19 Haziran 2017 Pazartesi

TRAFİK KAZALARINDA MOBESE KAYDI

* Sanığın kullandığı aracın sanığın eline ne şekilde geçtiği açıklığa kavuşturularak, olay yerini gösterir mobese kamera kaydının bulunup bulunmadığı, 34 BN .. plaka sayılı araç malikinin de ifadesi alınmak suretiyle irdelenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 12.CD. 1/12/2016 gün, 2015/15885 Esas, 2016/13193 Karar,
*Kazaya karışan araçlardan hangisinin kırmızı ışıkta geçtiği anlaşılamıyorsa, ışıksız kavşak gibi değerlendirmek gerekir.
Sanığın yönetimindeki aracı ile, gündüz vakti, azami hız sınırının 50 km olduğu meskun mahalde bulunan orta refüjle bölünmüş, 8 metre genişliğinde, tek yönlü , düz ve hafif eğimli, yol şerit çizgilerinin olduğu, asfalt kaplama yüzeyi kuru ve trafik ışıklarının, çalışır vaziyette olduğu, caddeden geldiği, dört yönlü kavşakta, 27 metre fren izi bırakarak, solundan gelmekte olan ve 47 promil alkollü olduğu tespit edilen katılanın kullandığı motosikletin,sanığın otomobilinin sol ön çamurluğuna şerit başında çarparak katılanın hayat fonksiyonlarını ağır 4. derecede etkileyecek kemik kırığına neden olacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, her iki sürücünün de yeşil ışıkta geçtiklerini beyan ettikleri olayın tarafsız tanığının bulunmadığı gibi, olay yerine ait mobese görüntülerinin de bulunmaması karşısında kavşağın ışıksız kavşak gibi değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle sanığın solundaki yoldan kavşağa giren katılanın olayda asli, sanığın tali kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, 12.CD. 8/6/2016 gün, 2015/14826 Esas, 2016/9767 Karar,
*Sanığın yönetimindeki tırla kavşaktan sola dönüş yapmak için manevra yaptığı sırada mağdur Mehmet'in kullandığı otomobilin arkadan 120-130 km hızla gelerek tırın arkasından çarptığına, oysa kavşakta hız limitinin 50 km olduğuna, kendisinin kusurunun bulunmadığına, mobese kameraları bulunduğuna, seyredildiğinde durumun anlaşılacağına, ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 12.CD. 2/10/2015 gün, 2014/21979 Esas, 2016/14414 Karar,
*Olay tarihinde saat 20.45 sıralarında, meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, asfalt kaplama, zemini kuru düz yolda, kazadan 40 dakika sonra alınan adli muayene raporunda 99 promil alkollü olan sanığın idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken, dört yönlü ışıklı kavşağa geldiğinde, mobese kayıtlarına göre kırmızı ışıkta geçerek kavşağa girdiği sırada, seyir istikametine göre kavşağa sol taraftan yeşil ışıkta giren kamyonet sürücüsü ile çarpışması sonucu otomobilde yolcu olarak bulunan katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı olayda; sanığın kazadan sonra aynı gün alınan kolluk ifadesinde “kırmızı ışıkta frene bastığını ancak duramayarak kavşaktan geçmekte olan otomobil ile çarpıştığını” beyan ettiği, olaydan yaklaşık bir sene sonra mahkemeye sunduğu dilekçedeki ve 07.05.2013 tarihinde talimat mahkemesindeki savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, mahkemenin kabulünde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.12.CD.10/9/2015 gün, 2014/21839 Esas, 2015/13128 Karar,
*Olay günü günü, saat 23:33 sıralarında, sanık idaresindeki kamyonetle, yerleşim yerinde, gece vakti, ışık kontrollü  Belh kavşağında, mobese kayıtları ile tespit edildiği üzere; kırmızı ışıkta geçerek, sürücü Tufan Şekerli'nin idaresindeki araca çarpması sonucu, kendisinden şikayetçi olan 2 kişinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralanmasına seebiyet verdiği olayda, TCK'nın “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında ulaşım araçlarının kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli  olabilecek   şekilde kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise katılanların  yaralanmış olmaları sebebiyle zarar suçunun oluştuğu ve sanığın sadece bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanması nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise “hüküm verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi gerektiği, 12.CD. 6/5/2015 gün, 2014/13066 Esas, 2015/7537 Karar,

*Gündüz saatlerinde,  sanıklardan  C.'ın idaresindeki  minübüs  ile Gediz istikamettinde seyirle  gelerek olay mahalli ışık kontrollü  dönel kavşaktan  Altıntaş istikametine  geçiş yaptığı sırada  aracının sağ yan orta kapı kısmına,  Gediz  istikametine gitmekte olan sanık  B. A.'ın kullanmakta olduğu otomobilin  ön kısmı ile çarpması neticesi minübüsün kavşak içerisinde devrildiği, minibüs  ve otomobilde bulunan sürücüler ile  yolcuların  basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları, 21/07/2012 tarihli kaza tespit tutanağında kırmızı ışık ihlali yapan sürücünün tespit edilemediği belirtilerek sanık C. T.'ın  kavşaklardan geçiş önceliğine uymadığından asli kusurlu olduğu, sanık B. A.'ın ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından  tali kusurlu olduğu,  keşif üzerine trafik polisi olan bilirkişi tarafından düzenlenen 20/05/2013 tarihli bilirkişi raporunda ise olay yerinde ışıkların yanma süreleri ve mobese kayıtları  birlikte değerlendirilerek   sanık C. T.'ın  kırmızı ışık ihlali yaptığından   asli kusurlu olduğu, sanık B. A.'ın ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından  tali kusurlu olduğunun belirtildiği, dosya içesinde bulunan mobese inceleme tutanağında ise mobese kamerası hareketli kamera olduğundan, kaza anına ilişkin kaydın bulunmadığı, kayıtlarda  olaydan 1-2 dakika sonrasına ilişkin  görüntülerin  bulunduğunun belirtildiği,  sürücülerin her iksinin de yeşil ışıkta geçtiklerini, müştekilerin ise  kendi araçlarının yeşilde geçtiğini iddia etmeleri karşısında, meydana gelen olayda mobese kayıt görüntülerinde kırmızı ışık ihlali yapan sürücünün kesin olarak tespit edilememesi nedeni ile mahkemenin kusura ilişkin kabülünde isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki 1 ve 2 nolu bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.12.CD. 26/1/2015 gün, 2014/7314 Esas, 2015/1181 Karar, 

TRAFİK KAZALARINDA ZARAR SUÇU TEHLİKE SUÇU AYRIMI

*Zarar suçu-tehlike suçu ayrımının gözetilmesi ve sanık hakkında öncelikle zarar suçundan değerlendirme yapılması gerekir.
Olay tarihinde, sanığın idaresindeki aracı ile önünde seyreden sanık E. U.'u durdurmak amacıyla selektör yaptığı ve sollamaya geçtiği, sanık Engin'in de engel olmak amacıyla sola yönelmesi sonucunda bu araca arka sol stop lambası ve çamurluk kısımlarından çarpması sonucu yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği olayda, TCK'nın ''Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma'' başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişinin eylemini suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suç tehlike suçu olup, somut olayda ise katılanların yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu ve bu suçtan mahkumiyetine karar verildiği dikkate alındığında; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, beraat hükmü tesisi,12.CD. 11/1/2017 gün, 2015/14831 Esas, 2017/175 Karar,
*Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK'nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, anılan suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu - tehlike suçu olmaları kriterinin esas alınması gerektiği, buna göre, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu durumlarda sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi ya da şikayetten vazgeçme nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı durumlarda ise sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının kabul edilmesi karşısında, somut olayda sanığın eyleminde bilinçli taksir koşullarının oluştuğu ancak, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanan mağdur A. D.'in, aşamalarda sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi nedeniyle eylemin kül halinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğu, bu itibarla sanık hakkında yalnızca anılan suçtan mahkumiyet hükmü tesis edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eylemin ikiye bölünerek taksirle yaralama suçundan düşme hükmü tesis edilip, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi, 12.CD. 10/4/2017 gün, 2016/7564 Esas, 2017/2914 Karar,
*Sanığın idaresindeki otomobil ile olay gecesi saat 00.30 sularında, meskun mahalde, iki yönlü, düz ve görüşü açık yolda, kontrolsüz şekilde sağa dönüş manevrası yaptığı sırada, sağ şeritte seyir halinde bulunan motosikletin önünü kapamak suretiyle, motosikletin otomobilin sağ arka tampona çarpmak suretiyle devrildiği ve  kendisinden şikayetçi olmayan mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda;  sanığın olaydan yaklaşık 1 saat sonra yapılan ölçümde 111 promil alkollü olduğunun tesbit edildiği, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dava açıldığı,  Dairemizin yerleşik uygulamasına göre;  tehlikeli eylemin zarara yol açması halinde Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu- tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi ya da şikayetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği, bu suretle somut olayda taksirle yaralama suçunun soruşturma ve kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi sebebiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,12.CD. 25/4/2017 gün, 2016/249 Esas, 2017/3444 Karar,

*Sanığın idaresindeki araç ile olaydan 3 saat sonra alınan doktor raporuna göre 85 promil alkollü olarak, aynı yönde ve sağında seyretmekte olan motosiklete çarptığı ve motosiklet üzerindeki iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına tam kusurlu  olarak  neden olduğu olayda; mağdurların yargılama sırasında sanığa yönelik şikayetlerinden  vazgeçtiği, sanığın vazgeçmeye karşı herhangi bir itirazının bulunmadığı ve vazgeçmeyi zımmen kabul etmiş sayılacağı,  iddianame içeriğinden trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun da yargılamaya konu edildiği, sanığın olay anındaki alkol durumu itibariyle atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK'nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması, buna göre; sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi ya da şikayetten vazgeçme nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının kabul edilmesi karşısında; taksirle yaralama suçundan dolayı açılan davanın şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine karar verilmesi, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı ise mahkumiyet hükmü kurulması yerine yazılı şekilde karar verilmesi, 12.CD. 18/4/2017 gün, 2016/214 Esas, 2017/3241 Karar, 

17 Haziran 2017 Cumartesi

KİCK BOKSTA SARI VE YEŞİL KUŞAK

6 ıncı Derece Sarı Kuşak Sınavı
MADDE 8 — Beyaz kuşakta üç aylık bekleme sürelerini tamamlayan ve bu süre içerisinde sporculuğu faal olarak devam edenlerin katılacağı 6 ncı derece kuşak sınavı teknik ve hareketleri şunlardır:
1) Selamlama.
2) Kick Boks’un tanımı.
3) Yumruk ve ayak tekniklerinin orijinal isimleri ve Türkçe karşılıkları.
4) Fiziksel Hazırlık: Esnetme hareketleri, vücut hareketleri, genel fiziksel uygunluk, denge, estetik.
5) Gard pozisyonları: Sağ ve sol ön gard. Sağ ve sol duruşta yan gard.
6) Hareketler:
a) Öne ve geri semi contact hareketleri.
b) Öne ve geri hareketler.
c) Arka ayakla öne doğru gitme  olarak isimlendirilen arka ayakla programa uygun teknik yaparak öne adım atma.
7) Temel hareketler olarak isimlendirilen bloklar, yumruklar, tekmeler, dizler:
a) İçe ve dışa doğru avuç ve el bileğini bükerek yapılan içe ve dışa doğru yüksek blok.
b) Kolu içe ve dışarı doğru bükerek yapılan içe ve dışa doğru vücuda gelen darbeye blok yapmak.
c) Elin avucu ile zemine doğru iterek aşağı seviye blok.
ç) Sağ ve sol direk.
d) Sağ ve sol duruşta ön tekme.
e) Sağ ve sol gard’da ön diz vuruşu.
f) Sağ ve sol gard’da dairevi diz vuruşu.
g) Sağ ve sol gard’da farklı seviyelerde dairevi tekme.
8) Kombine Teknikler yan gard duruşu:
a) El arkası ile yumruk vuruşu ve direk yumruk vuruşu.
b) Ön ayakla dairevi tekme ve yumruk vuruşu.
9) Ön gard duruşu:
a) Durarak ve ileri doğru hareketle direk, kroşe.
b) Dışarı ve içeri doğru yüksek blok arkadaki elle direk yumruk.
c) İçeri ve dışa doğru orta seviye blok, elin arkası ile direk yumruk.
ç)Aşağı seviye blok, el arkası ile direk yumruk.
d) Durarak ve ileri hareketle direk, arkadaki ayakla ön tekme.
e) Öne adım alırken ön tekme, direk yumruk.
f) Arka ayakla dairevi tekme, direk kroşe.
g) Müsabakada  mesafe kontrolünün yapılmasının öğrenilmesi.

5 inci Derece Yeşil Kuşak Sınavı
MADDE 9 — Sarı kuşakta üç aylık bekleme sürelerini tamamlayan ve bu süre içerisinde sporculuğu faal olarak devam eden sporcuların katılacağı 5 inci derece kuşak sınavı teknik ve hareketleri şunlardır:
1) Selamlama,
2) Müsabaka kuralları,
3) Sarı kuşakta öğrenilen tekniklerin ve bilgilerin gösterilmesi,
4) Fiziksel Hazırlık: ip atlama, koşu hazırlıkları, sprint tekrarlar,
5) Gard pozisyonları: Gard değiştirme hareketleri,
6) Hareketler:
a) Sağa ve Sola yatay semi contact hareketleri,
b) Sağ ve Sol duruşta yatay hareketler,
c) Arka ayakta kayma hareketleri,
ç) Ön garddan yan garda geçiş .
7) Temel Hareketler  içinde yer alan bloklar, yumruklar, tekmeler, dizler ve K-1  tutuşu:
a) İçeri ve dışarı hareketle aşağı blok,
b) Kaval kemiği ile blok
c) İskivler
ç) İçeri doğru sağ ve sol el ile kesme, dışa doğru sağ ve sol el ile kesme,
d) K-1 contact tutuşu sırasında rakibinizi nasıl kontrol edersiniz.
e) Sağ ve sol yan tekme. Rakibin kalflarına dışarıdan low kick,
f) Arka ayaktan topuğa süpürme.
g) Tüm temel hareketler sabit, sağ ve sol duruşta hareketli olarak yapılacak,
8) Kombine teknikler yan gard duruşu:
a)Topuk ile süpürme arkasından backfist,
b) Backfist ve direk yumruk her ikiside kayarak,
c) Yan tekme, backfist, direk yumruk,
ç) Yan tekme arkasından aynı ayakla dairevi tekme, ters yumruk,
d) Sağa doğru semi hareketleri, sol ayakla dairevi tekme, ters yumruk.
9) Ön gard duruşu:
a) Arka ayakla ön tekme, diğer elle yumruk, arka ayakla axe kick,
b) Aynı ayakla çengel tekme arkasından dairevi tekme ve diğer elle yumruk,
c) Sağ iskiv, diğer elle yumruk, ön ayakla dairevi tekme,
ç) Sola iskiv, ön elle kroşe, arka ayakla balta tekme,
d) Kalfın dışına low kick diğer elle yumruk,
e) Tüm kombineleri eş ile yapabilme,
f) Ayna önünde gölge boksu,
g) Torba Çalışmasına giriş.
10) Taktikler: Müsabaka alanını kullanma, ring oyunları, saldırı ve savunma.

Kick Boks Kuşak Dereceleri

Kuşak Dereceleri 

Madde 7 — Kuşak dereceleri şunlardır:
7 nci Derece Beyaz kuşak (yeni başlayan sporcuları ifade eder),
6 ncı Derece Sarı kuşak,
5 inci Derece Yeşil kuşak,
4 üncü Derece Mavi kuşak,
3 üncü Derece Turuncu kuşak,
2 nci Derece Açık kahverengi kuşak,
1 inci Derece Koyu kahverengi kuşak. 

İki sınav arasından en az üç ay süre geçmesi gereklidir. 

6 ncı Derece Sarı Kuşak Sınavı 

Madde 8 — Beyaz kuşakta 3 aylık bekleme sürelerini tamamlayan ve bu süre içerisinde sporculuğu faal olarak devam edenlerin katılacağı 6 ncı derece kuşak sınavı teknik ve hareketleri şunlardır:
a) Selamlama,
b) Fizik,
c) Kondisyon,
d) Denge,
e) Estetik,
f) Temel ayak ve yumruk teknikleri,
g) Kick boksun tanımı,
h) Salon içi ve dışı davranış biçimleri,
i) Yumruk ve ayak tekniklerinin orjinal isimleri ve Türkçe karşılıkları. 

5 inci Derece Yeşil Kuşak Sınavı 

Madde 9 — Sarı kuşakta 3 aylık bekleme sürelerini tamamlayan ve bu süre içerisinde sporculuğu faal olarak devam eden sporcuların katılacağı 5 inci derece kuşak sınavı teknik ve hareketleri şunlardır:
a) Selamlama,
b) Fizik,
c) Kondisyon,
d) Denge,
e) Estetik,
f) Temel ayak ve yumruk teknikleri,
g) Hareket halinde tekme vuruşları kombinasyonları,
h) Hareket halinde yumruk vuruşları kombinasyonları,
i) Müsabaka kuralları,
j) Genel kick boks kültürü,
k) Ring oyunları,
l) Gölge boksu. 

4 üncü Derece Mavi Kuşak Sınavı 

Madde 10 — Yeşil kuşakta 3 aylık bekleme sürelerini tamamlamış ve bu süre içerisinde sporculuğu faal olarak devam eden sporcuların katılacağı 4 üncü derece kuşak sınavı teknik ve hareketleri şunlardır:
a) Selamlama,
b) Fizik,
c) Kondisyon,
d) Denge,
e) Estetik,
f) Temel ayak ve yumruk teknikleri,
g) Hareket halinde tekme vuruşları kombinasyonları,
h) Hareket halinde yumruk vuruşları kombinasyonları,
i) Gölge boksu,
j) Ring oyunları,
k) Genel kick boks kültürü,
l) Müsabaka kuralları,
m) Müsabaka,
n) Müzikli form veya soft. 

3 üncü Derece Turuncu Kuşak Sınavı 

Madde 11 —Mavi kuşakta 3 aylık bekleme sürelerini tamamlamış ve bu süre içerisinde sporculuğu faal olarak devam eden sporcuların katılacağı 3 üncü derece kuşak sınavı teknik ve hareketleri şunlardır:
a) Selamlama,
b) Fizik,
c) Kondisyon,
d) Denge,
e) Estetik,
f) Temel ayak ve yumruk teknikleri,
g) Hareket halinde tekme vuruşları kombinasyonları,
h) Hareket halinde yumruk vuruşları kombinasyonları,
i) Gölge boksu,
j) Ring oyunları,
k) Süpürme teknikleri,
l) Genel kick boks kültürü,
m) Müsabaka kuralları,
n) Müzikli form veya soft,
o) Müsabaka,
p) Genel antrenman bilgisi. 

2 nci Derece Açık Kahverengi Kuşak Sınavı 

Madde 12 — Turuncu kuşakta 3 aylık bekleme sürelerini tamamlamış ve bu süre içerisinde sporculuğu faal olarak devam eden sporcuların katılacağı 2 nci derece kuşak sınavı teknik ve hareketleri şunlardır:
a) Selamlama,
b) Fizik,
c) Kondisyon,
d) Denge,
e) Estetik,
f) Temel ayak ve yumruk teknikleri,
g) Hareket halinde tekme vuruşları kombinasyonları,
h) Hareket halinde yumruk vuruşları kombinasyonları,
i) Gölge boksu,
j) Ring oyunları,
k) Süpürme teknikleri,
l) Genel kick boks kültürü,
m) Müzikli form veya soft,
n) Müsabaka kuralları,
o) Müsabaka,
p) Teknik ve taktik bilgisi,
r) Genel antrenman bilgisi,
s) Serbest ayak veya yumruk tekniği ile lapa (ellik) çalışması. 

1 inci Derece Koyu Kahverengi Kuşak Sınavı 

Madde 13 — Açık kahverengi kuşakta 3 aylık bekleme sürelerini tamamlamış ve bu süre içerisinde sporculuğu faal olarak devam eden sporcuların katılacağı 1inci derece kuşak sınavı teknik ve hareketleri şunlardır:
a) Selamlama,
b) Fizik,
c) Kondisyon,
d) Denge,
e) Estetik,
f) Temel ayak ve yumruk teknikleri,
g) Hareket halinde tekme vuruşları kombinasyonları,
h) Hareket halinde yumruk vuruşları kombinasyonları,
i) Gölge boksu,
j) Ring oyunları,
k) Süpürme teknikleri,
l) Genel kick boks kültürü,
m) Müsabaka kuralları,
n) Müsabaka,
o) Genel antrenman bilgisi,
p) Teknik ve taktik bilgisi,
r) Müzikli form veya soft,
s) Serbest ayak veya yumruk tekniği ile lapa (ellik) çalışması.
Koyu kahverengi kuşağı almış olan sporcuların siyah kuşak 1 inci dan sınavına girebilmeleri için 3 aylık bekleme sürelerini doldurmuş olmalarının yanı sıra 16 yaşına girmiş olmaları şarttır. 


14 Haziran 2017 Çarşamba

MÜLTECİ HUKUKU DOKTORA TEZİ GİRİŞ

GİRİŞ

İnsanlık tarihinin en eski zamanlarından beri var olan göç olgusu, mültecilik hukukunun da temelini oluşturmaktadır. İnsanoğlu; ekonomik, sosyal, kültürel, din ya da eğitim nedenleriyle bir yerden bir başka yere geçici ya da sürekli olarak göç etmektedir. Mültecilik durumunda ekonomik nedenlerden çok zulme uğrama korkusu nedeniyle göç söz konusudur.

Devletler sığınmacı kabulüne, esas olarak ekonomik nedenlerle karşı çıkmaktadırlar. Ancak bunların, özellikle yoğun mülteci akınlarında nüfusa ve çevreye etkileri oldukça fazla olduğundan bunlar da yan nedenler olarak göze çarpmaktadır. Mültecilerin kabulü ile sorun çözümlenmemekte, sorunlar kabul eden ülke için artarak devam etmektedir. Mülteci nüfusun yeme, içme, barınma sorunları yanında; asayişin sağlanması, yoğun mülteci akınlarında bunların hali hazırdaki ülke nüfusuna, sosyal ve siyasal düzenine etkisi de devletleri mülteci kabulü konusunda çekimser davranmaya itmektedir.

Mültecilerin kabulü, temel insan hakları problemi olmasına rağmen, mülteci haklarının gelişimini siyasi politikalar belirlemektedir. Mülteci zaten kendi ülkesinde zulme uğramak korkusunda olan kişi olduğundan, bunun kabul eden ülke yönünden doğal sonucu, kişinin zulme uğrayacağı ülkeye gönderilmemesidir. İşte bu çalışmanın esas konusu, “Geri Gönderme Yasağı” olarak tanımlanan ancak sözleşmede ve doktrinde Fransızca’daki anlatım bütünlüğü bozulmaksızın “Non-refoulement” tabiri kullanılan uluslararası hukuk temel ilkesidir.

Çalışmanın bütünü Non-refoulement ilkesine ilişkin olup, 1. Bölüm’de, temel kavramlar ve mültecilik; 2. Bölüm’de, ilkenin tarihsel gelişimi ve ilkenin kurucu sözleşmesi olan 1951 Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi (Bundan sonra 1951 Mülteci Sözleşmesi); 3. Bölüm’de, tamamlayıcı koruma şekli olarak Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (Bundan sonra BMMSHS) ve Birleşmiş Milletler İşkence, Zalimane, İnsanlık Dışı ve Küçük Düşürücü Davranış ve Cezaya Karşı Sözleşme (Bundan Sonra İşkenceye Karşı Sözleşme: İKS), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Bundan sonra AİHS) gereğince yargı kararlarıyla kapsama alınan non refoulement ilkesi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (Bundan sonra AİHM) Türkiye aleyhine vermiş olduğu bazı örnek kararlar; 4. Bölüm’de, Avrupa Birliği ve Non-refoulement ilkesi ve 5. Bölüm’de, Türkiye açısından Non-refoulement ilkesi değerlendirilmiştir.
Konunun Türk hukukunda yeteri kadar incelenmemiş olması, Türkiye’nin mültecilik ve göçmenlik konularının kaynağı, hedefi ya da transit ülkesi olmasına rağmen gereken ilginin gösterilmemiş olması çalışmanın eksikliği olarak görülebilir. Ancak bu konuda, özellikle İngilizce çalışma yapan ve uluslararası hukuk alanında ön plana çıkan hukukçuların çalışmaları değerlendirilmiştir.
Olay incelemeleri, hukuki görüşler, hukuki dayanaklar, andlaşmalar, yönergeler, talimatlar çalışma konusunu oluşturmaktadır. İngilizce makalelerin hemen hemen tamamı internet ortamından alınmıştır.


UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇLARINDA ZAMANAŞIMI

Zamanaşımı:
1.fıkrada düzenlenen, imal/ithal/ihraç suçunda, 20 yıldan 30 yıla hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası,
TCK 66/1-c maddesi gereğince 20 yıl zamanaşımına;
3. fıkrada düzenlenen satış, satışa arz, başkalarına verme, sevk, nakil, depolama, satın alma, kabul etme, bulundurma 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası,
3. fıkrada düzenlenen verilen ya da satılan kişinin çocuk olması halinde 15 yıldan az olmamak üzere hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası,
3. fıkrada düzenlenen her iki suç açısından da üst sınır TCK 49 maddesi gereğince 20 yıl kabul edilerek;
TCK 66/1-c maddesi gereğince 20 yıl zamanaşımına,
4. fıkrada belirtilen, eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, bazmorfin olması ile okul/yurt/kışla/hastane/ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçlı toplu bulunulan bina veya tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına 200 metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde ceza yarı oranda artırılacaktır.
TCK 66/3 maddesine göre; “Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.” Buna göre;
TCK 66/1-c maddesi gereğince 20 yıl;
5. fıkraya göre suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde bir kat artırılacaktır.
TCK 66/3 maddesine göre; “Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.” Buna göre;
TCK 66/1-c maddesi gereğince 20 yıl;
6. fıkraya göre, resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıda belirtilen ceza hükümleri uygulanacaktır.
TCK 66/3 maddesine göre; “Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.” Buna göre;
TCK 66/1-c maddesi gereğince 20 yıl;
7. fıkraya göre uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte bunların üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı maddeyi ülkeye ithal/imal/satma/satın alma/sevk/nakil/depolama/ihraç 8 yıldan az olmamak üzere hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası,
TCK 66/3 maddesine göre; “Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.” Buna göre;
TCK 66/1-c maddesi gereğince 20 yıl;
8. fıkraya göre bu suçların tabip/diş tabibi/eczacı/kimyager/veteriner/sağlık memuru/laborant/ebe/hemşire/diş teknisyeni/hastabakıcı/sağlık hizmeti veren/kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
TCK 66/3 maddesine göre; “Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.” Buna göre;
TCK 66/1-c maddesi gereğince 20 yıl;

Dava zamanaşımına tabidir.

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇUNDA TEMEL CEZANIN BELİRLENMESİ

**** Temel cezanın belirlenmesinde uyuşturucu miktarı ve niteliği alt sınırdan uzaklaşma nedenidir. Ancak bu konuda Yargıtay daire uygulamaları sıkı takip edilmelidir. Temel cezanın belirlenmesinde uyuşturucu madde miktar ve niteliği dışında bir hususun temel cezanın belirlenmesinde etkili olduğuna ilişkin örnek Yargıtay kararı görülmemektedir.
10. CD. 12/6/2015 gün, 2015/2985 Esas 2015/31750 Karar
“…Suç konusu 31331 gram esrarın miktarına bağlı olarak önemi ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle, temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini yerinde ise de; TCK’nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak temel hapis cezasının 10 yıl olarak fazla belirlenmesi,
Yasaya aykırı, …”
20. CD. 11/6/2015 gün, 2015/26 Esas 2015/1906 Karar

“…Suç konusu 20909 gram esrar miktarına bağlı olarak önemi ve değerine göre, TCK'nın 61. maddesindeki ölçütler ve 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerekirken, 10 yıl hapis ve 5 gün adli para cezası olarak eksik tayini, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır…”

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇLARINDA PARMAK İZİ VE TEŞHİS

10. CD. 13/5/2015 gün, 2015/2241 Esas 2015/31433 Karar
****Sanığın nüfus bilgilerinin başka olduğunun anlaşılması ile ikinci kimlik bilgisi hakkında suç duyurusunda bulunulması ve ikinci açılan kamu davasının araştırılması,
****Sanığın nüfus müdürlüğünde bulunan fotoğrafının getirtilmesi
****Parmak izi kıyaslamasının yapılması,
****Rötuşsuz fotoğraflarının da çekilerek yakınlarına gösterilmesi,
****Sanığın başka bir kimlik bilgisiyle cezaevinde bulunduğunu beyan etmesi halinde bu başka kişinin tanık olarak dinlenmesi,
“…1- Sanığın hüküm tarihinden sonra başka bir soruşturma nedeniyle Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı'nca alınan 15/01/2015 tarihli ifadesinde hüviyet bilgilerinde adının F. Ö., anne adının M., baba adının Ç., Bismil-21/04/1992 doğumlu, Bismil/Diyarbakır nüfusuna kayıtlı, TC kimlik numarasının … olduğunu, 26/07/2014 tarihinde tutuklandığında kardeşi T. Ö.'in kimlik bilgilerini verdiğini ve halen cezaevinde T. Ö. ismiyle bulunduğunu söylediği ve bunun üzerine sanık hakkında mahkemece suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında;
a) Suç duyurusu sonucu araştırılarak, dava açılmış ise dosyanın getirtilerek incelenmesi,
b) Gerektiğinde, parmak izi incelemesi yaptırılması ve sanığın rötuşsuz fotoğrafları çektirilip yakınlarına gösterilmesi ve fotoğraftaki kişinin F. Ö. olup olmadığının sorulması,
c) Sanığın kayıtlı bulunduğu nüfus müdürlüğünde bulunan fotoğrafları getirtilerek, fotoğraftaki kişi ile huzurda bulunan sanığın aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi,
d) Sanığın beyanı dikkate alınarak T. Ö.'in bu konuda tanık olarak dinlenmesi,
Suretiyle sanığın gerçek kimliğinin saptanması, duruma göre iddianamedeki sanığın kimliğinin düzeltilmesi ve gerçek kimliğine uygun olarak yeniden sorgusunun yapılması,
2- Sanığın görevlileri görünce kayalıkların içine attığı beyaz poşet içerisinde 5 paket halinde net 1,75 gram esrarı kullanmak için bulundurduğuna ilişkin savunmasının aksine, satacağına veya başkasına devredeceğine ilişkin kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma'' yerine, suç niteliği yanlış belirlenerek “uyuşturucu madde ticareti yapma“ suçundan hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına,…”
10. CD. 27/11/2014 gün, 2013/200 Esas 2014/13118 Karar
Kimliğinin kullanıldığı iddiası üzerine sanığın parmak izi, imzası, fotoğraflarının karşılaştırılması,
“…Hükmü temyiz eden S. Ç. müdafiinin, olayda yakalanıp tutuklanan, adını S. Ç. olarak bildiren ve mahkûmiyetine karar verilen kişinin müvekkili olmadığını; makûmiyetine karar verilen kişinin bu olayda müvekkiline ait kimlik bilgilerini kullanmış olduğunu belirttiği dikkate alınarak;
1- Hükmü temyiz eden S. Ç. müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği, S. Ç.'ın kimlik bilgilerinin kullanıldığı iddiasıyla yapılan şikayete ilişkin soruşturma sonucunun araştırılması,
2- Gerektiğinde, adını S. Ç. olarak belirten sanığın;
a) Olay nedeniyle düzenlenen tutanaklarda ve soruşturma aşamasında alınan ifadelerinde yer alan imzaları ile hükmü temyiz eden S. Ç.'ın imzasının,
b) Tutuklanıp infaz kurumuna alınırken çekilen fotoğrafları ve parmak izleri ile hükmü temyiz eden S. Ç.'ın fotoğraflarının ve parmak izlerinin karşılaştırılarak aynı olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Daha sonra, olayda yakalanıp tutuklanan ve ifadesi alınan sanığın gerçek kimliğinin saptanması,
4- Sanığın gerçek kimliğinin belirlenmesi ve adının S. Ç. olmadığının anlaşılması durumunda;
a) Sanığın iddianamedeki kimlik bilgilerinin düzeltilmesinin sağlanması,
b) Düzeltilen iddianame okunarak gerçek sanığın yeniden sorgusunun yapılması,
5- Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi,
Zorunluluğu bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, …”
10. CD. 20/1/2015 gün, 2014/13850 Esas 2015/222 Karar
“…Hükmü temyiz eden T. T.'un, olayda yakalanıp tutuklanan, adını T. T. olarak bildiren ve mahkûmiyetine karar verilen kişinin kendisi olmadığını; G. S. isimli kişinin bu olayda kendisine ait kimlik bilgilerini kullanmış olduğunu belirttiği dikkate alınarak;
1- Hükmü temyiz eden sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği, Tuncay'ın kimlik bilgilerinin G. S. isimli kişi tarafından kullanıldığı iddiasıyla yapılan şikâyete ilişkin soruşturma sonucunun araştırılması,
2- Gerektiğinde, adını T. T. olarak belirten şüphelinin;
a) Olay nedeniyle düzenlenen tutanaklarda ve soruşturma aşamasında alınan ifadelerinde yer alan imzaları ile hükmü temyiz eden T. T.'un imzasının,
b) Tutuklanıp infaz kurumuna alınırken çekilen fotoğrafları ve parmak izleri ile hükmü temyiz eden T. T.'un fotoğraflarının ve parmak izlerinin
Karşılaştırılarak aynı olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Daha sonra, olayda yakalanıp tutuklanan ve ifadesi alınan sanığın gerçek kimliğinin saptanması,
4- Sanığın gerçek kimliğinin belirlenmesi ve adının T. T. olmadığının anlaşılması durumunda;
a) Sanığın iddianamedeki kimlik bilgilerinin düzeltilmesinin sağlanması,
b) Düzeltilen iddianame okunarak gerçek sanığın yeniden sorgusunun yapılması,
5- Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi
Zorunluluğu bozmayı gerektirmiş, …”
10. CD. 17/12/2014 gün, 2011/3121 Esas 2014/13669 Karar
“…Temyiz incelemesi aşamasında, gerçek E. K.'ün kendisi olduğunu iddia eden kişi tarafından, Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verilen ve Dairemize gönderilen 11.05.2010 tarihli dilekçesinde “atılı suçun kendisi tarafından işlenmediğini, mahkemeye gelip ifade vermediğini, hiçbir duruşmaya katılmadığını, 2007 yılının Aralık ayında kimliğini kaybettiğini ve kimliğini bulan kişinin atılı suçu işlediğini” bildirmiş olması ve dilekçe üzerindeki imza ile bu dilekçeye ekli nüfus cüzdan fotokopisindeki fotoğrafın; dosya içinde yer alan, sanık tarafından imzalanmış belgelerdeki imzalardan ve sanığa ait kimlik tespit formundaki fotoğraftan farklı olması karşısında, sanığın duruşmaya çağrılarak bu konudaki ifadesinin alınması, gerektiğinde parmak izi incelemesi yaptırılarak gerçek kimlik bilgileri tespit edildikten sonra, sanığın iddianamedeki kimliğinin düzeltilmesinin sağlanması ve gerçek kimliğine uygun olarak yeniden sorgusu yapılarak sonucuna göre hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, …”
10. CD. 6/3/2015 gün, 2014/14941 Esas 2015/28079 Karar
Sanığın gerçek kimliğinin tespiti,
“…İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerince düzenlenen 07.05.2014 tarih ve 2014/364 sayılı ekspertiz raporunda, sanıktan alınan parmak izleri ile AFIS'ta kayıtlı R. C.'na ait parmak izlerinin aynı olduğu belirtilmiş; sanık daha önce hırsızlık suçundan kesinleşmiş mahkûmiyet kararı üzerine yakalandığında adını R. C. olarak bildirdiğini söylemiş olduğu ve bunun üzerine sanık hakkında ''başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmaktan'' suç duyurusunda bulunulduğu anlaşıldığından;
a) Suç duyurusu sonucu araştırılarak, dava açılmış ise dosyanın getirtilerek incelenmesi,
b) Gerektiğinde, sanığın rötuşsuz fotoğrafları çektirilip yakınlarına gösterilmesi ve fotoğraftaki kişinin M. G. olup olmadığının sorulması,
c) Sanığın kayıtlı bulunduğu nüfus müdürlüğünde bulunan fotoğrafları getirtilerek, fotoğraftaki kişi ile huzurda bulunan sanığın aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi,
d) Sanığın beyanı dikkate alınarak R. C.'nun bu konuda tanık olarak dinlenmesi,
Suretiyle sanığın gerçek kimliğinin saptanması, duruma göre iddianamedeki sanığın kimliğinin düzeltilmesi ve gerçek kimliğine uygun olarak yeniden sorgusunun yapılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı…”
10. CD. 19/1/2015 gün, 2009/12186 Esas 2015/192 Karar
“…Uyap'taki bilgilerden, sanık hakkında dava konusu olayla bağlantılı olarak kardeşi A. Y.'a ait kimlik bilgilerini kullandığı iddiasıyla Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ne 2006/692 esas sayılı dava açıldığı ve 2012/1119 karar sayı ile davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği anlaşıldığından, bu dosyanın getirtilerek incelenmesi;
1- Sanığın gerçek kimliği belirlenmemiş ise;
a) Olay nedeniyle düzenlenen tutanaklarda ve soruşturma aşamasında alınan ifadelerinde yer alan imzaları ile sanığın imzasının,
b) Tutuklanıp infaz kurumuna alınırken çekilen fotoğrafları ve parmak izleri ile sanığın fotoğraflarının ve parmak izlerinin          
Karşılaştırılarak aynı olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Daha sonra, olayda yakalanıp tutuklanan ve ifadesi alınan sanığın gerçek kimliğinin saptanması,
2- Gerçek sanığın A. Y. olmadığının anlaşılması durumunda; sanığın iddianamedeki kimlik bilgilerinin düzeltilmesinin sağlanması,
Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, bozmaya uyulmasına rağmen, bozma gereği yerine getirilmeden, olayla ilgili olmayan Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2005/1797 esas sayılı dosyasının incelenmesi ile yetinilmesi,
3- Kabule göre; iddianamede sanığın ismi "Halil" olarak düzeltilmesine rağmen, doğum tarihinin de "1978 " olarak düzeltilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması, Kanuna aykırı…”
10. CD. 18/6/2015 gün, 2014/8972 Esas 2015/31822 Karar
Koli bantı üzerinde parmak izi tespiti,
“….İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü Vücut İzi Geliştirme Büro Amirliği'nin 20.10.2011 tarihli raporunda suç konusu eroinin ele geçirildiği poşetlerden birinin üzerine sarılı koli bantının iç yüzeyinden elde edilen 1 adet mukayeseye elverişli parmak izi bulunduğunun belirtilmesi karşısında; sanıktan alınacak parmak izleri ile karşılaştırılarak, parmak izinin sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,…”
10. CD. 9/2/2015 gün, 2014/3690 Esas 2015/1911 Karar
“…İncelenen dosya içeriğine göre; hakkındaki mahkûmiyet kararı Dairemizin 12.05.2014 tarih, 2013/14224 esas ve 2014/3700 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşen diğer sanık G. A.'te ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddenin bulunduğu poşetler üzerinden elde edilen parmak izlerinin AFİS veri tabanına kaydedilmesinden sonra yapılan inceleme sonucu, Elazığ Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünce düzenlenen 23.09.2011 tarihli ekspertiz raporunda, söz konusu parmak izlerinden 1 adet parmak izinin 29.11.2005 tarihinde kimlik tetkiki amacıyla parmak izleri alınan ve EGM'nin 30479776 genel sayım numarasında kaydı olan, kendi beyanına göre P. ve S. oğlu 01.01.1988 doğumlu Ö. A.'ın sağ el işaret parmak izi ile aynı olduğunun belirtilmesi nedeniyle hakkında dava açılan sanığın, üzerine atılı suçu kabul etmediği ve bu rapora dayanılarak mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşıldığından; sanığın parmak izi örnekleri alınıp, uyuşturucu maddenin bulunduğu poşetler üzerinden elde edilen izler ile karşılaştırması yapılarak, naylon poşetler üzerinden elde edilen parmak izlerinin sanığa ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden rapor alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, AFİS veri tabanında kayıtlı parmak izi örnekleriyle yapılan kıyaslama sonucu kolluk görevlilerince düzenlenen rapora dayanılarak, eksik araştırma ile hüküm kurulması, Yasaya aykırı, …”
