5 Ekim 2018 Cuma

İSTİHKAK İDDİASINDA BULUNAN 3. KİŞİNİN HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİNDE BULUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR


“Borçlunun borcunu rızaen ifa etmemesi (örneğin para borcunu ödememesi) halinde alacaklı cebri icra yoluna başvurur; icra dairesi borçlunun mallarını haczedip satarak bedelini alacaklıya öder ve bu yolla alacaklının tatmini sağlanır. Bu anlamda borçlunun malvarlığı -kural olarak- alacaklının alacağı için teminat fonksiyonu taşır. Ne var ki borçlunun bütün mallarının haczi kabil değildir. Gerçekten de borçlunun manevi değer taşıdığı halde ekonomik değeri bulunmayan eşyası haczedilemez. Diğer taraftan ekonomik değer taşıdığı halde haczedilemeyen bazı mal ve haklar da bulunmaktadır; bu "haczedilmezlik" kavramı ile açıklanmaktadır.
Borçlunun ekonomik değer taşıyan bazı mal ve hakları hiç bir şekilde haczedilemez. Bunlar maddi hukuka göre başkalarına devredilemeyen mal ve haklarla (mesela münhasıran şahsa bağlı haklar, TMK.m.23) İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK.) 82 nci maddesinde sayılan mal ve haklardır. Borçlunun bazı mallarının ise kısmen haczi kabildir (İİK.m.83, İş K.m.35, vb.).
Haczedilmezlik ilkesinin doğal sonucu haczi (tamamen veya kısmen) kabil olmayan bir mal veya hakkın icra müdürünce haczedilmesi halinde borçluya tanınan haczedilmezlik şikayetidir. Bu şikayet İcra ve İflas Kanunu'nun şikayete ilişkin genel hükümlerine (m.16-18) tâbidir ve şikayetin kabulü halinde icra müdürünce haczedilen mal veya hak üzerindeki haciz kalkar.
Alacaklının ancak borçluya ait mal ve hakların haczi ve satışı sonucunda elde edilecek tutardan tatmin edilebileceğine ilişkin ilkeye rağmen kimi zaman üçüncü kişilere ait olduğu ileri sürülen mal ve haklar üzerine de haciz konulduğu görülebilmektedir. Bu ihtimalde mal ve hakkın sahibi üçüncü kişinin korunması için (haczedilmezlikten farklı olarak) "istihkak" müessesesi benimsenmiştir.
Haczedilen bir mal üzerinde (alacaklı ve borçlu dışındaki) üçüncü bir kişinin mülkiyet veya diğer bir ayni hak sahibi olduğunun ileri sürülmesine istihkak iddiası denir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2.b., Ankara 2013, s.543).
İstihkak iddiası ve bunu takip eden istihkak davası haczedilen malın borçlunun ya da üçüncü kişinin elinde bulunması ihtimaline göre farklı usullere tâbi tutulmuştur (İİK.m.96, 97 ve 99).
Haczedilmezlik ile istihkak iddiası arasındaki temel fark haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçluya ait iken, diğer ifade ile ancak borçluya ait bir mal için haczedilmezlik şikayetinde bulunulması mümkün iken; istihkak iddiası kural olarak haczedilen malın mülkiyetinin üçüncü kişiye ait olması halinde mümkündür. Başka bir anlatımla haczedilmezlik şikayeti ile istihkak iddiası bir arada bulunamaz; borçlu kendisine ait olmayan bir mal veya hak bakımından haczedilmezlik şikayeti yoluna gidemez, sadece malın kendisine ait olmadığını bildirmekle yetinebilir.
Öte yandan temel bir usul hukuku kuralı olarak vakıa ve delillerin taraflarca getirileceği ve hukuki nitelendirmenin hakim tarafından yapılacağı konusunda tartışma bulunmamaktadır. Buna göre hakim, tarafların sunduğu vakıalar ve talep ve cevap sonuçları incelemeli fakat dava ya da şikayetin vasıflandırılmasında onların beyanlarına bakmayıp, bu belirlemeyi kendisi yapmalıdır.” HGK 3/5/2017 gün, 2017/12-329 Esas, 2017/912 Karar,
“Haciz sırasında borçlu, «haczedilen malın üçüncü bir kişiye ait olduğunu» ileri sürer ve ayrıca bu malın «haczedilemeyeceği» (İİK. mad. 82 vd.) iddiasıyla icra mahkemesine şikâyette bulunursa ya da haczedilen bir mal hakkında borçlu «haczedilmezlik şikâyeti»nde, üçüncü bir kişide «istihkak iddiasında» (İİK. mad. 96) bulunur ‘veya «istihkak davası» (İİK. mad. 97) açarsa, haczedilmezlik şikâyetinin, istihkak iddiasından (davasından) önce karara bağlanması gerekir. Çünkü, istihkak davası, ancak haczi mümkün mallar hakkında dinlenir.” (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 1988’ C. 1, s. 842’den aktaran Talih Uyar, “İstihkak Davalarında Yargılama Usulü İİK. 97/XI, XVII, XVIII, http://www.myicra.com/forum/html/makale/talihuyar/62.htm#_ftn41, erişim: 5/10/2018).  
“6100 sayılı HMK’nun 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlıdır. HMK'nun 33. maddesine göre ise, olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir.” 8.HD. 4/4/2018 gün, 2015/18672 Esas, 2018/10624 Karar,      
“İİK'nun  82. maddesinin 1. fıkrasının 2. bendinde; ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan eşyanın haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur.”12.HD. 29/11/2016 gün, 2016/6439 Esas, 2016/24515 Karar,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK