“Borçlunun borcunu rızaen ifa etmemesi
(örneğin para borcunu ödememesi) halinde alacaklı cebri icra yoluna başvurur;
icra dairesi borçlunun mallarını haczedip satarak bedelini alacaklıya öder ve
bu yolla alacaklının tatmini sağlanır. Bu anlamda borçlunun malvarlığı -kural
olarak- alacaklının alacağı için teminat fonksiyonu taşır. Ne var ki borçlunun
bütün mallarının haczi kabil değildir. Gerçekten de borçlunun manevi değer
taşıdığı halde ekonomik değeri bulunmayan eşyası haczedilemez. Diğer taraftan
ekonomik değer taşıdığı halde haczedilemeyen bazı mal ve haklar da
bulunmaktadır; bu "haczedilmezlik" kavramı ile açıklanmaktadır.
Borçlunun ekonomik değer taşıyan bazı mal
ve hakları hiç bir şekilde haczedilemez. Bunlar maddi hukuka göre başkalarına
devredilemeyen mal ve haklarla (mesela münhasıran şahsa bağlı haklar, TMK.m.23)
İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK.) 82 nci maddesinde sayılan mal ve haklardır.
Borçlunun bazı mallarının ise kısmen haczi kabildir (İİK.m.83, İş K.m.35, vb.).
Haczedilmezlik ilkesinin doğal sonucu
haczi (tamamen veya kısmen) kabil olmayan bir mal veya hakkın icra müdürünce
haczedilmesi halinde borçluya tanınan haczedilmezlik şikayetidir. Bu şikayet
İcra ve İflas Kanunu'nun şikayete ilişkin genel hükümlerine (m.16-18) tâbidir
ve şikayetin kabulü halinde icra müdürünce haczedilen mal veya hak üzerindeki
haciz kalkar.
Alacaklının ancak borçluya ait mal ve
hakların haczi ve satışı sonucunda elde edilecek tutardan tatmin
edilebileceğine ilişkin ilkeye rağmen kimi zaman üçüncü kişilere ait olduğu
ileri sürülen mal ve haklar üzerine de haciz konulduğu görülebilmektedir. Bu
ihtimalde mal ve hakkın sahibi üçüncü kişinin korunması için (haczedilmezlikten
farklı olarak) "istihkak" müessesesi benimsenmiştir.
Haczedilen bir mal üzerinde (alacaklı ve
borçlu dışındaki) üçüncü bir kişinin mülkiyet veya diğer bir ayni hak sahibi
olduğunun ileri sürülmesine istihkak iddiası denir (Kuru, B.: İcra ve İflas
Hukuku, El Kitabı, 2.b., Ankara 2013, s.543).
İstihkak iddiası ve bunu takip eden
istihkak davası haczedilen malın borçlunun ya da üçüncü kişinin elinde
bulunması ihtimaline göre farklı usullere tâbi tutulmuştur (İİK.m.96, 97 ve
99).
Haczedilmezlik ile istihkak iddiası
arasındaki temel fark haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçluya ait
iken, diğer ifade ile ancak borçluya ait bir mal için haczedilmezlik
şikayetinde bulunulması mümkün iken; istihkak iddiası kural olarak haczedilen
malın mülkiyetinin üçüncü kişiye ait olması halinde mümkündür. Başka bir
anlatımla haczedilmezlik şikayeti ile istihkak iddiası bir arada bulunamaz;
borçlu kendisine ait olmayan bir mal veya hak bakımından haczedilmezlik
şikayeti yoluna gidemez, sadece malın kendisine ait olmadığını bildirmekle
yetinebilir.
Öte yandan temel bir usul hukuku kuralı
olarak vakıa ve delillerin taraflarca getirileceği ve hukuki nitelendirmenin
hakim tarafından yapılacağı konusunda tartışma bulunmamaktadır. Buna göre
hakim, tarafların sunduğu vakıalar ve talep ve cevap sonuçları incelemeli fakat
dava ya da şikayetin vasıflandırılmasında onların beyanlarına bakmayıp, bu
belirlemeyi kendisi yapmalıdır.” HGK 3/5/2017 gün, 2017/12-329 Esas, 2017/912
Karar,
“Haciz sırasında borçlu, «haczedilen malın
üçüncü bir kişiye ait olduğunu» ileri sürer ve ayrıca bu malın
«haczedilemeyeceği» (İİK. mad. 82 vd.) iddiasıyla icra mahkemesine şikâyette bulunursa
ya da haczedilen bir mal hakkında borçlu «haczedilmezlik şikâyeti»nde, üçüncü
bir kişide «istihkak iddiasında» (İİK. mad. 96) bulunur ‘veya «istihkak davası»
(İİK. mad. 97) açarsa, haczedilmezlik şikâyetinin, istihkak iddiasından
(davasından) önce karara bağlanması gerekir. Çünkü, istihkak davası, ancak
haczi mümkün mallar hakkında dinlenir.” (Baki Kuru, İcra ve İflas
Hukuku, 1988’ C. 1, s. 842’den aktaran Talih Uyar, “İstihkak Davalarında
Yargılama Usulü İİK. 97/XI, XVII, XVIII, http://www.myicra.com/forum/html/makale/talihuyar/62.htm#_ftn41,
erişim: 5/10/2018).
“6100 sayılı
HMK’nun 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve
netice talepleri ile bağlıdır. HMK'nun 33. maddesine göre ise, olayların
hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir.” 8.HD.
4/4/2018 gün, 2015/18672 Esas, 2018/10624 Karar,
“İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 2. bendinde;
ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalışmasına dayanan borçlunun
mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan eşyanın haczolunamayacağı ifade
edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca
takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü
kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur.”12.HD. 29/11/2016 gün, 2016/6439
Esas, 2016/24515 Karar,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder