forger: sahtekar,
Charlatan: dolandırıcı
imposter: sahtekar,
bigamist: iki eşli,
recidivist: sabıkalı, mükerrer,
swindler: dolandırıcı,
assailant: saldırgan,
truncheon: jop,
coroner: adli tabip,
warden: gardiyan,
on parole: şartlı tahliye,
injunction: ihtiyati tedbir,
spick and span: tertemiz,
concussion: sarsıntı,
sponger: bedavacı,
crank: saplantı, huysuz,
browned off: bıkmış,
gimmick: hile,
catcall: yuhalamak,
clanger: gaf,
bailiff: icra memuru,
bouncer: fedai,
auditor: denetçi,
frogman: dalgıç,
aupair: çiftçi,
busker: sokak çalgıcısı,
broker: komisyoncu,
locksmith: çilingir,
instep: ayağın ön kısmı,
knuckle: eklem,
potbelly: şişgöbek,
shin: bacak,
bladder: mesane,
windpipe: nefes borusu,
tweezer: cımbız,
sling: kol askısı,
stretcher: sedye,
chiropodist: ayak hastalıkları uzmanı,
matron: başhemşire,
osteopath: kırıkçı,
black eye: morarmış göz,
lozenge: pastil,
blister: kabarcık,
euphemism: örtmece,
euphony: ses uyumu,
evanescent: unutulup giden, fani,
exact: tam, istemek,
exceptionable olağanüstü, itiraz edilebilir,
extort: zorla almak,
exculpate: aklamak,
execrable: çok kötü,
exemplify: örnek vermek,
exhaustive: ayrıntılı,
exigency: zorunluluk, acil,
exonerate: aklamak,
expatiate: ayrıntılı yazmak,
expatriate: gurbetçi, mülteci,
expedient: amaca uygun,
expedite: hızlandırmak,
expiate: cezasını çekmek,
exposition: sergi, açıklama,
expotulate: eleştirmek, tartışmak,
extant: kaybolmamış,
extemporize: doğaçlama,
extirpate: yok etmek,
abject: sefil,
harlequin: palyaço, rengarenk,
arrogant: kibirli,
impetuous: aceleci,
brash: küstah,
insubordinate: asi,
brazen: yüzsüz,
interloper: araya giren,
cantankerous: huysuz,
mulish: katır,
cheseparing: peynir kızartması,
niggardly: cimri,
obstinate: inatçı,
dogged: inatçı,
officious: işgüzar,
prodigal: müsrif,
factious: hizipçi,
recalcitrant: inatçı,
flippant: saygısız,
refractory: dayanıklı,
restive: huysuz,
frailty: kırılganlık,
effrontery: küstahlık,
willful: inatçı,
temerity: cesaret,
dolt: aptal,
grope: okşamak,
gripe: yakınma,
remonstrate: yeniden göstermek,
discountenance: indirim,
admonish: nasihat/ihtar etmek,
reprehend: kınamak,
reproof: azarlamak, kınama,
recrimination: karşılıklı suçlama,
carp: sazan,
gibe: alay,
twit: alay, aptal,
chaff: saman, şaka,
repartee: hazırcevap,
raillery: korkuluk, alaya alma,
animate: canlandırmak,
headlong: başı önde, burnunun dikine,
hurtle: fırlatmak,
scud: sürüklenme,
careen: yan yatmak, sarsılmak,
trundle: yuvarlanmak, iterek, sürmek,
undulate: inişli çıkışlı olmak, dalgalı,
shunt: yan yol, yol değiştirme,
shamble: paytak paytak yürüme,
desultory: gelişigüzel, rastgele,
itinerant: gezgin, seyyar,
centrifugal: merkezden kaçan,
exodus: göç,
extricate: çıkarmak, kurtarmak,
ensconce: yerleştirmek,
consign: göndermek,
brandish: savurmak, sallamak,
canter: dört nala gitmek,
equestrian: atlı,
sedentary: yerleşik,
ramble: başıboş gezmek,
besmirch: pislik,
fratricide: kardeş katli,
primogeniture: büyük kardeş,
debauched: ahlaksız,
felicity: mutluluk,
allegience: sadakat,
pedestal: kaide,
partaking: katılmak,
cypress: selvi,
attendee: katılımcı,
laborious: zahmetli,
eunuch: haremağası,
concubine: cariye,
courtier: saray mensubu,
smother: kontrol altına almak,
exasperated: bıkkın,
covet: imrenmek,
procurer: tedarikçi,
downplaying: küçümseme,
severed: kopmuş,
reprieve: cezayı ertelemek,
boon: iyilik,
crey: cıvıl cıvıl,
whiny: mızmız,
glumly: asık suratlı,
freebie: beleş,
assidious: gayretli,
pugnacious: kavgacı,
taciturn: suskun,
wiggle: kıpırdamak,
ingenuity: yaratıcılık,
drop by: uğramak,
effervescent: kabaran, coşkun,
jubilant: çok sevinçli,
elated: mutlu,
buoyant: neşeli,
enthralling: büyüleyici,
exhuming: mezardan çıkarma,
engrossing: düşündürücü,
winsome: güzel,
chuffed: memnun, şişmiş,
doormat: paspas,
truant: okuldan kaçan,
imperfecting: kusurlu,
elaborate: ayrıntılı,
ferocious: vahşi,
ramification: dallanıp budaklanma,
abeyance: beklemede,
onus: sorumluluk,
ovester: aşırıya kaçma,
frilly: süslü,
palatalized: damak tadında,
effigy: heykel,
effusive: coşkulu,
effrontery: küstahlık,
egregious: korkunç,
egress: çıkış, çare,
elaborated: dikkatle hazırlanmış, detaylandırmak,
elegy: ağıt,
ellipsis: üç nokta,
eloquent: güzel konuşan,
elucidate: açıklamak,
elusive: zor, anlaşılmaz,
emaciated: zayıflamış, sıska,
emancipate: özgürleştirmek,
embezzle: zimmetine geçirmek,
emboss: kabartma yapmak,
embroil: gömmek, bozmak,
emerge: ortaya çıkmak,
emollient: yumuşatıcı,
perennial: uzun süreli, çok yıllık,
drudge: ağır ağır,
sham: sahte,
decrepit: yıpranmış,
backhander: rüşvet,
vapid: sıkıcı, yavan,
precipitate: acele, yoğunlaşmış buhar,
devious: dolambaçlı,
enthuse: heveslendirmek,
eloquence: konuşma sanatı,
solitary: yalnız yaşayan,
apathetic: duygusuz, kaygısız,
peckish: çabuk kızan, acıkmış,
ravenous: aç gözlü,
incongruous: uyumsuz,
fumble: becerememe,
bustle: telaş,
remunerative: bol kazançlı, ücretli,
decanter: sürahi,
exhilarating: canlandırıcı, neşelendirici,
worthwhile: zahmete değer,
unwind: gevşemek,
tormentor: işkenceci,
laidback: yerleşik, sarhoş,
trike: üç tekerlekli bisiklet,
expropriate: kamulaştırmak,
exponentially: katlanarak,
black leg: üç kağıtçı,
encomium: kaside, övgü,
endow: bağışlamak, vermek,
enervate: zayıflatmak,
enfranchise: hak tanımak,
engender: doğurmak, neden olmak,
engendering: doğuran,
flaunt: gösteriş yapmak,
laced with: bağcıklı,
lace up shoes: bağcıklı ayakkabı,
clarion: zurna,
crux: püf noktası,
disinter: parçalayıcı,
declutter: dağınıklığı gidermek,
giddy: baş dönmesi,
caretaker: bekçi,
bivalve: çift kabuklu,
towerblock: gökdelen,
refurbished: yenilenmiş,
dighy: bot,
wondrous: harika,
wanderer: gezgin,
scammer:dolandırıcı,
overtaking: sollama,
uneven road: engebeli yol,
left luggage office: kayıp eşya bürosu,
luggage rack: bagaj rafı,
trolley: yük arabası,
baggage reclaim: bagaj alımı,
boarding: biniş,
conveyor belt: taşıma bandı,
rehearse: prova yapmak,
contrive: tasarlamak, başarmak,
kerb: frenlemek,
pier: iskele,
roundabout: dönel kavşak,
pillar box: posta kutusu,
lounge: salon,
satchel: el çantası,
felt tip pen: keçeli kalem,
protractor: açı ölçer,
nursery school: ana okulu,
reference book: kaynak kitap,
whodunnit: polisiye roman,
blurb: tanıtım yazısı,
literate: okur yazar, aydın,
domineering: otoriter,
cheeky: yüzsüz,
conceited: kendini beğenmiş,
level headed: seviyeli,
pushy: saldırgan,
fed up: bıkmak,
petrified: taşlaşmış,
edgy: sinirli, alıngan,
mugging: gasp,
perjury: yalan yere yemin,
juvenile delinquent: çocuk suçlu,
wanton: ahlaksız,
hellacious: cehennem gibi,
desolate: ıssız, perişan,
flayed: derisi yüzülmüş,
hitched: evlenmek,
auction: açık artırma,
bidder: teklif veren,
paramour: metres,
draconian: zalim,
stele: dikilitaş,
slab: levha,
subjugate: boyun eğdirmek,
venison: av eti,
oyster: istiridye,
lobster: istakoz,
chisel: keski,
peeve: işemek, kızdırmak,
clum: deniz tarağı, midye,
brackish: acı tuzlu,
feeder: besleyici,
render: vermek,
mollusk: yumuşakça,
encase: kuşatmak,
bivalve: çift kabuklu,
pry: gözetlemek,
retracted: geri çekilmiş,
eardrum: kulak zarı,
declutter: dağınıklığı gidermek,
snarky: tuhaf,