10. CD. 23/2/2015 gün, 2014/14146 Esas 2015/16053 Karar
“…Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü Parmak İzi Laboratuvar Büro Amirliği'nce düzenlenen 28.03.2012 tarihli ekspertiz raporunda, suç konusu uyuşturucu maddelerin bulunduğu 33 adet naylon poşetler üzerinde teşhise elverişli 2 adet parmak izinin tespit edildiğinin belirtilmesi karşısında; sanığın huzurda alınacak parmak izleri ile materyallerden tespit edilen parmak izleri karşılaştırılarak, tespit edilen parmak izlerinin sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, sanığın suç tarihinde ve öncesinde adına kayıtlı veya kendi kullanımında telefon olup olmadığı ve suç tarihi ile öncesinde diğer sanıklarla arasında telefon görüşmesi bulunup bulunmadığının araştırılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması, Yasaya aykırı, …”
10. CD. 12/5/2015 gün, 2015/1434 Esas 2015/31422 Karar
Parmak izine rağmen beraat,
“…Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşen diğer sanık Nedim'de ele geçirilen esrarla ilgisi olduğuna veya bu kişinin suçuna iştirak ettiğine ilişkin, ele geçen esrarın bulunduğu poşetlerden birinin dış yüzeyinde nerede ve nasıl oluştuğu belirlenemeyen sanığa ait parmak izi dışında, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı…”
10. CD. 22/12/2014 gün, 2014/9854 Esas 2014/13788 Karar
Araç inceleme tutanakları,
Araçta parmak izi ve DNA tespiti yapılması,
Parmak izi karşılaştırması,
Mobese kayıtlarının araştırılması,
Araç kayıt malikinin dinlenmesi,
“…1-Kolluk tarafından düzenlenen fezlekede belirtilen 63 .. 487 ve 63..958 plakalı araçlarla ilgili inceleme tutanaklarının dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, aslı veya onaylı örneklerinin getirtilmesi,
2- 63 .. 958 plakalı araçta parmak izi ve DNA tespiti yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmış ise bunların sanık Çetin'in parmak izi ve DNA'sı ile karşılaştırılması konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- 63 .. 487 plakalı araçta bulunduğu anlaşılan "Carex" ibareli karton kutu üzerinden alınan mukayeseye elverişli 4, 5, 6 ve 8 nolu parmak izlerinin sanıktan alınacak parmak izleri ile karşılaştırılarak, tespit edilen parmak izlerinin sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
4- 63 .. 487 plakalı araçta bulunduğu anlaşılan sol ayakkabı teki ve aracın sol arka koltuk paspası üzerindeki pet şişeden alınan DNA'ların birbiri ile uyumlu olup erkek genotip özellikte olduğunun belirtilmesi karşısında, elde edilen DNA'nın sanıktan alınacak DNA örneği ile karşılaştırılarak, sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
5- 04.06.2013 suç tarihinde saat 01.20- 06.15 arasında Lice yönünden Diyarbakır'a doğru seyrederken Çaytepe, Arpa Deresi, Mermer, Ali Bardak, Derviş Hasan mevkilerinden geçip Silvan Bulvarı'na çıkış yaparak Diyarbakır yönüne devam ettikten sonra Bağpınar, Köprübaşı, Yeşilköy, Kuşlukbağı, Karaçalı ve Bölge trafik mevkilerini geçen ve Silvan Bulvarı Karşıyaka Lokali mevkiinde görülen 63 ..487 (Hyundai marka) ve 63 … 958 (Renault-Clio) plakalı araçlarla ilgili MOBESE kayıtları olup olmadığı araştırılarak varsa görüntü kayıtları getirtildikten sonra 63 ..487 plakalı araçta sanık Çetin'in bulunup bulunmadığının tespit edilmesi,
6- 63 … 958 plakalı aracın olay tarihi itibarıyla kayıt malikinin tespit edilerek tanık sıfatı ile beyanının alınması, ayrıca suç tarihi ve öncesinde bu aracın kimde bulunduğunun sorulması, gerektiği takdirde her iki sanıkla yüzleştirilmesi,
7- Sanığın yakalanmasına ilişkin evrakın dosya içinde bulunmadığı anlaşıldığından, aslı veya onaylı örneği getirtilerek, üzerinde cep telefonu ele geçirilmiş ise telefona takılı olan hattın kimin adına kayıtlı olduğu tespit edilerek, suç tarihi ve öncesine ilişkin HTS kaydının getirtilmesi,
8- Sanık Behcet, sanık Çetin tarafından kendisine cep telefonu verildiğini ve bu telefonla sanık Çetin ile görüştüğünü beyan ettiğinden;
a) Sanık Behcet'in üst arama tutanağında İMEİ numarası yazılı olan cep telefonunun suç tarihi ve öncesinde hangi hatlar ile kullanıldığı ve bu hatların kimler adına kayıtlı olduğu; ayrıca üst arama tutanağında seri numarası belirtilen sim kartın kimin adına kayıtlı olduğu araştırılarak, tespit edilecek hatların suç tarihi ve öncesine ilişkin HTS kayıtlarının getirtilmesi,
b) Sanık Behcet'in kolluk ifadesinde beyan ettiği 0537 064 7... numaralı hattın kimin adına kayıtlı olduğu araştırılarak, suç tarihi ve öncesine ilişkin HTS kayıtlarının getirtilmesi,
c) Sanık Çetin'in kovuşturma aşamasındaki ifadesinde belirttiği 0545 545 ... numaralı hattın kimin adına kayıtlı olduğu ve sanık adına kayıtlı başka hat olup olmadığı araştırılarak, suç tarihi ve öncesine ilişkin HTS kayıtlarının getirtilmesi,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, …”

Arif Nazım - Şehidin Destanı

TIBBİ ETİK