Tutuklama nedenleri;
i-Kaçma şüphesi,
ii. Delilleri karartma şüphesi,
iii. Tanık, mağdur ya da başkaları üzerinde baskı için kuvvetli şüphe,
Yetkili mahkeme ya da SC hakimi
Gerekçeli olmalı ve adli kontrolün yetersiz kalacağı belirtilmeli.
Tutuklama nedenleri;
i-Kaçma şüphesi,
ii. Delilleri karartma şüphesi,
iii. Tanık, mağdur ya da başkaları üzerinde baskı için kuvvetli şüphe,
Yetkili mahkeme ya da SC hakimi
Gerekçeli olmalı ve adli kontrolün yetersiz kalacağı belirtilmeli.
1-Eşkal,
2-Kimlik,
3-Yüklenen suç,
4-Yakalandığında nereye gönderileceği yazılmalı .
Savcılık kolluğa gönderir. Kolluk deftere kaydeder. Yakalanan kişi 24 saat içinde çıkaran makama ya da SEGBİS'le muhatap mahkemeye ya da savcılığa çıkartır.
Savcılık aşamasında C. savcısı istemiyle SC hakimi,
Yargılama aşamasında görevli mahkeme,
Kaçaklarda kolluk ya da Cumhuriyet savcısı(CMK m. 90/2).
1-Savcılık aşamasında davetiyeye uymayan, davetiye tebliğ edilemeyen şüpheli hakkında C. Savcısı talebiyle SC hakimi tarafından çıkartılabilir.
Uygulamada cezaevindeki tutukluya yakalama talep eden C. savcısı görüldü.
2-Tutuklama talebi reddedilenler için itiraz merci yakalama emri düzenleyebilir.
3- Kaçanların yakalanmasında C. savcısı veya kolluk yakalama emri düzenleyebilir (CMK m. 98/2),
4-Yargılama aşamasında kaçak yakalaması, (CMK'daki kaçaklık uygulamada işlerlik kazanmadı),
5-İnfaz aşamasında infaz davetiyesi gönderilenin 10 gün içinde teslim olmaması ya da kaçacağı şüphesinin bulunması halinde C. savcısı yakalama emri çıkartır.
6-İnfaz aşamasında 3 yıl+ kasıtlı suçlarda;
5 yıl + taksirli suçlarda doğrudan C. Savcısı yakalama çıkartır.
1-24 saat içinde davet eden makam önüne götürülmeli.
2-Zorla getirme sorgu ve ifadenin sonuna kadar devam eder (Uygulamada sorunlu),
3-Zorla getirme kararı örneği muhatabına verilir
4-) Fiili askeri hizmette olanların zorla getirmesini askeri makamlar yapar.
5-Zorla getirme kararını yerine getirme için kolluk çevirme ve kimlik sorma yapabilir.
6-Muhataplara koruyucu ve itaati sağlayıcı derece zor kullanılabilir.
PVSK m. 16 aynen geçerli.
7-Yönetmeliğe istinaden üzeri aranabilir.
8-Zorla getirme yerine getirilemiyorsa kolluk ve muhtar tutanak tutar.
9-Zorla getirilenler 24 saatten fazla tutulamaz.
10-Zorla getirme kararı olanlar için doktor raporu alınır. Alınamazsa nedenleri tutanakta gösterilmeli.
11. Zorla getirme muhatabı saklanması ya da kaçması halinde arama yetkisi var mı? Kitapta konu değerlendirilmemiş. Kanunda da karşılığı yok. Yakalama şartları varsa (CMK m. 90) mümkün aksi halde mümkün değil.
1-) Davetiye ile çağrılırlar,
2-Tanıklara ilişkin hükümler uygulanır.
3-Sair çağırma şekilleri uygulanır.
4-Bildirilen adresler esas alınır. Gelmeyen mağdur yeniden çağrılmaz. Adres araştırması gerekmez.
5-Beyanın alınması zorunlu hallede adres araştırması yapılır.
Bu durumlara rağmen gelmeyen mağdur zorla getirilir.
1-Davetiye ile çağrılırlar.
2-Davetiyede gelmezlerse zorla getirilecekleri belirtilir.
3-Tutuklama nedenleri varsa zorla getirilebilirler (Bu ibareyle buraya kadar anlatılan kayıtlar anlamsız hale geldi. Çünkü tutuklama nedenleri, delilleri karartma, kaçma şüphesi veya baskı altına alma ihtimali.
4- Duruşmada hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz.
5-Makul sebebi bulunmayan sanık zorla getirilir.
Şüpheli, sanık, bilirkişi, mağdur ve şikayetçinin çağıran makama gerektiğinde zor kullanılarak götürülmesi amacıyla çıkartılan belge olup, kişi özgürlüğünü kısıtlayıcı işlemdir.
Günlü ve günsüz çıkartılır.
Zorla getirme kararına:
i.Muhatabın kimliği,
ii. Suçu,
iii. Gerektiğinde eşkali,
iv. Zorla getirme nedenleri yazılır. (Uygulamada eksiklik var).
Tanıklarda CMK m. 43'e göre davetiyeye (çağrı kağıdı değil) uymama halinde zorla getirileceği yazılır.
CMK m. 43/2'ye göre davetiye dışındaki çağırma yöntemleri zorla getirmeye esas olmaz.
CMK m. 146/7 fıkrasına göre:
i.Tanık,
ii. Bilirkişi,
iii. Mağdur,
iv. Şikayetçi zorla getirilebilir.
CMK m. 43/3 fıkrası ile ilk iki fıkrayı anlamsız hale getiren düzenleme yapılmıştır. Buna göre Mahkeme hemen dinlenmesi gereken tanıkların hazır bulundurulmasını emredebilir. Kime göre hemen, hangi suçlarda hemen?
Tutuklu işlerde davetiyesiz zorla getirme yapılabilir.
Fiili hizmetlerdeki askerler hakkında zorla getirme askeri makamlarca yapılır.
1-) Zorla getirme kararı (CMK'da farklı yerlerde),
2-Yakalama emri (CMK m. 90, 94, 98),
3-Tutuklama kararı (CMK M. 100),
4- Hapsen tazyik (2004 sayılı İcra İflas Kanunu ve CMK m. 60)
Kanun, müdafi
ve vekil ayrı anlamlarda gibi düzenleme yapmakta ise de bu konuda bir bütünlük
bulunmamaktadır. CMK m. 2/1-c bendine göre müdafi şüpheli veya sanığın ceza
muhakemesinde savunmasını yapan avukatı; vekil ise aynı maddenin aynı
fıkrasının d bendine göre katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi
ceza muhakemesinde temsil eden avukatı ifade eder. Ancak oluşturmaya çalışılan
terim anlam konusunda CMK, kendi içinde bir bütünlük teşkil etmediği gibi başta
1136 sayılı Avukatlık Kanunu olmak üzere diğer kanunlarla da bütünlük
arzetmemektedir. Söz konusu hal, başta istinaf daireleri olmak üzere, kanun
yollarında bir kısım dairelerce eleştiri konusu yapılmaktadır. Eleştiriler,
mevzuata hakim olunmadığını göstermektedir.
1-) Beyan özgür iradeye dayanmalı,
2-) Özgür iradeyi engelleyici nitelikte;
i.Kötü davranma,
ii. İşkence,
iii. İlaç verme,
iv. Yorma,
v. Aldatma,
vi. Cebir veya tehditte bulunma,
vii. Bazı araçları kullanma GİBİ
bedensel ve ruhsal müdahaleler yapılamaz.
Metin şu yönlerden sorunludur:
i. "Gibi" ibaresiyle her türlü iradeyi etkileyici eylem kapsama altındadır.
ii. İradeyi engelleyici eylemler serbest mi?
ii. Bedensel ibaresi anlaşılabilir ise de ruhsal müdahale kavramı nedir? Sınırları nasıl belirlenecektir.
Bazı ilaçların verilmesi suretiyle iradenin zayıflatılması narkoanaliz olarak adlandırılır. Alkol ya da tıbbi tedavi amacıyla verilen ilaçlar da hukuka aykırı delil elde etme yöntemleridir.
Basit yorma kapsama altında değil. İradeyi etkileyici nitelikte olmalı. Uygusuz bırakma yorma niteliğinde.
İkinci kez kolluğun ifade alması hukuka aykırı delil niteliğindedir.
1-Soruşturma evresinde ifade almada en çok üç müdafi bulunabilir. Hepsi söz alacak diye bir uygulama yok. Üçünün adına bir kişi konuşabilir.
2-Yanında bulunma ve hukuki yardım engellenemez.
3-Müdafi seçmesi istenir. Durumu olmadığını beyan ederse resen atanır.
4-) Resen müdafi ataması halleri:
i-Çocuk,
ii. Meramını anlatamayacak derece malul,
iii. Sağır dilsiz,
iv. 5+ yıl hapis cezası halleri.
5-Vekaletname aranmaz.
6-Kimsenin duymayacağı ortamda görüşebilirler.
7-Yazışmalar denetlenemez.
8- Devlet Güvenliği Aleyhine Suçlar, TMK suçlarında müdafi ile görüşme Cumhuriyet savcısı talebi-hakim kararıyla 24 saate kadar kısıtlanabilir.
9-Kolluk müdafi görüşme odası olmalı.
10-Avukat dosyadan örnek alabilir. Şablon suçlarda örnek alma hakkı Cumhuriyet savcısı talebi hakim kararıyla sınırlanabilir.
i-Bilirkişi raporu,
ii-İfade tutanakları,
iii. Hazır bulunulan diğer tutanaklarda sınırlama mümkün değil.
11. Hakları, yakalama ve ifade almada ayrı ayrı hatırlatılmalı.
12. Özgür iradesi ile sanık haklarının bir kısmından vazgeçebilir.
13. Müdafinin zorunlu olduğu hallerde gelmeden ifadesi alınamaz. Sadece kimlik tespiti yapılabilir. Hiçbir şekilde soru sorulamaz. Müdafi bulunmayan ifadesi hükme esas alınamaz.
14. Müdafi:
i. Sadece hukuki yardım yapabilir.
ii. Doğrudan cevap veremez (Uygulamada sorun yaşanıyor),
iii. Delilleri karartamaz.
iv. Müdafinin her türlü müdahalesi tutanak altına alınır.
v. Müdafi gözaltı süresini doldurma gibi amaçlarla gecikiyorsa tutanağa geçilerek ifadeye başlanır. Sanık yine de bekleme talep ederse, susma hakkını kullanmış kabul edilerek tutanak ilgili birime intikal ettirilir.
CMK resmi sıfatı bulunan ve kamu otoritesi adına hareket eden kolluk birimlerinin yapacağı işlemleri ayrıntılı düzenlemekte ve müdafi olmaksızın düzenlenen tutanakları adeta boşa çıkartmaktadır. Oysa kolluk tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi evrak niteliğindedir. TCK m. 204 kapsamında düzenleyenler sorumludur. Bu nedenle müdafi katılımı olmaksızın alınan beyanların geçerli olmadığı, hükme esas alınmayacağı yaklaşımı sorunludur.
Müdafiin görevlendirilmesi
Madde 150 – (Değişik: 6/12/2006 – 5560/21 md.)
(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi
istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan
ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk,
kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi
aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını
gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra
hükmü uygulanır.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye
Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
1-) Delillerin toplanmasını isteme,(Uygulamada çok sorunlu),
2-)Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme (Soruşturma amacına ve gizliliğe uygun olmak kaydıyla),
3-) Yoksa vekil görevlendirilmesini isteme, (CMK m. 239'daki şartlara tabi).
4-) Vekil aracılığıyla dosya delillerini inceleme,
5-) SYOK; KYOK kararlarına itiraz,
6-) Kanuni vekil atama zorunluluğu halleri:
i.Mağdur 18 yaşını doldurmamışsa,
ii. Sağır-dilsizlerde,
iii. Meram anlatamayacak derecede malul olma halinde,
7-) Hakların hatırlatıldığı tutanaklara geçirilmelidir.
Katılanın hakları
Madde 239 – (1) (Değişik:
24/7/2008-5793/41 md.) Mağdur veya suçtan zarar gören davaya katıldığında,
cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren
suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteyebilir.
(2) Mağdur veya suçtan zarar görenin çocuk, sağır ve
dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede akıl hastası olması halinde avukat
görevlendirilmesi için istem aranmaz.
1-) Kimlik tespiti yapılmalı, muhatap kimliğe ilişkin soruları doğru cevaplandırmak zorunda. Yalan beyan TCK m. 206 kapsamında cezalandırılır. Kimlik belgeye dayanmalı ve belge fotokopisi dosyaya alınmalı.
OHAL m. 25/a-1 ve b-1'e göre kimlik açıklanmak zorunda.
Kabahatler Kanunu m. 40 gereğince kimliği hakkında beyanda bulunmaktan kaçınan adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan ilgili hakkında 50 TL idari para cezası uygulanır. Tutanak, Cumhuriyet savcılığına intikal ettirilir.
Muhatap, kimliği anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır (Uygulamada yok).
2-) Hakları hatırlatılır.
3-) İsnat olunan suç anlatılır.
4-) CMK m. 141'e göre maddi/manevi tazminat sorumluluğu doğabilir.
5-) Müdafi hakkı
6-) Yakınlarına haber verme hakkı. Yabancılar için konsolosluğa bilgi verilir. Tutuklamada hakim kararıyla yakınlarına bildirim yapılır. Yabancı için karşı çıkmazsa konsolosluğa. Uygulamada, tutuklama kararının sonuna, yakınlarına cumhuriyet savcılığı aracılığıyla bilgi verilmesine ibaresi yazılıyor.
7-) Terör ve Devlet Güvenliği Aleyhine Suçlar'da görevlilerin sadece sicil numaraları yazılır. Çağrı kağıtları işyerlerine gönderilir. Tutanaklarda işyeri adresleri gösterilir.
8-) Suçlama hakkında açıklamada bulunmama hakkı hatırlatılır.
9-) Somut delillerin toplanmasını isteme hakkı hatırlatılır.
10-) Kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.
11-) Çağrıda teknolojiden yararlanılır.
12-) Tutanak tutulur.
13-) İfadede iftira atmamak kaydıyla yalan söylenmesi mümkündür. TCK m. 206 dikkate alınmalıdır.
14-) İfade özgür olmalı. Etkileyici hiçbir şey yapılamaz.
15-) Kanuna aykırı menfaat vaat edilemez.
16-) Yasak yöntemlerle elde edilen deliller hükme esas alınamaz.
17-) Müdafi hazır bulunmaksızın alınan ifade hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.
18-) Aynı olayla ilgili yeniden ifade alınması ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.
19-) Soruşturma aşamasında ifade almada en fazla üç avukat bulunabilir.
20-) Yönetmeliğe göre müdafi ile görüşme için uygun ortam sağlanır. Dışarıdan konuşulanların duyulmaması gerekir. Vekaletname aranmaz. Müdafi ile yazışmaları denetlenmez. Dilekçeler en kısa zamanda muhatap birimlere ulaştırılır.
21-Müdafi doğrudan cevap veremez. Sadece hukuki yardımda bulunabilir. Müdafiin her türlü müdahalesi tutanağa geçirilir. Müdafi delil karartamaz.
22- i-Müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse,
ii. 5 yıldan fazla cezalandırma gerektiren suçlarda,
iii. Çocuk, akıl hastası, sağır dilsiz, kendini savunamayacak derecede malul ise resen müdafi ataması yapılır.
23. CMK m. 250 seri muhakeme:
a-) Zorunlu müdafi ataması yapılır.
b-) Sanığın kabulü gerekir.
c-) Şablon suçlarda mümkündür.
d-) Bilgilendirme yapılır.
e-)C. Savcısı teklif eder.
f-)C. savcısı yaptırımı belirleyebilir:
-Ertelenebilir.
-HAGB mümkün.
-Seçenek yaptırımlar mümkün.
g-) Mahkeme hükmü kurar.
h-)Talebin reddi halinde beyanlar delil olarak kullanılamaz.
i-) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır dilsizlik hallerinde uygulanmaz.
j-) İştirak halinde işlenen suçlarda iştirak edenlerdin birinin razı olmaması halinde uygulanmaz.
k-) Ulaşılamazsa uygulanmaz.
24-) Şüphelinin suçlu olduğunu gösterecek delilleri belirlemek ve toplamak kolluğun görevi. Sanık, suçsuzluğu ispata, yakınları hakkında beyanda bulunmaya zorlanamaz.
25-) İkrar halinde delil göstermeye zorlanamaz. Yalnız ikrara dayanılamaz.
Hukuka uygun deliller:
i-Maddi deliller ve tanık beyanları,
ii. Teşhis,
iii. Temsili keşif,
iv. Yüzleştirme.
26-) Şüpheliye yemin ettirilemez.
27-) İşlemler tutanakla tespit edilir.
28-) Değişen koşullara uygun soruşturma yöntemleri geliştirmelidir.
Ukrayna'nın bizden farkının olmadığını bir kez daha teyit ettiğimiz ilginç youtube videosunda 1,54 saniyede görülebilecek olan arka camdaki yazı...
https://www.youtube.com/watch?v=kqVyDONsA44
The Economist 30 Nisan sayısı sayfa 41
If the acute phase of the conflict subsides and people start to return home, the need for psychiatric support in Ukraine is likely to grow substantially. As other conflicts have shown, a drawnout war of attrition could pile on mental casualties. Syria Relief, a charity, estimated last year that threequarters of Syrian refugees in Turkey and Lebanon may have had serious mentalhealth symptoms
1943 yılı Temmuz ayında Kursk kasabasına yakın gerçekleşen tank savaşında, Almanya Stalingrad yenilgisinin intikamını almak ve Sovyet direnişini kırarak savaşı bitirmek istiyordu. Almanlar panzer ve stürmgeschütz tankları ile yürüttüğü savaşta Kursk burnu olarak anılan alanda bulunan beş yüz bine yakın Sovyet askerini kuzey ve güneyden yürütülecek operasyonla sıkıştırma stratejisinin Rus T-34 tanklarıyla başarısızlığa uğramıştır.
Alman panzerlerin üstünlüğü zırh kalınlığı ve 2 km'yi bulan menziliyle 88'lik toplarıdır. Rus T 34 tankların zırh kalınlığı 4,8 mm ve topları 76'lıktır.
Rusların tek şansı hızlıca Alman tanklarına yaklaşmak ve özellikle namlu altı ya da yanlardan vurmaktır. Rus komutası ayrıca T-34 tanklara Alman tanklarına hızlıca saldırarak üstlerine çıkma talimatı vermiştir. Bir de Alman ilerleyişini durdurmak amacıyla sivillerden yararlanarak yaklaşık 4.000 km'lik hendek kazılması iyi bir strateji olarak görünmekte.
Savaşın sonunda galip olsa da dikkat ve enerjisini artık İtalya cephesine kaydırmak zorunda kalan Almanlar, Berlin'e kadar çekilmek zorunda kalıyor ve bundan sonra Sovyet ilerleyişi durdurulamıyor.
Alman hataları:
1-)Açık alanda saldırıya geçtiler.
2-) Hatta hendek kazılabilir ve bu hat boyunca 2 km geri çekilerek Rus tanklarının saldırması ve uzaktan vurulması beklenebilirdi.
3-) Rus tanklarının yaklaşmasına izin verilmesi
4-) Luftwaffe'nin beklenen desteği sağlayamaması,
5-) Savaşın sonunda kazanan olmasına rağmen Pirsus zaferi gibi geri çekilmeleri,
6-) Hitler'in saha komutanlarını dinlememesi.
7-) Rusların -özellikleri iyi olmasa da- sayı olarak fazla tank üretmeleri konusunda gereken istihbaratın sağlanamaması,
8-) Saha istihbaratı açısından Rusların savaş sırasında izledikleri stratejilerin, karşı stratejilerle önlenememesi.
9-) Mayın ve savunma hatları oluşturulmaması.
Şimdilerde olmayan, 1991 yılı haziran ayında tamamladığım okul. Sağlık Bakanlığı'nın -sözümona- en iyi okullarından biriydi ama başarısı eğitimin kalitesinden, mükemmel bir idareden çok seçme öğrencilerinin üniversite sınavında aldığı başarılardandı.
Seçme öğrenciler dışında da öğrencileri vardı. Ama asıl felaket, lise birinci, ikinci sınıf öğrencisi iken sınavlara girip kazanan öğrencilerin de ortaokul sonrası öğrencilerle aynı sıralarda okuyabilmesiydi. Özellikle o çağlarda bir yaş bile çok farkedebiliyor. 14 yaşındaki bir çocuğun hayata bakışıyla 15, 16 ve hatta 17 yaşında aynı sınıfta bir öğrenci arasında çok farklar var. Bir de bölgesel ve aileden gelmeden farklılıklar var.
Ankara'nın tuhaflığından mı, yoksa Türk insanının vurdumduymaz, farkındasızlığından mı bilinmez, en yakın komşularının dahi bilmediği okulun, muhteşem bir bahçesi, iyi bir kapalı spor salonu ve tek katlı uzunca bir yemekhanesi vardı. Dünya Sağlık Örgütü mü yaptırtmıştı okulun bu kısımlarını bilinmez, bu yapılar dışında kalan yatakhanesi (halen kullanılmıyordur inşallah), yapısı, basıklığı, odaları itibarıyla çok kötüydü.
80'lerde okullardan uzaklaştırılıp sonradan dönenler, okulun son sınıflarında 30'lu yaşlara merdiven dayamıştı ve değme hababam sınıflarına taş çıkartırlardı.
Bugün asıl anlatmak istediğim aslında bu son sınıfların, yatılı okula ilk kez gelen bizim gibi garibanlarla arkadaş olup, borç para alıp vermemeleriydi. Zaten binbir sıkıntılarla okursun. Kimse bilmez paran var mı yok mu. Buna rağmen birileri diğerlerinden borç paralar ister alır ve ödemezler. Bir kez düşersin bu tuzağa ama zaten bir kez düşebilirsin.
İşte o zamanlarda ikibin lira kadar paramı kaptırmıştım böyle birine. Versen mi iyi olsan, vermesen mi kötü olsan bilemezsin. Vermeyip kötü olmak daha iyidir aslında. O zamanlar iyi paraydı ikibin lira. En büyük para yirmi bin lira o zaman. Demek ki bu zamanın da yirmi lirası falan. Esas olan miktarı değil de insan zihninde açtığı yaradır. İnsanın o genç dimağında arkadaşlık, söz verme, ahlak, aldatma, doğruluk gibi pek çok kavramı yeniden yeniden sorgulatır ve insanın kendisini ahmak hissetmesine neden olur.
sın