Ankara Barosu Başkanlığına
Ankara
Ankara Batı 2. Aile
Mahkemesi ... Esas sayılı çekişmeli boşanma davasında davalı olarak yer
almaktayım.
Boşanma tarafının karşı
tarafı olan şahıs ve ailesi hakkında evde bulunmadığım sırada eşyalarımın bir
kısmının götürülmesi nedeniyle suç duyurusunda bulundum buna rağmen karşı taraf
eşyanın iadesi konusunda dava açtı.
Emniyet lojmanlarının
bekçisinin dinlenmesi ve görüntü kayıtlarının incelenmesini talep ettim. Ceza
soruşturması sırasında bunların inceleneceğini umut ediyorum.
Ancak eşyaların iadesine
ilişkin karşı tarafın açmış olduğu dava sırasında ilgililerin vekili olduğunu
beyan eden kişi tarafından göstermiş olduğum emniyet lojmanları bekçisinin;
*Ağır ceza avukatı
olduğunu beyan ederek,
*Tanığın benim tarafımdan
ayarlandığı yönünde beyanda bulunmaya ima ederek ya da zorlayarak,
*Bu işi ücret karşılığı
olmaksızın yaptığını beyanla ve muhtemelen bekçinin haricen de başka türlü de
korkutulması suretiyle 02/07/2020 tarihinde ifadesinin alındığını öğrendim ve
ilgili hakkında TCK m. 277/1 fıkrası gereğince suç duyurusunda bulundum.
6100 sayılı HMK m. 262’de tanığın dinlenmesi sırasında
yasak davranışlar belirtilmiştir. Buna göre;
MADDE 262- (1) Tarafların,
tanığın sözünü kesmeleri, söz veya hareketle onu övmeleri veya tahkir etmeleri
yasaktır. Buna aykırı davranan taraf veya vekili, hâkimin uyarısına rağmen
davranışını devam ettirecek olursa, 79 veya 151 inci maddeler uyarınca işlem yapılır.
Tanık yönlendirilerek,
sözü kesilerek ya da korkutulmaya çalışılarak beyanı alınamaz. Tanığımın bana
sonradan bildirdiğine göre ifadesinin alınması sırasında ilgili vekil
tarafından beyanlarına sıklıkla müdahale edilmiş, özgürce ifade vermesi
engellenmeye çalışılmış, yönlendirmeli ifadesi alınmıştır.
Ayrıca belirtilen yer
polis lojmanıdır. Güvenlik kamera kayıtları araştırılarak olayın gerçekliği
bulunabilir. Tanık üzerinde baskı kurulması ve avukatlık mesleği ile ilgisi
olmayan ibareler kullanılması mesleki etik ilkelere aykırı olduğu gibi
avukatlıkla ilgili disiplin hükümlerine de aykırıdır.
Bilindiği üzere Türk
hukukunda “ağır ceza avukatlığı” diye bir meslek bulunmadığı gibi işi ücret
karşılığı yapmadığını belirtmek 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümleri
gereğince disiplin hükümlerinin uygulanmasını gerektirmektedir.
Doğru ise durum vahim,
yalansa daha vahimdir. Her iki halde de disiplin yaptırımlarının uygulanması
gerekmektedir.
Gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim.