30 Aralık 2018 Pazar

HA---kem


Bu bağın kurulması ön şart olarak failin kusur yeteneği bulunması ve ayrıca kusurlu bir hareketinin bulunmasına bağlıdır. İsnat kabiliyeti de failin sorumlu tutulabilmesi için yeterli olmayıp ayrıca iradesinin de kusurlu olması gerekir. (Suçun manevi unsuruna ilişkin yapılan açıklamalar klasik suç teorisine göredir. Özellikle 5237 sayılı TCK kapsamındaki eserlere müracaat edilmelidir.)



Hakem notu enteresan. 5237 sayılı TCK kapsamında yazılan kaynakların hemen hemen hepsini taradım. Hukuk fakültesinde ders anlatanlar genel olarak kast ve taksir konusunda üçe ayrılmış gibiler: 

1-) Kast ve taksiri kusurluluğun çeşidi olarak görenler, 
2-) Almancılar: Kendilerinin alman hukukuna uygun olduğunu zanneden görüşseverler kast ve taksirin haksızlığın gerçekleştirilme şekli olduğu iddiasındalar. Bu ekip, 5237 sayılı TCK'nın kurucu ekibi. 
3-) Nevi şahsına münhasır grup/Ekstrem grup/ne ocuyuz ne bucuyuz/biz sadece nasıl anlarsan oyuz grubu....Doktrin olduğu tartışılır grup. 


Hakeme göre, hakemli dergiye makale yazanların, hakemle aynı görüşü paylaşması gerekiyor. Bir de hakem, zannediyor ki, kast ve taksiri kusurluluğun çeşidi olarak gören yaklaşım sadece 765 sayılı TCK döneminde kaldı.

Yok öyle bir şey... 


Lütfen en azından yazılmışları doğru anlayın!






2 yorum:

  1. gökhan bey ben çağların babası fatih söker futbol kursundan sizinle görüşmek istiyorum

    YanıtlaSil

aklımda-

 sın

TIBBİ ETİK