklı bir cezaya hükmedileceği düzenlenmiştir. Buna göre, fail kendi elinde olmayan bir sonuçla cezalandırılmıştır. Birinci fıkrada kendisiyle aynı şartlarda bulunan faille arasındaki tek fark, kendi elinde olmayan bir nedenle neticenin gerçekleşmiş olmasıdır.
Üçüncü fıkra: Bir başkasını alenen intihara teşvik etmek eylemini cezalandırmaktadır. “Alenen” sözcüğü ile anlaşılması gereken başkalarının duyacağı şekildir.
Eylemin alenen gerçekleşmiş olması cezada artırım nedeni sayılmıştır.
Dördüncü fıkra açısından: İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını anlama yeteneği gelişmemiş veya ortadan kaldırılmış kişilerin intihara sevk edenler ve cebir ve tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara zorlayanlar kasten öldürme suçundan sorumlu olacaklardır.
V. SUÇUN MANEVİ UNSURU
Suçun taksirli şekline yer verilmemiştir. Bu nedenle ancak kasten ve olası kastla işlenebileceğini kabul etmek gerekir.
Başka bir şahsın iradesi nedeniyle oluşan bir suç söz konusu olduğundan TCK 30 maddesi anlamında hata hükümlerinin somut olayda varlığı incelenmelidir. Hata başlığını taşıyan TCK 30 maddesi:
“[1] Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.
[2] Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
[3] Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
[4] (8.7.2005 T. 5377 sk ek) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.”
VI. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ
a- Teşebbüs:
Suçun neticesi harekete bitişik olduğundan teşebbüs hükümlerinin hiçbir seçimlik harekette uygulanması mümkün değildir.
Azmettirmeye teşebbüs, kışkırtmaya teşebbüs, zorlamaya teşebbüs, kararı kuvvetlendirmeye teşebbüs eylemlerinin hiçbir şekilde icra hareketleri hazırlık hareketleri olarak bölünebilmesi mümkün değildir.
Ancak “herhangi bir şekilde yardım etmeye teşebbüs” eylemi icra hareketleri-hazırlık hareketleri olarak bölünebilir ise de, yardım etme eylemi gerçekleşmedikçe fail cezalandırılamayacağından, bu eylemin de teşebbüse elverişli olmadığını kabul etmek gerekir. Örneğin, eczaneye bu amaçla ilâç almaya giden kişi cezalandırılamaz. Çünkü suça ilişkin suç yolu (iter criminis)’na henüz girilmemiştir. Kullanmak üzere silâh veren kişi ise zaten eylemi tamamlanmıştır. Silâhı bu amaçla dolduran kişinin bu aşamada eylemini anlamlandırabilmek mümkün görünmemektedir.
b- İştirak:      
İştirake ilişkin herhangi bir özel hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle genel hükümlerin uygulanması gerekecektir.
c- İçtima:
İçtima konusunda ayrıca bir hükme yer verilmediğinden bu konuda da genel hükümlerin uygulanacağını kabul etmek gerekir.
Maddenin 3. Fıkrası kanuni bir içtimaya yer vermiş olup, mağdurun ölmüş olması halinde, failin meydana gelen bu ağır netice dolayısıyla daha ağır cezalandırılmasını öngörmüştür.
Ayrıca 4. Fıkrada cebir ve tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara sevk etme eyleminin kasten öldürme suçundan sorumluluk gerektirdiğine yer verilmiştir. Bu durumda failin ayrıca cebir ve tehditten cezalandırılması söz konusu olmayacaktır. Çünkü gerek cebir gerekse tehdit suçun unsuru niteliğindedir.
VII. SUÇA ETKİ EDEN NEDENLER
Cezada herhangi bir indirim nedenine yer verilmemiştir. Ancak cezada artırım nedeni olarak:
i-) İntiharın gerçekleşmesi,
ii-) Alenen teşvik,
iii-) Algılama yeteneği gelişmemiş ya da ortadan kaldırılmış kişilerin intihara sevk edilmesi,
iv-) Cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenlerin kasten öldürmeden sorumlu tutulacakları düzenlenmiştir. Bu halde TCK 81. Maddesi ile bu maddede belirtilen ağırlatıcı hükümlerin de dikkate alınması gerekir.
Kanunilik ilkesi gereğince “İntiharın gerçekleşmesi” ile mağdurun ölmesinin gerekip gerekmediği anlaşılmamaktadır. Ancak bu durumda mağdurun hastaneye kaldırılmış ve kurtarılmış olması halinde de failin bu ağır neticeden sorumlu tutulması gerekir. Çünkü ölüm neticesine yer verilmemiştir.
VIII. KOVUŞTURMA-GÖREVLİ MAHKEME-SUÇUN YAPTIRIMI VE ZAMANAŞIMI
a- Kovuşturma:
Suçun soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır.

b- Görevli Mahkeme:
5235 sayılı kanunun 11. maddesi gereğince, suçta Asliye Ceza Mahkemesi görevlidir.
4.fıkrada düzenlenen algılama yeteneği olmayan ya da ortadan kaldırılan kişinin intihara yönlendirilmesi ya da cebir veya tehditle intihara zorlama eyleminde ise Ağır Ceza Mahkemesi görevlidir.
c- Suçun Yaptırımı:
Birinci fıkrada düzenlenen suçun basit halinde; yani azmettirme, yardım, teşvik, kararı kuvvetlendirme eylemleri 2 yıldan 5 yıla hapis cezası,
İkinci fıkrada düzenlenen intihar eyleminin gerçekleşmiş olması hali; 4 yıldan 10 yıla hapis cezası;
Üçüncü fıkrada düzenlenen alenen teşvik hali 3 yıldan 8 yıla;
Dördüncü fıkrada düzenlenen; algılama yeteneği gelişmemiş, ortadan kaldırılan kişileri intihara yönlendirme veya cebir veya tehdit kullanarak intihara mecbur etme halinde ise TCK 81. Maddesinde belirtilen hükümler uygulanacaktır. Yani burada düzenlenen suçta TCK 81. Maddesine ilişkin ağırlaştırıcı hükümler de dikkate alınmak gerekir.
ç- Zamanaşımı:
Birinci fıkrada düzenlenen suçta, 8 yıl hapis cezası;
İkinci fıkrada düzenlenen intihar eyleminin gerçekleşmesi halinde, TCK 66/1-d maddesinde belirtilen halde 15 yıl;
Üçüncü fıkrada düzenlenen alenen teşvik halinde TCK 66/1-d maddesi gereğince yine 15 yıl;
Dördüncü fıkrada belirtilen halde ise, TCK 66/1-b müebbet hapis cezasını gerektiren halde 25 yıl;
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren halde TCK 66/1-a bendinde, otuz yıl dava zamanaşımı söz konusudur.



[1]      Polat, (Klinik…), s. 238.
[2]      Polat, (Klinik…), s. 239, 240. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK